Görülmek ya da Görülmemek: Elektrikli Scooterlar vs Motosikletler
Reklamlar
-
Yaklaşık 140 kilometredir ilk motosikletimi kullanıyorum. Şimdilik pratik için bulunduğum ilçeden 10 km civarındaki yerlere, şehir içi ana yollardan gidiyorum. Fırsat bulursam gündüz, bazen akşam karanlığında yolda oluyorum. Maksat pratik yapmak, işe gidip gelmek için çevreyoluna acemilikle dalmamak. Şu ana kadar motosiklet kullanmaktan çok keyif aldım, hele motor üzerindeyken iyi ki almışım dediğim çok oldu. Öncesinde biraz araba deneyimim var; motorumu almadan da Yamaha Riding Academy'den bir kur ders aldım, sürekli Zafer Akçay'ı takip ediyorum, ekipmanlarım tam... Buraya kadar işin olumlu, olması gereken yönlerinden bahsettim ama az önce yaşadığım bir şey, motorcular için kilit önemdeki "görülmek" meselesi hakkında beni düşündürdü.
Bir dönel kavşaktan çıkmak üzereydim. Sağda solda herhangi bir araç, yaya göremeyince makul bir hızla gideceğim yöne ilerledim; derken "Heyyy heeeyyy!!" diye bir haykırış duydum. Sanırım biraz benim, biraz da onun fren yapmasıyla kazayı atlattık. Meğer karanlıkları yararak şu Martı tipi elektrikli scooterlardan biri bana doğru geliyormuş. Dönel kavşakta ada içerisindekinin öncelikli olmasını vesaire geçtim, maalesef buna zaten kimse uymuyor. Ama akşam saatinde, bu karanlıkta doğru düzgün farı, ışığı olmayan, sesi zaten çıkmayan bir araçla son derece yoğun bir yolda gitmek nedir? Bu durumdaki birisi gerçekten görülmeyi umabilir mi? Allah korusun bir kaza anında, meşhur "Görmüyor musun?" repliği gerçekten bir anlam ifade eder mi?
Öte yandan, birkaç kez benim de, üstelik gündüz gözüyle görülmediğim oldu. Birinde tali yoldan bağlanan bir Vito, bütün hızıyla yolu daldı. Neyse ki o an acemiliğime rağmen adamın yola dalabileceğini ön görüp sol şeride kaçmıştım. Bazı şoförler umursamıyor, ama bazıları da gerçekten göremiyor. Fortnine'ın bir videosu vardı bu konuda, büyük bir ihtimalle gerçekten de biraz bilişsel tembellikle, şoförlerin araba görmeye şartlanması ile alakalı bir şey. Ama biz motosiklet kullanıcıları, bunun yarattığı tehlikeleri gidermek için çeşitli şeyler yapıyoruz; görünürlüğü arttıracak far tesisatı, ekipman, sürerken her araba her an şerit değiştirebilecekmiş gibi gitmek, her iğne deliğinden geçmemek vesaire...
Elektrikli scooter kullanıcılarının kask vesaire bile olmadan karanlıklar prensi gibi gezmesi, onlara da, bize de tehlike arz etmiyor mu sizce de? Bu gibi karanlıkların prenslerinden kendimizi ayrıştırmak, daha da iyi görülmek için siz neler yapıyorsunuz?
Reklamlar
-
mecbur değilsen karanlıkta motorla yola çıkma
-
Martı, İstanbul için en lanet araçtır. Bizim halkımızın karakter, eğitim ve genel yapısına asla uygun değildir. Martı'nın sahibi yuvarlak yüzlü adam damat kontenjanından torpilli olmasa bu garabet 10 defa yasaklanırdı.
-
neler yapıyorum, arka plakalığa ilave bir çakar led kırmızı uyduracağım sanırım.
martı bence güzel bir şey ama akşam kullanılmaz. 2 tekeri olan genellikle gündüz gözüyle bile görülmüyorken akşam?
bir ara bisiklet kullanıyordum öğlen, hava açık tertemiz güneşli, yolun sağından park edilmiş arabalara 1m civarı yakın yolumdan gidiyorum, az önümdeki gözünün ferini şey ettiğim aynaya filan bakmadan haşırt diye sürücü kapısını açıyor. çarpıp yola savrulsam ölmem işten değil.
böyle böyle işte.
-
Bu marti denen arac plakali mi?
-
hasmet adlı üyeden alıntı
Bu marti denen arac plakali mi?
