Bir yol arkadaşı hikayesi
Reklamlar
-
Arkadaşlar merhaba,
2017 Nisan’ında sıfır km olarak Balıkesir MNR bayiinden satın alıp geçen 7 yıllık sürede dere tepe kullandığım 2017 Honda CRF250 Rally motosikletimle ilgili bir şeyler yazmak istedim.
Yine sıfır km aldığım ama benim sürmekten keyif aldığım yollarda o kadar keyif vermediğine kanaat getirdiğim 2016 NC750X motorumu asıl satma sebebimdir 2017 yılında Rally modelinin çıkacağının haberini almam.
Tel jantları, 21 ön ve 18 arka olmak üzere büyük lastik ebatları, süspansiyon çalışma aralığı ve genel olarak motorun yerden yüksek yapısı Rally ile çıktığım turlarda güzergah ve yol şartlarının benim için hep ideal olmasını sağladı.
Ankara çıkışlı 20 kadar turda yol arkadaşım oldu Rally.
2020’ye kadar genelde İstanbuldan adaşım Haluk ve onun 2014 NC’si ile çıktık turlara ki o NC’yi de adaşıma ben satmıştım zaten.
2021’den itibaren Ankaradan önce (2021 NC ve peşinden de 2021 Africa 1100 ile) Cihad ve sonra (2017 Africa 1000 ile) Can katıldı aramıza. Çok sık motor alıp daha rodaj sonrası motor değiştirmesiyle ünlü Kuticiğimiz de o an elinde hangi motor varsa artık bize eşlik etti bazı turlarda.
Tişört ve yazlık mont ile çıktığımız Isparta-Antalya-Mersin-Adana turunda 5 gün sonra dönüş yolunda Pozantı-Ulukışla-Aksaray-Ş.Koçhisar güzergahında kar yağışı ve tipiye yakalandığımız da oldu.
Yine yazlık kıyafetlerle başladığımız Ankara-Samsun-Ordu-Çambaşı-Aybastı-Perşembe Yaylası-Tokat-Turhal-Zile-Alaca-Çorum-Ankara turunda -10 derecede sürdüğümüz de.
Rally ile Hasandağına da çıktım, Küre Dağlarına da.
Erzincan Sakaltutandan da geçtim, Kars Sakaltutandan da.
Nemrut Krater gölüne de çıktım, Nemrut’a da.
Edirneye de gittim, Hakkariye de.
Hatta sabah 6’da Hakkariden çıkıp kahvaltıya Van’a gelip oradan da Doğubayazıt İshakpaşa sarayını gezip Ağrı ve Horasan üstünden Sarıkamış Şehitliğine ve oradan da gecenin bir yarısı Kars’a geldik NC ve Rally olarak Halukla.
Ertesi sabah Karstan çıkıp Çıldır gölünü tavaf edip Ardahan üstünden Artvine ve oradan da Şavşat üstünden Hopaya ve oradan da sahil yolundan Orduya kadar sürdüğümüz oldu.
Başka bir turumun dönüşünde sabah Bitlisten yola çıkıp Muş-Bingöl-Elazığ-Malatya-Kayseri-Kırşehir-Ankaraya geldim yine aynı gün. Şehir merkezlerine de girip çıktığım ve bolca yemek-ihtiyaç molalı 1150 km’lik bu yolculuğumda da 13 saat kadar motorun tepesinde kalmış oldum.
40 derecede de -15 derece de de kullanmak durumunda kaldım motorumu.
Tapagaz 140 küsur süratlerde Muş ovasını geçtiğim de oldu, Ankara Samsun arasını 70’e sabitleyerek gittiğim de.
Ortalamada 3 lt civarı yaksa da kullanımıma göre 4 lt yaktığı da oldu 2.2 litre de.
1 kez kötü yakıt kaynaklı olsa gerek aksırıp öksürse de hiç yolda bırakmadı ve haliyle de 1 kez bile üzmedi beni Rally’im.
Birkaç kez durduğu yerde sağa ya da sola yattığı oldu.
Ya da rüzgarda bahçe duvarına yaslandığı.
3 kez tur camı değiştirdim zira neredeyse her seferinde tur camı kırıldı.
2 kez yolculuğun devamında camsız devam etmek durumunda kaldım.
