Bu tür mevzularda ya alttan alacaksınız ya da siz de onlar kadar maganda olacaksınız. Adamın Saç tıraşından ne halt olduğu belli "özür dilerim beyefendi" mi diyecekti ki?
Değerli arkadaşlar kavga etmek kolay birşey değil. Sigara içen ve spor yapmayan standart bir kişinin 15-20 saniye dövüşebilmesi imkansıza yakın, çok zor. Zaten halkımızın bir çoğunda dövüş "sen kimsin? esas sen kimsin? hayır, sen kimsin?" minvalinde itip kakmaktan ibaret olduğu için alelade bir yumruk bile çoğumuzun elektriğini kesip bizi patates edebiliyor. Hani daha tabanca, bıçak, sopa gibi bir silahlı kişi konusuna girmedim bile. Geçmişte sürekli kavga etmiş biri olarak geçen sene kafam bir dünya 2 tane gence saldırdım, Allah razı olsun beni çok güzel dövdüler de aklım başıma geldi.
bir kaç anımdan bahsedeceğim, olay ile ilgili düşüncem en alt satırda --- ve +++ olanlar, gerisi benim hayat hikayem.
1- bir kaç gün önce bir arabanın sol kapısına çarptım... ("iyi misin? motorda bir şey var mı?" diye sordu ve bende "iyiyim, motorda bir şey yok" dedim... arabasına zarar verdiğim için özür diledim, oda aynaya bakmadım ben hatalıyım dedi ve ayrıldık)
2- iki sene önce bana çarparak neredeyse ölümüme sebep olan bir kamyoncu vardı... (ayağım alçıda evde yatarken ziyaretime geldi ve sorun yaşamadık onunla da)
3- etrafına bakmadan U dönüşü yaptığı için kaza yapıp uçmama sebep olan bir genç vardı... (yerde sürüklendiği için motorumun kafası ve bloğu çizildi + sinyal kırıldı ve bende yerde üç dört metre sürüklendim ama sonra baktım ne motorda ne de bende ciddi bir şey yok, genç için iyi bir ders oldu diye düşünüp tutanakla polisle uğraşmayayım, zaten isteyerek yapmadı dedim ve biraz da ben dikkatsizdim, güzel gene ayrıldık)
4- site girişinde güvenliğe kimliğimi verdim ve giriş onayı beklerken bir "wolswagen transporter" arkadan çarptı hafifçe, "noluyor deyip arkaya baktım ve adam "kusura bakma görmedim" dedi ve bende "arabanın tamponu çizildi" dedim... umursamadım onu da.
olay sonrasında bu insanlar ile hiç sorun yaşamadım, onlara kızgın değilim ve başka kazalarım da oldu ufak tefek, farkındalıkları zayıf ve çevrelerine zarar veriyorlar ama bunu isteyerek yapmadıklarını biliyorum...
benim kızdığım nokta bilerek kışkırtıcı hareketlerde bulunanlar;
Dün işten gelirken öndeki arabaya yol vermek için cadde de durakladım ve arkada "mercedes vito" korna çaldı ve çok hızlı bir reflex ile "ne var lan" diye bağırarak el kaldırdım ve bir baktım içinde masum masum bakan beyefendi görünümlü iki insan... sonra "yapmayın böyle şeyler" deyip hemen önüme dönüp devam ettim.
-yani insanların farkında olarak saygısızca davranmadıkları sürece başıma ne gelirse gelsin kızmadığımı fark ettim. fakat bana zarar vermemiş olsa bile hareketlerine sinir olup kavga için kovaladığım yada bağırdığım insanlar oldu... Ama kesin bir şey var ki ben motosikletimden inip araca doğru yürüyor isem bunun amacı kesinlikle o arabadaki şahsiyete zarar vermektir. istanbul avcılar ve beylikdüzü'nde böyle iki olay yaşadım, konuşulcak tipler değil direk dalacaktım ama ikisi de kaçtı ve beylikdüzü olayını zaten önceden anlattıydım, bana çarpıp beni düşürüp kaçmıştı...
---yani bu videodaki arkadaş arabanın üzerine yürümüş ve haklı iken saldırgan davranarak haksız duruma düşmüş... bu hareketi ben yapacak olsam kesinlikle adama fiziki zarar vermek için yapardım ve silah yada bıçak varsa da çekmesine mahal vermeden saldırırdım. yani başka ne amacı olabilir? ayak üstü trafik içerisinde adama hayat dersi mi vereceksin? trafikte aracından inip bir başka aracın üzerine yürümenin bir başka sebebi olabilir mi?
