motosiklet kullanmak şeytanla kumar oynamaya benzer ,hep sen kazanırsın ama o kazandığında oyun biter
Bu ne biçim laf şimdı? Yakışıyor mu hiç sana?
Allah kitap dan tiksinmiş..
Tabiki insanlar yaratıcıdan dua ile iyilik güzellik isterler.
Sen tiksindiysen vasiyet bırak ölünce arkamdan Allah kitap bahsetmeyin diye..
Kimse Allah rahmet eylesin demesin diye ..
Bizde demeyiz o zaman.
Sonuçta kıyamete kadar sürekli normal ölüm de olacak motosiklet kazasıda.. Artık sana hangisi olursa..
Biliyorsan konuş,ibret alsınlar...
Bilmiyorsan sus ki,seni ADAM sansınlar...
Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
Benim anladığım Fatih "Allah kitap dan tiksindim" dememiş, zarara bilerek giren insanların faturayı kadere kesmesinden tiksinmiş. Bu noktada haklı değil mi sizce? Binaların var olan yönetmeliğe uyarak yapıldığı bir ülkede aynı deprem olsa böyle bir felaket olur muydu? Değilse bu felaketin sorumlusu kimdir?
Batı ülkelerinde en son maden "kaza"sı yetmişlerde olmuş. Bizde mutat yüzlerce kişinin telef olduğu maden "kaza"lari yaşanmakta. Bu noktada yapılması gereken sadece dua mıdır? Allah haşa bizden nefret etmekte mi ki bu maden "kaza"larını sadece bize yaşatmakta? Bu dinin suistimali değil midir? Kendimizi kandırmak değil midir? Allah'a saygısızlık değil midir?
Fatih diyor ki;
Suçunuza, sorumsuzluğunuza, Tanrı'yı ortak etmeyin-etmeye çalışmayın.
@guven61 abi çok geçmiş olsun.Umarım ne kısa sürede normal hayatınıza geri dönersiniz.
Haşmet ,metehan önce benim yazdığımı okuyun ki Allah lafı nerede ve ne amaçla geçmiş ondan sonra verilen cevaba yorum yapın.
Ne demişim ben? Rabbim bir daha böyle felaketler yaşatmasın..
Bu bir dua değil midir?
Depremi kimin yaptırdığını,sebep olduğunu, yıkılan evlerin sorumlularını burada bulamazsınız.
Sadece herşeyin sahibi olan Allaha aciz bir kul olarak edilen bir duadır.
Kendi çıkarımlarınız sizi bağlar sen öyle anladın ben böyle anladım lafı işin içinde Allah lafzı varsa olmaz. Allah lafzından ne amaçla olursa olsun tiksinilmez.
Kelimelerini daha düşünceli anlaşılabilir seçmeliydi..
Ben ce bunu demek istemiş olayı birşeyi değiştirmez...
Metehan ayrıca deprem veya yıkılan evlerin suçu benim mi? Şuçunuza ortak etmeyin demiâsin de ben onu anladim. Ben ev yapmam müteahhit değilim yıkılan evlerin yada yaşanan depremin suçu nasıl benim olabilir?
Gördün mü ben böyle anladım çünkü bana yazılan bir cevabı sen de yine bana yorumlamışsın. Ben bu olayın neresindeyim?
Şahsen dindar bir insan değilim ama devesini bağlamayan adamın hikayesi bilirim ve sevdiğim bir anıdır.Bilmeyen için çok kısa yazayım.;
Şimdi deveyi bağlama,deve kaçınca da "kader" de,"Allah böyle buyurdu" de "Allah bir daha göstermesin" de.Bir gün Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yanına bir bedevî gelmiş, Peygamber Efendimiz (s.a.v), vahiy yoluyla durumu bilmiş ve bedevîye sormuş:
– Deveni ne yaptın? Bağladın mı? Bedevî de:
– Hayır yâ Resûlullah! Bağlamadım, Allah’a (c.c) tevekkül ettim, demiş.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v):
– Git deveni bağla ondan sonra Allah’a (c.c) tevekkül et. Çünkü deven kaçacak ondan sonra “Allah’a tevekkül etmiştim, ama devem kaçtı” diyeceksin. Öyle tevekkül olmaz, git deveni bağla sonra tevekkül et, buyurmuş.