Şehiriçinde neredeyse hiç motora binmiyorum artık ve binmem gerektiğinde daha küçük cc motorum da olduğu için Rally’yi ilk aldığım günden beri neredeyse sadece turlarda kullanıyorum.
Ve motorumu uzun yolda kullanmayı çok seviyorum.
Daha performanslı motorum da oldu veya turlarda 1200 GS ve Africa Twin dahil arkadaşların motorlarını kullanma imkanım da…
Ama çok sevdim ben bu Rally’yi.
Diğer motorlardan kendi motoruma geçince dünya varmış dedim her seferinde.
Turlarda en küçük hacimli motor bende olmasına rağmen, rota çıkartma-hazırlama işi bende olduğu için deve kervanını çeken eşek misali en önde gidiyorum ve herkes de benim tempoma ayak uyduruyor. Genelde 90-110 aralığında sürüyoruz ama amaç zaten yolda olup interkomdan keyifle sohbet etmek değil mi? Tabii ki büyük motorlara kıyasla performansı düşük ama Rally de 130’a kadar kesintisiz çıkabilen bir motor olduğu için de trafik akışını sekteye uğratmadan güvenli bir yolculuk olmasını sağlayabiliyorum. Zaten çoğu yerde radar var ve motosikletlerin hız limitleri malumunuz. Daha büyük cc motoru olanlar sıkıldıklarında bir süreliğine daha yüksek süratlerde sürmek isteyip gazlasalar da maksimum 15 dk sonra tekrar sürüye katılıyorlar.
Aksesuarlarla 170 kilo civarlarında olduğu için düşünce kaldırma ya da ileri-geri itme durumlarında gruptaki 230 kg üstü motorlara göre çok avantajlı.
Yerden yüksek olduğu için önünüzdeki araçların üstünden trafiği okuyabilmeniz çok başarılı.
Yine yerden yüksek olduğu ve uzun çalışma aralığındaki süspansiyonlara sahip olduğu için bozuk yollarda ve park etme amaçlı kaldırım vb yerlere çıkartırken de çok başarılı.
Motorun aksesuar montajı dahil tüm bakımlarını yetkili serviste yaptırdım. Son birkaç yıldır neredeyse her alanda olduğu gibi servis bakım alanında da fiyatlar çok yüksek. Tek silindir ve 250 cc altı olduğu için en ucuz saat ücretinden işçilik ücreti ödüyor olmak rahatlatıcı.
250 cc altı olduğu için en alt baremden MTV ödüyor olmak da…
Servis ve MTV konusunda Africaların yarısından daha az para çıkıyor cebimden.
Ki benim motor 4 binde, Afrikalar 6 binde bir servise girmesine ragmen.
Büyük cc motor alacak olsam muhtemelen X-Adv, Africa Twin, Tenere 700 ya da V-Strom tercih ederdim büyük ihtimalle ve o motorların da kullanım keyfi ayrı gerçekten ama artçım olmadığı için bu motor çok büyük oranda benim işimi görüyor.
Dediğim gibi artçım olmuş olsa veya otobandan ya da duble yoldan bir yere yetişme amaçlı gidip Allah ne verdiyse gaza abanmak durumunda kalsam benim motor büyük cc’nin yerini asla tutmaz ama bende o şartlar oluşmamış olduğu için bu koşullarda Rally benim ihtiyaçlarımı çok büyük oranda karşılıyor. Aynı kasa ve ağırlıkta 400-500 cc’lik alternatif bir motor olsa çok daha fazla kişiye hitap edecektir muhtemelen.
Motorumu aldıktan sonra ilk 10 bin km içinde şu aksesuarları taktırdım.
- ATP zincir yağlama ile hem zincir temizlik bakım derdim kalmadı hem de zincir ve dişlilerin ömrü ciddi olarak uzadı. Çok selam olsun kendisine. 3 motorumda da ATP zincir yağlama mevcut ve de kaç yıldır sorunsuz hizmet edip beni benim için çok angarya bir işten kurtardı.
- Formulax lastik patlama önleyici jel ile şambriyelli lastiklere sahip bir motor kullanıcısı olarak yolda kalma riski ve getirdiği endişesi çok azaldı.
- Tur camı ve üstüne deflektör ile daha konforlu ve beni sabah ve akşam saatlerindeki sinek katliamından kaskımın temiz kalmasını sağlayarak çıkartan yolculuklarım oldu.