Yok hocam. Elektrikli scooter tarzı olanlar plakasız, moped tipi olanları plakalı sadece. Şahısların araçları da keza plakasız oluyor, marketten alıp plakasız ekipmansız binip çevreyolu bağlantı yollarında kullananlar bile var.
Bu arada bana denk gelen Martı'nın değil adamın kendi scooterı da olabilir. Araç tipini kafalarda canlandırmak için bilinen örnek olarak Martı'dan söz ettim.
-
Martı'nın geceleri yanan bir farı var aslında. Ya bakımsızlıktan sönmüş farketmemişler ki bu Martı markası özelinde de ciddi bir sorun, kaç defa kiraladığım ayakta scooter/moped/elektrikli scooter hepsinde çok kötü kondüsyona denk geldim; ya da kendi scooterıysa söndürmüş mü takmamış mı artık bir barzoluk var gibi.
Geceleri sürmemeye çalışıyorum genelde. Ama akşamüstü çay çorbaya çıkıp eve dönerken geceye kalmış da oluyor insan.
-
Medeni insanların bulunduğu ülkelerde martı/scooter aslında çok faydalı bir ulaşım aracı fakat bizim ne ülkemizi ne de insanımız medeni olduğu için her yerden fırlıyorlar. Ana caddede tersten giden mi ararsın kaldırımda milletin üzerine süreni mi? (Gerçi burada bile aynısını yapan yaşam formları var).
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:30 ----------
shruikan adlı üyeden alıntı
mecbur değilsen karanlıkta motorla yola çıkma
Millet maganda diye biz neden kendimizi kısıtlayalım?
-
Beto87 adlı üyeden alıntı
Millet maganda diye biz neden kendimizi kısıtlayalım?
o zaman şikayet etmeyeceksiniz.
mıymıntı musa suşi yerken halıya ispirto döktü
-
Milletin magandalığından ziyade yola çıkabilecek kedi köpek, yerine göre geyik tilki kuş vs gibi kimsenin suçu olmayan etkenler de var. Bu nedenle gece sürmek ekstra ekstra riskler barındırıyor. Bir gece yarısı Riva'ya giderken kocaman bir kuş kafama pike yaptıydı, kaçamasam heralde yere yapıştırırdı beni.
-
Istanbul'da da yolun orta yerine mi bırakılıyor bu plakalı olanlar ? Ben cok şaşırıyorum bu konuya mesela Mersin'de.
-
xtrafrozen adlı üyeden alıntı
Istanbul'da da yolun orta yerine mi bırakılıyor bu plakalı olanlar ? Ben cok şaşırıyorum bu konuya mesela Mersin'de.
Direklere yakın veya araba arasına bırakıyorlar plakalıları, aksi takdirde Martı ceza kesiyor hesabınıza. Park konusunda bence biraz daha iyi durumda artık İstanbul. Bir yıl kadar önce gerçekten tüm kaldırımı kapladıkları oluyordu, ben artık öylesine denk gelmiyorum. Fakat tecrübesiz kullanıcıların saçma şekilde park ettiğini çok görüyorum yine de. Mesela moped tipi olanları araba şoförünün manevra yaparken katiyen göremeyeceği şekilde arabanın tamponuna neredeyse yaslanacak şekilde park edenler var.
-
Belli bir hızın üzerine çıkabilen tüm plakalı araçların doğru düzgün farları olması şart. Bu araçlar da yolda gitmek durumunda haliyle. Lakin bazı ucuz Çin skuterlarında kesinlikle far sayılmayacak amele ışıklar görmüştüm Türkiye'de.
Yok belli bir hızın üzerine çıkmıyorsa da, kendine ait şeridi (bisiklet yolu) olmadığı müddetçe sayılarıyla orantılı olarak problem büyüyecektir. Kaldırıma çıkarsa yayaları taciz eder, yola çıkarsa da araçlar onu taciz eder.
Gelişmiş ülkelerde durum böyle
-
Konudan bağımsız ama bahsetmek istedim, kullandığımız motosiklette farlar halojen ve yetersizse mutlaka kaliteli led far uygulaması yapılmalıdır. Kendi kullandığım motosikletimde far ampülünü, ve aydınlatma sağlayan küçük ampülleri led ampüllerle değiştim trafikte giderken farkındalığım ve yol aydınlatmam ciddi derecede arttı, bu olayı trafikte düşük hızda filtreleme yaparken insanların arabaları ile yol verdiğini gördüm ve bu durum benim için çok iyi oldu. Sesinde etkisi bulunmakta ama en büyük etken aydınlatma grubudur.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)