buradaki tayfa = "ağbii ayfonnn yeaağğ" diyen tayfa.
F/p kısmına bakın.
küçük cc motorlar için anlaş yeterli olabilir ama 250cc ve üstü için daha iyi markalara yönelmek lazım.
ben 150cc de anlaştan memnunum.
parasından dolayı değil servis anlaş önerdiği için taktırmıştım.
yanlış düşünmüşsünüz.
iphone sizin güvenliğinizi sağlamıyor, huawei kullandığınızda kayıp düşüp canınıza mal olmasına sebep olmuyor.
lastik ile iphone kıyaslamak da ne biliyim
senin düşüncen = çöp
ayrıca mecazi anlam taşıdıysanda, bir şey pahalı diye iyi olacak diye bir şey yok.
yıllardır kendisini her türlü koşuluyla ön plana koyan markaların ürettiği lastikler varken,
yerli adı altında aslında Türk milletini kazıklayan ( yerli ürün, yerli mal, yerli işçilik ) fiyatlarıyla neredeyse ithal dev markalara kafa tutan bir Türk markasını kıyaslamışız
bende size bir giresunlu olarak, bir örnek vereyim.
Ben göreleliyim. Fındığın en iyi yerinden, yılda yaklaşık 9 ton fındık topluyoruz ve satıyoruz.
7-8 yıldır göreleye kurulan bir alman fındık fabrikası var.
Türkiye de fındık fiyatları açıklanıyor.
Örneğin : 15,50 TL 1 KG.
Almanya hemen köylere geliyor ve 16,50 TL den alıyor.
Ayrıca 15,50 TL den satmak için fabrikalara kendin götürmen lazım, ancak Almanlar gelip kapından alıyor.
Şimdi gelelim konuya,
Hangi yerli çikolata,
bir belçika, bir almanya veya bir isviçre çikolatası kadar güzel ?
ben söyleyeyim, hiç bir çikolatamız o kadar kaliteli değil malesef.
isviçrede Magmum aldım, arkasında ki süt değeri %45
türkiye ise %5
yani size iki örnek verdim.
birisi çikolata ithal ama müthiş.
diğeri dondurma ithal ama kötü.
yani ithal olduğunda veya pahalı olduğunda o şey harika olacak diye bir şey yok, olmadıda.
Fiyat her zaman bizim için çok önemli.
ancak unuttugunuz bir şey var arkadaşlar,
PARADAN DAHA ÖNEMLİ ŞEY SAĞLIĞIMIZDIR.
ben bu forumda kimseyi üzmek, kırmak istemiyorum.
Ancak sizlerde, özellikle yeni başlayan arkadaşlarla Lastikler hakkında doğru olanı belirtiniz.
bir arkadaş çok güzel söylemiş, küçük CC de belki çok fark etmeyebilir.
Ama 250 CC ve üzeri kesinlikle tercih edilmemelidir.
bakınız en az 10 capra rd kullanan kişiden şu yorumları aldım.
1. Lastik balon yapıyor.
2. Balans tutmuyor.
3. azcık su gördüğünde güven vermiyor.
Sizce bu 3 şey önemli değil mi ?
Arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım.
ben şahsen parası çok olan birisi değilim, ama biniyorsam eğer motora lastik alacağım zaman beni hiç riske atmayacak olan bir motora binmek isterim.
kimseyi de kırmak istemem, kırdığım varsa kusura bakmasın
ama tekrar altını çizerek söylüyorum,
Tercih edeceğiniz şey bir lastiktir, maliyetinden kaçıp F/P yapacağınız bir ürün değildir.
Canınız 2 teker üzerinde ona emanet, viraja girerken verdiği güven, ıslak zeminde yol tutuşu, Frenlemede kolaylık gibi önemli etkenleri barındırıyor. İnsanın giydiği Ayakkabı kadar, Motorun giydiği Lastik önemlidir.
Anlas tournee sport parasına göre güzel lastik, çok extrem işlere gelmez.
Capra r için söyleyeceklerim, enduro motosiklet kullananlar bilir kış için lastik bulmak zordur, genelde asfalt lastikleri yazlık oluyor capra r ise kış şartlarında tercih edilebilir bi lastik.
