@Ahbap Haluk Levent'in deprem yardım coin cüzdanlarında 4 saatte toplanan para 840.000 dolar olmuş.
Bir yardım derneğinin coin olarak hesap açmasının nedeni acaba "Devlet, İstanbul Belediyesinde yaptığı gibi banka hesaplarına el koyar" korkusu mudur?
Bu soruna soruyla cevap vereyim. Aslında soruya soruyla cevap vermeyi pek sevmem. Kazanamayacağını bildiği halde niçin binlerce kişi seçimler de kendi cebinden milyonlarca lira harcar. Seçim bürosu tutar, içine eleman kor, gelip gidene cay çorba ikram eder, afiş pankart bastırır asar, seçim otobüsü tutar, işini gücünü bırakır sokak sokak gezer?
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:59 ----------
Altın yumurtlayan tavuğu kesmezler. Sadece yumurtladığı yeri değiştirirler. Bakınız deniz feneri. Küçük bir kanalda ufak bir dayanışma programıyken içindeki cevheri görüp bundan sonrasını biz hallederiz dediler.
Eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyelim lütfen.
Ayrıca bir dönem "dolandırıcı" olduğu gerekçesiyle hakkında 22 dava açılan bir adama güvenin, "alnı secdeye değen, dini bütün, namazında niyazında" siyaset erbabından kat kat fazla olmasını atayizlerin açıklaması gerekiyor
Türkiye'nin en güvenilir ünlüsü Haluk Levent neden Bitcoin/Altcoin reklamında oynadı?
Not: İzah edemediğim, edemeyeceğim bir şekilde ben de Haluk Levent'te her türlü kamu kurum ve kuruluşundan daha fazla güveniyorum.
Şahısların para toplamak için valilikten izin alması gerekmiyor mu?
İKİNCİ BÖLÜM
İzin, İzin Vermeye Yetkili Makamlar ve Başvuru
İzin alma zorunluğu:
Madde 6 – Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar.
Madde 7 – (Değişik: 4/11/2004-5253/38 md.)
Yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.
Burada yorum yapanlar, Devletin başında siz olsaydınız kesinlikle daha iyi yönetirdiniz bu ülkeyi. Klavyeden 3-5 tuşa basacak teknolojiyi geliştirerek bütün enkaz altında kalanları ŞAK diye çıkarırdınız. hatta depremi bile günler öncesinden farkedip herkesi kurtarırdınız.
Siz varya siz olsaydınız bu ülkede bir kişinin burnu bile kanamazdı. Bütün insanları dos doğru bir şekilde eğitirdiniz. Ülkedeki herkes Bilimde, ilimde, ahlakta 1 numara olurdu. Dünyanın en iyisi yok yok galaksinin 1 numaralı devleti olurduk.
Eskiden Estonya'da bir feribot kazası olmuş. Yetkililer "sorun yok" diye anons yapmışlar. Yolcular rahatlamış. Daha sonra feribot batmış ve yolcuların büyük bir kısmı ölmüş. O yüzden ben herkesin konuşması taraftarıyım. Herkes konuşsun herkes fikrini beyan etsin. Zaten biz yaşayarak öğrenen bir milletiz. Konuşalım ve yaşayalım. Teoriyi değil pratiği seven insanlarız. Deneyerek gelişeceğiz.
neden uyarılar olduğu halde ve depremler yaşandığı halde binalar sağlamlaştırılmadı ?
neden askerlik 18 aydan düşürüldü bedelli çıkarıldı ?
neden yeterli sağlık personeli ilaç hastane yok ?
neden yeni yapılan binalarda yıkıldı ?
neden gelişmiş başka ülkelerde 9 şiddetinde deprem olsa bile yıkım bu denli olmuyor ?
bunlara buyur sen cevap ver
lan orada on binlerce insan öldü, yaralandı ve kurtarılmayı bekleyen on binlerce insan var ,sağ kalanlar aç ,üşüyor ,neyin peşindesin ? daha da ağır konuşturma insanları, git siyasetini başka yerde yap ,eksikler belli eleştirmeyeceğiz de ne yapacağız
daha gönüllü gidecekler bile organize edilemiyor
Binlerce kişi ölmüş, binlercesi yaralı, binlercesi bu kış günü çoluk çocuk sokakta bu durumda vatandaş ağzını acıpta iki kelime konuşmasın mı?
