Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
4. sayfa BirinciBirinci ... 234

Otomobile gece gelen ötv zammının etkisi

    REKLAM ALANI
  1. #61
    tommygun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Temmuz 2015
    Şehir
    İzmir, Pornova
    Motosikleti
    Ülkedeki en yüksek km.li Kawasaki Er6F (2008)
    Hiç kimse ne alırken ne de satarken, ne çalışırken ne de çalışmazken vergi ödemesin. Benim mantığım maalesef "hem ayranım dökülmesin" ile başlayan vecize gibi. Tamam devlet ön sevişme anlamında vergi alsın da bizimkilerin vergi sistemi azıcık konulu, azıcık Alman ekolü betamax.
    espresso bunu beğendi.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #62
    Moderatör Levent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Mart 2007
    Şehir
    Rutherford,Nj - United States
    Motosikleti
    Searching.
    Alıntı Hırbonen adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Akp ulkeye sosyalizim getirdi maasalah.Simdi cok hakim degilim konuya ama fiyati 240 bin ve uzeri olan araclari etkiliyor galiba,yaniii zenginden(!) alinan vergiler arttirilmis..

    Acliktan olmedigine sukreden halkimiz icin cok guzel haber..

    Zenginden mi

    İroni yaptığını düşünüyorum, Opel astranın full paket dizeli 290 küsürlerde.. Yani Astra zengin arabasi mi oldu bu durumda.

  3. #63
    tommygun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Temmuz 2015
    Şehir
    İzmir, Pornova
    Motosikleti
    Ülkedeki en yüksek km.li Kawasaki Er6F (2008)
    Hala eski para mantığıyla düşündüğüm için ister içinde feza teknolojisi barındırsın, Opel Astra'yı geçtim, hiçbir Opel 290.000 TL etmez.

  4. #64
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı Cyan adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Amerikan sistemi lazım; herkes vergi mükellefi olacak beyan verecek, harcadığı ve belgelendirebildiği her kuruşu da vergiden düşebilecek. O zaman kayıtdışı diye bir şey kalmaz daha çok vergi toplanır. Ama çoğunluğu sermaye uşağı olan bir meclisten böyle bir karar çıkmaz.

    Notlar:
    - Sermaye karşıtı değilim ama mecliste halk temsil edilmeli, sadece sermaye değil.
    - Türkiye özelinde tasarrufu teşvik etmek için tasarrufa yönlendirilen paranın tamamı veya bir kısmına da vergi muafiyeti bile getirilebilir. (Faiz gelirleri vs elbette vergilendirilir...)
    Amerikan veya başka sistem. Ama bir şekilde Gerçek kişide aynı şirket gibi masraflarını gider gösterebilmeli.

    Dahada ötesi, işveren yanında çalışan kişinin vergisiydi, sgk sıydı, işsizlik primiydi vs vs bunlardan hiçbir şekilde sorumlu olmamalı.
    Devlet şirketi vergi memuru gibi kullanmakta. Hatta bu vergi usul kanunumuzda bir yerlerde geçiyordu diye aklımda kalmış.

    Temsilen asgari ücretten konuşalım. Nedir BRÜT asgari ücret? 3.500 liramı. Veya o kişi 5.000 lira brüt ücrettenmi çaışıyor.
    Şirket aybaşı geldiğinde yatırır çalışanın BRÜT 5.000 lirasını bankaya, işi biter.

    Vergisini, sgk sını, işsizlik primini vs ödeyip ödememek kişinin kendi sorumluluğundadır.

    Gelelim Kıdem tazminatına.
    İşveren neden kıdem tazminatı ödemek zorunda?
    İşveren neden kıdem tazminatı denen bir ucubenin hem bekçiliğini hemde bankacılığını yapmakta.

    Devlet diyorki, sen çalışanına her yıl bir brüt maaş kıdem tazminatı vereceksin.
    Bu parayıda değerlendireceksin.
    Diyelim 10 yıldır çalışan bir kişi var.
    Son aldığı brüt maaşı, çalıştığı 10 yılla çarpıp o kadar kıdem tazminatı vereceksin diyor.

    Diyelim şirketimde 10 yıldır çalışan bir arkadaşım var. Şu anda brüt maaşı 5.000 lira olsun.
    10 yıllık kıdem tazminatı 5.000 x 10 yıl = 50.000 Lira.