Yine de ben capra r yerine bu sene 2016 tarihli iyi durumda siraclarımı kullanacağım.
bence artık herkes lastik tartışmayı bırakıp asıl suçun asfaltta olduğuna kanaat getirmeye başladı sayemde
bakın gerçekten iyi bir asfaltta iğrenç İRC radyal olmayan çapraz lastikler bile performans sürüşte çok iyi tutuyor
bizim asfalt buz pistinde gibi olduğu için yumuşak hamur tercih ediliyor oda azıcık tolerans ediyor kazaları
sert hamurlu lastiklerde çok iyi tutuyor aslına ama tabiki asfalt olacak yani
bizim asfalt sadece üzerinde toprak olmasın asfalt olsun diye atılmış kalitesi ile zerre uğraşilmamış baştan savma asfalt
geçen almanyadan bir egitmen ile görüştüm ortalama 20 30 yıl asfalt kalitesi bozulmuyor dedi inanamadım
farkettiyseniz ülkemizde hep asfalt yenileme çalışmaları durdurak bitmiyor yıllardır çünkü bozuluyor düzgün yapmıyorlar
zaten çoğu kazalar araba ve motorların için söylüyorum kaza sebebi yine asfalt arabalar ve motorlar duramıyor ki tutuş 0 yani yok tutuş falan
taze asfaltta antrenman yapıyorum sert fren atıyorum bayağı hayvan gibi motor öne çakılıyor resmen önden kayma falan hiçbir şey yok trafikte yapsanız ön teker kayıyor
Valla uzun yazmışsın, çöp kelimesinden sonrasını okumadım.
yaklasık 5 bin km'dir anlas tournee kullanıyorum. 600 liraya taktırdım. son derece memnunum. ( fiyatına göre tabi )
yani siz anlas leşdir derseniz kullandıgım ve memnun oldugum lastiğe b.k atıyor olursunuz bende ciddiye almam.
motorda paraya acımadığım tek alan lastik tercihimdir.
düşük cc yada yüksek hiç fark etmez daima en kaliteli ve düzgün lastiği alıyorum.Michlein markası ise tek tercihim oldu bu zamana kadar zira motor yolda giderken avuç içiniz kadar olan alanda ilerliyor ve lastik tercihi çok hayati bir konu.
anlas lastikleri kullanan arkdaşlarım oldu,hiçbiride memnun kalmadı.Ülkemiz yol şartlarından ötürü michlein lastikler en ideal lastikler.Maliyeti pahalı ancak verimi ve güvenliği üst seviye olduğundan bence para kıyılacak tek motor harcaması olarak görüyorum.
Kuru yada ıslak zeminde michlein lastikler çok verimli ancak 20-25 bin km de bitiyor bu lastikler (elastiki özellikleri bitiyor) çünkü çok yumuşak hamur lastikler olduğu için yıpranma katsayıları yüksek.Bİrde taze lastik almanız lazım,söz gelimi en fazla 8-9 aylık lastik almanızı öneriyorum zira depoda kalan 3-4 yıllık michlein lastiklerde çöp oluyor kullanılmadığı için.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Karayollarına bir başvuru da bulundunuz mu acaba. Karayolları devletin köklü kurumlarından. Belediyeler gibi siyaset yeri değil en azından. Bir kaç kişi birlikte başvuruyu yaparsanız, özellikle yakın zamanda yaşanan kazaları da belirterek bir sonuç alacağınızı umuyorum.
Arkadaşlar yapıştırın rosso 2 3 devamke. Daha ne tartışıyoruz
bu ülkede siyaset yeri olmayan alan kaldı mı ya
Karayolları genel müdürü Abdulkadir URALOĞLU 2015 yılında AKP den Trabzon aday adayı olmus, onun yerine karayolları genel müdürü yapılmıştır.
Bu arada ilgilenen kim bilmiyorum ancak otobanda en sağ şeritte deforme var, motor ile üstünden gecme durumunda kazaya sebebiyet verebilir. Hem belediyeye hem karayollarına 3 kere sikayet ettim yapılmadı
Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
Hocam konu açıldığından beri sizinle aynı düşünmeyen herkese resmen saldırıyorsunuz, hayır bu forumu sinir stres atmak için falan mı kullanıyorsunuz? Hangi yorumuzunu okusam sert bir tutum ve üslupta sorun var. Yazdıklarımı size hakaret veya küçük düşürme olarak değil yapıcı olarak anlamayı seçerseniz sevinirim. İyi forumlar.
Hocam birincisi,
ben bu konuya girdiğimde kendi düşüncelerimi söyledim.
birisi benden alıntı yapıp konu ikili tartışmaya döndü.
ikincisi,
adamın birisi iphone ile motosiklet lastiğini kıyaslıyor.
ve forum içerisinde eleştiren insanlara karşı kötü bir yorum kullanıyor
üçüncüsü,
ben asla muhalefet olmadım.
eleştiren birisi oldum, michelin lastik öneriyorsam sizlere aslında hepimizi düşündüğüm için.
yoksa susarım, kim ne yapıyorsa yapsın derim. Ancak malesef ki, insanları fazla düşünen birisiyim.