- Sis farları ile karanlığa kaldığım saatlerde çok daha güvenli yolculuklarım oldu.
- Oxford elcik ısıtma ile yine soğuk havalarda ve istemeden de olsa karanlığa kaldığım saatlerde daha fazla süre motor üstünde kalabildim. Müthiş bir icat. Ellerin ısınması ve sıcak kalması bütün vücudu etkiliyor resmen.
- İstanbul Maslak Yağmur Döşeme’de yaptırmış olduğum konfor sele de motorun tahta selesine çağ atlattı resmen. Bu sayede, tavsiye etmiyorum ama, günlük 18 saat civarı yolculuklar yapabildim. Haa, artık Ankarada da işini iyi yapan sele tadilatçıları var. Bu ve sonraki motorlarımda da ilk işim konfor sele olacak.
- Hem telefon hem de interkom şarjı için Oxford çiftli USB girişi de uzun yolun vazgeçilmezlerinden.
- Acerbis elcik korumalar hem manetleri düşmelere ve hem de ellerimi soğuk ve dış etmenlere karşı koruduğu için olmazsa olmazlarım.
- Üstüne oturunca çöküverirdi motor hemen. 10 bin km civarlarında zincir dişli değiştirtmek durumunda kaldım. Sonra motorun arka süspansiyonunu en sert ayara getirttim. Bu sayede karşıdan gelen trafiği geçtim, havadaki bilimum uçak ve uyduları aydınlatmıyorum artık. Karşıdan gelen araçlardan ne küfür yiyormuşum meğer!!! Tabii ki farlar hiç aydınlatmıyor diyordum o zamanlar. Süspansiyon ayarından sonra çağ atladım resmen. Motorun gidişi ve duruşu bile değişti zaten.
- Hız sabitleme aparatı ile uzun ve düz yol sürüşlerinde sağ elimi dinlendirebilme fırsatı doğdu.
- Telefon tutucu.
- Trexes arka çanta.
Motorum 38.500 km civarına geldi.
Pandemiye kadar ikisi 5-6 günlük uzun, kalanları 1-2 günlük olmak üzere yılda 4-5 kez tura çıkardım.
Pandemiyle birlikte sekteye uğradı tur-gezi işleri haliyle.
Sonra her şey normale dönmeye başladı derken kedi sayımız arttı ve birkaçı birbirleriyle anlaşamamaya başladılar, yine haliyle.
Onları diğerlerinden ayırmak durumunda kaldık.
Şimdi diğerlerini kabul etmekte zorlanan ve sağa sola posta koyan 2 numara Olüş ayrı bir odada kalıyor.
Kendini savunmakta güçlük çektiği için diğerlerinden dayak yiyen 6 numara Ciciş ve 7 numara Göbidik de ayrı bir odada birlikte kalıyor.
Diğer 8 tanesi birlikte kalıyorlar.
Toplamda 3 ayrı yerde kedi maması-suyu-kumu var.
Her gün tüm kumlar temizlenip mama ve suları da tazeleniyor.
Ve her birisi ile tek tek ilgilenmeye çalışıyorum.
Eğer kedilerden birisi bir rahatsızlık/operasyon falan geçirirse ya da inşallah olmaz ama ekibe yeni bir kedi daha katılacak olursa onu da geçici olarak diğer hepsinden ayırıp ona da yeni bir oda açmak durumunda kalıyoruz.
Ve bu şartlarda benim 2 ayda bir motor turuna çıkıp kedilerin bakımını 1 hafta – 10 gün boyunca muhterem eşime kitlemem de yakışık almayacağı için hem turlarımın sayısı azaldı hem de tur süresini 5-6 gün ile sınırlandırmak durumunda kaldım.
Bu sebeple zaten yılda 1 uzunumsu tur ve birkaç da 1-2 günlük turlara düştüm 2 yıldır.
Müstakil eve taşındık diye önümüze çıkan ve “bu kedi bu şartlarda yaşamaz” dediğimiz neredeyse her kediyi sahiplendik ama yazdığım gibi bizi eve bağladı namussuzlar.
Bir yandan da geriye dönüp baktığımda “neden bu kediyi aldık sanki?” dediğimiz hiç bir kedimiz yok.