    Yeni yılda %15 zam yapmış olalım (temsilen). Bizde zamlar nete göre yapılır. Bu brütte yaklaşık %20 ye tekabül edecektir.
    Çünkü o arkadaşın muhtemelen vergi dilimi değişecek ve bu vergiyi ben ödemek zorunda kalacağım.

    Oldumu brüt maaş 5.000 + %20 = 6.000 lira

    Zurnanın zırt dediği yer şimdi kopacak...

    Bu arkadaşın son brüt maaşı artık 6.000 lira olduğundan kıdem tazminatıda 6.000 x 10 yıl = 60.000 lira olacak.

    Ben bankamıyım. Fon yöneticisimiyim. Fon yönetmeyi çok iyi biliyor olsam zaten borsada oynar, hiiiiiç şirket mirket toplarına girmezdim.

    Ama devlet öyle demiyor. Yönet arkadaş o biriken kıdem tazminatını diyor. "E ben zaten şirket olarak yılda %20 kazanamıyorum. Bankada yatırdığım 50.000 liraya %6,5 net faiz veriyor. Kıdem tazminatını nasıl %20 arttıracağım" diyorum.
    Devlet bu dinlemez seni. "Fon yönetmeyi bilecek ve o 50 bin lirayı ne yapıp edip 60 bin lira yapacaktın arkadaş" diyor.

    Bu söylediklerim elbette büyük holdingler için geçerli değil.
    Ama KOBİ tabir edilen küçük işletmeler ne yazıkki bu kısır döngüler içerisinde boğulur gider.
    Ülkedeki vergi kaçağıda yıldan yıla büyür...

    İşveren yıllık olarak 12 maaş + 1 maaş kıdem üzerinden brüt ücret ödese, başka hiç bir şeye karışmasa,
    Çalışan vatandaşta vergisini, sgksını, vs kendisi ve tam olarak verse, hele birde masraflarını gider gösterdiği için fatura alıyorsa...

    Herşey yoluna girer ve şu ankinden katmer katmer fazla vergi toplanır...

  5. #65
    hokahey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Kasım 2016
    Şehir
    papua yeni gine
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Amerikan veya başka sistem. Ama bir şekilde Gerçek kişide aynı şirket gibi masraflarını gider gösterebilmeli.

    Dahada ötesi, işveren yanında çalışan kişinin vergisiydi, sgk sıydı, işsizlik primiydi vs vs bunlardan hiçbir şekilde sorumlu olmamalı.
    Devlet şirketi vergi memuru gibi kullanmakta. Hatta bu vergi usul kanunumuzda bir yerlerde geçiyordu diye aklımda kalmış.

    Temsilen asgari ücretten konuşalım. Nedir BRÜT asgari ücret? 3.500 liramı. Veya o kişi 5.000 lira brüt ücrettenmi çaışıyor.
    Şirket aybaşı geldiğinde yatırır çalışanın BRÜT 5.000 lirasını bankaya, işi biter.

    Vergisini, sgk sını, işsizlik primini vs ödeyip ödememek kişinin kendi sorumluluğundadır.

    Gelelim Kıdem tazminatına.
    İşveren neden kıdem tazminatı ödemek zorunda?
    İşveren neden kıdem tazminatı denen bir ucubenin hem bekçiliğini hemde bankacılığını yapmakta.

    Devlet diyorki, sen çalışanına her yıl bir brüt maaş kıdem tazminatı vereceksin.
    Bu parayıda değerlendireceksin.
    Diyelim 10 yıldır çalışan bir kişi var.
    Son aldığı brüt maaşı, çalıştığı 10 yılla çarpıp o kadar kıdem tazminatı vereceksin diyor.

    Diyelim şirketimde 10 yıldır çalışan bir arkadaşım var. Şu anda brüt maaşı 5.000 lira olsun.
    10 yıllık kıdem tazminatı 5.000 x 10 yıl = 50.000 Lira.

    Yeni yılda %15 zam yapmış olalım (temsilen). Bizde zamlar nete göre yapılır. Bu brütte yaklaşık %20 ye tekabül edecektir.
    Çünkü o arkadaşın muhtemelen vergi dilimi değişecek ve bu vergiyi ben ödemek zorunda kalacağım.

    Oldumu brüt maaş 5.000 + %20 = 6.000 lira

    Zurnanın zırt dediği yer şimdi kopacak...

    Bu arkadaşın son brüt maaşı artık 6.000 lira olduğundan kıdem tazminatıda 6.000 x 10 yıl = 60.000 lira olacak.

