Ben 15-16 yaşımda r25 istiyordum, 15-16 bin tl idi zaten nickimden anlaşılır. R25 sevdası.
Sonra cruiser hevesi başladı sons of anarchy izliyordum yelek zincir uzun saç rock müzik çok cezbedici geliyordu.
Scooter kesinlikle almam diyordum peki şu an neye sahibim 50 cc bir skutere hahahhaha ne kadar ikonik.
Naked sevmiyorum diyordum 4-5 ay sonra n250 almayı düşünüyorum.
Anlaşılıyor ki zaman geçtikçe gerek ekonomik şartlar gerek bizi cezbeden türler değişebiliyor.
Hayatta hepimizin amaçları, öncelikleri, beklentileri, gelir durumu, boş vakitleri değişebiliyor. O nedenle belki 1 sene önce bizim için ideal olan bir motor 1 sene sonra bizim için yük ya da işe yaramaz olabiliyor.
Ben 2015 yılında motosiklet ehliyetimi alırken aklımdaki motor Pcx'ti. Ehliyet aldıktan sonra scooterlerin yüzüne hiç bakmadım. 8 senede 3. motorumu kullanıyorum. Şimdiki motorum her ihtiyacımı gördüğü için değiştirmeyi düşünmüyorum. Kendi motorumdan soğumamak için de başkalarının motorlarını sürmüyorum
Şimdi ekonomik durumunu bilmiyorum. Ama bu yaşta motorun var şükret. Allah daha iyilerine kavuştursun. Yok ben beğenmiyorum diyorsan, seni bahsettiğin zincirle dövmek lazım. Ben ilk motorumu 49 yaşında aldım.
ikinci motosikletim ns200 isteyerek aldım ama keşke başka birşey alsaydım diyorum, enflasyonu bilseydim yeminle borc harc yüksek birşey alırdım.
normalde hayalim her zaman cruiser ancak gerçekçi olmak lazım ülkemize uygun değil. bu nedenle en iyisi touring ya da enduro motosiklet almak. paran varsa ikinci motor cruiser olabilir.
benim almak istediğim motor Nmax155 di, bayide sıraya yazılmaya gittim, 1.5 seneden önce gelmez dediler.
pcx ve forza sordum onlardada durum aynıydı, bende arkadaşımda vardı ara sıra kullandığım için Duke 250 isteyerek ve severek aldım.
ilerde değiştirirsem, Scootere geçersem Honda Forza 250, SS e geçersem Kawasaki Ninja 400 olur. Yoksa Dükümden gayet memnunum.
Şu ana kadar sahip olduğum bütün motorlara aşıktım. Ancak, yaşın ilerlemesi ve sorumlulukların değişmesi dolayısıyla bir süre ara vermiştim. Şimdi tekrardan miniminnacık bir motosiklet (rs200) alarak sahalara geri dönüş yaptım. En iyi motor şu an sahip olduğum motordur.
Tabi ki gönül istiyor tekrardan büyük cc li bir adventure motor almak ama o gerçekleşene kadar “bu motor bana yetmiyor” diye hayıflanmanın manası yok.
her aldığım motosikleti (50cc, 150cc, 750cc) aşırı mutlu ve heyecanlı bir şekilde aldım. hiç unutmuyorum 50cc'yi aldığım gün noter işlemleri yetişsin diye maslak'tan kartal'a kadar koştur koştur gitmiştim. uzun vadeli hedefim goldwing. onda da aynı heyecanı hissederim muhtemelen.
hep isteyerek aldım.
ybryi alırken de isteyerek almıştım. dominarı da uzun zamandır istiyordum 1-2 yıldır aklımdaydı. bir şekil aldım. ybrden kısa vakitte sıkılmıştım ama dominardan daha sıkılmadım gerçekten yetiyor.
ama daha güçlü oalbilir miydi? olsa tadından yenmezdi. o da ileride.
ki olmasa da şehir içinde 250cc bence her halükarda inanılmaz iyi.
yani hedef imkanlar doğrultusunda en iyisi olmalı.
ve ayağının altında motor varsa her anlamda artıdasın.
ben ybryi metroya tercih ediyorsam, metrobüse tercih ediyorsam o zaten harikülade bir şeydir.
Yaklaşık 1998-99'dan beri motosiklet yarışlarını izlediğim için her zaman supersport motosikletleri çok severdim, ama çok uzun yıllar boyunca da "asla da almam" derdim. Hayalini kurduğum ilk motosiklet Honda CBF250 idi. O zamanlar benim için ulaşılabilir olan eli yüzü düzgün bir motordu fazla beklentim yoktu zaten. Hiç CBF250'm olmadı, hiç sürmedim bile.
Son motorum RS660 oldu. Evet isteyerek aldım, ama bu kadar bağlanacağımı düşünmüyordum alırken.