Yine olsa yine alırdım.
Bu da benim açmazım işte.
Neyse.
Evde besleyeceğiniz kedi sayısının 4’ü geçmemesi lazımmış meğer.
Hatta 2 tane kedi süpermiş. Kralmış. Efsaneymiş.
Bizim için artık çok geç tabii.
Ocak ayı ortalarında yeni kasa – 2023 model bir Rally aldım.
Bayiilerde sıfırını bulamadığım için henüz 250 kilometrede ikinci el bir motor bulup aldım İstanbuldan.
Arka çanta, telefon tutucu ve far koruma vardı aksesuar olarak.
Buzz gibi bir havada Ankaraya getirdim ve bolca mola vermek durumunda kalarak elcik ısıtmanın önemini bir kez daha tespit ettim elcik ısıtmasız motorumla.
Ankaraya döndükten sonra rodaj bakımı sırasında yeni motora da aynı aksesuarları taktırdım.
Oxford marka USB hızlı şarj aparatının sıfırını bulamadığım için eski motorumdan söktürüp yeni motora aktarttım.
Çook memnun kalarak kullandığım Trexes arka çanta da yeni motorda artık. Bu vesileyle Ispartadan sevgili Kadir’e tekrardan teşekkür ederim.
Arka çanta taşıyıcı ve far koruma zaten motorun ilk sahibi tarafından CRF Akyazıdan temin edilmiş.
Ben de yine Akyazıdan sevgili Selami’yi darlayıp yeni motor için koruma demiri, sis farı ayağı ve yan ayak genişletme de satın aldım ve de onlar da motora takıldı.
Sadece yan çanta demirleri ve konfor sele kaldı motorun eksiği.
Demirleri de yine CRF Akyazı Selami’den temin edeceğim ürün seri üretime girince.
Neyse.
Yaklaşık 7 yıl ve 38 bin kilometrelik 2017 CRF 250 Rally maceram bu şekilde gelişti.
Güzel bir yol arkadaşı oldu bana motorum.
Rally’yi yılda birkaç kez maksimum 3-4 günlüğüne gidebildiğim memleketim Burhaniyeye, annemin evine götürüp o civarları Rally ile didik didik gezmek istiyorum.
Orada duran Honda Wave 110i motorumu geçen yıl arabanın arkasına atıp Ankaraya getirmiştim zaten.
Burhaniyede duracak olan motor Rally olsa sanki çok daha fazla işime yararmış gibime geliyor.
Tabii Wave çok daha ufak tefek olduğu için oradaki depoya sığıyordu.
Rally için belki depoyu büyütmem gerekebilir.
Bunu yaptıramazsam belki satarım eski Rally’yi.
Wave’i memlekete götürürüm tekrardan o zaman.
Kısmet bakalım.
Rally ile çıktığım turlardan birkaç fotoğraf paylaşayım da konunun kupkuruluğunu kırayım biraz.
2018 Kapadokya turu. Tur camı kırık tabii ki.
2018 Küre Dağları
2019 Uzakdoğu Kars turu
2019 Eğirdir
2019 Ordu
2019 Yedigöller – Uludağ
2021 – Kemaliye Taşyol
2021 Tatvan
2021 Şırnak
2021 Doğubayazıt – İshakpaşa Sarayı
2021
2023 ve 2017 Rally’ler yanyana
Allah bana ve tüm motorcu camiasına, motorlarımıza kazasız belasız ve keyifle binmeyi ihsan eder inşallah.
Ben istediğim motorları alabildim çok şükür.
Darısı ve daha iyileri sizlerin olsun.
Herkese selamlar.
Not:Her uğradığımda beni çok güzel ağırlayan ve en son 2022 Aksaray-Adana-Antakya-Adıyaman turumuzda görüştüğüm sevgili Sıtkı abi ile fotoğraflarımızı koymaya elim gitmedi.
Güzelim şehir yerle bir oldu.
Bir sürü insanımızı kaybettik.
İçim burkuluyor hala.
Paran varsa
Japon, yoksa
alman.
A wise man once told his wife . . . nothing because he was a wise man.
If you can't afford a new German car, then you definitely can't afford a used one.
Reklamlar
-
Gezmiş kadar olduk, tesekkurler..
