Enduro rotası olarak Antalya Akseki’den başlayıp Niğde Aladağlar’a uzanan trans toros doğu rotası ve Fethiye Antalya arasında trans toros batı rotası muhteşemdir.
espresso adlı üyeden alıntı
Çatalca Trakya gibi, yani her ne kadar artık İstanbul olduğu için karışmış olsa da en azınan köftecileri ve kasapları Trakya'yı aratmıyor. Sucuk vb. için Çatalca'ya gidip geliyorum zaten.
Geçen ay Tommygun ile Tüyap önünde buluşup Çatalca-subaşı-yalıköy-çilingöz turu yaptık, çok güzeldi. Bana kalsa Şile darlık taraflarına gitmem, buralarda geçilen köylerde köfteciler var, gözlemeyi gözüm görmez köfte varken.
Ağustos ayı sonu Lüleburgaz'da Kent ormanı denen bir yerde izci kampı varmış, eşim ve çocuklar izci, beni de çağırıyorlar, onlar arabayla gitsin ben de motorla giderim diyordum. Kent ormanı dedikleri yer de eskiden askeriye olan bir yerdi, sonradan belediyeye devredilmiş, belediye de kent ormanı yapmış. Liseli falan yaşlarda Lüleburgaz Edirne bayırı denen yerde mangal yapar şarabımızı biramızı alıp akılırdık kimse de bir şey demezdi, kimseyi rahatsız da etmezdik zaten öyle rahat bir yerdi. Ama en az 20 yıldır en fazla yılda bir falan gitmişimdir orada pek kimse kalmayınca gitmeye bahane de olmuyor. Bak yine trakya özledim.
İğneada da daha ortaokul çocuğu yaşlarındayken mahalleden çocuklarla babamın arabaya doluşup gider çadır kurardık, bizi en az bir hafta sonraki haftasonuna kadar yalnız bırakırlardı, zaten oradaki kamp yerinde etrafta hep tanıdıklar olurdu.
Kıyıköy'e de en son 1997 yılbaşında gitmiştim, eskiden sakindi kalabalık değildi. tabi yıllarca gitmeyince şimdi çok değişmiştir. Haritalardan bakınca bir sürü kamping işletmesi görüyorum ama hangisi iyidir google yorumları kafa karıştırıyor, gidip görmüş olanları fikri daha iyi oluyor bu yüzden.
Çocuklarla kampa gitsem pek deniz aramayız, çadır kuralım, etrafta yürüyecek orman falan olsun, deniz olsa da olur. bu açıdan kıyıköy iyi hem fazla uzak da sayılmaz.
Abi sen Lüleburgaz, Edirne bayırı dedin beni benden aldın. Ben aslında tekirdağlıyım ama Lüleburgaz'da on yıl yaşadım. Hala hayallerimin şehri Lüleburgaz, beş yıl önce ayrıldım oradan ve hala arkadaşlarımla görüşürüm, hala edirne bayırına gider apış arasına soğuğu yerleştirir adabımızı bozmadan arabada takılırdık. Yaş otuzdokuz oldu.
Kent ormanını da ben son gittiğimde tabelasını gördüm ama gitmedim. Anladığım kadarıyla askeriyenin eski yeri yazmışsınız biz işte Edirne bayırı gibi gider takılırdık oralarda.
Ah be abi ben şimdi olsaydım Burgazda atla gel bir edirne bayırı yapalım derdim, sonra tuna çorbacısında birer işkembe yapardık. Burgazda bir de uyuklukçu aga meşhurdu, uykuluk yapardık birer tane de ah be abi ah be..
Arada nefesim kesiliyor özlüyorum Trakyayı.
Neyse artık bursaya gelirseniz pideli köfte yaparız. Ben bursa da iskender meşhur diye biliyordum ama burdaki herkes pideli köfteden bahsediyor.
Üzerinde süt helvası yaparız ve trakyayı anlatırız.
Hayırlı akşamlar diliyorum.
Bu yolu merak ediyorum. İki sene önce gittiğimde Şarköy-Tekirdağ arası yol araba için bile baya kötüydü. Arkadaşlar sonradan baya düzelttiler falan dediler ama, cesaret edip bir daha girmedim. Keşan Malkara üzerinde gittim hep.
Şimdi nasıl acaba ?
Rotaya tekrar baktim, hem bundan hem de Kavakkoy-Kizilcaterzi-Senkoy-Sarkoy rotasindan gectim. Yol kotu degil, video bile vardir bende biraz kurcalasam arsivi. Forza 250 ile gectim oralardan hesap et hocam
Sarkoy-Gazikoy arasi bozuk denemez ama cok kaliteli de denemez, arabalar kamyonlar, traktorler bozuyor sonucta yolu. Ama Gazikoy'den sonra yol cok iyi, ozellikle Ucmakdere'den yukari cikinca sorun yok. Sonrasinda ise Barbaros tarafinda yol calismasi vardi gecen yil, bitmistir herhalde.
