Hocam ifade etmek istediğim şeyi aslında net şekilde anlamışsınız neden kelimelere ve ifadelere bu kadar takılıyorsunuz anlam veremiyorum. Evet prensip olarak ta karşıyım, bütçe olarak ta alabilecek olanağım var fakat bütçemi sarsıyor. Diğer saydığınız şeylerin hiçbiri bana ait değil bir çoğunu babamın arabası olduğu için karşılamıyorum, ha kendi motorum için aynı şeyleri ödüyor muyum ödüyorum. Burda mevzu ödeyebiliyor musun ödeyemiyor musun değil. Can sıkıcı olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. Bu kadar çok söğüşlenmemeliyiz demeye çalışıyorum. Destek verip evet kardeşim haklısın gerçekten de her şeye dünya kadar para veriyoruz yaşamak, bir araç kullanmak hayatı idame ettirmek bu kadar güç olmamalı diyeceğiniz yerde de dalga geçer gibi kelimelerimi seçip seçip atmanızı anlamış değilim. Sanırsam hoşunuza gidiyor bu ücretler.
İşte onun için milletin "Yunan'a cevabını verdi (o da lafla)" diye değil, "Yemişim lafı, elin Yunan'ı benden daha refah içinde" şeklinde düşünüp öyle seçim yapması gerekiyor.
"Asgari ücretin iki katı kurs olur mu?" yanlış bir soru.
Doğru soru "İnsanca yaşamaya izin vermeyen asgari ücret olur mu? Bir toplumda bu kadar büyük kesim asgari ücretle çalışır mı?"
Asgari ücret vasıfsız çalışana verilir. Çalışan kesimin %40'ı asgari ücretli. Yani %40'ı vasıfsız iş üreten toplumla Avrupa ve Amerika'yı titretiyormuşuz.
Dalga geçmiyorum; size sürecek araba verip, yakıt ve bakım giderlerini karşılayan bir babanız varsa ehliyet kursu / ehliyet ücreti için de pekâlâ yardımcı olur sanki...
Hayat pahasıyla ilgili çok yazıldı çizildi sorun belli, sorun ehliyetin pahalı olması değil sizin (aslında hepimizin farklı farklı ölçülerde) az kazanma(n/m)ız.
Bir hizmetin pahalı olup olmadığı sadece hizmet alanın takdirine kalan bir şey değil maalesef. Herkesin kendince geçim derdi var. Rantçılara her lafı ederim ama sonuçta size bu hizmeti veren kurumların da tutturmaları gereken bütçeleri var. Kimse durup dururken fahiş fiyat çekmez, konjonktür zorluyordur veya buna müsaittir. Bunun suçlusu da bellidir. (İki seviyedir ve ikinci seviyede toplum olarak biz suçluyuz zaten...)
Aslinda, bence, bir ürünün pahali olup olmadigi alinan hizmetin ya da ürünün kalitesi ve icerigi ile degismekte.
Türkiye'deki ehliyet kurslari bildigimiz üzere cok düzgün ve yeterli bir egitim vermemekteler. Bundan dolayi alinan ücret hepimize farkli gelmekte. Bahsettiginiz fiyatlarda Türkiyedeki ehliyet yaklasik olarak 1 asgari ucrete denk geliyor. Sifirdan ehliyet almak isterseniz, en azindan Almanya'daki sartlara göre söyleyebilirim, yaklasik olarak asgari ücretin 2 katini ödemeniz gerekiyor. Ama bu kurs sonucunda almis hizmet gayet yeterli ve ehliyet alan kisilere gercek anlamda egitim veriyorlar.
Bizde de iyi hizmet veren kurslar var. Benim 2015 yazında A ehliyeti almak için yazıldığım kursun bedeli (o zamanki kurlar üzerinden) USD 412'ye mal olmuştu. (Ehliyet için de yaklaşık - yine o zamanki kurlarla - USD 56$ harç vermiştim diye hatırlıyorum...) Yani hiç USD enflasyonu hesaba katılmadan (o tarihten bu tarihe %15 falan vardır rahat...) bugüne çekersek 412 + 56 = USD 468 ~= (bugünün kuruyla) 8.700₺ yapıyor. Bu durumda bugün bahsi geçen 3-5.000₺ fiyatlar o zamana göre çok makul oluyor.