Binaları sağlam yapma,denetleme,çürük binaların yapılmasına izin ver ondan sonra suçu "Allah böyle istedi" diye Allah'ın üstüne at.
Sürekli yıllardan beri insanlara anlatılıyor,söyleniyor buralarda fay hattı var burası deprem bölgesi Allah akıl vermiş vicdan vermiş,binanı ona göre yapacaksın.
Bu ölümler normal değil,Allah'ın işi değil,Kader hiç değil.
Bu ölümler insanların aptallığı,göz göre göre cinayet.Allah böyle istedi diye bu sorumluluktan kimse kaçamaz.
Daha önce yazdım Amerika'da 7.2 deprem oldu sadece 2 kişi öldü diye.Adamlar bütün önlemlerini almış doğru düzgün yıkılan bina yok ona rağmen 2 kişinin ölmesi kaderdir.Ama bizdeki onbinler belki yüzbinlerce ölüm kader değil.
Fatih bizi yönetenlerin sorumsuzluklarını sürekli Allah'ın üstüne atmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş.
Bu arada suçlular gün gibi ortada hala "bu depreme ev mi dayanır","kader","Allah böyle istedi" diyerek bu suçluları aklamaya çalışanlar açık ve net olarak bu suça ortaktır.İsteyen istediği gibi üstüne alınabilir.
Bir haftanda beri sosyal medyada bu tarz şeyleri okumaktan kusura bakmayın ama benimde midem bulandı.
Allah insana akıl fikir vermiş.Bu gün teknolojinin geldiği noktaya bakarak nerde fay hattı var ne büyüklükte deprem üretir ne aralıklarla üretir biliyoruz.Bir sürü sebep sıralasakta hala aptal gibi oraya ev yapıp birde gereği gibi yapmayarak böyle facialar yaşıyoruz.
Bilimin olmadı dönemde bile toplum hafızası diye bir şey var.Tarihte insanlar bu bölgeye ev yapmışlar deprem olmuş yine yapmışlar yine olmuş.Demişlerki burada bu hep oluyor yerleşim yerlerini değiştirmişler.O bölgede daha sonra şehir kurmamışlar.Bilim yoksa bile akıl var.
Bu günkü olay akıl tutulması gibi.Binayı sağlam yapmak için devlet teşvik bile verebilir bana göre.Bu günkü depremin maliyeti ülkeye 120 130 milyar dolar deniyor.İstanbul depremi olursa maliyet ne olacak kim bilir.Kaldıki istanbul depremi bir beka sorunu bence.Bunun altından kalkmak bu depremden daha zor olacak.
Acilen birşeyler yapmak lazım.
Bu evkerin yıkılmasının tek sorumlusu müteahhitler değildir. Evet suçları var mıdır vardır ama tek suçlu değillerdir.
İmar belediyelerdedir. İzni veren belediye,imza atan yapı denetimci,betona gerekli şeyleri koymayan firmalar,bu kadar kolon yeter fazla maliyete gerek yok diyen mimarlar,deprem yönetmeliğine uygun yapıldı diye satan emlakçılar v.s v.s... uzar gider.
Suçlu olarak iki kişi ile yetinmemeli gittiği yere kadar devam etmelidir.
Hangi siyasi parti olursa olsun hangi belediye hangi beton şirketi olursa olsun hesabını vermeli. Adam 10 sene önce imza atmıs 8 senedir emekli diye yırtamamalı.
Hiçbir binası yıkılmayan müteahhitler var gördüğümüz üzere.
Emniyet katsayısını arttırmamız gerekli..
