Devletin ve idarenin, yürütmeden sorumlu silsilenin sorumluluğu ve cezai yükümlülüğü yol kenarına koyulan: "Sulama yapılmaktadır" levhasıyla ortadan kaldırılıyor.
Hatta çoğu zaman o levhalar sabit haldeler çoğu yerde. Mahkemede: "Biz uyarı levhası astık." demek için tabii ki...
"Acemisi olduğunuz tekniği önce kapalı alanda, tedirginlik geçtikten, tekniğe hakim olduktan sonra yolda deneyin ve yavaş yavaş yol sürüşüne aktarın." motorhikayesi.com | "Motosiklete Binmeyin, Motosikleti Sürün"
Maalesef bu sene artışı bende gözlemledim oysa yeni idareden beklentim daha insan hayatına önem veren bir çalışmaydı.Park bahçeler yönetimi değişmedi ise değişmeli , değişti ise uyarılmalı.
Ben birde park bahçelerin emniyet şeridini kontrolsüz kullanmasından rahatsızım (bu da arttı), şu duvara asılan sikko çiçeklerin bakımını bile 2 günde yapıyorlar ve koca araçlar park ediyorlar.
Katılırım ayrıca herkes kullandığı sosyal medyada ve arkadaşları ile paylaşırsa daha etkili olur.
Bizim millette eline hortumu aldımı suyla oynamak ata sporu sanki.Sadece belediye değilki.Dükkanın önünü sulayan kapının önünde şampuanla araba yıkayan.Hangi birine neyi anlatacaksın.
Çevre bilinci ortak yaşam alanlarını kullanma seviyemiz malesef gelişmiş değil.Kimse başkası için empati kurmuyor.Pikniğe gidip çöpünü barakana kızıyoruz muhtemelen buradaki kimse bunu yapmıyor.Yada sahile gidip çekirdek yiyip yere atana.Ama çoğunuz (ben kullanmıyorum)sigara içip izmaritini yere atıyordur.
Birbirimizi daha çok sevsek ve düşünsek değer versek belki çok daha güzel bir dünya yaratabilir.Belki MATRİX in daha mutlu bir versiyonunda.
Asıl konu olan çimenlere gelirsekte iş zor.Sen şehri betona gömersen elde kalan tek yeşil alanın yonca kavşaklardaki boşluklarla yol kenarındaki bir avuç alansa.Oraları sidik zorunla yeşil tutmaya çalışırsan o su yola akar.Çük kadar alanı niye yeşil tutmaya çabalıyorsun.
benim yazım
Park Bahçeler Çalışmaları , Emniyet Şeridinin kontrolsüz kullanımı ve yolu ıslatan sulama.
Merhabalar motosiklet kullanıcıları için kuru iken aniden ıslanan yolun ne kadar tehlikeli olduğu çoğu kişinin malumudur.
Maalesef yeni idareden beklentim insan hayatına daha çok önem vermelerini beklediğimden bu konunun iyileşmesi idi ama maalesef bu durum iyiye gitmek yerine daha kötüye gidiyor.geçen sene güzergahımda 1-2 yerde ıslaklık varken bu sene bunun iki katı veya daha fazla yolu ıslatan sulama var.Bu hem bizler için tehlike , hem ibb için boşa giden para demek.Bu konuda sizlerden daha fazla hassasiyet bekliyorum.
Diğer bir memnuniyetsizliğim (yine artan) park bahçelerin geçiçi çalışanlarını getiren arabalar yoğun trafik güzergahlarında kontrolsüz park ediliyor.Bazı durumlarda kukalar emniyet şeridini aşıp yola taşarak trafiği de olumsuz etkiliyor.Ben yoğun saatlerde trafikte oluyorum ve bu da düzeltilmesi ve iyileştirilmesi gereken bir sorun.
Hassasiyetlerinize ve insan hayatına saygınıza güvenmek istiyor ve bu konuda sizlerden özen ve ivedi çözümler bekliyoruz.
Saygılarımla.
@mutas Çim dikme, biçme, sulama ihalesini siz aldınız sanırım.
Ben sadece ayakları yerden kesiyor sanıyordum, meğer uçmaya da yarıyormuş kanatlanmadan
Her motosikletli gibi benim de muzdarip olduğum bir konu. Bir çözüm önerisi olarak sulama elemanını yakalayıp tartaklamak olabilir.
Gece sulansa, gece kaza olur. O da çözüm değil yani.
Damlama tarzı bir sistem ile çözülür ama uğraşmazlar bence.
Hükümet denen şey de devlet denen kurumun yönetimidir işte.
Devlet neden hiç bir zaman suçlu olmazmış ki? Sonuçta herhangi bir bölgenin yönetimi için ortaya çıkmış bir kurum, apartman yönetiminin biraz iricesi işte devlet. Birtakım hizmetleri sağlaması için vergi veririz devlet de bu vergiler karşılığında bize hizmet sunar. Bu hizmetleri yerine getirirken de bazen suç işleyebilir, hukuk bunun için önemli.
Aklıma şu saatte gelen tek fikir; sabotaj. Bir şekilde denk geldiğimizin ağzını tıkamak lazım.
konusurken bile hükümeti eleştirip devlet adı geçiriyorsun.
Devlet : Türkiye Cumhuriyetidir.
bilinen 2400 yıldır kurulmuş olan, Atalarımızın kanlarından şimdiye kadar gelen bir soydur. yıllarca Türklerin kurmuş olduğu onlarca devletlerden birisi de Türkiye Cumhuriyetidir.