+++bu durumda minibüs içindeki karakter yoksunu kişi de bıçak ile kendini fiziki zarardan korumaktan ziyade artistlik yapmak için kullanmış hem de suçlu olduğu halde...
Gazı açıp çıkıp gitmek varken, adamı durdurup kıçına 7 tane delik açtırmak.
Mazojist galiba bu motoru süren arkadaş.
Çok güzel imdat ambulans diye feryad ediyor.
Bugün ters yola giren birine yanında da başlıktaki gibi birisi var (benim şeridime değil, iki şeritli bolunmus yolda diğer seride giriyor karşımdan yan seritten geliyor, bir sapak için 30-40 metre mesafe kazanacak sadece)..
Ne yapıyon diye bagirdim durduk ' 'biliyormuş yolun ters oldugunu' ,ve kendini haklı sayar tonda söylüyor bunu 'girmeyecen o zaman ' dedim aklıma başlık da geldi, istese aracı önüme bile kirabilecek konumda araç zaten ..Gazladim yoluma baktım, bir saat kadar rahatsızlık hissettim biraz ama beladan kacmak da lazım , aslında zor olan ama, bitmeyecekler sonu yok..Trafikte kurallara uyarım, son zamanlarda ya bir makascı ya şerit ihlali yapana gün aşırı denk geliyorum bir kaç aydır..
Eskiden çok tartışırdım trafikte falan, çok laf koyardım, gençlik de vardı. hatta üzerime gelen birine yumruk atıp adamı bayıltmış sonra korkup panikle kaçmıştım, dengem bozulduğu için de motor düşmüştü, neyse ki hafif motordu kaldırmıştım. şimdi içimden küfür edip gidiyorum. hem araba ile hem motor ile.
Yoğunluktan foruma girmemişim neler konuşulmuş neler...
Mesleki bilgimi eleştiren ve kendi bilgisinin daha iyi olduğunu iddia eden üye arkadaşımız olduğunu gördüm. Kendisi daha iyi biliyordur belki gerçi bu durumu çok fazla yaşadığımız için oldukça alışkınız, toplumumuz da herkes her şeyi bilir tabi. Yargılama esnasında vekalet ücreti vermek istemeyen bazı şüpheli şahıslarda aynı şeyleri söylemekte, hüküm açıklandıktan sonra ise telefondan kurtar bizi diye ağlamıyor değiller.
Şahsım ve mesleğim hakkında yorum yaptığınıza göre hukuki görüşünüzün ve hukuki bilginizin yeterli seviyede olduğuna inandığınızı varsayıyorum. Öncelikle şunu bilmelisiniz ki kanun koyucu tarafından belirlenen hukuk normunun hakim tarafından uygulanması ayrı bir durumdur. Kanun koyucu tarafından belirlenen hukuk normunun bir takım eksiklikler içermesi sebebiyle toplumu ve kamu vicdanını kanatması apayrı bir durumdur.
Ben ne yazmışım bir bakalım.
Buradaki yazımda hakimin yanlış bir karar verdiğini söylememişim. Fakat saldırganın serbest bırakıldığı bu hukuk normunu eleştirmişim.
Anayasa ve kanunları iki tane okuduğunuz yazı ile çok bildiğini sanan sizlerde "hakim doğru karar vermişşş, motorcu kardeşimizi 7 yerinden bıçaklayan şahıs serbest kalmalıydıı..." diye laf salatası yapıyorsunuz. Sizler saldırganın serbest bırakılmasından memnunsunuz anlaşılan. Bu bıçaklanan arkadaş yerine sizlerde olabilirdiniz!
Maalesef mahkemelerde yaşadığımız ve kamu vicdanına büyük darbeler vuran çeşitli hadiseleri yakinen görmekteyim. Yaralamalar, hırsızlıklar, tehditler... Üstelik en son yürürlüğe giren infaz yasasındaki değişiklik ile çoğu suçun yatarı bile olmuyor.
İnsanlarımızda adaletin olmadığı inancını veren ve mülkün yani devletin temeli olan adalet inancının zayıflaması zamanla toplumu ve devleti temelden sarsacaktır. Sosyal medyadaki tepkilere göre bir şüphelinin tutuklandığını görüyoruz arkadaşlar! Bir şüphelinin tutuklanıp tutuklanmayacağı Ceza Muhakemesi Kanununun 2. Bölümündeki "Tutuklama Nedenleri" başlıklı 100. madde ve devamındaki hükümlere göre belirlenir. Bu hükümlerin ve infaz kanununun yasa koyucu tarafından yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Sokak ortasında bir motorcu kardeşimizi 7 yerinden bıçaklayan psikolojik sorunu olması kuvvetle muhtemel bu kişi sokakta, trafikte dolaşmaya devam etmekte ve yarın başka bir vatandaşa daha zarar verme potansiyeli bulunmakta olan bu şahıs serbest bırakılıyor. Sıkıntı büyük...
