cumartesi günü adanada ön cama film çektirdim 20 liraya
tam 10 tane baloncuk kalmış minik minik. kim görse zamanla açılır diyor. hani motor olunca ya da 20 lira olunca önemsemiyor ama arabam ve arkadaşlarım da var. aptal esnaf. 2 dk fazla uğraşmamak için ..
Benimde başıma geçenlerde şöyle bir olay geldi broadway'in uzun sinyal kolu bi çalışıyo bi çalışmıyo gibi oluyodu neyse elektrikçiye vardım durumu anlattım usta hemen kol bozulmuştur değiştirelim dedi yahu usta tamir edilebiliyomuş açta bi bak nesi var nesi yok dedim,yok yok dedi açmaya gerek yok tamiride olmaz onun diye kestirdi attı.Parçacıya vardım fiyat sordum oda 270 TL bi fiyat söyledi.Eve geldim kendim bi bakayım dedim.Sorun sadece bi vida çıkmış oda kol sabit duramadığından yanmıyormuş 1 vidaya 270+işçilik oluyorduk.
Yani velhasılıkelam ecnebilerde bi söz vardır 'Easy Money' (Kolay Para) bazı esnaflar bu kafayla iş yapıyor uğraşmak istemiyor.
bizim burada "ak teknik" beyaz eşya tamircisi var.. çok iyi bir tamirci, bazen böyle iyi tamircilerin yakınında oturmak benim için bir şans diye düşünüyorum.. işte, bizim buzdolabı bozuldu ve adam geldi, basit bir iki tuşa bastı, dolap arızaya girmiş ve resetlemek için tuş kombinasyonları varmış işte resetledi... ücret 30 lira...
"30 liraya kahve bile içemezsin, zam yapsana abi şu servis ücretine" dedim, ve ustanın cevabı, "müşterilerimizin gönlü olsun" oldu... yıllardır evde ne bozulsa orayı arıyoruz.. esnaf böyle olur...
şimdi tipini s.... şekil şükül insanları türedi, ırzını sıfatını bilmem ne yaptımın tipleri türedi, geçenlerde çıldırmak üzereyken dükkanımı kurşuna dizeyim illa diye sövdüm adamın kapısında...
insanımız insan değil köpek köpek.. köpeklere hakaret etmiş oluyorum aslında bu benzetme ile.
Sadece esnaf için geçerli değil genel olarak bütün insanlarda bıkkın bir ruh hali var.
Kendi işimi yaparken bazen bende bu hallere girerdim. Enerjim ve moralim düşer, ne kadar idare etmeye çalışsam da artık dükkana insan girince daralma gelir, yüzüne bile bakmak istemezdim. Kısacası insan görmek, nsanlarla uğraşmak ve dertleriyle uğraşmak yormaya başlardı.
Bu durum şu an tüm esnaflarda var ve daha önce esnaflık yapmamış veya ticaret dükkan vs işine hiç girmemiş insanlar bu durumu anlayamaz. Bu bunalma isteği geldiği zaman dükkanın kepengini indirir arabayla 1 haftalığına Karadeniz taraflarına, köye nefes almaya giderdim. Geri döndüğümde çok daha enerjik olur, işimi daha istekli yapar, yaparken mutlu olur ve insanlara karşı güler yüzlü olurdum. 3-4 Ay geçtikten sonra yine aynı haller başlardı.
Zaten insan ne iş yaparsa yapsın dinlenmeden aralıksız aylarca aynı işi robot gibi yapamaz. Çok iyi kazansın veya az kazansın. İnsanlar dinlenme, ara verme, nefes alma gibi ihtiyaçlarını şu an ekonomik sebeplerden dolayı karşılayamıyor. Birde yasaklar ve corona var tabi. Ben 10 yıl öncesinden bahsediyorum. Eğer iş yapan bir dükkanın varsa bu zamanlarda dinlenmek için dükkanı 1 hafta kapatmayı bırak, 2 gün kapatsan ay sonu eksidesin.
Ben bu durumu ekonomik sebeplerden dolayı yaşam kalitesinin çok düşmesine bağlıyorum.
Harika bir noktaya temas etmişsiniz. Ben de iş gereği sürekli insanlarla yüzyüze karşı çalıştığım için ara ara büyük depresyonlara giriyorum. Dediğiniz gibi insan görmek istemiyor, dağlara kaçmak istiyorum. Bunda en büyük etken bizim insanımızın karşı tarafı bıkkınlık verecek derecede meşgul etmesi. Böyle günde üç insan gelince yaşam enerjisini kaybediyor, depresif bir ruh haline giriyorsun. Zincir marketlerde çalışan kasiyerleri görünce inanın için eziliyor. Her gün yüzlerce insanın kahrını çekiyorlar. Ha keza esnaf da aynı şekilde.