Neredeyse 1 yil olmus ama okumani oneririm.
https://gurcanozturk.com/2021/09/04/...efte-tekirdag/
Canakkale'desin (merkezde misin bilmiyorum aslinda) hocam ayiptir, sana daha yakin ucmakdere bize gore
Yakın zamanda oradaydım Kumbağ-Barbaros yolları asfaltlanmıştı ve ilk defa güzeldi. Uçmakdere dağ yollarında da çok fazla kum ve mıcır gördüm, oralara dikkat. Zaten bahsedilen güzergahta riskli diyebileceğimiz tek yer Uçmakdere, geri kalan her yer sıkıntısız, kolay yollar.Rotaya tekrar baktim, hem bundan hem de Kavakkoy-Kizilcaterzi-Senkoy-Sarkoy rotasindan gectim. Yol kotu degil, video bile vardir bende biraz kurcalasam arsivi. Forza 250 ile gectim oralardan hesap et hocam
Sarkoy-Gazikoy arasi bozuk denemez ama cok kaliteli de denemez, arabalar kamyonlar, traktorler bozuyor sonucta yolu. Ama Gazikoy'den sonra yol cok iyi, ozellikle Ucmakdere'den yukari cikinca sorun yok. Sonrasinda ise Barbaros tarafinda yol calismasi vardi gecen yil, bitmistir herhalde.
Neredeyse 1 yil olmus ama okumani oneririm.
https://gurcanozturk.com/2021/09/04/...efte-tekirdag/
Canakkale'desin (merkezde misin bilmiyorum aslinda) hocam ayiptir, sana daha yakin ucmakdere bize gore
İlçedeyim, merkezde değil ama sizden daha yakın olduğum doğrudur.Rotaya tekrar baktim, hem bundan hem de Kavakkoy-Kizilcaterzi-Senkoy-Sarkoy rotasindan gectim. Yol kotu degil, video bile vardir bende biraz kurcalasam arsivi. Forza 250 ile gectim oralardan hesap et hocam
Sarkoy-Gazikoy arasi bozuk denemez ama cok kaliteli de denemez, arabalar kamyonlar, traktorler bozuyor sonucta yolu. Ama Gazikoy'den sonra yol cok iyi, ozellikle Ucmakdere'den yukari cikinca sorun yok. Sonrasinda ise Barbaros tarafinda yol calismasi vardi gecen yil, bitmistir herhalde.
Neredeyse 1 yil olmus ama okumani oneririm.
https://gurcanozturk.com/2021/09/04/...efte-tekirdag/
Canakkale'desin (merkezde misin bilmiyorum aslinda) hocam ayiptir, sana daha yakin ucmakdere bize gore
Haftasonları keyfim olduğu zaman işim oluyor, işim olmadığı zaman da keyfim olmuyor. Bir de tek gezmelere henüz alışamadım henüz. Bahane çok bende.
Sezon bitmeden o tarafa doğru gitme planım var ama, umarım.
Çatalca Trakya gibi, yani her ne kadar artık İstanbul olduğu için karışmış olsa da en azınan köftecileri ve kasapları Trakya'yı aratmıyor. Sucuk vb. için Çatalca'ya gidip geliyorum zaten.
Geçen ay Tommygun ile Tüyap önünde buluşup Çatalca-subaşı-yalıköy-çilingöz turu yaptık, çok güzeldi. Bana kalsa Şile darlık taraflarına gitmem, buralarda geçilen köylerde köfteciler var, gözlemeyi gözüm görmez köfte varken.
Ağustos ayı sonu Lüleburgaz'da Kent ormanı denen bir yerde izci kampı varmış, eşim ve çocuklar izci, beni de çağırıyorlar, onlar arabayla gitsin ben de motorla giderim diyordum. Kent ormanı dedikleri yer de eskiden askeriye olan bir yerdi, sonradan belediyeye devredilmiş, belediye de kent ormanı yapmış. Liseli falan yaşlarda Lüleburgaz Edirne bayırı denen yerde mangal yapar şarabımızı biramızı alıp akılırdık kimse de bir şey demezdi, kimseyi rahatsız da etmezdik zaten öyle rahat bir yerdi. Ama en az 20 yıldır en fazla yılda bir falan gitmişimdir orada pek kimse kalmayınca gitmeye bahane de olmuyor. Bak yine trakya özledim.