Bunlar da hakketen, iyiymiş.
---------- Mesajlar birleştirildi - 03:25 ---------- bir önceki mesaj zamanı 03:21 ----------
Amma ben bunların yerZÜLFİKAR ı tercih ederdim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 03:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 03:25 ----------
Yerine ZÜLFİKAR
"Yav nasıl oluyor da oluyor?" diye merak edenler için Nazlı ÇUBUKLU isimli bir ablamız hızlı yazmış, tez yazmış.
CEZA YARGILAMASI HUKUKUNDA TUTUKLAMA Yüksek Lisans Tezi
Oncelikle 2 kisinin yazisini da alintiladiginiz icin kime bilgisiz uye dediginizi bilemiyoruz. Yukaridaki dava dilekcesi gibi yazinizi yazarken ona da dikkat etseydiniz keske.
Ben sadece garibime gitti yazdim, bundan mi alindiniz? Hala garip cunku. Konuda bir cok insan "nasil birakiyorlar? nasil ceza almiyor? Serbest mi kalacak?" yazarken -belki artik bikmissinizdir, belki karismak istemiyorsunuzdur, belki aciklamak zor gelmistir, belki ucretsiz danismaya giriyordur onu bilemem- sizin mesleginizden uzak sekilde sadece "yaziklar olsun" yorum yapmaniz garibime gitti.
Yukaridaki dava dilekcesi gibi yaziniz yerine basitce olasi tahliye sebeplerini, neden sahsin tutulamayacagini anlatabilirdiniz 2-3 cumle ile. Onun yerine, sadece yaziklar olsun diyen bir avukatin miras vs davalarda uzman oldugunu digerleriyle cok ugrasmadigini da dusunebilirim, ki bu da normal benim acimdan.
Insanlara ustten bakmak, okudugunuz iki yazi ile filan diyerek kucumsemek yerine, yazinin nerelerinin yanlis oldugundan da bahsedebilirdiniz. "Cok bildigini sanan" kisilere direkt yazarsaniz iyi olur, yoksa yukaridaki hamasi yazilarinizin hic bir okunabilirligi yok.
Sadece sunu yapsaydiniz da yeterliydi, merak etmeyin telefonda aglamayiz. Simdi yukarida bu kadar laf salatasi icin de danismanlik ucreti aliyor musunuz?
https://mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/...1-20110808.pdf
Bu arada yukaridaki metin en sonuncusu mu bilemiyorum, avukat degilim o yuzden anlamiyorum.
7 kere bıcaklayıp öldüremediği için ödül olarak salmışlar sanırım.
Cok sacma, 7 darbe öldürmeye teşebbüstür. adam yaralama olarak değerlendirilmemeli.
NE kadar boktan bir ülkede yaşıyoruz
Öncelikle ben bu foruma, forumun avukatı olarak değil, bir motosiklet sürücü olarak üyeyim. Fakat başına kötü bir durum gelmiş yardıma ihtiyacı olan motorcu kardeşlerime her zaman yardımcı oldum. Forumdaki arkadaşların "..aa bu avukat nasıl bunu yazar vs.." demelerini mesleğimi öne çıkarmalarını hatta profil fotoğrafımı buraya koymalarını başından saçma buluyorum. Fakat mesele şahsıma ve mesleki yeterliliğime hakaret noktasına vardığını gördüğümde müdahale etme zorunluluğu hasıl oldu. Bu konu itibariyle size bir şey anlatmanın veya tutuklamanın tedbir mi infaz mı olduğu, bir şeylerin değişmesi gerekliliğinin açıklanmasının bir anlamı yok size bir faydası yok. Avukat kimliğimi konuşturayım iki üç kelam yazayım derdinde olan bir insan hiç olmadım. Üstelik yoğun iş temposundan sonra hadi bir motosiklet.net'e diğer sitelere göz atayım düşüncesinden sonra uzun uzadıya buraya bazı şeyleri açıklamamı beklemeyin lütfen...
Birinci olarak forum konusundaki mevcut olay kovuşturma aşamasında değil soruşturma aşamasında. Suçun "sübuta" ermiş sayılr mı diye sormuşsun. Tdk'ya bakalım forumdaki arkadaşlarda görsün ne demekmiş sübut. TDK, sübut: "Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma." Tabi hukuki olarak suçun sübuta ermesi için ifadelerin alınması, bilirkişi raporu vs tüm delillerin toplanması gerekiyor.
