Sana Hacamat abiden bir hikaye anlatayım.
Adamın birini asacaklarmış. Cellat demiş ki; "son bir sözün var mı?"
adam; "Son bir sözüm yok. Görevini yap" demiş.
cellat; "Yahu sen ne biçim adamsın. Birazdan ölüp gideceksin. Umurunda değil."
adam; "Öyle deme, öyle deme, beterin beteri vardır." demiş. (Buradan sonrasını hacamat abi ağlayarak anlatıyor)
tam cellat işini yapacakken bir atlı hızla gelerek bağırmış; "Durun padişahın emri var. O adam asılmayacak"
Cellat şaşkınlıkla ilmeği elinden bırakmış. Atlı bağırmış; "Padişahımız kazığa oturtulmasını emretti"
Kıssadan hisseyi çıkar bence. Beterin beteri vardır
Eski inazumaci olarak tam ne sorun cikardi acaba derken sorun ekonomik demissin dostum. Cozumun siradaki secimlerde(garanti olamamakla birlikte). İnazumanin kendi adina cok bi dert tasa yasamatmayacagini dusunuyorum.(30bin km kullandim).
inazuma limuzin gibi motor hacmine göre kalıplı, rutin bakımları zamanında yapılır düzgün kullanılırsa ömürlük bir motosiklet. Yakıt işi çığrından çıktı artık az yakıyor denebilecek model kalmadı gibi. Benim Klr arabamdan fazla yakıyor , klx çok daha ekonomik tüketime sahip.
daha 20sin inazuma almışsın heleki şu şartlarda.göbek atıp dans etmen lazım.ben 24ümde sym scooter anca alabilmiştim.1 2 sene sonra pulsar alabilmiştim.z800 ler vs vardı o zaman lan dedim bunu alma ihtimalim olurmu imkansız diye düşündüm hala faceebokta bilmem kaç yıl önce üstüne binip çektirdiğim fotolar çıkıyor.33 olduk şimdi şu şartlarda 0 km mt9 aldık.40 yıl düşünsem dolar 18 ken motor alıcaksın deseler g.tmle gülerim.kısacası hiç bir şey için geç kalmadın daha yeni başlıyor tek sıkıntı bu işlerin istediğin zamanda gerçekleşmiyor olması.atıyorum 20 yaşında r25in olsa 50inde 2050 model r1 in olmasından çok daha zevk alır sevinirdin
Benim 20-30 yaş aralığımda şartlar daha iyiymiş demekten başka bir şey diyemiyorum. Şükürler olsun ki hayal ettiğim motorların büyük çoğunluğuna sahip oldum (1200 GS hariç ) 2006 yılında Mondial MCT 250 sahibiyken 5 liralık benzinle 50 km gittiğimi hatırlıyorum. Hafta sonları 10 liralık benzin, 10 lira da Eskihisar-Topçular Feribot gidiş dönüşle arkadaşlarla güzel anılar biriktirebildim. 2010 Yılında '97 Model Kawasaki VN 800 ü sadece 6250 Liraya aldığımı, fazla değil 2015 yılında '95 Model BMW R1100 GS i 8500 liraya alıp, elden geçirip 2017 ye kadar kullandıktan sonra 10500 liraya sattığımı hatırladıkça yeniden alamayacağım için hem üzülüyor, hem de bir sürü anı biriktirdiğim için halime şükrediyorum.
Bu alemden bir Mikey geldi geçti diyorum
Yeni nesil motor tutkunlarının durumu çok zor...
Ben 1100'ü aldığımda baskı balata bitikti, ABS çalışmıyordu. Bu şekilde İzmir'den alıp getirdim. ABS yi resetledim, debriyajı kendim değiştirdim, orta sehpayı değiştirdim. Yeni lastik, yan çanta, fren balataları, ön rotil ve hatırlamadığım bir sürü başka parçayı da yeniledim.
1 defa yolda kaldı, Sinop dönüşünde. Onda da benzin pompasını değiştirmiştim kabloları eklerken bant kullanma gibi bir ahmaklık yapmıştım. Bant çıkıp pompanın ağzını tıkamış. Tam devir yükselecekken bant ağzı tıkıyor ve hızlanamıyordum. Bunu yol kenarında depoyu sökünce farkedemedim. sabah 10'da çıktığım Boyabat'a Tosya'dan geriye saat 20'de dönebilmiştim.
Eski ve bilinir bir motor olduğu için yurtdışı kaynaklı pekçok site ve forumda kronik sorunlara dair pek çok çözüm mevcut. Günümüz şartları için konuşmuyorum. Ama 2014-2015 yılları arasında bu motora sahipken pek çok parçayı çıkma ve 0 olarak uygun bulabiliyordum. Örnek vermek gerekirse Lucas marka debriyaj balatasını 500 liraya alıp kendim taktım. Motor ve şanzıman sistemi otomobillerle aynı olduğu için çok da devirlenmediği için, otomobile uygun motor yağı kullanabiliyordun (Kuru DEbriyaj). BEnzin pompası 3 BAR olan herhangi bir pompa kullanılabiliniyor. Ben en son KİA nın pompasını kullanmıştım. Tüm rulmanlarının numaraları belli olduğu için piyasadan kaliteli rulmanları BMW haricinde temin edilebiliyor. Ben o zaman sadece konik diferansiyel rulman fiyatına neredeyse tüm rulmanları temin edebilmiştim. Sadece salıncak rulmanlarını bulamadım.
Hiç mi negatif yönleri yok? Elbette var. Benim boyum 163 cm, haliyle pek çok yerde ayaklarım yere değmiyor. Bu yüzden birkaç defa düşmüşlüğüm vardır. Ağır bir motor, devirince tek kaldırmak zor. 1200 GS çok daha hafif. Normal olarak nitelendirilen bir yağ eksiltme sorunu var. Boxer tayfası eksiltmiyorsa sorun vardır diyorlar . Halledilmesi gereken gıcık sorunları vardı tabi. Örneğin TPS ayarı. Gaz kelebeği konum sensörü. Bunun ayarını bozarsanız düzeltmek çok vakit harcatıyor. Hassas bir işlem. Senkron ayarı var sağ ve sol silindire giren hava miktarını saat vasıtasıyla ayarlnması gerekiyor. Ben bir tek bunu yapamadım motoruma. Buna rağmen gidişi ara hızlanması iyiydi.
Çok efsane bir avadanlık seti vardır. içinde 3 adet karbondioksit tüpü bile mevcuttu. Ben orman yolunda kullanmak zorunda kalmıştım.
Bu zamana kadar 16-17 civarında motorum oldu. Aralarından en keyif aldığım ilk üç motordan birincisidir diyebilirim. hareket edip ayakları peglere koyduktan sonra en güvenli ve engeli motor oluveriyor onca heybetine rağmen... 2 sene kadar kullandım sanırım. 5. viteste 50 60 km civarı gidebilen ve gaza yüklendiğinde vites düşürmene bile gerek kalmadan hızlanan, virajları hiç dert etmeyen bir motordu benim için.
Yakıt olayına gelince ben 350 km de 22.5 litre yaktırdım. Bu da 100 km'de 6.4 litreye denk geliyor sanırım.
başka sormak istediğin olursa özelden yazabilirsin. sayfalarca yazabilirim
Sağlıcakla
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)