Tek krank pinli 90 derece V2 de tipik 4 silindir gibi düzenli bir motor (mükemmel birincil dengeye sahip.) Genelde kulağa güzel gelen motor sesleri daha düzensiz çalışan dar açılı V2 lerde ortaya çıkıyor. Harley bu konuda ekstrem örnek. 45 derece, acaip dengesiz ve titreşimli, ama bir o kadar da güzel sesi. Rölantide ayrı güzel, hızlanırken ayrı güzel, limitte ayrı güzel.
V olsunda ne olursa olsun , mesela insanlar Ducatilerin seslerini pek sevmezler ama ben genelde seslerini çok seviyorum, hele o Panigale V4'ün MotoGp sesi beni benden alır. 45 derecelik Harley Davidson'un rölentide ve yük altındaki sesi, V-Rod'unda haykırışı bir başkadır. Bana kalırsa tüm V-L-Boxer motorlar bir ayrıcalık bir güzellik benim için.
V45 https://www.youtube.com/watch?v=M9qwAlFHkL0
V90 https://www.youtube.com/watch?v=AG8gSJ9mjAI
Bana çok benzer geliyor açıkçası. Fark krank konfigürasyonundan çok egzoz tasarımıyla ilgili herhalde. Harley'ler haddinden fazla yüksek ses yapıyor, bence oradaki etkileyicilik faktörü "melodi"den gelmiyor, sesin şiddetinden geliyor gibi...
ne biçim motorcusunuz be, egzoz sesi sevilmez mi püh size ben ne diyeyim.
şu sese bakar mısın abi kıyamet gibi resmen, 15. saniyeye sarın
edit: benim suzuki de böyle kükrüyor... bu kükreme değil, bu bambaşka bir şey, nasıl ifade edebilirim bunu bilemedim...
şiddetli sesleri severim, askerde HK G3 sesine bayılmıştım ama hayvan herifler sadece 5 el ateş etmeye izin verdiler. ilk yaptığım atışı hiç unutmuyorum, o nasıl şiddetli bir patlama öyle, 7.62x51 çapında mermisi var, yan, diğer 7.62 mermilerden farkı barut bölümünün x51 olması...
mesela keleş mermisi 7.62x39 çapında... aynı boyda ama barut bölümü ufak ve menzili ve etkisi düşük.
Keskin nişancı olmayıp en fazla 100-150m'ye atacaksan (hadi bayağı iyisin diyelim; 200m olsun...) ikisi arasında pek fark yok, ikisi de düşmanı çok başarılı şekilde saf dışı eder. Askerliğini kalaşnikofla yapmış biri olarak daha kompakt, daha taşınabilir/hafif ve daha basit olan kalaşnikofu her zaman tercih ederim.
Belli bir yaştan sonra ben kimsenin yüksek sesten haz duyduğunu düşünmüyorum. Yirmili yaşlarımın başların da o boğazdan bir sürü para verilerek alınan egzozları ilk parça olarak hatta daha motosiklet gelmeden sipariş verip alırdım. Yirmili yaşlarımın sonunda ise daha sessiz bir insana büründüm. Artık mümkünse hiç ses çıksın istemiyor, hatta bu yüzden ara sıra elektrikli modellere göz gezdiriyorum.
Zaten birde polis sorunsalı var. Hiç dil dökemem bu yaştan sonra kimseye ceza yazmasın diye. Yazarsa da ödemek ağrıma gidiyor. Sonra kolu komşu var. Bildiğiniz mahalle baskısı. Kız arkadaşımda kaldığım gecelerin sabahın da otuz yaşımdan sonra motosikleti sokağın sonuna itip çalıştırıyorum ki komşular uyanmasın, rahatsız olmasın. İnsan yaşlandıkça bilinçleniyor diyeceğim ama ses olayı da biraz zevk. Yine de kimseyi rahatsız etme hakkına sahip olmadığımız için bazı zevklerden feragat etmek yaşın yanında gelen bilincin ufak bir hediyesi işte.
Kendimde yapmış olmama rağmen sokaktan gecenin bilmem kaçında yüksek sesli bir motosiklet veya araba geçince rahatsız oluyor, bu yüzden artık kimseyi rahatsız etmemeye gayret gösteriyorum. Ettiğim kişileri de bulsam af dilerim vallahi.
Aynı zamanda sesin trafikte görünürlük sağlayarak kaza riskini azalttığı söylemine de zerre katılmıyorum. Aksine rahatsız olup sıkıştıran insanların da büyük bir risk oluşturduğu düşüncesindeyim. Sessiz ve derinden diyerek iyi sürüşler dilerim.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)