Kendi motosikletimizi ne kadar sağlıklı değerlendirebiliyoruz?
İhtiyaçlarımızı karşıladığı için memnun olduğumuzu mu söylüyoruz, yoksa satmak için kötü taraflarını saklıyor muyuz?
Kendi motosikletimizi ne kadar sağlıklı değerlendirebiliyoruz?
İhtiyaçlarımızı karşıladığı için memnun olduğumuzu mu söylüyoruz, yoksa satmak için kötü taraflarını saklıyor muyuz?
Sentis ad medullis!
Dengeliyorum.com
youtube.com/we2strom
Aldığı malı kötülememe, laf söyletmeme huyu var bizim millette. Araba, motosiklet, telefon, bilgisayar diye uzatabiliriz. Aldığı şey dünyanın en iyisidir ona göre. Onun aldığının üstüne başka bir şey yoktur. Kusursuzdur, sorunsuzdur, alternatifi yoktur. Kötü bir tarafı da yoktur. Diğer kullananlardan kötü bir yanını duyduğu zaman kafayı yer.
İnsanlar bir seçim yaptığında birisinin ona "ulan bu ne moktan fikir" demesinden hoşlanmaz. Araç konusu da benzer. Millet ya aldığı aracın "oha ne dandik araç almışsın, hem de bu paraya puhahhahah" sözlerini duymak istemediğinden abarttıkça abartıyor kendi aracını ya da hakikaten kendi aracının en iyi araç olduğuna inanıyor.
Hayatım boyu aldığım makinelerin her zaman direk ilk olumsuz yanlarını söyledim ve söylerim insanların çoğunun zoruna gider sanırki kötü yanını söyledim mi elinde kalır satamam prim yapmaz ..
O yüzden dikkat ederseniz yıllarca bu tür forumlarda çok tepki çekmişimdir ama insanlar yıllar içinde döner dolaşır benim dediğime gelir çünkü ben sahada canlı insanların içindeyim görüyorum yaşıyorum aktarıyorum ..
Özellikle pandemi sonrası bildiğimiz her şey değişti motor tercihleri ekonomik durumlar şirketlerin konumları çok şey değişti ve yeni düzene adapte olamamış bir sürü insan var hala 90 lı 2000 li yılların kafasındalar kendilerini update edip güncelleyemediler hala eski fikir eski doğrularla insanlara yol göstermeye çalışıyorlar…
Biz buna "ONAYLANMA IHTIYACI" diyoruz.
Kuzguna yavrusu kartal görünürmüş.
Ben bindiğim sürece en iyi motosiklet benimkisi...
bakış açına göre değişir ama bizim gibi 3. dünya ülkeleri için en önemli şey fp oranı olduğundan bende dahil bu şekilde yorum yapıyorum.aslında doğrusuda budur paranın aldığı en iyi ürün.yoksa r25in en iyi motor olmadığını hepimiz biliyoruz paranın alabildiği,değer kazanan vsvs toplayınca mantıklı geliyor 'örneğin' hepsini geçtim araba değilki bu zevkler renkler çok değişiyor beklentiler çok farklı.hayallerimi süsleyen wallpaperlarını yaptığım ducati 937 test sürüşünde benim için bir facia idi.niye hani rüyama giriyordu ? beklentimi karşılamadı beni heyecanlandırmadı.yeterki beklentileriniz doğrusunda ilerleyin yanılma ihtimaliniz düşük
cbr 125 r övsem gülerler, sövsem gülerler :D Anlatmaya harcanan nefes bile haram bu motora :D Yine de maşallah uzun yola çıkarken acaba yolda bırakır mı diye düşündürmüyor :D
Bakınız önemli olan benim için teknik özellikler değildir 2020 den sonra bu bakış açımı değiştirdim
şu anda a modeli ve b modeli iki motor olsun a modeli diğerinden fersah fersah iyi olabilir işçilik kalitesi malzeme kalitesi özellikleri ama ikinci eli yoktur parçası aşırı pahalıdır ve yoktur ısmarlama ile geliyordur üstüne bakımları pahalıdır hadi yakıtları eşit olsun b modeli ise tam ters malzeme kalitesi orta seviye olsun işçilik kalitesi orta seviye olsun ama bakımları ucuz olsun , parçası uygun olsun ve rahat bulunsun , ikinci eli kuvvetli olsun şu anda benim için b modeli a modelinden daha iyidir
Bu sokakların gerçeği yoksa kağıt üstünde istediğimiz kadar konuşalım birbirimizi kandırırız …
Motor keyfi paranı sokağa atmak değildir heleki şu devirde parası çok insanlar her daim olucaktır ama tavsiye ederken bir şeyler ülkenin genel halini düşünüp tavsiyelerde bulunmalı kendi dünyasından bakarak değil..