Bu arada ders aldığım kurs Levent-Etiler bölgesinde kalburüstü kurslardan biriydi ve Vespa Akademi eğitim alanında eğitim veriliyordu. 11 saat dolu dolu sürüş eğitimi aldım, yani işlerini hakkıyla yapan bir kursu. Evet, o zaman yukarıda bahsi geçen tutarların %40'ı (yarısından az!) ücret isteyen kurslar da vardı ancak onlar hiç sürüş eğitimi vermiyorlardı sadece aracılık yapıyorlardı. Ben pahalı ama iyi hizmet veren kursu seçtim.
Ama tabi 7 yıl önce (mesela) ortaokulda olan biri bunları bilemez...
Benim de anlatmak istedigim zaten buydu. Siz bu kurstantatmin edici bir hizmet aldiginiz icin vermis oldugunuz ücret sizi rahatsiz etmez, cunku paranizin karsiligini hakkiyla almissiniz. Ama ici bos kurslara 5000 TL vermek insani rahatsiz edebilir, kurs ücretlerini cok pahali oldugundan sikayet edebilirler.
Bizim millete iki seçenek verin:
a-20bin TL, 3 ay kurs, dolu dolu eğitim (sınav da 3 ay sonra haliyle)
b-5bin TL, 1 ay kurs, yoklamada imzan olsun yeter (sınav 1 ay sonra)
Bizim millet b'yi seçer. Ben araba, motor sürmeyi biliyorum zaten, kurs bana ne katacak? Hem fazla para vereceğim, hem de sınava 3 ay sonra gireceğim diyecektir.
Not: Bizim millet ehliyeti araç kullanma yetki belgesi sanır. Aslında trafikte araç kullanma yetki belgesidir. Sırf bu yüzden, araç kullanabilen ama trafikten bihaber insanlarla dolu yollar. İş araç sürme olsaydı 10 yaşında karting arabasını pistlerde dans ettirebilen çocuklara da verilirdi ehliyet.
İlk mektep dördüncü sınıfta trafik eğitimi veriyormuşuz.
Ahanda kitabı. Bu kitaptan okuyan üç hafta içinde pırasaför olur annadın mı!
Soru: Yaya geçidinden geçmeyi, merdivenden inip çıkmayı bilen kişi sayısı ülke nüfusunun yüzde kaçıdır?
dün üst geçitten karşıya geçmek istedim, merdivenden çıkarken ayağım takıldı ve merdivene yüzüstü düştüm, yıllardır yere düşmemiştim onurum gururum kırıldı bir kaç saniyeliğine, bir kaç saniye hazmedemedim yere düşmeyi...
birine bir şey söyle yarım saat sonra unutur ama birinin önünde yere düş onu unutmaz, 10 yıl sonra sana gülerek anlatır onu o hayvan...
istisnalar oluyor ama, ben 8 senedir 15 beygirin altında motosiklet kullanıyorum. A sınıfı ehliyet alırken de yaşım tutmuyordu A sınıfı için yani 22 yaşındaydım ve mobilet tarzı bisiklet gibi bir şey ile ehliyet sınavını geçtim ve A2 vermeleri gerekirken A verdiler.
benim büyük motor tecrübem hiç yok, geçenlerde ucuza suzuki gsr 600 bulduk ve henüz 3 gün işe gidip gelme imkanım oldu, kaç kez yolda yanladım, motorun şöyle gücünü hissetmek istedim ve 2. viteste pati çektirdim motora, tekere kalkmayacağını biliyordum çünkü arka lastik basıncı düşüktü yani lastik inikti ve bu yüzden seyir halinde pati çekti yani bilinçli şekilde yaptım.
gidon açısı baya bir dar, yani racing motor gibi dap daracık yapmışlar ama değişen bir şey yok fazla, yani tvs apache gibi yine araç aralarına girerek seyir edebiliyorum koca motorla... hatta istanbul yakuplu ile beylükdüzü arasında o yoğun dur kalk trafiğinde ustamı evine kadar bıraktım... adam da biliyor 0 tecrübem olduğunu ama bazı sürücüler güven verir etrafındaki insanlara... ben annemi motosiklet ile pazara götürüp getiren biriyim...
yani millet "ben biliyorum" der iken bir halt bildikleri yok yada cahil cesareti ile çok riskli sürüp sonra patlıyorlar, insanımızın çoğu yalan söylüyor... çoğu yeterli kabiliyette ve bilinçte değil... ama aralarında işi bilen kişilerde var ve bunlar kursa gitmeden sadece sınava girseler yeterli olacak fakat ülkemizde haraç keser gibi zorla kurs parası alıyorlar hiç gitmesen de...