Haliyle, kötü bir marka lastik öneren birisine de bildiği şeyin yanlış olduğunu ve insanları yanlış yönlendirmemesi gerektiğini öneriyorum.
ancak sözlerim çarptırılıp yanlış anlaşılıyor.
bu forumda benim tavsiyem üzerine anlas değilde michelin lastik alacak bir kişi bile olursa, onun önüne geçecek kaza risklerini azalttığım için mutlu olurum.
zaten forumların amacıda bu değil mi? birlikte bildiğimizi paylaşalım, yanlışlarımız varsa onları düzeltelim.
her neyse ben konuya tekrar müdahil olmayacağım.
ben gerekli açıklamaları yapıp tavsiyelerimi verdim.
O alıntı yapan kişi benim
İkili tartışmada benimle döndü.
Birisi 3-4 aydır Anlas lastik konusu açıldığında hep fiyat dem vurup, Anlasın Michelinden sadece 500-600 lira ucuz olmasını eleştirşyorsa,
Bu yüzden yerli üretici habire kazıkçı oluyorsa, (yerli üretici bedavayamı vermeli nedir.)
Bu fiyat farkıyla habire gider Michelin alırım deniyorsa,
Hiç kaliteden bahis yoksa,
Hatta hiç candan, kıymetten bahsedilmiyor ama ben konuya müdahil olunca, o andan sonra can güvenliğinden bahsedilmeye başlanıyorsa,
Yerli üreticinin lastiği, uygun lastik, uygun motor, uygun kullanım şeklinde diğerleri gibi dedik diye neredeyse taşa tutuluyorsak...
BEN KONUYA GİRER MÜDAHİL OLURUM...
Asıl üzücü olan, o kadar lakırtıdan sonra karşımdaki kişinin taaa en başta ilk mesajda benim vurguladığım şeyi söylemesi...
Hülasa, konuya m0sahil oluşum, lastik önerisi olayında yerli üreticinin Michelibden sadece 500-600 lira ucuz olmasının eleştirilmesi, (üstelik sürekli ve aynı kişi tarafından)
(Arzu eden varsa o mesajları bulup paylaşabilirim)
Ne diyeyim, aynı ithamda bulunup Michelinle akrabalığın var seviyesinde öi muhabbet edeyim.
Bakın konu nasıl yolunu buldu...
Lastikten bahsederken,
Marka, model, kullanılacak motosiklet, kullanım şartları önemli...
Demiştik...
Artık yorumlarda böyle gelmeye başladı.
Ne güzel. Olması gerekende bu zaten.
Bu yaz geçenbyaz kullandığım, 6.000 kmdeki Mitas MC50 lastiklerimi kullanmayıp yerine WG2 kullanmayı tercih ettim.
Motosikletim çok daha iyi yola tutunuyor, kaymıyor, şeritlerden geçerken hoplayıp zıplamıyor.
Bu durumda Mitas çöp diyemem. Adamların belkide çok güzel lastikleri var. Ama MC50 ne yazıkki 5-6 binde orta kısmı sertleşen özelliğini kaybeden lastik. Ki bunu gözlemleyen ve bu lastiği kullanıp aynını dile getiren başkalarıda var. (Denediğim motor 145kg , 11bg, BN125, nacked, sürücü 60kg, 43 lt arka çanta).
Hülasa yerli üretici sadece %20 civarlarında ucuz diye yerden yere vuruluyorsa ben orada her zaman konuya müdahil olurum.
(Uzun uzun anlatılan can güvenliği vs mevzular çooook sonra ortaya çıkan konular)
Belediyeler gibi siyaset olmaz orada.
Benim Manisa'da belediyelerle benzeri konulardaki deneyimlerim çok iyi oldu. Sorunları çözmekle kalmayıp telefon ile arayıp onaylamada da bulundular. Eğer mesele kendi yetki alanlarında değilse bilgilendirdiler.
Üzücü olmuş hocam. Eğer başka bir başvuru girişiminiz olursa bana da haber verirseniz destek olurum inşallah.
Bazen vatandaşlar olarak küçük bir başvuru, talepten bile çekindiğimizden sormuştum. Maalesef benim hem talepte bulunmayıp hem de yapılmamasından şikayetçi olduğum hususlar oluyor. Sizin dernek olarak ta girişim yapmanız oldukça güzel.
Alamazsa n'olacak?
Taleple olmaz o işler.
Yaptırımla olur.
Yani düzgün işleyen adaletle...
Bu örnekte, karayolları ya da belediye, ihmali neticesinde yaşanan hayat ve sağlık kaybı karşısında sorumlu tutulursa olur.