-
Hocam saygısızlık olacak ama yazının tamamını okuyamadım fakat resimlere tek tek baktım çok güzeldi.
Not: Geniş bir günümde kısmetse okuyacağım.
-
-
Sevgili Haluk tur cami olmasi tabiiki cok fayadali ancak üste konulan ikinci rüzga kesici pek stabil gibi görünmüyor sanki emanat gibi duruyor ahim sahim bir faydasi oluyormu bari? görsel olarakda pek güzel bir görüntüsü yok gibi daha baska yakpare bir model olsa ve girintili cikintili kenarlari pek olmasa daha faydali olur gibime geliyor, gerci kullanan sensinde daha iyi degerlendirirsin, kazasiz belasiz yolculuklarin olsun,tekerine tas degmesin selam ve sevgiler.
-
ben daha çok yol arkadaşlarını tebrik etmek istedim Haluk hocam, 90-100 km hızlarla ilerlemek özellikle bölünmüş yollarda oldukça sabır isteyen bir hadise.
-
CRF Rally güzel makine, 15bin km kadar kullandım. Benim için en büyük eksiği uzun yolda yetersiz kalması, şöyle bir 400 veya 450 cc olsaydı değiştirmezdim sanırım.
Uzun yolda sabır ister.
-
Yazınızı keyifle okudum. Tekeriniz düz bassın. Yeni CRF ile bol gezmeler diliyorum.
-
çok güzel bir yazı olmuş klavyenize sağlık
crf ye gelirsek evet enduro kaliteli sağlam sorunsuz ama depo hacmi çok küçük yap şune 12 14 lt alanın aklı benzinde kalmasın
-
Crf300 Rally modellerinde depo kapasitesi 12.8 lt olmuştu.
Eski 250 Rally'de 10.1 lt idi.
Muhtemelen 2023 250 Rally'de de 12.8 lt olmuştur.
Muhtemelen diyorum zira Honda Türkiye sitesinde Rally ve L modellerinin depo kapasitesi yazmıyor.
İstanbul Ankara dönüşü performanslı geldiğimden ve sık sık mola verip neredeyse her molada yakıt aldığımdan depo kapasitesi ölçümü de yapamadım.
İlk fırsatta ölçüm yapıp bilgilendiririm ama birkaç haftayı bulabilir yine de.
Kolay gelsin size.
Paran varsa
Japon, yoksa
alman.
A wise man once told his wife . . . nothing because he was a wise man.
If you can't afford a new German car, then you definitely can't afford a used one.
-
Hocam tamamını okudum, sanırım 15k km kadar da ben kullandım bolca arazi ve tur da yaptım. Bir kere olsun arıza vermek şöyle dursun aksırıp tıksırmadı bile. FormulaX'ı ben de aldığım gün uygulamıştım kafam kadar çivi girdi dağ başında ama çıkarıp devam etmiştim. Çok muhlis, sakin bir yol arkadaşı evet ama çok sakin. Yani çok sakin derken, çok sakin :D hele artçı varsa ya da yük varsa motorda ha babam de babam diye diye gidiyorduk. CRF450 falan olsa çoook uzun süre bir motosiklet arayışına girmezdim muhtemelen. Ben CRFden razıyım ama öyle aman aman da değildi. Çok iyi huylu olduğu, sorun çıkarmadığı için devam eden bir ilişki gibiydi. Tutku, heyecan, duygu yoğunluğu, ihtiras falan yok :D Velhasıl KTM 390 ADV geçtim. Ben ktmden daha razıyım galiba, tam ikinci saydığım ilişki tipi
-
navarin11 adlı üyeden alıntı
Sevgili Haluk tur cami olmasi tabiiki cok fayadali ancak üste konulan ikinci rüzga kesici pek stabil gibi görünmüyor sanki emanat gibi duruyor ahim sahim bir faydasi oluyormu bari? görsel olarakda pek güzel bir görüntüsü yok gibi daha baska yakpare bir model olsa ve girintili cikintili kenarlari pek olmasa daha faydali olur gibime geliyor, gerci kullanan sensinde daha iyi degerlendirirsin, kazasiz belasiz yolculuklarin olsun,tekerine tas degmesin selam ve sevgiler.
Merhaba navarin11,
Üstteki fotoda yeni Rally'm üzerindeki rüzgar kesici, cama tek noktadan bağlı ve sıkma mekanizması sayesinde müthiş stabil.