hatta sen 50 bin liraya özel ders al ve belgesini sun ama yine de senden MEB bağlı sürücü kursu parasını alıyorlar haraç keser gibi... yani sen 100 milyara özel ders al fark etmiyor... senden o haracı kesecekler illaki.
edit: ben birde yalvar yakar aldım ehliyeti biliyor musun, neymiş efendim renk körüymüşüm, harbi rezalet ya, trafik ışıklarını seçebiliyoruz, yolu görüyoruz yani cisimleri ayırt edebiliyoruz. böyle garip bir düzende kuralları fazla dert etmemek lazım, kurallar pek düzgün değil.
Toplum içinde yaşıyoruz ister istemez bazı kuralların olması şart.
Bu kurallar yanlış veya eksik olabilir. Kuralların yanlış veya eksik olması kimseye kafasına göre takılma hakkı vermez. Ama şu hakkı verir, bunların değiştirilmesini isteme hakkı. Bu istekler yeterli ağırlığa gelince de değiştirilir.
Kurallar doğrudur fakat uygulaması yanlış veya eksiktir bu seferde doğru uygulanmasını isteme hakkımız doğar.
Kısacası ben böyle iyiyim siz devam edin deme lüksümüz yok.
Yani toplum düzeni böyle çalışır.
İnşallah motosiklet senindir bir de 3000 lira ruhsat sahibine gider çünkü
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:50 ----------
Sen tutup adama 4 aylık maaşını yeme içme kursa yatır dersen tabi ki kabul etmez aklıyla zoru yoksa bu mantıksız birşey değil. Mantıksız olan o kurs ücretinin kişinin gelirine olan orantısı
tabi, evet, toplumda kurallar olmalı ve uyulmalı, kural bozuk diye içinden geçmek yerine düzelmesi için çabalamak bizim boynumuzun borcu aslında. hükümetimiz beş para etmez olduğu için hatalı kanunlarda değişim geç oluyor yada hiç olmuyor. hükümet öyle lanet bir şey ki bezdirdi milleti artık. bir defolup gitmiyorlar sülük gibi yapıştılar.
şöyle bir anım var benim anlatmak istedim;
geçen sene günlerden pazar, abimler bizde misafir ve kahvaltı için bir kaç şey eksik buzdolabında, ayıptır söylemesi markete zenginler gibi kaşar peynir almaya ve bir kaç bir şey daha almaya gidiyoruz... küçük abim dedi ki fatih motoru ben sürecem... 125cc çan çin çon scooter... tamam abi ama yavaş sür dikkatli sür dedim ve koyulduk yola. 2km yolumuz var ve git gel 4 km falan fakat yolun uzun bir kısmını d100 den gitmek zorundayız yada yanında caddeden gitmek zorundayız öyle bir yol...
koruyucu ekipman olarak bende şort, kısa kollu ve terlik var... abimde de eşofman, kısa kollu ve yazlık spor ayakkabı var ve kask falan hak getire... abime dedim bir .ok yok üstümüzde lanet olsun yan yola gir... tabi beni tınlamıyor ve sonradan baktım d100 den vazgeçip yan yola sapmaya başladı derken motorize ekip durdurdu bizi... bende abim beni dinlediği için yan yola sapıyor sandım, polisi görünce hemen inip bana vermeye çalıştı motoru ama biraz geç kaldı.
ve polis başımıza dikildi, motosikletin sigortasına baktı var, muayeneye baktı oda var, süren kişiye baktı ehliyet yok, kafalarda kask yok... üzerimizde motosikletin ruhsatı yok, kimliklerimiz yok, yok oğlu yok... sonra yalvar yakar benim kimlikten sorgulattık bende ehliyet gözüktü ve motosikleti de plakasıyla kontrol etti her şeyi polis... "kask takmamaktan", "ehliyetsiz araç kullanmaktan", "ruhsat bulundurmama" suçlarından dolayı güzel bir miktar ceza yiyecektik ama polis acıdı halimize... dedi motoru kardeşin sürsün ve bu şekilde anayola çıkmadan yan yoldan gidin... işte böyle bir anım oldu benimde, niye anlattım bilmiyorum...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)