Yollar burada kaymak gibi değil ama güvenli. İnsanlar çok muhteşem olduğundan değil. Belediye kaç kişiye yüzbinlerce, milyonlarca dolar tazminat ödeyebilir? Eli mahkum ayaklarını denk alıyorlar.
Her şeyde öyle.
Sorumluluk, hesap verilebilirlik, adalet olmadığı müddetçe bir çok şey düzgün işlemiyor...
@hasmet, ne yazıkki burada işler farklı yürüyor.
Sanırım 15 yıl kadar önceydi.
Yer Bakırköy-Ataköy 9.kısım.
O zaman için oldukça elit bir bölge ki hala öyle sayılır.
Belediye karşı kaldırıma, okulun dibine bir reklam panosu koymuş. 1.3 yükseklik x 80 cm genişlikteydi galiba. Işıklı birşey.
Elektriğini bizim binanın önündeki elektrik direğinden almışlar. Asfaltı 5-6 cm kazıp kabloyu döşemiş üstünede beton dökmüşler.
Karşı kaldırımın tam dibinde, kablo kaldırıma çıkarken açığa çıkmış. Ezilmiş.
Her yağmurda kablo kıvılcımlar çakıyor üstünede araba parketmiş oluyor. Komşular herseferinde beni arıyorlar. İşim gereği çabucak polise ulaşabileceğim ve beni dinlerler diye. Polisi arıyorum geliyorlar, aracın sahibini buluyorlar, çektiriyorlar.
Aracın yerine saksı vs koyuyoruz.
Her şiddetli yağmurda durum bu.
Defalarca hem Bakırköy belediye, hemde İBB ye bildirdik. Çözen yok işi.
Bir gün kaçak reklam panosuna sıçrayacak, bir çocuk ölürse vebalinden kurtulamazsınız diyoruz. Umursayan yok.
Ben yine yağmurda polisi arıyorum, araçları çektiriyoruz...
Bir akşam erken geldim eve. Yağmur deli gibi yağmaya başladı. Yine kablodan bir kaç kıvılcım attı, derken elektrikler kesildi.
Bir hafta öncede internet üzerinden şikayet oluşturmuştum kablo konusuyla ilgili.
Neyse, baktım sokaktan bir elektrik arıza kamyoneti geçti. Hemen çıktım yetişemedim.
O ara bir ekip aracı geliyor. Durdurdum. Bizim mahallenin polisleri.
"Yine kıvılcımmı çakıyor, araba sahibimi arayacağız" diyorlar.
"Yok dedim. Siz az önce burdan geçen elektrik arıza aracını bulup evin önüne gönderin yeter".
Çocuklar sağolsun, bulmuşlar elektrik arızayı, katmışlar arkalarına getirdiler evin önüne.
"Bu kabloları, keseceğiz çocuklar" dedim.
"Kafamıza göre iş yapamayız abi, sen şimdi şu arıza numarasını ara. Direğin dibinden, kıvılcım, alev, ateş çıkıyor de. 5 dakkaya bize iş emri düşer. Hemen bakarız" dediler.
Aradım arızayı. Hakkaten 6-7 dakka sonra araçtaki posa benzer makinadan bir iş emri çıktı.
"Teknisyen. Ne yapıyoruz ağabey" deyince kablonun açık yerini gösterdim. Polislerde her yağmurdaki kısa devre ve kıvılcımı teyit ettiler.
"Kesin kabloyu direğin dibinden. Kesebildiğiniz kadarda aralardan mıncıklayın" dedim.
Elektriklerin verilmemesi için bir yeri aradılar. Kabloyu beraberce, direkten, dibinden, yoldan, karşı kaldırımdan kesip kopardık. Bu arada müteahit direkten kaçak çekmiş elektriği. Saatte yokmuş, projede.
Böylece o beladan kurtulduk.
Tam 1.5 yıl sonra, şikayetimin giderildiğine dair SMS geldi belediyeden.
İşte böyle, yazması, okuması kadar uzun sürüyor işler burada...
Belediyeler gibi siyaset olmaması siyaset olmadıgı gerçeğini değiştirmez.
Yandaş birisini bir kurumun başına geçirir isen orayı siyaset yönetir.
Yandaş giren yandaşı alır, kurum en son yandaş durur ve o siyasi partinin istek ve görüşlerine göre şekillenir.
Belediye direk siyasi bir olusum , zaten o kadar olamaz ancak her kurumda bu vardır.
İzmirli olan var ise hiç İZSU'ya gitti mi bilmiyorum. İZSU'da belediye kadar siyaset dönüyor mesela.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)