Merhaba arkadaşlar,
kimse kaza yapmak istemez. Özellikle iki teker üstünde, ekipmanlar dışında bir korumamız yokken. Yaptığım araştırmalarda kazaların çoğu ölümcül ya da ağır oluyor. Hatta motor almadan önce aileniz dahil birçok kişi ''motor alma, şeytan işi'' demiştir.
Peki ya motosiklet kazası yaşadınız mı? Kazadan önce ve sonra ne gibi değişiklikler oldu? Her kaza kötü bir tecrübe olacak lakin bakış açınızı değiştirmiştir.
Ben olduğum yerde sağa yattım. Dizliğim yoktu üç ay dizim ağrıdı. Tavsiyem ekipmansız motosikleti bile çalıştırmayın.
2 kez kurye iken yaptım, 2 kez kendi motorumla yaptım. Kurye iken bir kez arabaya çarptım okkali. Bu kazalar da 2 kez motordan düştüm bu 2 düşüş de kendi motorumlayken oldu. Birinde de ben kullanmıyordum sattığım çocuk eve bırakıyordu beni.
Allah'a şükür hiç bir yerim kırılmadi. Ciddi kazaların (yani ciddiden kastım motordan düştüğüm) birinde fason bi kask, diğerinde ise kendi kaskim vardi ama aldığım, ulan ne kaliteli eldiven dedigim eldiveni motoru kullanmayacağım için takmamistim :D
Velhasılı kelam kazalardan kalan sadece sol kolumun altı ve sağ omuzdaki izler. Hiç bir sıkıntım yok çok şükür ama o asfaltin üzerinde dans etmek hiç güzel değil. O yüzden her zaman ekipman kullanmaya özen gösterin.
3 kez kaza geçirdim ilk kazamda sol kolumun derisi soyuldu kafamda kask olmasa yüzümün sol tarafı asfaltda traşlanacaktı.Acı bir deneyim oldu ama ekipmanın önemini bu kazayla anladım.
2 ise virajı alamayıp hoop yol kenarındaki geniş v şeklindeki su giderinin içine uçtum çok şükür birşey olmadı
3.de ise boş kavşakda bir anda motor altımdan kaydı dizlik olmasa dizim gidecekti dizliğim traşlanmıştı şükür bende bişey yoktu
Ekipman kullanma ve güvenli sürüş tekniklerini öğrenmek çok önemli . . .
5 tane motorum oldu biri hariç hepsiyle kaza yaptım, birkaçı hariç kendi hatamla olan kazalar bu yüzden her seferinde yeni bir ders çıkartıyorsunuz, hatta resmi olarak ya da gerçekten kutup ayısı bedevi ilişkisi misali şansızlıkla olan kazalarımdan bile ders çıkartıyorum. Bu kazalardan ufak tefek sıyrık ezikler, ağrılı eklem sıkıntıları dışında şanslıyım ki sağlık problemi yaşamadım.
Kırık, çıkık ya da ciddi bir hasar almamamın ana sebeplerinden biri hızlı gitmemek ya da hızlı giderken başıma bir olay gelmemesi, hızlı gideceğim yerler genelde şehir içi olmadığı için bu risk düşük oluyor. Yani şehir içinde ne kadar çok hız yaparsanız başınız o kadar dertte, 15 senedir bu yöntem işe yaradığı için bence yeni başlayanlar ya da acemiler buna dikkat etsin.
Kaza dediğin şeyi öngörmek bazen imkansızdır, ne yaparsanız yapın kaçınılmaz oluyor mesela çok işlek bir yerde dört yol ışıklarda ışık bana yeşil yandığında, bir bisikletçi densizce karşıya geçmeye çalışırken kendisine bir an odaklanmıştım ve o da geçemeyeceğini anlayıp durduğunda önümdeki logar kapağının yanında asfaltın çökmüş olduğunu görmemle yere yapışmam bir oldu, karanlık olduğu için fark etmek cidden zordu.
