Umarım yanılıyorumdur ancak tecrübeniz sınırlı olmasına rağmen en son cümlenizdeki retorik soru olarak ifade ettiğiniz cevaba inanmış görünüyorsunuz.
"Güçlü motosikleti kullanması zordur" önerisi, zannedilenin aksine doğru değil her açıdan, özellikle de günümüzde. Güçlü motosiklet kullanmanın zevki son hız değil, insan makina arası iletişimdir, ki "bütünleşmek"ten kastınız da doğru okuduysam bu olmalı. Mesele gücü yola aktarabilmek, yani süspansiyon kontrolüdür. Bu da üç kritik nokta ile sağlanır:
1. Süspansiyon kalitesi, ne kadar geri bildirim yaptığı (özellikle limite yaklaştığında).
2. Fren kalitesi, etkili süspansiyon kontrolü için direk ve tahmin edilebilir davranması.
3. Güç, yüksek ve lineer olması, yine etkili süspansiyon kontrolü için.
Bakın bunlara düz yolda son hız gitmek için ihtiyaç duymazsınız, yüksek güç dışında. Ancak bir virajı hızlı alabilmek için üçüne de sonuna kadar ihtiyaç duyarsınız.
Maksimum güç, sadece bir devirde gelir. Ancak hızlı gitmek için güce en çok ihtiyacınız olan anlardan biri viraj çıkışıdır. Çünkü o anda süspansiyon arka tekeri yola gömdüğü için verdiğiniz tüm gücü yola aktarabilir. Bu noktada eksik olan güç, sizi sınırlayan tek etkendir. Ve devrin daha az olduğu bir an olduğu için de asıl ihtiyacınız olan şey maksimum Güç değil, orta devir torkudur. Bir MT07 yetmiş küsür beygir olabilir ancak ağırlıklı ortalama aldığınızda insanların 20 beygiri geçtiğini zannetmiyorum. Ancak viraj çıkışında hemen hemen her motosiklet güce açtır.
Süspansiyonu vasat, orta kaliteli frenleri olan bir motosikleti limitlerine yakın kullanmak zevksiz ve tehlikelidir. Bu noktada bir MT07 ve Superduke'un aynı sürüşte verdiği zevk ve güven arasında ciddi fark bulunmakta. Biri size virajda "daha da çok yatıp, daha hızlı dönebilirsin aslında, daha rezerv çekiş var" derken diğeri "istiyosan daha da yat ama virajı çıkıp çıkmayacağını Allah bilir, bana sorma" der.