Hükümetler gelip geçecekler ancak Devlet daimi olarak kalacaktır. Şu parti, o parti bilmem ne partisi geçicidir. partiler ve siyasiler karar verirler, ancak bunları devlet adına değil hükümet adına verebilirler. Devlet karar vermez, hükümet verir.
Savaşa girdiğinde hükümet değil, Devlet girer ancak hükümet sebep olur. ancak hükümete küstüğün için devleti unutamaz ve eleştiremezsin.
Devlet ile hükümeti karıştırmayalım. bambaşka şeyler.
şöyle de denebilir :
devlet evin kendisidir, hükümet ise evin kiracısıdır.
kiracı duvarların ağzına s.çtı diye kabahât evin değildir. evin sahibi ise millettir. evi adam gibi kiracıya vermezsen öyle mal gibi sözleşmesinin bitmesini beklersin. tam sözleşme biterken kiracı gelir eline 3 kuruş fazla verir. sen de kiraya zam yaptım diye sevinirken evinin de göz göre göre zarar görmesine sesini çıkaramazsın.
örnek alıntıdır.
çok güzel özetlemişler.
Sonuna kadar katılıyorum bizde desteğe hazırız.
Ben bi rfark göremiyorum. Devlet de apartman yönetimi gibi bir kurumdur. Birtakım hizmetler verir, karşılığında ücretini vergi olarak alır.
Bireylerin tek başına yapamayacakları birtakım hizmetlerin görülebilmesi için icat edilmiş bir kurumdur o kadar, kutsal falan değildir, insandan daha kutsal bir şey olamaz çünkü. Devleti kutsamak devleti eleştirilemez bir hale sokar ki sonra da başımıza geleni görüyoruz.
2400 yıldır demeye de gerek yok, Türkiye Cumhuriyeti kurulalı 2400 yıl olmadı. Yaşadığımız topraklarda daha önceki devletler cumhuriyet, demokrasi vb. iddiasında değillerdi zaten, birtakım kişilerin ve ailelerin mutlak yönetimleriydi. Demokrasi ile ilkel despotik devletleri birbirine karıştırmamak gerek.
@atillatopal9
sen akp türkiyesinde devlet ve hükümetin ayrı olduğunu mu söylüyorasun şimdi? parti-devlet diye bi tanım duymadın sanırım hiç. nazi almanyasından da mı haberin yok?
Bu forumun düşünce özgürlüğü git gide daha kötü oluyor.
işin kötü yanı yöneticiler benim yorumumu siliyor.
Devlet ve hükümet arasında ki yasama ve yürütmeyi bilmeyen cahil insanlar bugun burada devleti eleştiriyor.
Bu devlet, Nene hatundan, alparslandan, Kaanlardan, Teomandan, kürşaddan, Attila Hanlardan, Atatürkün liderliğini yaptığı Türk ırkına hitap ettiği kutsal bir şeydir.
Hüseyin nihal atsız bir söz söylemiştir, tüm ırklar eşittir ancak Türkler Asildir.
aranızda malum partiden en çok nefret eden benimdir, ancak bu devlet düşmanlığına dönmemelidir.
Devlet varlıktır, hükümet ise temsilci bugün A-B-C hükümet değişecek yerine D-E-F hükümeti gelecek.
ancak Devlet gene bakii kalacaktır.
Bugün Devleti eleştiren birisi varsa,
Yallah, arabistana,yunanistana,avrupaya veya amerikaya istediğiniz yere iltica başvurusunda bulunabilirsiniz.
Bu insanlarda bir garip, 30 Ağustos da kısıtlama geldi diye isyan eder, Ama gelir ağzı dili olamayan devleti eleştirir.
Azıcık kitap okuyun.
Buradan da başlayabilirsiniz.
https://eksisozluk.com/devlet-ile-hu...-fark--3055062
Sayın @Alper_tim umarım bu yorumumda silinmez!
yuh.. adam ırkçı çıktı..
@atillatopal9, siz ülkeden bahsediyorsunuz muhtemelen. Devlet bir kurumlar bütünü. Devlet içinde hükümetten bağımsız (en azından kitapta) bir çok kurum var. Hükümet te devletin bir parçası sonuçta. Ülkeye karşı olunmaz. Ancak devlet tabii ki eleştirilebilir.
Asil olma tabiri, çok kolay tehlikeli yönlere gidebilecek, suistimale açık, çok dikkatli kullanılması gereken bir tabir... Tam ne kastettiğinizi bilmediğim için yorum yapamam. Ama bir yandan eşittir diyorsunuz, bir yandan da üstünlük belirtisi olan "asildir" yazmışsınız, çelişkiyi çözebilene aşkolsun. Kimliğimizle gurur duymalıyız tabii ki, ama üstünlük olayı bayağı problemli.
Devlet kavramına büsbütün karşı siyasi bir duruş olduğunu bilmeden devlete karşı olan insanları cahil eleştirmek biraz saçma (ve dahi cahillik) oluyor (Bkz. Anarşizm - ama bizde anarşizmin ne olduğunu da bilen azdır; kitaplar var okuyabilirsiniz: "Anarşizmin Tarihi: İmkansızı İstemek! - Peter Marshall", "Anarşizm / Bir Düşünce ve Hareketin Tarihi - George Woodcock") Devlet kavramı için de Platon'un 2400 yıl önce yazdığı kitabı okumak lazım. Bu iki ütopyayı da öğrenince her ikisinin de ne kadar zor olduğunu ve bizim Devlet diye yücelttiğimiz şeyin Platon'un idealinin ne kadar uzağında kaldığını görürüz...
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)