Bir başka kazamda, trafiğin yoğun olduğu ve yol çalışmasının olduğu bir yerde arabanın altından çıkan çamurlu toprak motosikletimi daha ben anlamadan yere yapıştırdı ben o esnada havada kalıp motor yanken üzerine oturmuş haldeydim o kadar hızlıydı)
Ciddi ama ucuz atlattığım üç kazamda ise benim hatalarım da mevcuttu, mesela e5'de solun sol tarafında yıllardır giderim, o küçücük şeridi bazıları sevmez ben de çok sevmem ama araba aralarından gitmekten güvenli olduğu kesin çünkü 15 senedir yılın iki yüz küsür günü kullanıyorum, düşünün kaç defa oradan gittiğimi ancak ne olursa olsun başınıza bir şey gelebiliyor, yıllar sonra bir araba burnunu soktu ve önce araba sonra beton bariyer ve sonrası da yere düştüm, yine düşük hız ve beton bariyer sayesinde ufak tefek sıyrıklarla atlattım. Orada yavaş gidin kendinizi fark ettirmek için elinizden geleni yapın, korna, selektör, dörtlüler, çakarlar, orada sizin resmi olarak bir hakkınız yok bunu bilin, her halükarda haksız oluyorsunuz.
Diğer kazam ise bağdat caddesinde yolu kontrolsüzce boydan boya geçmeye çalışan acemi bir hanım kızımız sebebi ile sert frenleme ile önüne çarparak ucuz atlatmış, havalarda uçmamıştım, yine düşük hız, anlık öngörü ve yapabildiğim kadar iyi frenleme ile sadece motora zarar gelmişti, burada çıkarılacak ders ise bağdat caddesi gibi yerlerde anlık hızlanma yapmamak çünkü her türlü sıkıntı olabiliyor. Dikkatli ve kornayı ihmal etmeden gitmek birçok riski azaltıyor.
Bir kazamda ise neredeyse tamamen ben hatalıydım, e5'de halk otobüsü duraktan çıkarken ben de uyanıklık yapıp sağına girdim amacımda ilerdeki sapaktan e5'den çıkmaktı ancak bir tane araç dörtlüleri yakmıştı, fren yaptım ama duramadım arkadan çarptım, kaskım cama vurdu ve resmen kafamı cama soktum şansa kask kameram camı buji gibi patlatmıştı da hafif boyun ağrıları ile atlatmış motorumda da çamurluk hariç en ufak sıkıntı olmamıştı. Buradaki hata asla büyük aracın arkasından sağa aniden girmemek.
Bunlar olurken hep üstümde alabildiğim en iyi ekipmanlar vardı, hiçbirini bütçem nazarında eksik etmedim, önceleri pantolon bot hariçti, şimdi ise hepsi mevcut, ilk öncelik üst baş onlar olmadan yola çıkmayın, sonrası da dikkatli olmak, gereksiz işlere trafikte karışmamak, çok risk seviyorsanız gidin pistlere, yoksa ölürsünüz bu kadar net, kaza demek ölüme yaklaşmak demektir, 10-20 km hızlarla ile bile ekipmansız ölenler var. Asla ben motoru iyi sürüyorum demeyin, motorunuza iyi bakın, lastikleri kaliteli seçin, zorlu hava koşullarında deneyiminiz yoksa sürmeyin, üzgün tedirgin, uykusuz, hasta ve güçsüz motor sürmeyin, motor sürerken motora ve trafiğe odaklanın yoksa başınız dertte demektir. uzun oldu ama söyleyeceklerim bu kadar
Nasrettin Hoca getirin bana damdan düşeni demiş ama tavsiye için illa kaza geçirmiş olmak gerekmiyor , hız sınırlarına uygun sürerseniz kaza yaşasanız bile ölümcül yada ağır sonuçları olmaz , yoldan yada diğer sürücülerden kaynaklı riskleride biraz daha yavaş sürerek bertaraf edebiliriz..
Öncelikle kaza ile düşmelerimi ayırıyorum.
Önceki cup motorum(uz)da çok düştüm(düştük)
1-İlki 3 kişi binerken (köyün kızlarına hava yapıyorduk yanlarından son gaz geçerek, arkamızdan büyük ihtimal sövüyorlardı sadece
2-Bunda ise gene 3 kişiydik ama başka kişilerle. Gene sürmesini bilmeyen bir şöför var tabii ki, Fahrettin diye bir arkadaşım sürüyordu. Lakalı yollarda tam gaz giderken bi çukurdan havalandığımız gibi yerde bulduk kendimizi.