En azından cep telefonu olan her kişiden hat başına depremde kullanılmak için her ay kesilen 9.43 lirayı sormayalım mı?
Şans oyunları, uçak bileti, gümrük işlemleri, pasaport harçlarından kesilen deprem vergilerini söylemiyorum bile.
26 Kasım 1999 dan beri devlet şakır şakır kesiyor bu paraları.
Nerede bu paralar nerede?
neyi eleştiriyorsun? klavye başında burada bilgi paylaşıyoruz, zira günlük hayata herkes bir şeyleri düzeltmek için çaba gösteriyor... insanlar Türkiye daha güzel olsun diye kimi zaman kavga ediyor, kimi zaman bedava çalışıyor ve kimi zaman para yardımı yapıyor, kimisi işinden oldu ve kimisi can verdi, kimisi gençliğini hapishanelerde geçirdi, kimisi beleşten polis jopu yedi v.s.
yani klavye başında şu foruma yazı yazıyoruz diye sen sürekli evde oturduğumuzu mu sanıyorsun?
tahrik edici konuşmayı bırakınız ve fikriniz ne ise onu paylaşınız... yıllarca sizin zihniyetiniz bir şeyleri düzeltemediği için bu günleri yaşıyoruz, o koltuktan kalkın gidin yada artık bizim dediklerimize kulak verin... yani bilmem farkında mısın binlerce insan birilerinin keyfi yüzünden deprem vasıtası ile can verdi ve devam ediyor şu anda.
edit: hem suçlu hem güçlü, ben şahsen utanırdım biliyor musun senin yaptığını yapmaya.
Yurtdışından yardımlarda bankalar transferlere çok fazla para kesiyor. Yani diyelim ki Berlin'den biri 50 euro gönderiyor, buraya 12 euro olarak ulaşıyor anca. bu kriptoparalarda transfer ücreti yok denecek kadar az. Yani 50 euroluk kriptopara gönderirsem eksilmiyor.
Kriptoparaların bir güzelliği de şu: şu adrese para gönderin dediler ya, o adrese isteyen herkes ne kadar girmiş, ne kadar çıkmış bütün hareketleri görebiliyor, hepsi şeffaf ve açık, yani hile yapma şansları yok. ne kadar para girdi belli, oradan parayı çekeceği hesaba giden de belli olur, oradan da bankaya transfer dekontunu paylaştı mı gayet de şeffaf bir süreç olmuş olur.
Kripto parayla bağış toplayabilirmiyiz diye gidip masaka danışan adam emin ol bunları düşünmüştür...
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:54 ----------
Niye çemkirdiğinizi anlamadım.
Başka bir şeylere kızmış olmalısınız
Yetkin, konusunda uzman ve eğitim almış kişilerin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Onun eşi, dostu, akrabası, bizdendir diye getirilen insanların başkaların ağzına bakarken iş yapamadığını, organizyonları yönetemediğini gördük. Kriz anlarında panik yapanların kriz merkezlerine nasıl atandıklarını gördük. AFAD tarafından Pilot bölge seçilen Maraş'ta bile nelerin yaşandığını/yaşanamadığını gördük.
Toplanan vergileri, AFAD ve Kızılay'da yapılanları yazmıyorum bile.
Lojistiğin ne kadar önemli olduğunu Rusya-Ukrayna Savaşı nda gördük. Askeri helikopterler uçaklar, cumhurbaşkanlığı uçakları daha yeni sahaya çıkıyor. Donanma hala ortalıkta yok.
Biraz eleştiri yapmalıyız, biraz öneri vermeliyiz kafamız bastıkça; ki ailemiz, arkadaşlarımız, biz bir daha böyle bir olay yaşamayalım. Bizim seçtiğimiz insanlar bize hizmet versin. İşyerlerimizde bile yöneticilerimizin her dediğini yapan, öneri vermeyen, eleştirmeyen, susan var mı?
Canlar yanarken eleştirinin ve partizanlığın bile bir sınırı olmalı, herkes her şeyi konuşsun. Ama anti tezi mutlaka olsun. Eleştiri de bile tembeliz, daha ne olsun.
Adapazarı depreminde enkazlar arasındaydım, tv de gördüklerim bile ne kadar kötü bir felaket yaşadığımızı anladım. Kimse imkansızı beklemiyor. Sadece iyi organize olmuş, bütün olanakları ile seferber olmuş bir devlet görmek istiyor İnsan o durumda. O kadar acının, umutsuzluğun ve korkunun arasında bir güç, umut, eş dost görmek istiyor.