Ben sahibi olduğum mondial rx3 evoyu sürekli kötülüyorum diye facebook grubundan atmışlardı birisi bir sorun paylaşımı yaptığında hemen altına yaa işte bu motor böyle b.ktan zaten deyip olumsuzlukları bir bir saymaya başlıyordum. Gerçi şimdi hâlâ başka gruplarda daha ılımlı bi şekilde kötülüyorum Almak isteyene almayın diyorum.
Bende de silverwing vardı çok keyifli motordu gemi gibiydi çokta severdim ama kronik sıkıntıları vardı yani köşede biraz cukkan olucaktı o motoru sürmek için ..
bir dar gelirli arkadaş son paramla alıcam alınırmı demişti bende alma arkadaşım altından kalkamazsın bütçen yoksa demiştim benide gruptan atmışlardı…
İnşallah almamıştır o arkadaş ))
Sanırım bu konuda ben farklı bir cinsim
Birazdan da fazlaca ihtiyaç, kullanım ve zevkimi gözetiyorum.
Fiyat olayı en son geliyor.
BN125'i alırken herkesler Honda varken ABS varken BN125 alınırmı dediler.
Mevzu fiyat veya para değildi.
O motorun resim ve Macarların test videosunu gördüğümden beri vurulmuştum.
8 ay rüyalarıma girdi.
Dünya piyasasına çıktığında ilk alanlardan oldum.
Halada kullanmasam bile satmaya kıyamıyorum.
Herkesler Inazumayı överken ben satıp Hero Xpulse 200t aldım.
Yine bir sürü eleştiri geldi.
200t nin tipi çok hoşuma gidiyor.
Hızla pek bir işim yok.
Inazuma şehir içinde çok ağır 200t ise ideal ağırlıkta.
Üstelik almak istesem bile, 4 Japon benim aradığım tarzda sıfır motor getirmiyor.
Araba tarafına gelince.
Param var. Adamlar bana SUV tarzı araba gösterip duruyorlar.
Alıcı önce şoför koltuğuna oturur.,
Ben arka koltuğa oturuyorum bagaja bakıyorum. " beğenmedim" başka gösterin deyip geçiyorum.
Sonunda Corolla'nın arka koltuğunun acayip ferah yolculuk sağladığını farkedip bagajda
istediğim büyüklükte olunca şoför koltuğuna oturuyorum.
Bu kez "bej renk isterim, daha ferah hissettiriyor" diyorum.
Adamlar "abi kirlenir, abi satarken renk değişeceği için fiyat düşer" diyerek vazgeçirmeye siyaha yönlendirmeye çalışıyorlar.
Bende " ulan kaç para bu koltuğun sıfırı. Kirlenirse yenisini alırım" deyip ödüyorum parasını alıyorum Corollayı.
Adamlar arabayı hazırlamış gıcır gıcır kapının önüne koymuşlar.
Arabaya bir biniyorum, leş gibi yeni araba kokusu var. Yapışkanlar kokuyor hala.
"Bu arabayı bir hafta havalandırın koku gitsin, sonra gelir alırım" diyorum.
Herkes bir ağızdan "abi millet yeni araba kokusu gitmesin diye camları bile açmıyor, ne ediyon sen" demekte.
Yok arkadaş leş gibi baly kokan arabaya binmem ben.,
Araba 10 gün mağazada üst katta havalandırılıyor sonra alıyorum.
Özetle,
Fiyat olayından bağımsız olarak herşey tercihlerle ilintili.
Mesela bana CRF'yi beğendirmeniz zor. Çünkü benim şehir içi güzergahlarım için aşırı yüksek.
AT yi bana sevdiremezsiniz. Öküz gibi ağır motor.
Bir gün sırf şehir dışı asfalt için farklı motor istersem belki farklı tercihlerim olabilir.
Aynı durum otomobil içinde geçerli.
Bana otomobil deyince hep süratten bahsediyorlar.
Ulan ben Fransada LeMansta piste çıkıp MG Lola kullanmış adamım.
Kıçı kırık halk arabası olarak üretilmiş Mercedes, Audi, Opel, BMW gibi salak arabaların süratimi beni tatmin edecek.