    Ben bankamıyım. Fon yöneticisimiyim. Fon yönetmeyi çok iyi biliyor olsam zaten borsada oynar, hiiiiiç şirket mirket toplarına girmezdim.

    Ama devlet öyle demiyor. Yönet arkadaş o biriken kıdem tazminatını diyor. "E ben zaten şirket olarak yılda %20 kazanamıyorum. Bankada yatırdığım 50.000 liraya %6,5 net faiz veriyor. Kıdem tazminatını nasıl %20 arttıracağım" diyorum.
    Devlet bu dinlemez seni. "Fon yönetmeyi bilecek ve o 50 bin lirayı ne yapıp edip 60 bin lira yapacaktın arkadaş" diyor.

    Bu söylediklerim elbette büyük holdingler için geçerli değil.
    Ama KOBİ tabir edilen küçük işletmeler ne yazıkki bu kısır döngüler içerisinde boğulur gider.
    Ülkedeki vergi kaçağıda yıldan yıla büyür...

    İşveren yıllık olarak 12 maaş + 1 maaş kıdem üzerinden brüt ücret ödese, başka hiç bir şeye karışmasa,
    Çalışan vatandaşta vergisini, sgksını, vs kendisi ve tam olarak verse, hele birde masraflarını gider gösterdiği için fatura alıyorsa...

    Herşey yoluna girer ve şu ankinden katmer katmer fazla vergi toplanır...
    Ya sen ne diyin? Öyle bir şey olsa yemin ederim millet ayaklanır. Çoğu kişi vergisini ödemez.

  6. #66

    Üyelik
    26 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    2022 DL650A
    Alıntı hokahey adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ya sen ne diyin? Öyle bir şey olsa yemin ederim millet ayaklanır. Çoğu kişi vergisini ödemez.
    Vergi kaçırmayı ağır suç kapsamına sokar, vergi kaçıranın yoksulluk sınırı üzerindeki tüm kazancını devlete aktarırsanız olmaz...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:57 ----------

    Yalnız ufoz çalısanlara verdiğiniz zam oranı ile hizmet bedellerinize yaptığınız zam oranı birbirini tutuyorsa bankanın verdiği faizin çok da önemi olmuyor sanki?

  7. #67
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı Cyan adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Vergi kaçırmayı ağır suç kapsamına sokar, vergi kaçıranın yoksulluk sınırı üzerindeki tüm kazancını devlete aktarırsanız olmaz...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:57 ----------

    Yalnız ufoz çalısanlara verdiğiniz zam oranı ile hizmet bedellerinize yaptığınız zam oranı birbirini tutuyorsa bankanın verdiği faizin çok da önemi olmuyor sanki?
    Ne yazıkki bırakın zammı tam tersine servis bedellerinde geriye gitmek zorunda kalıyoruz.

    Neticede benim değinmek istediğim köklü bir vergi reformuna ihtiyaç var. Konulan kuralları bozan varsa, ister birey, ister şirket, gözünün yaşına bakmamak gerek.

    Eğer bu yapılırsa ÖTV yi konuşmayı bırak, ne olduğunu bile hatırlamayız. Mazide kalır.

    Şimdi bu ülkede milyonlarca işsiz var.
    Ama suriyelisi, afrikalısı, kaçak, göçek vergisiz bir yığın işyerinde çalışıyor.
    Çıkar bir kanun.
    Deki, "en az 20 yıldır TC vatandaşı olmayan birini çalıştırırsan sana şu para cezasını veririm. Kaçak, göçek adam çalıştırırsan şu kadar sene hapis cezası verir, 10 sene ticaret tapmana izin vermem. Tüm mal varlığına el koyarım. İhbar edenede mal varlığının 1/4 ünü veririm".
    Bunu da sıkı denetle. Bak bakalım işsizlik kaça düşüyor.

  8. #68

    Üyelik
    26 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    2022 DL650A
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ne yazıkki bırakın zammı tam tersine servis bedellerinde geriye gitmek zorunda kalıyoruz.

    Neticede benim değinmek istediğim köklü bir vergi reformuna ihtiyaç var. Konulan kuralları bozan varsa, ister birey, ister şirket, gözünün yaşına bakmamak gerek.

    Eğer bu yapılırsa ÖTV yi konuşmayı bırak, ne olduğunu bile hatırlamayız. Mazide kalır.