3-Bu sefer ben kullanıyordum. Fahrettin vardı sadece arkamda(motora 2 kişi binmek bizim için özel bir şeydi). Dağlara piknik yapmaya giderken toprak yollarda ,gaza gelmişim tabi Barkın abiyi izleyerek, motoru yatırıyorum falan. 5 yatırışımla düşmemiz bir oldu. Zincir ön dişliden çıkmıştı elimizdeki pense ile onu yapmakla uğraştık.
4-İki kişi teker yapmaya çalışırken gene kafamıza geçirmiştik motoru.
5-Yağmurlu havada çimlerde drift yapmaya çalışırken sağ tarafa düşmüştük.
Bunlar eski motorumda olan düşmelerim. Sadece hatırlayabildiklerim. Tahminim 10-11 kere düşmüşümdür.
1-Drifti aldığım ilk ay kendimi Rossi sandığım için yolu boş gördüğüm bir anda döner kavşakta motoru baya baya cst lastiklerle yatırdım ve düştüm. O dönüş çok dar olduğu için 10km/s ile falan düştüm hiçbir şey olmadı. Dizlik çizildi sadece biraz.
2-Motosiklet botunu aldığım ilk gün toprak yola gazlamaya gitmiştim. Gidişte sıkıntı yaşamadım. Dönüşte her zaman o hızlarda geçtiğim bir virajda panik yaptım ve arka frene bastım. Bot ağır olduğu için alışkan olmadığımdan normal bastığımö gibi bastım ve arka teker kitlendi. Daha düşmemiştim ama yoldan çıkıyordum, ben de azıcık ön frene basayım dedim ve dozajı ayarlayamayıp düştüm. Hiçbir şey olmadı. İşte bu yüzden toprak yolları seviyorum. Beni ezebilecek arabalar yok, zımpara gibi asfalt yok.
3-Benzinlikten çıkarken havaya girdim hafif kontra vereyim dedim. Cst lastiklerim beni şaşırmadı ve anında yerde buldum kendimi. Hızım 10km/s falandı.
Evet geldik kazama. Sadece 1 kere kaza yaptım motosikletle ve artçıydım. Ama o gün ölmediğime hala şaşırıyorum.
Eski motorda Hamdi sürüyor ben de artçıyım. Arkamızda da 2 arkadaşımız var. Bizde far, sinyal, stop, reflektör vs. olmadığından onlar bize arkamızdan far tutuyorlar yolu görmemiz için. Saat 12 civarı. 2 şeritli köyler arası asfalt bir yol. Sağ şeritte giderken yolun solundaki yola gireceğiz. Arkamızda sağ şeritte bir tane ışık var onu arkadaşımız olarak biliyoruz. Sol şeritte ise bir tane ışık yaklaşıyor. Biz de o ışığı 3. motor sanıyoruz. Bu arada üstümüzde kask vs hiçbir şey yok. Üzerimde suni deri mont var tabi onu saymazsak.
Her şey saniyeler içinde oluyor. Biz geçerken arkamızdaki motordan Araba diye bağırdıklarını duyuyorum. Korkuyla gözlerimi kapattığım anda motorun sol arka kısmından araba 80le vuruyor. Bir anda kendimi yerde buluyorum. Gözlerimi açtığımda Hamdi adamın yanına gidiyor 'Aga napıyon sen ya, ne işin var sol şeritte ya' diyor. Ayaka kalkıyorum motorun selesinin altındaki bütün alet edevat yerlere dağılmış, arkamızdaki arkadaşlar hemen yanımıza geldi, motor arabanın ön tamponunun altına girmiş. İkimizde de küçük sıyrıklar dışında hiçbir şey yok.
Çarpan adam da baya korkmuş bizi öldürdü sanmış. Bakmayın Hamdinin adama kızdığına hata yüzde yüz bizde. Gene de biz adama biraz kızdık neden bilmiyorum. Orda hayatımızı kurtaran gene o motor oldu. Eğer tam arkamızdan çarpsaydı şimdi burada değildim büyük ihtimal. Motor arabanın altına girdiği için araba durabiliyor ve bizi ezmiyor. Emektar yerden kaldırdığımız gibi hemen çalıştı. Sadece arka sol amörtisörü kırılmıştı. Onu da arkadaşın dedesinin eski mobiletinden ödün'çalarak hallettik. Adamın da evraklar eksik olduğundan şikayet falan etmedi, hastaneye de gitmedik öyle hallettik olayı.