Zaten o hevesi almışım. Artık isteklerim daha farklı...
Sonradanmı böyle cins oldun derseniz, benimki doğuştan
2 yıldır pulsar 200 e biniyorum.
parçası pahalı,
makinesi çok dayanıklı değil. sıkıştırmaya gelmiyor.
her yerinden ses geliyor,
tipi güzel ama.
Nereden baksan elinde kalır bu konu.
Birincisi Türk insanının genel cehaletten diyelim bir şeyi yorumlama kabiliyeti yok maalesef. "Review" denen şey, niyet tamamen objektif olsa da çıkmıyor bu ülkeden. Binlerce kez izlenen youtube kanallarının videolarında dahi bulabilirsiniz bunu. Yok yani bişeyi nasıl değerlendireyim, neyine bakayım falan basmıyor kafa.
Diğeri de bizim insanımızın kendi malıyla ilgili tutumu, bunu da kısmet cehalet, bir miktar yoksulluk vs ile birleştirebiliriz. Küçük bir kısım aldığı şeyi yerden yere vuruyor, hiç ne dediğini bilmeden estikçe esiyor boklamak istediği zaman. Diğer bir kesim ise ki bunlar da ezici çoğunluk, bende ne varsa o en iyisi kafasında. Burada şöyle civcivli bir konu da var, gerçekten araştırıp kendi tercihleri doğrultusunda o araca/ürüne sahip olmayı doğru görüp sonra da bunu savunanlar var, onlara bir şey diyemem. Adam zaten onu almak istemiş, ona uygun olan o. Mesela geçmişte arabacılık zamanlarında çok karşılaşırdık bu iki farklı markacıyla.
Biri mesela zaten o aracı o markayı istemiş, tercihleri o yönde, gitmiş onu almış ve mutlu.
Ha bir de babasının ilk arabası Toros diye Renault fanatiği olanlar var misal, ne anlatacaksın ki adama? NCAP'ten biri 4 diğeri 5 yıldız aldı diye Clio'nun BMW E60 5er'den daha güvenli olduğunu düşünüyor mesela, okuma yazması da var güya almış NCAP sonucuna bakmış, ama bu konuda esmek istediği halde oturup test prosedürlerini, puanlamaları falan okumamış esiyor da esiyor. Reanult ile esas bağı ne? KÜçükken babasını Renault koltuğunda görüyordu, bu.
Selamlar. Etki tepkiyi doğurur derler. Türkiye kendi faktörleri oluşturmuş farklı bir ülkedir. Yani dinamikleri çok farklı ve değişkendir. Ticaret te bundan nasibini, almıştır. Almanyada İtalyada Fransada yada Amerikadaki ticaret ve ilişkileri ülkemizde boşuna beklemeyin. İşin başında herkes doğru ve dürüsttür ama önemli olan devamında kimin ne olduğudur.... Motosiklet bir keyif yani hobidir aslında ama ülkemizdeki çakallar sayesinde durum ortada. Netice olarak herkes kendine yakışanı yapar diyelim gitsin.
O motor testlerini ben izlemiyorum niye izlemiyorum çoğu sıfır motoru test ediyor.. dünyanın en kötü motoru bile sıfırken iyidir ..
Kronik denilen yada malzeme işçilik kalitesi denilen şey motor km yaptıkça çok belirginleşir ortaya çıkar .. bir motor 10 bini devirmeden neresinde ne var kronikleri nedir parça kalitesi ne alemde anlayamazsın kolay kolay ..
eskiden Japon’larda bir model vardı unuttum şimdi hangisi.. motor ayarlanmış gibi 6 bin km den sonra egzantrikin ordan şıkırdama sesi geliyordu çoğundan yani km yapmadan sıfır bayiden yeni çıkmış yepyeni motoru alıp şurası iyi burası kötü demek bana samimi gelmiyor ..
İdeali belirli bir süre kullandıktan sonra yapmak tabii @logaritma
Ama bazı konular başından da belli olduğu için, "samimiyetsiz" biraz ağır bir eleştiri olabilir.
Yani ekran, üzerinde gelen lastikler, kullanılan amortisör/fren, sele konforu, viraj vs. İlk bakışta veya kısa süreli kullanımda değerlendirebileceğiniz şeyler diye düşünüyorum.
Sentis ad medullis!
Dengeliyorum.com
youtube.com/we2strom
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)