Bu yüzden küçük işler için kimseyi rahatsız etmek istemiyorum. Bir yere uğrayacaksam en az süre ve en az meşguliyet felsefesi uyguluyorum ki insanlar nefes alsınlar.
İnsanla uğraşmak çok zor..
Ahlak, kolay para beklentisi, kazandıkça " para yok " demek ve daha çok kazanma hırsı beklentisine girmek alışkanlığı gibi faktörler bu hale sokuyor sanırım.
30 yıldan fazladır tanıdığım bir diş hekimi abimiz var.
Ailesi öldü, babaannesi okuttu.
Muayenehaneyi açarken elimizden geldiğince yardımcı olduk.
Malzeme ve ilaçları borca verirdik.
Önce ücra bir köyde açtı işyerini.
Destek olmak için de müşteri yönlendirirdik. Hatır için 1-2 saatlik yola giderdi eş dost.
Fiyatları da çok uygundu.
Efendi, mütevazi bir hayatı vardı
Geçenlerde diş sorunu yaşadım.
Koltuğa oturdum.
Bağırıp çağırıyor, tersliyor vs.
Hayırdır abi? Dedim...
Her hastayla böyle uğraşırsak dedi..
Neyimle uğraştın ki abi, 1 saatten fazladır oyuyorsun ama anestezili halde ilk geceki uyutmayan ağrıdan daha çok arttı ağrı dedim.
İşçiliğimiz nereye gitti diye bağırıp malzemeleri tezgaha fırlattı.
Sonra beraber " ya sabır " deyip geçici dolguyla kapadı.
1 hafta sonra gel dedi.
O gün ve gece zonklama sürdü, 1 hafta ağrı kesicilerle geçti.
Sonra yine ters ve iğneleyici sözlerle karşıladı..
Ve başladık..
Ağrıyı tarif ediyorum, yoktur diyor.
Sonra rontgende çıktı ki, eksik iş yapmış, sinirleri tam almamış.
1 saat daha uğraştı.
300tl dediği dolguya 750 tl istedi.
Normalde 1200tl imiş..
Hayırdır? Dedim.
O kadar uğraştık, öğlene dek çalışıyorum, 52 yaşından sonra bu iş çekilmiyor zaten gibi laflar etti.
750 tl kurtarmıyormuş bile..
Benim sabır da bir yere kadar!
Verdim cevabını da, parasını da!!!
Çok beğenmeyeceksiniz ama eğer birden fazla esnaf size aynı cevabı verdiyse, yüzde doksan mesele şudur:
Sizin o iş sonucu teklif edeceğiniz miktar, adamın emeğinin kafasındaki karşılığı değildir. Kafasındaki karşılık ise, işin doğası gereği makul olmayan, yani tepki çekecek bir miktar olduğu için de hiç işin içine girmek istemiyordur.
Yoksa niye yapmasınlar? Evet belki tembeldir, belki aç gözlüdür, vs. Ama bence en makul açıklama bu.
hayır, bence iş ahlağı yani esnaflık.
çalıştığım işyerinde yaşadıklarım esnaflığı tarif ediyor.
5tl'lik iş için ( cidden 5tl ) 12km gidip yerinden alıp, getirip, tamir/bakım her ne ise yapılıp götürüyoruz.
arızalı diye gelenlerin cihaz resetleri ücretsiz.
hatta çoğu yere uğrayıp reset vs. hepsi ücretsiz.
masraf analizi ücretsiz..
sayarım daha..
Demek ki bunların yanında vaktinizin ve emeğinizin karşılığını fazlasıyla aldığınız işler de yapıyorsunuz, ki geçiminizi sağlıyorsunuz. Ancak her iş sizinkiyle aynı şekilde işlemeyebilir. Eğer o 5tl'lik işlerin yüzde doksan dokuzu, geliri daha yüksek işlere dönüşmese, o 5tl'lik işlere nasıl vakit harcayabilirsiniz?
Belki de dediğiniz gibidir. Ama üç esnaf benzer işlere aynı cevabı veriyorsa, belki de bildikleri bir şey vardır?
Japon işletme felsefesi : Sürekli aynı işletme ile çalışın , onu zorlayın, eğitin, sizin istediğiniz hale gelecektir.