Nasıl ölmedik ben de bilmiyorum. O fırlayışta kafamı yere vurabilirdim. Olayın özeti aynasız, ısıksız motoru gece kullanmayın. Genelde motorun aynası benim olmam gerekiyordu arkada oturduğum için ama üşümemek için arkadaşımın sırtına kafayı koyup yattığım için bakmaya üşenmmiştim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:01 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:59 ----------
[IMG][/IMG]
Kırmızı olan biziz. Eğer sol şeride geçip devam etsekdik tam arkamızdan vurup bizi daha da fırlatabilirdi. Eğer tam sol şeklinde olsaydık bacaklarımız kırılırdı büyük ihtimal.
Pek iyi çizememişim kusura bakmayın.Soldaki döneceğimiz yol toprak yol o yüzden şerit çizmedim.
Motosiklet ile bir kaç kazam var.
Birinde benzinlikte highside oldum hız düşük falan hikaye gayet güzel yukarı fırlatıyor. Pek bir şey hissetmedim açıkçası.
Birinde kafama çöp torbası düştü ellerim bacaklarım zonkluyordu.
2 ay kadar önce ise ambulans ile çarpıştık daha doğrusu çarpıp uzattı beni bu kazadan sonra anladım ki daha önceki yaşadıklarım kaza vs değilmiş. Amel defteri kapanıyordu az daha. Halen sol dizim ağrıyor ve dönemden dolayı doktora gidemedim. Motosiklet kazasında tamamen etkisiz bir insan oluyorsun. Yerden kalkamaz halde ne olduğunu anlamaya çalışıyorsun ancak çevrende olan bitenlerin algısı kayıyor. Motosiklet sürücüsü olduğun için otomatikman suçlu oluyorsun. Hastanede dahi motor kazası ile gittiysen kimse bakmak dahi istemiyor.
Şuan motoru bırakmayı düşünüyorum bu ülkede, insanlarımızın bencillik seviyesinde motosiklet sürmek aslında intiharın farklı bir metodu olduğunu düşünmeye dahi başladım.
Ekipmanların hepsi hayatta kalmada sana çok ufak şans oranı katıyor. Yani bir araba ile yaptığın hiç umursamayacağın kazayı motosiklet ile yaptığında sakat kalma ihtimalin çok daha fazla.
Maddi olarak ise iyice boku çıkmış vaziyette.
Geçenler de araç ile giderken yanımdan enduro geçince içim gitti. Yaşadığım kaza geldi gözümün önüne, bu ülkede maalesef delilik. Halen bırakıp bırakmama konusunda sıkışık vaziyetteyim.
İlk olarak lise ve üniversite yıllarımda yaşadığım küçük düşmeleri saymıyorum. Çünkü onlara kaza bile denmez. ilk büyük kazamı ise 2016 yılında Kavak-Samsun arasında Honda CBR600 ile yaptım. Yokuş aşağı virajlara girerken; yattığım virajdaki ıslaklık sonucunda 130-140 km/h ile sümük gibi yere yapıştım. Belki de ekipmanlarımın tam olması beni hayatta tutan en önemli faktördü. İkinci büyük kazamı ise 2012 model Yamaha R1 ile Hollanda-Amsterdam girişinde yaşadım ve yine virajda ıslak zemin kaynaklıydı ve yine ekipman sayesinde 1 hafta süren hastane macerasıyla atlatmış olduk. Şimdi artık bir naked kullanıcısı olarak; evli olmamdan kaynaklı sakin kullanıyorum ve nadir kullanıyorum. Lise çağının ilk yıllarında MZ ile başlayan motosiklet maceramız Triple S ile devam ediyor.
Tavsiyelere gelirsek;
1) Her zaman ekipmanın sağlam ve tam olsun.
2) Motosiklet kullanırken daimi bir risk içinde olduğunu unutma. Bazen gözümüzdeki lens, bazen aklımızdaki sorun, bazen bizden kaynaklı olmayan durumlar. Yani her zaman bir risk var.
3) Kullanacağın motosikleti iyi seçmelisin. Motosiklet, amacına ve beklentilerine cevap vermelidir.
4) Hız kurallarına şehiriçi ve/veya yoğun trafikte mutlaka uymalısın. Araçları sağından sollamamalı, spin hareketleri yapmamalısın. Biz keyif için motor kullanıyoruz, birilerine yemek yetiştirmek için değil.