İğneada da daha ortaokul çocuğu yaşlarındayken mahalleden çocuklarla babamın arabaya doluşup gider çadır kurardık, bizi en az bir hafta sonraki haftasonuna kadar yalnız bırakırlardı, zaten oradaki kamp yerinde etrafta hep tanıdıklar olurdu.
Kıyıköy'e de en son 1997 yılbaşında gitmiştim, eskiden sakindi kalabalık değildi. tabi yıllarca gitmeyince şimdi çok değişmiştir. Haritalardan bakınca bir sürü kamping işletmesi görüyorum ama hangisi iyidir google yorumları kafa karıştırıyor, gidip görmüş olanları fikri daha iyi oluyor bu yüzden.
Çocuklarla kampa gitsem pek deniz aramayız, çadır kuralım, etrafta yürüyecek orman falan olsun, deniz olsa da olur. bu açıdan kıyıköy iyi hem fazla uzak da sayılmaz.
Riser uygulamasını bilmiyordum, teşekkür ederim çok iyi oldu
Bu tarz rotalar paylaşıldığında aklıma hep şu soru gelir; millet bir günde 700-800-900 kilometrelik yolları nasıl tamamlıyor?
Sonra hemen "hesaplayan adam" moduna girip şöyle bir hesap yaparım:
Saatte 100 km ortalama hızla gitsen, 800 km yol için en az 8 saat lazım.
Yemekti, molaydı, dinlenmeydi, manzaraya bakmaydı gibi aktiviteler için en az (toplam) 3 saat ayırsan, etti 11 saat.
Gezi için ayırdığın saat aralığı 07:00 - 21:00 olsa, 14 saatin var zaten.
Bu hesaba göre 3 saat kalıyor geriye.
Ama sürekli olarak saatte 100 km ile gidemezsin, ekstra işler için 3 saat ayırmak yetmez vs.
Bir de bu işin yaratacağı feci bir yorgunluk var.
Yahu millet nasıl yapıyor bu işi
Çok mu hızlı gidiyorlar (200'le mesela), hiçbir yerde durmuyor mu bu insanlar, elleri acımıyor mu, sırtları ağrımıyor mu, bacakları kasılmıyor mu?
Yoksa ben mi çok yaşlıyım?
Merkeze her gidip geldiğimde, hepi topu git gel+şehir içi 170 km falandır, yoruyor beni. Benim makinenin naked olmasının, uzun yol için herhangi bir aksesuarı olmamasının ve buraların baya rüzgarlı olmasının da etkisi var tabi.Bu tarz rotalar paylaşıldığında aklıma hep şu soru gelir; millet bir günde 700-800-900 kilometrelik yolları nasıl tamamlıyor?
Sonra hemen "hesaplayan adam" moduna girip şöyle bir hesap yaparım:
Saatte 100 km ortalama hızla gitsen, 800 km yol için en az 8 saat lazım.
Yemekti, molaydı, dinlenmeydi, manzaraya bakmaydı gibi aktiviteler için en az (toplam) 3 saat ayırsan, etti 11 saat.
Gezi için ayırdığın saat aralığı 07:00 - 21:00 olsa, 14 saatin var zaten.
Bu hesaba göre 3 saat kalıyor geriye.
Ama sürekli olarak saatte 100 km ile gidemezsin, ekstra işler için 3 saat ayırmak yetmez vs.
Bir de bu işin yaratacağı feci bir yorgunluk var.
Yahu millet nasıl yapıyor bu işi
Çok mu hızlı gidiyorlar (200'le mesela), hiçbir yerde durmuyor mu bu insanlar, elleri acımıyor mu, sırtları ağrımıyor mu, bacakları kasılmıyor mu?
Yoksa ben mi çok yaşlıyım?
Kısacası, bu konuda yalnız değilsiniz. Ama binmeyi iple çekiyorum. Gitmek istediğim yere vardığımda, inmeden bir küçük bir gaz verip motoru kapatmak keyif veriyor.
Oncelikle dediginiz gibi ortalama 100km/sa ile gidilemez bizim yollarda. Ortalamaniz sizin ugradiginiz yerlere, hava durumuna, sizin psikolojik ve fiziksel durumunuzda gore dusuyor. Bazi yollarda ortalamam 40km/sa cikiyor, bazilarinda 70-80km/sa mesela benim.Bu tarz rotalar paylaşıldığında aklıma hep şu soru gelir; millet bir günde 700-800-900 kilometrelik yolları nasıl tamamlıyor?
Sonra hemen "hesaplayan adam" moduna girip şöyle bir hesap yaparım:
Saatte 100 km ortalama hızla gitsen, 800 km yol için en az 8 saat lazım.
Yemekti, molaydı, dinlenmeydi, manzaraya bakmaydı gibi aktiviteler için en az (toplam) 3 saat ayırsan, etti 11 saat.