ABD işletme felsefesi : Adam işini iyi yapsa bile arada sırada kovun ya da değiştirin , her zaman sopayı hissetsin.
Ben hep aynı esnafa giderim , sonunda birbirimizi anlayana kadar.
Her şey para, her şey kar veya zarar değil. İnsanlıkta lazım. Öyle af edersiniz - akı bokunu karşılamayan işler - yüzde işte bir iki tane gelir onu da yapı verin adamın işi görülsün.
Benim de sanayii de dükkanım vardı. Bazen gelirdi elinde bir parça usta şunu yapar mısın diye, çıkarıp yenisini bedava versem daha karlıyım ama uğraşırdım yapardım.
Ben 2009 yılında ikinci el arabayı aldığımda daha ikinci gün silecek suyu çalışmaz olmuştu. Motor sesi geliyordu ama su akmıyordu. Bir yerden hortum mu çıktı diye düşündüm ama kaputu açtığımda silecek suyu kabının yalnızca doldurulan kısmı görünüyordu, far vb. parçaların altında kaldığı için motorun olduğu tarafa ulaşmam imkansızdı. ben de yetkili servise gidip durumu anlattım, silecek suyu motoru bozulmuştur, depo ile birlikte komple değişecek deyip 2009 yılına göre bile yüksek bir fiyat söylemişlerdi. Yaptırmadım tabi. internetten araştırdım bir toyota özel servis buldum, oraya gittim. Arabayı hemen lifte kaldırıp sağ öç tekerin oradan alttaki plastik kapak gibi parçaları sökünce silecek suyu deposunun alt tarafı ve motor ortaya çıktı, sahiden de hortum çıkmış. Hortum geçme ama kelepçe falan yokmuş, plastik cırt kelepçe ile de güzelce sabitledi tekrar çıkmasın diye. Borcum ne dedim yaa bu basit iş para istemez deyip gönderdi beni. Bu esnaflığı görüp bir de internette o toyota ustası hakkında iyi şeyler de okuyunca bir daha bütün bakım ve tamirler için hep oraya gittim, neredeyse 12 yıl olmuş. O özel servis zaten büyük bir yer aynı anda 3 ayrı liftte iş yapıyorlar ve sürekli kalabalık ve yoğun zaten ilk gittiğimde uğraşamayız deyip başlarından savabilirlerdi ama böyle yapıp bir tane daha sürekli müşteri kazandılar. Ustalık biraz da böyle bir şey.
Bu felsefeleri söyleseniz, sonra ikisinden hangisi ABD ile uyumludur deseniz, birincisi derdim. Çünkü iyi iş ve güven oldukça değerli burada. Kimse iyi iş yapana eziyet edecek kadar aptal değildir. Çünkü işverenler de rekabet içerisinde.
Ancak yetiştirme işin bir parçası olmadığı müddetçe kimse kimseyi zorlamaz. Biri ya iyi ve güvenilir iş yapar ya da yapmaz. Yapan kazanır, yapmayan kaybeder. Aynı şekilde işçilerine iyi davranan işveren kazanır, kötü davranan kaybeder.
Motosiklet sektöründen yola çıkarsak, her esnafın istediği " az işçilik, az risk ve stres ama kolay paradır, " ha bu nedir ? Adam bir motosiklet ile tüm gün uğraşıp baştan toplayacağına ve 500 TL - 700 TL kazanacağına ( ki bu durumda ince işçilik, tecrübe, stres faktörleri üst düzey ) .. 10 - 15 motosiklet gelse, yağ/yağ filtresi değiştirsem 50 TL işçilikten 500 TL mis, ağrısız başım felsefesi ile yaşar ..
Ayrıca her çeşit esnafa da " bir şeyi beğenmeyen, asla memnun olmayan, adamı yoran, ustanın işine karışan, her şeyi mükemmel bekleyen ama mükemmel para vermeyen " insanlar da uğrayınca.. bir süre sonra esnaf da sıkılıyor, bıkıyor .. tek motivasyonu YEŞİL oluyor YEŞİL ..
Düşün ! adam oto yıkamcıya gidiyor, ulan verdiğin 30 TL - 40 TL para .. " orası neden böyle ? burası neden böyle ? , şurayı da sil, buraya da bunu sık " .. kafa şişiriyor .. bu kadar pimpirikli isen SEN ÖĞRENECEKSİN .. mahalle arası oto yıkamacıda çalışan adamın profilini bilmiyor musun ? ne bekliyorsun ? .. aşağılamak gibi olmasın ama durum ortada .. ha .. ya da gidersin bilmem ne WAX'a .. Profesyonel bir iç-dış yıkamaya 150 TL bayılır, kendine gelirsin ..