5) Eğitimlerini iyi almalı ve kafanı ayık tutmalısın.
6) Burada bulunan, yazan tecrübeli abimlerimize ve kardeşlerimizi dinlemelisin.
Bol Şans..
Not: Telden yazdığın için imla hatası olabilir.
İlk ciddi kazam. Tarih 28 kasım 2020 öğle saatleri. Anadolu yakası fsm köprüsü çevre yolu. Avrupa yakasına gidiyorum. Köprüye yanılmıyorsam 6 - 7 km var. Sol şeritle orta şerit arasındaki çizgiden 80 90 km hızla apaçi gibi ilerliyorum. Araçlar 50 60 ile gidiyor. Sol şeritten eski kasa bi mercedes pat diye önüme kırdı. Önüme kırmasıyla yandan arabaya girmem bir oldu. Motordan fırladım ve yerde spin atarak 30 metre kadar sürüklendim. Sürüklene sürüklene yolun en solundan en sağına geçtim. Motorda aynı şekilde. Ben durduğumda motor sürüklenmeye devam ediyordu. Motorda benim durduğum noktadan bi 30 metre sonra durdu. Allahtan üstümden araç geçmedi. Neyse doğruldum yerimden herhangi bi acı hissetmiyordum gittim motorun yanına. Mercedes te sağa çekti 4 tane genç indi.Gittim bunların yanına Ne yapıyosunuz ya! Falan yaptım. Abi kusura bakma öndeki araç sert fren yaptı kaçmak için sağa kırdık senide farketmedik falan dediler. Ambulansı arayalım mı bişeyin var mı falan. Gerek yok dedim başladık hasar tespitine. Benim motorun sağ ayna kırıldı, ön fren maneti yamuldu, koruma demirinin sağ tarafı sürtünmeden eridi, egzoz dekor kapağı kırıldı, sağ ayak pegleri ezildi, arka çanta hep çizildi, debriyaj maneti kırıldı, koruma demiri sol taraf yamuldu, tur camı çizildi vs. Arabaya baktık sağ arka kapıyla ön kapıyı belinden kara saban gibi yarmışım
Tutanak işine girseydiniz şeritler arasında gittiğiniz için iş size patlardı büyük ihtimal.Yunus Özbek adlı üyeden alıntı
İlk ciddi kazam. Tarih 28 kasım 2020 öğle saatleri. Anadolu yakası fsm köprüsü çevre yolu. Avrupa yakasına gidiyorum. Köprüye yanılmıyorsam 6 - 7 km var. Sol şeritle orta şerit arasındaki çizgiden 80 90 km hızla apaçi gibi ilerliyorum. Araçlar 50 60 ile gidiyor. Sol şeritten eski kasa bi mercedes pat diye önüme kırdı. Önüme kırmasıyla yandan arabaya girmem bir oldu. Motordan fırladım ve yerde spin atarak 30 metre kadar sürüklendim. Sürüklene sürüklene yolun en solundan en sağına geçtim. Motorda aynı şekilde. Ben durduğumda motor sürüklenmeye devam ediyordu. Motorda benim durduğum noktadan bi 30 metre sonra durdu. Allahtan üstümden araç geçmedi. Neyse doğruldum yerimden herhangi bi acı hissetmiyordum gittim motorun yanına. Mercedes te sağa çekti 4 tane genç indi.Gittim bunların yanına Ne yapıyosunuz ya! Falan yaptım. Abi kusura bakma öndeki araç sert fren yaptı kaçmak için sağa kırdık senide farketmedik falan dediler. Ambulansı arayalım mı bişeyin var mı falan. Gerek yok dedim başladık hasar tespitine. Benim motorun sağ ayna kırıldı, ön fren maneti yamuldu, koruma demirinin sağ tarafı sürtünmeden eridi, egzoz dekor kapağı kırıldı, sağ ayak pegleri ezildi, arka çanta hep çizildi, debriyaj maneti kırıldı, koruma demiri sol taraf yamuldu, tur camı çizildi vs. Arabaya baktık sağ arka kapıyla ön kapıyı belinden kara saban gibi yarmışım
5 yıldır apaçi modunda kullanırım. üç kazam bir düşmem olmuştur sadece.
ne gariptir ki kaza yaptığımda düşmemiştim, düştüğümde de kaza yapmamıştım.
