birçok motosiklete sahip olsam da iki motosikletin yeri çok farklı bende, neredeyse keyif üstü zevk verdiler bana. 1.si Moto Guzzi Stelvio 2.si Aprilia Caponord 1200. gerçi ikinci olana halen biniyorum ve bir daha satmamak üzerine aldım.
kısa süre de olsa kullandığım yine keyif aldığım bir motor daha var BMW GTL 1600 belki Caponordumun yanına bir tane de bundan ilave edebilirim.
Hem muhtemelen hem de zannetmiyorum.hasmet adlı üyeden alıntı
Trafiği birbirine katan BMW'li hırtolar da kendilerini böyle mi kandırıyorlar?
Teoride evet, yolu iyi tutan araç daha "güvenli" diye düşünebiliriz ama bahsettiğin ikinci faktör, yani aracın sürücünün eline diğer araçlarda olmayan bazı imkanlar vermesi faktörü, mevhum güvenlik faktörünün çok çok önünde bence.
Cruiser'lar SS'lere göre dört kat daha az ölümlü kazaya karışıyorlarmış.
BMW'nin bu imajı kulaklarına çalınmıştır mutlaka, ama bir çoğu otomobil sürmeyi A noktasından B noktasına varabilmek ve iyi sürmeyi de "tampon süpürmek" olarak gördüğünden bu ekstra durumlarda aracın kapasitesini kullanıp bir şeyler yapabilecek durumda olmuyorlar pek.
İşte aracın sürücünün eline imkan verme faktörü otomobilde daha az etkiye sahip olsa da motosiklette dev bir fark yaratabiliyor, verdiğin cruiser ölümlü kaza örneği de bunun bir göstergesi. Sanırım 2016'ya kadar mıydı Türkiye'de ölümlü HD kazası yoktu? Cruiser alacak adam zaten o şekilde sürüyor, o ekstralara da ihtiyaç duymuyor. Yani teorik olarak R1 Tracer GT'den güvenlidir evet, ama pratikte öyle olmayacak katılıyorum.
Enduro, naked, supersport, scooter, chopper hepsini kullandım. En keyif aldığım ise endurodur. Ama tekrar sıfırdan hangisini tercih edersin derseniz tekrar yüksek cc bi scooter derim kesinlikle. Kullanımı rahat ve konforlu, sele altı inanılmaz bir rahatlık. Yağmurlu havalarda veya su birikintisinden falan geçerken üstünü, ayakkabını kirletmemesi de en büyük artılarından. Özellikle kamp falan yapıyosan scooter mükemmeldir. Yakın zamanda bunu satıp bi burgman 650 alma niyetim var tekrar.
Şimdiye kadar en çok Scrambler tarzı motosikletlerden keyif aldım.
Büyük ön teker, dik oturuş, her yola gelen doğası ve görünüşüne bayıldığım bir tarz.
Yolda giderken gözüme ilişen yere dalıp spontane bir şekilde keşfetmeyi seviyorum.
Gözümü çok fena Triumph 400 X Scrambler'a diktim.
Param olursa da Triumph Bonneville T100, Speed Twin 900 ya da Scrambler 900 almak istiyorum.
Paradan dolayı şu an Dominar 400'e biniyorum. Dominar'la mantık evliliği yaptım.
İlk motorum Brixton Felsberg 125'ti.
Bastın mı gitmeyen, güçsüz bir motordu ama üzerindeyken aldığım keyfi unutamıyorum.
400'lük güçlü Dominar bile o keyfi veremiyor bana.
Google maps'i açıp, Ankara'nın biraz dışında ne kadar köy/kasaba yolu varsa rastgele rota çizip gezerdim.
Her hafta sonu gelenek hâline getirmiştim.
Kimi zaman gün batımına doğru iki tarafı ayçiçeği tarlasıyla çevrili bir yoldan giderdim.
Kimi zaman da ağaçlarla örtülü keyifli bir yola.