Ama şunu da ayrıca belirtmek isterim, son 4-5 senedir yaptırdığım motosiklet dışı işlere de bakıyorum, mesela boya olsun, halı yıkama, bahçe kapısı, ev içi/dışı elektrik işleri, mobilya alışverişi, eşya taşımacılığı, stor/tül perde, otomobil bakımı ( periyodik + görsel ) falan .. yahu hakikaten işini düzgün yapan adam yok, en basit örnek dünya para verip ev boyatıyorsun adam daha tavan ile duvarın çizgisini düz tutturamıyor, aynı duvarda aynı boya kullanıp ton farkı yaratmayı başarıyor .. duvara duvar kağıdı yaptırıyorsun bir bakmışsın bir kısmı tam yapışmamış, 2 gün sonra kalkıyor ... bahçeye kapı yaptırıyorsun 2 gün sonra kaynak kopuyor, yanmaz yırtılmaz çardak brandası alıyorsun 2 gün sonra branda yırtılıyor v.s v.s .. bu işlerin tek çözümü KENDİN YAPMAK .. ben artık elimden geldiğince her işi kendim yapmaya çalışıyorum, yapamasam da " ben yaptım " diyorum en azından ...
Çünkü artık ne usta var, ne de işine bir sanat gibi bakan, işine ve kendisine saygı duyan adam var .. herkesin tek derdi " para kazanayım da günü kurtarayım " .. belki de bu yozlaşmanın asıl sebebi MUTSUZLUK ..
Buradan da bugüne kadar hayatıma giren her ustanın hayatına .... diyorum ... robot resminizi pergelle çizeyim diyorum ... SİNİRLENDİM ...
Honda NSS Forza 300 İnceleme Videosu [ https://www.youtube.com/watch?v=E9QdDCCxKpc ]
Mondial 150 Sentor İnceleme Videosu [ https://www.youtube.com/watch?v=Rl79HfGpcS4 ]
Ben hurdalığa gitmiştim anadol için konuşmaya, sırf jantlarını istiyordum çünkü hiç bulunmuyor neredeyse. Adama dedim abi ben sana jantda vericem dedim yok araba komple satılık diyordu bende gittim (eğer verseydi anlaşmaya yakın olsaydı komple alırdım arabayı) sonra bir kaç gün sonra dükkanı yandı (Allah kimseye yaşatmasın) yanan çoğu arabayı götürdüler bir anadol kaldı buda böyle bir anımdır.
Bir kaç hafta önce İstanbul Esenyurt'ta bir doktora kanal tedavi ve dolgu yaptırdım. Çok kibar bir doktor, genç, beyefendi. 500 liraya yaptı. Kanal tedavisi başarılı ve dolguda sağlam görünüyor..
Şimdi bazıları demiş ki; yorgunluk bıkkınlık falan. Hayır abicim, bizde calisiyoruz yoruluyorum ama biz insanız, aferdersiniz ay başısı tutmuş gibi aksi moduna giren insanlar karaktersiz insanlardır.
Biz yanlışları yeterince yaptık, şahsen ben sevincliykende kizginken de yorgun da olsam enerjik halde de olsam tutumumu sabitledim. Bunu herkes denemeli...
Zaten ne derler, sevincliyken söz verme, kızgın iken konuşma.. işte bu aptal insanlar için geçerli, bilinci tam oturmamış insanlar için.
Ben ön siperlik camına bi cam filmi çektirmek için 10 dükkan gezmiştim sonuncusuda nazlana nazlana yapmıştı. İşini yapıyorsun yavşak ne bu tavırlar. Ben bir esnafın dükkanına yemek götürdüğümde sorulara cevap vermeyip yemeğide üstlerine fırlatsam hoşlarına gider miydi?
Kimse anasının karnından esnaf olarak doğmuyor. Sanaatkar sayıca yeteri kadar yetişmiyorken, az para da olsa masa başı iş olsun, maaş garanti olsun diyen o kadar çok insan varken, mevcut esnaflardan veya müteşebbislerden şikayet ederken ölçülü olmak lazım. Ayrıca zamanımızda, insanların tüketim hastalığı ve yan etkilerine kapıldığı, üç kuruş para harcayacağı zaman işletmeyi satın aldığını sandığı bir ruh hali de çok yaygın. Konu sahibi arkadaşın şikayetine yorum yapmak ve durumu anlamak için esnafı da dinlemek lazım.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)