1. yani ilk kazamda ilk motorum 125'likle sağdan önüme çıkan arabanın ön tamponuna çarpmıştım. T şeklinde kaza gibi düşünün, koruma demirini geçirmiştim demek daha doğru olur. ne bende ne motorda birşey yoktu. düşmemiştim ama adamın ön tampon inmişti aşağı.
2. kazada 2. motorum pulsar 200 ile soldan önüme çıkan ve duran motora - yine T şeklinde gibi düşünün- çarpmıştım ve olduğum yerde durmuştum ama çarptığım motor yere düşmüştü. bende veya motorumda tek birşey yoktu. benim motorun ön lastiğini yandan adama geçirmiştim o yüzden bende hasar yoktu.
3. ve son kazamda. ışıkta aniden durduğumda arkamdan gelen araba duramayıp arkamdan çarptı. daha doğrusu sol arka yolcu ayaklığına sürttü ve durdu. çarpan arabanın sağ ön kapısı, sağ ön çamurluğu çizildi ve sağ aynası kırıldı. benim motorun sadece kuyruk stickeri birkaç cm çizildi ve sol yolcu ayaklığının en alt kısmı 2 cm kadar çizildi ama yine düşmedim yine düşmedim.
Ve hayatımda ilk ve tek motordan o aptal düşmem şöyle oldu ki; ilk motorumdu. 125'lik salcano wolf. üniversitede kampüsün içinde yurtta kalıyordum. yaz kış motosiklet kullanan biriyim. yine bir sabah kalktım. derse gidecem. bindim motora. birkaç gün önce yanlışlıkla motorun arkasını yanlayarak kalkmıştım aynı yerden. dedim bir daha yapayım ama bu sefer bilinçli şekilde.
yurdun önünde motoru parkettiğim yere gittim, motora bindim. gazı verdim ve biraz kalkış yaptıktan hemen sonra aniden gazı açmamla yere düşmem bir oldu. kışın yerde buz olduğunu bilmeme rağmen birşey olmaz yeeaa deyince tabi...
bunlar da böyle anılarımdır.
ha şu detayı da eklemeden geçemeyeceğim. kendimi bildim bileli (son birkaç yıldır şehiriçi ara sokaklar hariç) apaçi gibi motor kullanırım. ne zaman trafiğin akış hızında motor kullanmaya çalışsam %90 ya biri sıkıştır, ya biri önüme kırar, ya biri kıçıma kadar girer takip mesafesi nedir bilmez kesin birşey olur yani. ama ne zaman apaçi modunu açar öyle sürerim, yemin ederim trafikte yaşadığım tehlike sayısı %10'dan düşük olur onlar da büyük şeyler olmaz. şu Türkiye trafiğini yıllardır çözemedim.
ama tekrar tekrar söylüyorum ara sokaklarda veya sağdan soldan bağlantı olan yollarda apaçi modu=kaza
nitekim şunu da belirteyim; ne tesadüftür ki ilk iki kazamda da sürüşüm apaçi moduydu ve ara sokaklardaydım.
5 yıldır apaçi modunda kullanırım. üç kazam bir düşmem olmuştur sadece.
ne gariptir ki kaza yaptığımda düşmemiştim, düştüğümde de kaza yapmamıştım.
1. yani ilk kazamda ilk motorum 125'likle sağdan önüme çıkan arabanın ön tamponuna çarpmıştım. T şeklinde kaza gibi düşünün, koruma demirini geçirmiştim demek daha doğru olur. ne bende ne motorda birşey yoktu. düşmemiştim ama adamın ön tampon inmişti aşağı.
2. kazada 2. motorum pulsar 200 ile soldan önüme çıkan ve duran motora - yine T şeklinde gibi düşünün
3. ve son kazamda. ışıkta aniden durduğumda arkamdan gelen araba duramayıp arkamdan çarptı. daha doğrusu sol arka yolcu ayaklığına sürttü ve durdu. çarpan arabanın sağ ön kapısı, sağ ön çamurluğu çizildi ve sağ aynası kırıldı. benim motorun sadece kuyruk stickeri birkaç cm çizildi ve sol yolcu ayaklığının en alt kısmı 2 cm kadar çizildi ama yine düşmedim yine düşmedim.