    Şimdi bu ülkede milyonlarca işsiz var.
    Ama suriyelisi, afrikalısı, kaçak, göçek vergisiz bir yığın işyerinde çalışıyor.
    Çıkar bir kanun.
    Deki, "en az 20 yıldır TC vatandaşı olmayan birini çalıştırırsan sana şu para cezasını veririm. Kaçak, göçek adam çalıştırırsan şu kadar sene hapis cezası verir, 10 sene ticaret tapmana izin vermem. Tüm mal varlığına el koyarım. İhbar edenede mal varlığının 1/4 ünü veririm".
    Bunu da sıkı denetle. Bak bakalım işsizlik kaça düşüyor.
    Hiç olur mu!? Tam tersine bu göçmenleri öz vatandaşın yerine çalıştırmak için teşvik ettiler, indirim yaptılar, prim muafiyeti verdiler vs vs. Bizim mal insanımız bunlara oy vermeye devam etti, yarasın...
    SuleymanE bunu beğendi.

  9. #69
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı Cyan adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Hiç olur mu!? Tam tersine bu göçmenleri öz vatandaşın yerine çalıştırmak için teşvik ettiler, indirim yaptılar, prim muafiyeti verdiler vs vs. Bizim mal insanımız bunlara oy vermeye devam etti, yarasın...
    Sadaka almaya alışmış, kandırılmış kitlelerin çılgınlığı...

  10. #70
    watercolours - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Kasım 2005
    Şehir
    Coruscant
    Motosikleti
    speederbike
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Şirketler masraflarını gider olarak gösteremezlerse direkt batarlar...

    Bir örnek vermek gerekirse...
    Bir şirket düşünün. Bu şirket, güvenlik elemanı kiralıyor olsun.

    Bir elemanın maliyeti, net maaş, ssk, vergi vs derken 3.000 lira olsun. (Rakkamları düz ve temsili olarak vereceğim.)
    100 elemanı bulunsun bu şirketin.
    Bu şirket aylık olarak her bir elemanı 3.500 lira + KDV olarak bir siteye kiralıyor olsun.
    Şirketin hiç kira, su, elektrik, benzin, araç, kırtasiye vs vs gideri yok diyelim (şirket sahibi evden çalışıyor gibi düşünün).
    Aydan aya muhtasar vergisi de sıfır olsun (mümkün değilya, herney se öyle olsun)

    Masraf ne : 3.000 (eleman başına masraf) x 100 : 300.000 Lira toplam aylık masraf var.
    Satış/Fatura ne : 3.500 (eleman başına kiralama) x 100 = 350.000 lira toplam ciro var. KDV yi yok saydım. o zaten devlet adına şirketin yaptığı vergi memurluğu... O da işin başka bir angaryası...

    Masrafları gider olarak gösteremezse 350.000 lira kestiği fatura olduğundan ve Limited şirketse, karından %20 vergi ödeyeceği hesabıyla, 70.000 lira vergi öder (bu rakkam aylık). Üç ayda bir vergi ödendiğinden, 3 ayda bir 3x70bin = 210.000 lira vergi ödemesi gerekir.

    Halbuki adamın kazancı 350bin - 300bin = 50.000 lira aylık.

    Masrafları vergiden düşemediği için hem sıfır karla iş yapıp, hem de devlete her ay cebinden 20.000 lira ödemek demek bu...
    Hiç iş yapmazsanız her ay 20.000 lira kardasınız. gibi bir durum çıkıyor ortaya...

    Gerçekte ise durum şu :
    Aylık 50.000 lira vergi öncesi kazanç elde eden bu şirket, %20 vergi ödeyeceği öngörüsüyle her ay için 10.000 lira vergi öder.
    3 ayda bir ödeyeceği vergiyse 30.000 lira olur.

    Masrafların, gider olarak gösterilemediği bir sistem yürümez.

    ......

    Sorun sizin değindiğiniz yerde çıkıyor...

    Şirket bir Tüzel Kişi.
    Masraflarını gider gösterebiliyor.

    Bizler birey olarak Gerçek Kişiyiz.
    Ancak masraflarımızı gider olarak gösteremiyoruz.
    Bırak gider göstermeyi, evine TV aldın. ÖTV ödersin. Çünkü lüks tüketim.
    Umarım hergün tıraş olmak için kullandığınız jilet ve traş köpüğünün bu ülkede lüks sayıldığını ve ÖTV ödediğinizi biliyorsunuzdur?