Açıkçası "0" km alabileceğim başka motor yoktu benim. Hero X Pulse200 bile karaborsaya çıkmıştı. Çevremde motorcu bir arkadaş da yoktu sorabileceğim ve danışabileceğim. Sıfır KM istiyordum. Çünkü 12 sene önce bir doktordan satın aldığım Regal Raptor ile çok güzel kazıklanmıştım
Yıllar sonra motora tekrardan başladım. Kafamda CRF 250 Rally vardı. O sene onun da üretimi durmuştu. İkinci elleri ateş pahasıydı ve hor kullanılmışlardı. Ben de gittim Bajaj'dan "0" km Dominar 250 aldım. Parasızlıktan değil sadece başka seçeneğim yoktu. Beklediğim her gün fiyat artıyordu. Aldığıma hiç de pişman olmadım (ses yüzünden komşularla ters düştük sadece). Aslan Küheylan'ım benim..
zamanında regal raptor dd350 ye çok heveslenmiştim,almak için gittim, satan bayi; kafadan lastik ve akü değiştireceksin, sonrasında elektrik tesisatı kısa bir süre sonra arıza çıkarır onu yenileteceksin, birde hiç bir zaman tek marşla çalışmaz, bazen epey uğraştırmadan çalışmaz dediği için direkt vazgeçmiştim.Macabre adlı üyeden alıntı
Açıkçası "0" km alabileceğim başka motor yoktu benim. Hero X Pulse200 bile karaborsaya çıkmıştı. Çevremde motorcu bir arkadaş da yoktu sorabileceğim ve danışabileceğim. Sıfır KM istiyordum. Çünkü 12 sene önce bir doktordan satın aldığım Regal Raptor ile çok güzel kazıklanmıştım
Yıllar sonra motora tekrardan başladım. Kafamda CRF 250 Rally vardı. O sene onun da üretimi durmuştu. İkinci elleri ateş pahasıydı ve hor kullanılmışlardı. Ben de gittim Bajaj'dan "0" km Dominar 250 aldım. Parasızlıktan değil sadece başka seçeneğim yoktu. Beklediğim her gün fiyat artıyordu. Aldığıma hiç de pişman olmadım (ses yüzünden komşularla ters düştük sadece). Aslan Küheylan'ım benim..
Esnafın dürüst ve açık sözlü olmasının güzelliği bambaşka
Türkiye'de, her zaman "Hayaller-Hayatlar" senaryosunu yaşayan biri oldum, ve bu durum motosiklet tutkumda da kendini gösterdi. İlk motosikletim için Honda CBF150 tercih etmek istedim, ancak Türkiye'deki çoğu mercimek, fırına "ekmek muhabbeti" sırasında atıldığından fiyatları artınca bu seçenek elimden kaydı. Neyse ki, sonunda sahip olduğum motosiklet, tüm ihtiyaçlarımı karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda ona olan sevgim de katlanarak artıyor. Honda CBF150 yerine aldığım bu motosikletten çok memnunum, adeta bir katır gibi güvenilir.
Özet geçmek gerekirse; isteyerek almadım ama severek biniyorum.
2016 yılı sonlarında 46 yaşındayken xmax 250 aldım. Büyükçekmece - Levent arası işe gidip gelirken kullanırım, metrobüsten kurtulurum, sele altındaki dev gibi bagajına laptop çantamı koyar işe gidip gelirim ne güzel diyerek aldım. sonrsında pandemi falan derken artık işyerine gitmeden evden çalışmaya başlayınca motor sürmeye de fırsat kalmadı, anca ayda bir falan haftasonu köfte turlarına geziyorum, onda da Trakya'nın köfteci rotalarında xmax bozuk yollarda zorluyor, otobandan sürsem 120'den sonra canı yok yine zorluyor, bana vstrom gibi bir şey lazım diyorum artık.
Deneyim ve bilinç kazandıkça istekler de değişiyor. Mesela SS isteyen bir arkadaş vardı, ama ihtiyacı ile hiç uyumlu değil, alsa pişman olacağı belli.
Ben de ilk başlarda cruiser istiyordum. Sahip olunca anladım ki benim için değil. Hâlâ seviyorum gerçi ama ikinci motosiklet olarak.
Aynı şekilde bir önceki kasa CB1000R'ı da isteyerek aldım ama pişman oldum. Halbuki görünüm olarak o kadar güzel bir motosiklet ki. Ama kullanınca değişiyor işler.
Honda Pcx ler ilk çıktığında, -ki ozamanlar sıfırı 5.000 TL idi- Alanya bayiini arayıp tam almak üzereyken araya evin başka bir ihtiyacı girmesi sonucu içimde hep ukde olarak kaldı pcx. Aradan geçen yıllara rağmen gözüm hep PCX deydi ama bi türlü başımızı çevirebilip de
Şehir içi için gayet güzel bir motordu. Ama kesinlikle bi uzun yol motoru değildi bence. Malum ben yeniyim daha burda ama sizlerde de olmuştur muhtemelen, yaa bu motor bana küçük sanki demeye başlayıp gözümü xmax ve forzalara diktim.
Mayıs ayında Voge SR4 Max 350 cc maxiscooteri görünce işte budur dedim. O gün aklıma düştü motor. Almak ağustos ayına nasip oldu.
Pcx ten sonra lineadan c4 grandpicasso ya geçmiş gibi oldum. Şuan acayip zevk alarak kullanıyorum. Vitesli motor deneyimim hiç olmadığı için muhtemelen olup olabilecek en güzel ilk ve son motorum Voge sr4 max olacak... Herkese kazasız belasız sürüşler diliyorum.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