Ve hayatımda ilk ve tek motordan o aptal düşmem şöyle oldu ki; ilk motorumdu. 125'lik salcano wolf. üniversitede kampüsün içinde yurtta kalıyordum. yaz kış motosiklet kullanan biriyim. yine bir sabah kalktım. derse gidecem. bindim motora. birkaç gün önce yanlışlıkla motorun arkasını yanlayarak kalkmıştım aynı yerden. dedim bir daha yapayım ama bu sefer bilinçli şekilde.
yurdun önünde motoru parkettiğim yere gittim, motora bindim. gazı verdim ve biraz kalkış yaptıktan hemen sonra aniden gazı açmamla yere düşmem bir oldu. kışın yerde buz olduğunu bilmeme rağmen birşey olmaz yeeaa deyince tabi...
bunlar da böyle anılarımdır.
ha şu detayı da eklemeden geçemeyeceğim. kendimi bildim bileli (son birkaç yıldır şehiriçi ara sokaklar hariç) apaçi gibi motor kullanırım. ne zaman trafiğin akış hızında motor kullanmaya çalışsam %90 ya biri sıkıştır, ya biri önüme kırar, ya biri kıçıma kadar girer takip mesafesi nedir bilmez kesin birşey olur yani. ama ne zaman apaçi modunu açar öyle sürerim, yemin ederim trafikte yaşadığım tehlike sayısı %10'dan düşük olur onlar da büyük şeyler olmaz. şu Türkiye trafiğini yıllardır çözemedim.
ama tekrar tekrar söylüyorum ara sokaklarda veya sağdan soldan bağlantı olan yollarda apaçi modu=kaza
nitekim şunu da belirteyim; ne tesadüftür ki ilk iki kazamda da sürüşüm apaçi moduydu ve ara sokaklardaydım.
dediğin apaçi modu yolda makaslı ilerlemekse. şöyle makastan bahsediyorum 2 araba yan yanayken kesinlikle geçmiyorum ama hızlı gidenin arkasına geçiyorum o yandaki şerittekini geçtiği an anında yandakinin önüne geçiyorum. aynada yandaki şerittekini solladığımı gördüğümde önüne geçiyorum. zaten hızım ondan yüksek önüne geçmem onun için sürüş adına bir sıkıntı çıkarmamakta. bu şekil hızlı hızlı tüm arabaları geçiyorum.
ancak ne zaman yavaş ve sakin sürsem şeriti ortalasam dahi arabalar çok hızlı makas attığından anında beni şeridin ortasından şeridin dışına atarak solluyorlar ve götüme yapışıyorlar.
garip şekilde yukarıda dediğimiz apaçi stili bence de daha sağlıklı. tabi virajlar başka.
virajlarda bu şekil değil şeridi bozmadan kimseyi sollamadan sakince geçiyorum. düz yol başka viraj başka
kaza olayına gelirsek ben daha kaza yapmadım. 3 defa ehliyeti almadan önce dönerken sınav parkurunda düşmüştüm onu saymıyorum.
ben daha çok sol şeritten allah ne verdiyse kapatıp gidiyorum.
ayrıca eğer uygunsa, yani trafikte genel olarak araçlar arasındaki takip mesafesi iki araba boyu kadar veya daha açıksa o zaman bizdeki makas terzide olmaz o kadar diyeyim.
ama tabi yine bu tarz bir trafikte arkamdan biri bıkmadan usanmadan sıkıştırıyorsa arabalar arasındaki takip mesafesi en azından yarım araba boyu kadar bile olsa en fazla birkaç makas atıp uzaklaşırım.
anlatmak istediğim apaçi modu yaklaşık böyle birşey.
kesinlikleben daha çok sol şeritten allah ne verdiyse kapatıp gidiyorum.
ayrıca eğer uygunsa, yani trafikte genel olarak araçlar arasındaki takip mesafesi iki araba boyu kadar veya daha açıksa o zaman bizdeki makas terzide olmaz o kadar diyeyim.
ama tabi yine bu tarz bir trafikte arkamdan biri bıkmadan usanmadan sıkıştırıyorsa arabalar arasındaki takip mesafesi en azından yarım araba boyu kadar bile olsa en fazla birkaç makas atıp uzaklaşırım.
anlatmak istediğim apaçi modu yaklaşık böyle birşey.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