    Hakkaniyetli mi?
    Bence değil...
    Buna katılıyorum. Benim anlamadığım masrafın vergiden düşülmesi. Yoksa masrafı masraf olarak göstermeye hiçbir lafım yok.
    Sanırım milletin harcamayı vergiden düşmek dediği, harcamayı gider göstermek galiba.
    May the Force be with McLaren Mercedes

  11. #71
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Vergiden düşmek tabiri yanlış aslında. Ödenecek vergiden düşülecek gibi anlaşılıyor. Halbuki ödenecek vergiden düşülmüyor. Ödenecek vergiyi etkiliyor.

    Gider göstermek en doğru tabir.

    Gelirler bir tarafa - giderler/masraflar bir tarafa yazılır.
    Gelirler fazlaysa kar var demektir.
    Gelirlerden giderleri çıkarırız.
    Kalan meblağ kazançtır.

    Bu meblağın içinden, şirketin şekline göre, ödenmesi gereken yüzdelik miktardaki vergi ödenir. Örneğin %20 vergi gibi.

    Kalan miktarsa, vergi sonrası, net kardır.

    Gelirler hesabında, şirketin kasasına giren paraya bakmaz devlet.

    Önemli olan kesilen faturadır.
    Örneğin 10.000 lira + 1.800 kdv = 11.800 lira fatura kestin.
    Devlet senin faturanın parasını tahsil edip etmediğine bakmaz. Ertesi ay 1.800 lira kdv yi yatır der vergi dairesine. (Şirketin giderleri yaparken ödediği kdv, ödenecek 1.800 liradan düşülür).
    Şirket bir yandan vergi memurudur kısaca.

    10.000 lira ise gelirdir. Her 3 ayın sonunda vergi hesabı yapılırken gelir hanesine yazılır.

    Eğer itilaf oluştu ve rahsil alınamıyorsa, mahkemeye başvurulup ondan sonra gelir hanesine yazılması iptal edilebilir. Aksi halde devlet "kestin faturayı, öde vergisini" der.

    Tabi aslında daha karmaşık ve birde ara vergiler var ama ben basitçe anlatmaya çalıştım.

  12. #72
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    05 Kasım 2015
    Şehir
    Amerika
    Motosikleti
    SD 1290R
    Alıntı Cyan adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Amerikan sistemi lazım; herkes vergi mükellefi olacak beyan verecek, harcadığı ve belgelendirebildiği her kuruşu da vergiden düşebilecek.
    Evet, burada tüzel ve kişisel vergi mükellefi farkı temel anlamda yok. İşiniz için yaptığınız giderleri düşebiliyorsunuz (işe gitmek için harcadığınız benzin, akbil, kırtasiye masrafı, varsa ekipman, vs.)

    Kolay olması için de gelir sınıfına göre bu harcamalar ortalama olarak belirlenmiş. İster o belirlenmiş rakamı kullanıyorsunuz, ister kendiniz teker teker çıkarıp hesaplıyorsunuz.

    Aynı şekilde kâr amacı gütmeyen kurumlara yaptığınız bağışları da düşebiliyorsunuz.

    Bu arada, iş harcamalarını vergiden düşmezseniz çifte vergi vermiş olursunuz. İşiniz sonucu elde ettiğiniz kazanca zaten vergi veriyorsunuz. İşinizin gideri için de vergi verirseniz verginin vergisi durumu ortaya çıkar. Bu mümkün değil...

    ... derken aklıma geldi. Bu verginin vergisi olayı araç alırken ortaya çıkıyor değil mi? Bunun arkasında somut bir hukuki duzenlerne var mıdır? Çünkü verginin vergisi olmaz. Acaba dava açılsa n'olur diye düşünürken birden ülkemin realiteleri aklıma geliyor bir gülme eşliğinde

    Bu arada sağlam ve bağımsız vergi kurumu olsa muhtemelen ülke bu hale gelmezdi. Önceden, yargıya bu kadar rahat müdahale edemediği günlerde az kullanmadı vergi sopasını...

  13. #73
    watercolours - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Kasım 2005
    Şehir
    Coruscant
    Motosikleti
    speederbike
    Muhalefetin en çok eleştirdiğim şeyi. Normal vatandaş veremiyor mahkemeye, sen ver.


4. sayfa BirinciBirinci ... 234

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)