Deprem yönetmeliği çıkacak, 1 2 yıl denetlenecek, adım adım gevşeyecek. Çünkü müteahhitler fazla kar yapamayıp baskı yapacak. İmar affı çıkacak, belediye kontrol bile etmeyecek evleri, sadece para alacaklar. 30 yılda bir binlerce insan, sürekli altyapı ve üstyapı çalışması... Yazıktır, günahtır.
Marmara Depremi için de korkarım tekrar aynı şeyleri göreceğiz.
Afad gonullusu olarak yardima Malatyaya giden arkadaslarim ile gorustum. Suan depremzedelerden hicbir farkimiz yok, hicbir faydamiz yok hicbirseye diyorlar.
Gerekli ekipman, kaynak, egitim ve organizasyon olmadan bolgeye yardima giden sivillerin yarari olmayacagi gibi, kendileri yardima muhtac duruma dusuyor.
Bolgemizden yola cikacak 150 kisilik gonullu ekibinin bircogu bolgeye gitmeme karari aldi bu yuzden. Ucakta gereksiz insan yerine, ihtiyac esyalari gitse daha iyi dediler.
Devlet, hukumet ve Afad resmen hukumsuz. Yetersiz de demiyorum. Hukumsuz. Afad "cumhurbaskanimizin talimati ile bolgeye gittik" diyor. Talimat vermese gitmeyecektiniz yani.
Kizilay nerede? Kizilay cadirlari battaniyeleri ve butun imkanlari nerede? Asker nerede? inanilir gibi degil.
Ucak pistleri yarilmis yikilmis tamam lojistik cok zor. Bu ulkede hic helikopter yok mu? inanilir gibi degil. Suan askeri sivil butun helikopterlerin vizir vizir bolgeye kalifiye eleman ve yardim goturmesi gerekiyor.
Kafayi yememek elde degil. Reisin insafina mi kaldi yuzbinlerce insanin hayati? hepsi talimat mi bekliyor?
Afadin basindaki hain, Reisine hersey kontrol altinda mi diyor?
Bunun cozumu halki enkaz altinda biraktiktan sonra "aninda" kurtarmaya calismak degil, deprem altinda yikilmayacak dogruduzgun bina yapmaktir.
Bir yakinim Izmit depreminde Golcukteydi. Zamaninda Amerikalilarin kendi personelleri icin yaptirdigi bir apartman dairesinde yasiyordu. Hatta o daireyi alirken, daha yeni ve guzel daireler varken acaba bunu alsam mi diye ikilemde kaldigini hatirliyorum. O yeni guzel ve cafcafli apartmanlarin hemen hemen hepsi yikildi. Zamaninda Amerikalilarin kendi personelleri icin yaptirdigi eski binalarin hepsi hala ayakta, catlak bile yok. Degerlendi hepsi.
Dunyanin hic bir yerinde "deprem oluca enkaz altinda kalan 10000 kisiyi 3 saat icinde cikartmak icin hazir bakimli is makinesi ve egitimli personel bekletelim" gibi bir sacmalik olmaz. Buna surekli harcanacak devasa masrafi saglik (ya da trafik, ya da egitim, vs.) sistemine yonlendirseniz coook daha fazla hayat kurtulur. Cozum olarak ordunun buyutulmesi ise daha buyuk sacmalik.
@hasmet,
Bu işin çözümü orduyu büyütmek veya sivil teşkilatlarla farklı bir yapıya büründürmek.
Böyle bir maliyet yapılır ve yapılmalı.
Ama bu milli seferberlik kapsamında olmalı.
3 saatte 10.000 kişiyi kurtaramazsınızda 5.000 i kurtarırsınız.
Binalar elbet dayanıklı olmalı.
Dahada önemlisi, dere yatağı, fay hatlarına inşaat yapılmamalı.
Özetle, ne kadar sağlam bina yaparsan yap, savaş halinde yıkılacaktır.
Yine bir kurtarma ekibine ihtiyac6n olacak.
---------- Mesajlar birleştirildi - 21:15 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:13 ----------
Gölcükte Amerikalıların yaptığı binada geçti yedek subaylığım. Hatta binada yürürken orta kısmında zemin aşağı yukarı esnerdi sinir olurdum.
99 depreminde o bina yıkılmadı ama salaklar doklarun dibine yaptığı için bina direk denize devrildi.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)