Kapanma dediğimiz şeyde hayati olan sektörler hariç her yer kapanır. Kozmetik fabrikası da buna dahil, hanımlar 2 ay ruj sürmeyince eksilmeyecek dudakları
Ama fabrikadaki adamlar taş mı yiyecek denmez bu sırada. Hepsine en az maaşlarının %80'i kadar bir ödeme yapılır ve eve kapatılır. Esnaf kapatılır ama tüm kirası+ aylık kazancının en az %50'si kapanmanın ilk günü hesabına yatırılır. Bunların hiçbiri siyaset değil yaşamın gerektirdikleridir. Benim vergi vererek onlarca yıldır beslediğim devlet beni bir ay besleyebilmek zorundadır. Bugünler için verdim ben o vergileri.
Ben kendim için yapacağım her şeyi yaptım, inanılmaz dikkat ettiğim bir dönemde korona geçirdim. İnsanlarla temasa geçmiyorum, motosikletimi alıp İstanbul'un en ücra köşelerinde bir dağa, deniz kenarına çekip kafamı dinliyorum. Sortie'de parti vermiyorum yani. Bu sebeple gece uyumam, vicdanımla hesaplaşmam falan basit oluyor. Yazdıklarımda siyasi olan bir taraf yok, siyasi olması için bir eleştiri yapmam gerekiyor, ben olanı söylüyorum en sade biçimiyle. Avrupalılar 3.dünya ülkelerine yaptığı gibi ülkemizi seks turizmi için kullanmaya başlasa şikayet etsek, eleştirsek yine siyaset yapıyorsunuz diyeceksiniz. Cidden anlaması çok zor.
Şiirden ne anladınız bilmiyorum ama çok sevdiğim bir şiirdir. Nazım'ın siyasi, eleştirel tavrının sorun yaratacağından korkan arkadaşları kendilerini pasife çekmiş, Nazım'a da aynısını önermişlerdir. Üstüne bu şiir yazılmıştır. Kimse bir şey yaptığı için bir şey yapmıyorum. Doğru olduğuna inandığım ve bildiğim şeyleri yapıyorum. Dayanağım da bilim kurulu değil, bu alanda en iyi ihtisası yapmış Türk doktorlarımızın bazılarıyla oturup yaptığım sohbetler. Yarın bir gün doğru bir kapanma gelirse en çok ben katılırım, desteklerim. Şu an da katılıyorum ama tamamen zorunluluktan, ceza baskısından. Ekonomik durumum şu an daha rahat olsa umurumda olmazdı.