Mısal çelik bir halata adam 1 tonluk demiş 4 emniyetli demiş. Yani bu halat 4 ton kaldırir kopmaz ama sen işini sağlama al 1 tondan fazla kaldırma demiş.
Evlerde de böyle olmalı.
60 cm kolon yeterli denmemeli. Sen 160 cm kolon koy,14 luk demir yeter ama sen yine de 20 lik demir koy denmeli..
Zaten 1 e mal ettiklerini 5 e satıyorlar 1.2 ye mak edip 5 e satsalar bari. Ama sineğin kaanadından yağ çıkarmaya çalışanlar olduğu,rüşveti görünce imzadan çekinmeyenler olduğu sürece bu yıkımların önüne geçemezsiniz.
Ancak bu Allaha dua etmeye de engel değildir. Allahim ben demirden çimentodan çaldım ama sen yıkma demek değil bu.
Karıştırmayalım .
Biliyorsan konuş,ibret alsınlar...
Bilmiyorsan sus ki,seni ADAM sansınlar...
Samet isimli arkadaş, niye bilmiyorum ama senin mesajları ancak bir başkası alıntılarsa görüyorum, çünkü zamanında niye bilmem seni engellemişim.
Son yazdığım mesajı niye üstüne alındın bilmem. Mesajım sorumlulara, ama nerde... Tek sorumlu kader, yazı, bir kaç müteahhit.
Ben size trajikomik tarafı söyleyeyim. Deprem çok büyüktü, hükümetin yapabileceği birşey yoktu demeye getirenler müteahhitler yakalanınca boy boy resim koyup manşet atıyorlar. Bu felakete kimse bir şey yapamayacaktıysa müteahhitin günahı ne? Müteahhit suçluysa demek hasarın şiddetini azaltmak için yapılabilecekler varmış.
Ben de tiksindim bu riyakarlıktan.
Her gün,artık daha fazla tiksinecek bişey bulamayız derken, neler neler çıkıyor.
Bu depremin çok yıkıcı olduğunu, çok büyük bir alanı etkilediğini hepimiz görüyoruz, anlıyoruz. Devlet yetişti, yetişemedi, yetmedi, yetemedi, eksikler, yanlışlar tartışılır. Benim en çok zoruma giden, kendimi dizginleyemedeğim husus, bu lanet olası kibir ve biat anlayışı ile orada acı çeken insanlara, acılarını anlamak, sorumluluk duygusu ile yüzü kızarmak yerine, acısını yaşamaya çalışan, dile getirmeye çalışan insanlara ayar vermeye çalışmak, höykürmek, provakatörlükle suçlamak, devlet burada diye telsiz sallamak vs.
Ulan, şu an orada, enkazın altında halen cenazesini alamayan insan, yüzüne ana avrat sövse bile, eğip boynunu susacaksın. He, ben buna katlanamam diyorsan da, sorumluluk alıp, yönetime ve ya kamu hizmetine talip olmayacaksın.
Zaten farklı bir şey yazmadım.Binaların dayanıksız olmasının 3 ana sorumlusu var;
1-Kendi çıkardığı kanunları düzgün denetlemeyen.Denetimleri bağımsız kuruluşlardan yandaş kuruluşlara veren,20 yıldan beri deprem vergisi diye çıkarılan ÖTVyi 1. ve 2. derece deprem bölgelerinin güvenli yapılaşması için harcamak yerine çarçur eden devlet,hükumetler artık ne derseniz.Bir de bunun üstüne imar barışı diye bir saçmalık çıkardırlar.Bu imar barışına CHP'nin de onay verdiğini hatırlatmak gerek.
Ayrıca Alev Şahin isimli bir inşaat mühendisi var araştırın.Bu kadın zamanında yandaş bir mütahit firmalara kalitesiz beton kullandığı için ceza yazdığı için kadının işine khk ile son verildi,235 kez göz altına alındı.Bizi yönetenler vatandaşı kollayacağına katil mütahit firmaları kolluyor.