2017 Rally üstündeki rüzgar kesici ise diğeri kadar başarılı değil bence.
Hatta başarılı bulduğum rüzgar kesiciyi 2017 motorumda kullanıyordum. GP Kompozitte aynısından bulamayınca mecburen diğerinden aldım ama stabilitesini o kadar beğenmediğim için yerlerini değiştirip yeni motora onu taktım.
Güzel tarafı deflektörün açısını değiştirip hafif arkaya doğru eğince rüzgar akışı da sağlıyor. Yoksa kaska gelen rüzgarı ciddi ölçüde azaltıyor. F1 araçlarındaki DRS sistemini andırıyor gibi yani. Bu arada kıçıkırık rally ve üstündeki yine kıçıkırık rüzgar kesiciyi de Formula 1 ve DRS'e de bağladım ya...
İyi dileklerin ve güzel sözlerin için de çok teşekkürler.
Selamlar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:28 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:12 ----------
mehmetyasin adlı üyeden alıntı
ben daha çok yol arkadaşlarını tebrik etmek istedim Haluk hocam, 90-100 km hızlarla ilerlemek özellikle bölünmüş yollarda oldukça sabır isteyen bir hadise.
Merhaba,
Yolda interkomdan sohbet ede ede gitmek gerçekten çok keyifli ve de turda ben olmasam da grubun genel sürüş sürati 120'yi pek geçmez desem abartmam.
Zaten birkaç kez radara yakalanıp sağlam ceza yediklerinden daha bir kontrollü gidiyorlar artık.
Bu arada gruptakilere düşük cc motor da aldırdım.
Şimdi 2 tane CB125F ve 1 tane de Dio var ekipte.
İstanbulda adaşımda da Pcx125 vardı. 3-5 ay önce onu satıp ADV350 aldı ama bizim düşük cc motorlarla çıkacağımız bir turda hangi motorla gelirse gelsin bize ayak uydurur.
Hatta 2015 yılındaki Ankara-Ayder turunda ben daha rodajdaki CBF150 kullanırken, adaşım da 6 ay kadar öncesinde kendisine satmış olduğum NC750X ile bana eşlik etmişti ve alakasız 2 motor olarak yasal hız limitleri içinde çok keyifli gidip gelmiştik.
Amaç biryere varmak ise düşük cc işkence oluyor ama.
Selamlar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:28 ----------
Barisozde adlı üyeden alıntı
Hocam tamamını okudum, sanırım 15k km kadar da ben kullandım bolca arazi ve tur da yaptım. Bir kere olsun arıza vermek şöyle dursun aksırıp tıksırmadı bile. FormulaX'ı ben de aldığım gün uygulamıştım kafam kadar çivi girdi dağ başında ama çıkarıp devam etmiştim. Çok muhlis, sakin bir yol arkadaşı evet ama çok sakin. Yani çok sakin derken, çok sakin :D hele artçı varsa ya da yük varsa motorda ha babam de babam diye diye gidiyorduk. CRF450 falan olsa çoook uzun süre bir motosiklet arayışına girmezdim muhtemelen. Ben CRFden razıyım ama öyle aman aman da değildi. Çok iyi huylu olduğu, sorun çıkarmadığı için devam eden bir ilişki gibiydi. Tutku, heyecan, duygu yoğunluğu, ihtiras falan yok :D Velhasıl KTM 390 ADV geçtim. Ben ktmden daha razıyım galiba, tam ikinci saydığım ilişki tipi
Merhaba Barış,
2022 güney turumuza ekibimizden Kutay yeni aldığı KTM250 Adventure ile katılmıştı.
Benim Rally'ye göre çok daha yol odaklı bir makine olduğunu hatırlıyorum zira hem alaşım jantlıydı hem de süspansiyonları rally'ninkilere göre çok sert idi.
Aynı güzergahta, tercihen Rally ile peşpeşe sürerek 390 ADV'yi deneyip bir karşılaştırma yapmak isterim ama.
Selamlar.
Paran varsa
Japon, yoksa
alman.
A wise man once told his wife . . . nothing because he was a wise man.
If you can't afford a new German car, then you definitely can't afford a used one.
-
Haluk hocam denk gelirsek neden olmasın
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)