Motosiklet aldıktan sonra anladım Ankara çevresinde de filmlerde gördüğümüz sahneleri aratmayan yerler var.
Kullanırsam çok keyif alacağımdan emin olduğum bir motosiklet modeli versem olur mu? Triumph Scrambler 1200 XE.
Bitim kanlanırsa 1300 GS alacağım yazmıştım başka bir konuda, GS alacağım kadar kanlanmazsa Scrambler 1200 XE de olur vallahi, hatta GS'ten çok daha eğlenceli keyifli olur gibi.
Şimdiye kadar çok fazla motosiklet modeli kullanmadım, hepsinden de ayrı ayrı büyük keyif aldım. Motosiklet olsun çamurdan olsun.
Yüksek devire optimize edilmiş motorlu nakedları çok sevmiyorum ama Rush 1000 neymiş öyle yahu. Resmen sanat eseri olmuş.Ben daha çok cruiser tarzı seviyorum, şuanki motorum Triumph Rocket 3 GT, sürmekten oldukça keyif aldığım motorda bu.
Rush 1000 ve Diavel denemek istiyorum ama. Bir gün kısmet olursa.
Organik şekilli metal aksam etkileyici. 3d print mi ettiler ki acep?
Sizin Rocket 3 GT çok güzel motor. Hem görüntüsü güzel hem de sürmesi zevklidir kesin. Belki çok benzin yakıyordur ama her gün işe gitmelik motor olmadığı için verdiği zevkin karşılığında yaktığı da helal olsun dedirtiyordur.Ben daha çok cruiser tarzı seviyorum, şuanki motorum Triumph Rocket 3 GT, sürmekten oldukça keyif aldığım motorda bu.
Rush 1000 ve Diavel denemek istiyorum ama. Bir gün kısmet olursa.
En keyif aldığım henüz sahip olmadığım, en keyif almadığım ise Dominar 250
Svartpilen 401 çok keyifliydi, oyuncak gibi. 700 CLX de eğlenceli makinaydı, egzoz sesi şaka gibiydi.
Bir de Enduropark’da 2 zamanlı bir KTM ile Polonezköy içinde enduroya çıkmıştık, modelini bilmiyorum ama inanılmaz keyifliydi. 1. viteste kafama geçen bir motordu kendisi..
.
Abi MV Agusta farkı, tam bir sanat eseri dediğiniz gibi. Detayları insanı içine çekiyor.
Firmalar çok kullanıyor 3D Print'i. 3D Print ile kalıp yapılmış olabilir, sonrasında döküm falandır heralde, hiç bilmiyorum.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:18 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:10 ----------
Motorumu çok seviyorum zaten, görüntü 10 numara, havası 10 numarası, sürmesi de 10 numara, oldukça keyifli. Ciddi ciddi aks arası uzun olan ve viraj alabilen bir canavar yapmışlar. Ben viraj yapmaz sanıyordum. Ordan da 10 numara.
İşe gitmelik sürmüyorum zaten, evim iş arası 3-4 dk. NK250 var eşime aldığım. Onla gidiyorum ya da arabayla.
Yakıtta bence çok değil, kendi sürüşümle 8-8,5 lt. arası yakıyor. İstesem 5,5-6'lara kadar düşürebilirim ama motorla şehirden çıkınca 5,5-6 lt. yakacak gibi sürmek çok çok çok zor
Motorumu çok seviyorum zaten, görüntü 10 numara, havası 10 numarası, sürmesi de 10 numara, oldukça keyifli. Ciddi ciddi aks arası uzun olan ve viraj alabilen bir canavar yapmışlar. Ben viraj yapmaz sanıyordum. Ordan da 10 numara.
İşe gitmelik sürmüyorum zaten, evim iş arası 3-4 dk. NK250 var eşime aldığım. Onla gidiyorum ya da arabayla.
Rüzgar alışı ne durumda fazla rüzgar yiyormusunuz ?
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