2-Saçma sapan inşaat izinleri veren,rüşvet ile bozuk zeminlere sağlam raporu veren,şehir planlamasını düzgün yapmayan belediyeler.Parti fark etmeksizin işini düzgün yapmayan bütün belediyeler bu olayda suçludur.Bu kadar ölen insanın kanı onların elinede bulaşmıştır.
3-Bunu belirtmeme gerek yok sanırım son olarak Mütahitler.İçlerinde işini düzgün yapanlar da var onları ayrı tutuyoruz.Ama ne saçma sapan bir sistem varsa işini düzgün yapan mütahit cezalandırılıyor.Malatya'da yaptığı bütün binalar sapa sağlam ayakta olan mütahite zamanında sebepsiz yere ceza kesmişler.
Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.
Bu işi belediyeden almak lazım.Belediye oy için göz yumuyor.Mütahit siyasiyi finanse ediyor.Sistem sağlıklı değil.Mevzuat doğru olsada.
Fox haberde söyle bir öneri dile getirdiler.Evleri dask tan sigortalatıyoruz ya.Dask ne kadarını karşılıyor malum.
Bina sigortasını trafik sigortası gibi yapacaksın.Zorunlu olacak ve binanın risk analizine göre ödeme yapılacak.Mesela ben bir ev alacam 3 milyon TL ama risk analizi yüksek eski bir bina yıllık 20 bin sigorta bedeli çıkıyor.Ama 5 milyona başka bir ev var onun yıllık sigortası 5 bin mesela.
Örnek vermek gerekirse bizim fabrika sigortalı.Mesala sigorta şirketi bize diyorki senin yangın ponpaların küçük şu alanlarda yağmurlama sistemin yok sigorta bedeli hesaplıyor.Biz napıyoruz rizki azlatmak için bunları yapıp pirimi düşürmeye çalışıyoruz.
Geçen sene tüm fabrikaya yangın kameraları koydular bir yerde alev olursa tespit ediyor.Bunuda sigorta şirketi yüzünden yaptık.
Bu işin çözümü böyle bir şey olmalı bence.Millet cebinden fazla para çıkmasın diye mecbur sağlam bina yapar.
Kutsala zerre saygısı olmayan bir ahlaksızın sırf şahsi çıkarını kollamak için "Allah peygamber din diyanet" edebiyatı yapması tiksinçtir, ve aklı olan insan olan bundan tiksinir. "Aa bak Allah diyo adam" diye efsunlanmaz. Kim neyi niye dedi diye ölçüp tartar.
Yanlış anlamayın, demiyorum ki siz samimiyetsizsiniz. Kesinlikle hayır. Ama genel geçer kural gibi yazmışsınız. Katılmıyorum. Yanlış bence.
Adıyaman'ın en atayiz, en kitapsız, en imansız, en Allah'sız "dıjj güjjlerin" gücüyle yapılmış binası.
Adıyaman Belediye Başkanlığı binası için bunları diyemem, dersem çarpılırım.
Tunceli belediyesi* olsa neyse ama menzil tarikatın adeta kâbesinin bulunduğu vilayette Allahsız, imansız belediye olamaz değil mi?
*Belediye reyizi komoniz ya o yüzden şeyettim.
sorun değil, inançsız olmadığım halde daha önce çok defa gavur, ateist, deist v.s. ilan edildim.
allah kitap laflarından tiksindim çünkü hepimiz güçlüyüz, ettiğimiz duaları yerine getirebilecek güç bize verilmiş ama biz hep "allah bunaltmasın, allah yardımcın olsun, allah zihin açıklığı versin, allah korusun" gibi söylemler ile durumu geçiştiriyoruz.
benim görüşümce allaha edilebilecek dua şükretmek olur ama maalesef pek şükredecek durumda değiliz ülke olarak.