Bakın, on binlerce sayfa kitap okuyup, çok kıymetli hocalardan dersler eğitimler aldık, sınavlara girdik. Bazı hukuki olguların temeli bu eğitimleri almamış insanlar tarafından anlaşılması zor oluyor.
Yukarıda mesajımda tutuklama nedenlerinin hangi kanuna, maddeye göre yapıldığını yazdım. Keşke dikkatli okusaydın. Henüz sabah olduğu ve biraz vaktim olduğu için kısa bir bilgilendirme yapacağım.
İkinci soruna gelince,
Yani tutuklama kararı vermek için cezaya veya güvenlik tedbiriyle ölçülü olmak zorundasın. Yani TCK veya İnfaz kanununda isnat edilen suç için hapis cezası veya güvenlik tedbiri olarak yatarı olmayacaksa tutuklama kararının verilmesi ölçülü olmayacaktır. Hakim ve savcı arkadaşlarımızla da dışarıda bu konuları konuşuyoruz. Kendileri de şikayetçi. Hukuk normunun ısrarla düzeltilmeyen bu eksiklikleri yüzünden birçok kişiyi salıvermek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.CMK
Tutuklama nedenleri
MADDE 100.- (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya
sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
Gelelim ikinci fıkraya,
Üçüncü fıkra,(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
Ayriyeten günümüzde sosyal medya üzerinden çok tepki olunca da şüpheli tutuklanabiliyor.(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; (1)
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar,
2. Kasten öldürme,
3. Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten
yaralama,
4. İşkence,
5. Cinsel saldırı,
6. Çocukların cinsel istismarı,
7. Hırsızlık ve yağma,
8. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma,
10. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar,
11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, b) 10.7.1953 tarihli ve 6136
sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları.
b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde
12) suçları.
c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
3. fıkrada Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama, diyor. Bizim olayda silahla(bıçak) motorcu kardeşimizi yaralıyor. Yani özetle aslında tutuklayabilirdi fakat infaz kanununa göre suçun yatarı olmadığı için hakim serbest bıraktığını görüyoruz. Ben hakim meslektaşım yerinde olsaydım bu maddeye dayanarak tutuklardım. Fakat hakimi de eleştirmedim. Çünkü suçun zaten yatarı yok 100. maddeye göre ölçülü davranması gerekiyor. Yine de hakim kişinin türk vatandaşı oluşu, ikametgahının bulunması, kaçma veya delilleri karartma şüphesinin olmaması sebebiyle tutuklamamış. Hapishaneler dolu olduğu içinde genellikle serbest bırakmaya çalışıyorlar.
Asıl mesele şu ki bu kanunlar değiştirilemez diye bir kural yok. Kanunlarında birçok eksikliği bulunmaktadır. Özellikle yeni infaz kanunu(af diye gündeme gelen) ile birçok suçun yatarı yok. Böyle olunca motosikletini çalar, trafikte magandalık yapar, yaralar sonra mahkeme çıkışında ise yüzüne sırıtarak serbest kalır. Sonra bunu onuruna yediremeyen insanlar silahını alır toplar ailesini şüphelinin evini basar, ölür öldürür... Özetle adalet mahkeme de aranmaz. Soruşturma aşaması ayrı kovuşturma aşaması ayrı ele alınmalı. HAGB denen bir şey de var. Bu konu deryaa deniz... Bu konu bizim toplumun yapısının ele alınarak yapılması gereken derin çalışma olmalı. Günümüz hukuk teorisinde genellikle şüphelinin salıvermesi niyeti öne çıkmaktadır. Bizim kanunlarımızda buna uygun inşa edilmiştir. Toplum olarak Avrupa'dan farklı olduğumuzu kabul etmemiz elzem. Eğitimli, kültürlü, bilgili toplumumuz yok. Ülkedeki trafik kültürü de bunun neticesi.
Ne adamlar görüyorum suçu işler ne var abi delikanlı gibi yaptım der, fakat bu adamlar içeri girince mum gibi olur ve bir daha köpekle bile sataşmam abi derler. Ama aynı adam içeri girmeseydi yarın aynısı başka bir kişiye yine yapacaktı.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:41 ----------
Edit: https://www.dha.com.tr/gundem/umrani...alamis-2135696
Tepkiler olunca herifi tutuklamışlar. Umarım hukuk sistemimizin nasıl işlediğini anlamışsınızdır.
@Av.Rider,
Rica etsem şu "tahrik" mevzusuna, motosiklet kullanıcısı olarak karşılaşılabilecek bir kaç somut örnek verebilir misiniz?
Örneğin,
Küfür (galiba bununda bazıları tahrik, bazıları tahrik olmuyor)
El kol hareketi
Trafikte başkasının canını tehlikeye atacak hareket
gibi...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)