Gezi için ayırdığın saat aralığı 07:00 - 21:00 olsa, 14 saatin var zaten.
Bu hesaba göre 3 saat kalıyor geriye.
Ama sürekli olarak saatte 100 km ile gidemezsin, ekstra işler için 3 saat ayırmak yetmez vs.
Bir de bu işin yaratacağı feci bir yorgunluk var.
Yahu millet nasıl yapıyor bu işi
Çok mu hızlı gidiyorlar (200'le mesela), hiçbir yerde durmuyor mu bu insanlar, elleri acımıyor mu, sırtları ağrımıyor mu, bacakları kasılmıyor mu?
Yoksa ben mi çok yaşlıyım?
Ben herhangi bir gezi planlarken, gunluk mesafe limitimi 350-400km civarinda belirliyorum, cunku yolun durumuna gore bu mesafeler 5 saate kadar geliyor.
Haliyle gezilecek yerlere gore degisir. Bir sehirden bir sehire giderken, ara yollarda gezilecek yer cok ise, bu limiti dusuruyorum, 250km yapiyorum ornegin. Eger hedef sehirde cok fazla gezilecek yer var ise normalden daha erken cikmaya calisiyorum.
Bir ornek vereyim, Konya-Nevsehir arasinda gorecek hic bir sey yok dersiniz ama ben 3-4 yer gezdim
Bir de uzun soluklu gezilerde planiniz esnek olmak zorunda, her an farkli bir seyler, sorunlar, guzellikler yasanabilir. Gunde 800-1000km surerim tek marsta diyen arkadaslari 20 gunluk bozuk yollari olan bir rotada gormek isteriz. Avrupa yollari ile karsilastirmak abes olur.
Ayrica her sabah 7:00'de uyanip, esya toplayip yola cikmak feci yorgunluk verici bir sey, aralara hic bir sey yapmayacaginiz, dinleneceginiz, gezeceginiz gunler (off-day) koymak lazim. Gezmeyecekseniz, bir yerde kalmayacaksaniz niye yola cikiyorsunuz? Sadece yolda olmak guzel ama yorucu.
Yasliliktan ote, plansizlik bence. Plan onemli ama cok kati da olmamali. Ben scooter ile bunlari yapabiliyorsam, siz GS ile haydi haydi daha iyisini yapiyorsunuzdur zaten
Olay ulaşım ise bir günde 700-800km yapmak çok acayip bir şey değil. Benim İstanbul 4. Levent'teki evimden, Bodrum - Akyarlar'daki kayınpederin yazlığına tam 750km var. Hiç oturmadığım (zaten motosiklet sürerken oturuyoruz...) yarımşar saatlik iki veya üç mola vererek (molalara 1-1,5 saat gitti) yaklaşık dokuz on saatte bitiyor.Bu tarz rotalar paylaşıldığında aklıma hep şu soru gelir; millet bir günde 700-800-900 kilometrelik yolları nasıl tamamlıyor?
Sonra hemen "hesaplayan adam" moduna girip şöyle bir hesap yaparım:
Saatte 100 km ortalama hızla gitsen, 800 km yol için en az 8 saat lazım.
Yemekti, molaydı, dinlenmeydi, manzaraya bakmaydı gibi aktiviteler için en az (toplam) 3 saat ayırsan, etti 11 saat.
Gezi için ayırdığın saat aralığı 07:00 - 21:00 olsa, 14 saatin var zaten.
Bu hesaba göre 3 saat kalıyor geriye.
Ama sürekli olarak saatte 100 km ile gidemezsin, ekstra işler için 3 saat ayırmak yetmez vs.
Bir de bu işin yaratacağı feci bir yorgunluk var.
Yahu millet nasıl yapıyor bu işi
Çok mu hızlı gidiyorlar (200'le mesela), hiçbir yerde durmuyor mu bu insanlar, elleri acımıyor mu, sırtları ağrımıyor mu, bacakları kasılmıyor mu?
Yoksa ben mi çok yaşlıyım?
Siz molaları biraz uzun tutmuşsunuz; yolda çok yemek yenmiyor zaten, bir sandviç falan yeter, molarlar benzin, WC, su / kahve (bol kahve yolda zinde tutar) falan için. Yarım saati geçmesi gerekmiyor. Benim için molaları 200-250kmde bir vermek ideal gibi. (Yani 2,5-3 saatte bir, yol ve rüzgar durumuna göre kısalır da uzar da...) Ama bu motosikletin konforuna ve sürücünün yorulma direncine göre değişebilecek bir şey tabi.
Çok teşekkür ederim Gürcan hocam altın değerinde bilgiler o müzelere mutlaka uğrarım.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