"allah korusun" derler, allah neden korusun? sen sağlam bina yapacaksın, işinde güvenliği elden bırakmayacaksın ve mümkün olduğu kadar günlük hayatında acele etmekten kaçınacaksın... acele etmek her iş için sorun teşkil eden bir durum, acele ile yemek yersin ve geniz borunu tıkar, acele iş yaparsın malzeme elinden düşer yada farklı kaza yaşarsın, aracını acele şekilde kullanırsın ve trafik kazasına neden olur...
"allah yardımcın olsun" lafı ise zaten beynime kan sıçratan türden. her koşul için insanlar bir birine yardım etme durumunda, bakın deprem yaşadık ve hiç ummadığınız ve "elin gavuru" dediğiniz insanlar binlerce km uzaktan geldiler ve insanlarımızı kurtarmak için emek verdiler ve buradan da ismini anmış olalım;
Bir kurtarma köpeği, adı Proteo. Meksika'dan ekibiyle beraber gelen bu kurtarma köpeği Türkiye'de deprem kurtarma çalışmalarında üzerine taş düşmesiyle can vermiş bir köpek. Her ne kadar pek bilinci ve zekası olmasa da insan kurtarmak için çalışırken ölmüş bir canlı ve bence heykeli yapılmalı. Akpliler bizi öldürüyorken bu köpek can kurtarmaya çalışırken hayatını kaybetti...
şimdi diyecekler ki "bu durumda siyaset olmaz, kurtarma çalışmalarında her partiden insan var ve yardımlaşma oluyor"... evet bu doğru fakat yıllardır dile getirdiğimiz bir özlü söz var; "ahmak dostun olacağına akıllı düşmanın olsun" demişler, akplinin iyiside ahmak dost oluyor ve amacı zarar vermek olmasa da zarar veriyor ve kimisi halen bunun farkında değil, gerçekten fedakar bir insan olabilir ve her şeyini paylaşan biridir ama sonuç itibari ile bütün bu ölümlerin sorumlularındandır farkında olmasa bile.
-----------
edit: nihat hatipoğlu bile isyan etmiş, bilimi dinlemeliyiz diyor... Bolu belediye başkanı da güzel bir çalışma başlatmış, giriş katı dükkan olan binalarda kolon kesme durumu tespit edilirse bina mühürlenecekmiş.
Arkadaşlar, modern tarihimizin en büyük doğal afetine binlerce senelik tarihimizin en dandik, en ahlaksız ve en basiretsiz yöneticilerinin yönettiği bir yapı içinde yakalandık.
Acımız her yönden çok büyük. O nedenle bu konuda kendi içimizde didişmek, kavramlar konusunda tartışmak bize yarar sağlamaz. Biz burada tartışırken Adıyaman'da Menzil hakimiyetini arttırıyor, Hatay'da da Suriyeliler sayılarını arttırıyor.
Aşağıya bir resim bırakıyorum. Bizler o gün yaşamasak bile bu fotoğrafı bir gün yeni jenerasyon görsün ve bu kepaze adamları unutmasın.
Fik fik konularda artık girmeyelim birbirimize. Ne ayıp, Samet Ağır ile fatih.met deprem başlığında birbirine giriyor. Rüyamda görsem inanmazdım.
Gönüllülere ihtiyaç var ....
Mücevher ihracatçıları birliği 10 tane seyyar mutfak kurmuş.
Her gün 20.000 kişiye yemek çıkarıyorlar.
Ahçılar henüz kapalı olan yazlık otel çalışanlarından temin edilmiş.
Fakat servis yapacak, ortalığı toplayacak, yardımcı gönüllülere ihtiyaç var.
Yemek karavanlarını 3 ay devam ettirmeyi hedeflemişler.
Yatacak konteyner var.
İçinde duş, tuvalet mevcut.
Gönüllü gitmek isteyen varsa bilgi verebilirse sevinirim.
@guven, geçmiş olsun. Bizim burada yüreğimiz daralıyor. Sizlerin sıkıntısını hayal bile edemiyorum.
Şu an bu konu içerisinde 5 kullanıcı var. (0 üye ve 5 misafir)