Bende kışın xmax varken 10-20 km gibi bir hızla
yokuş aşağı giderken biraz daha yavaşlayayım diye frene bastım. Karanlıkta mıcırı farketmedim. Düştüm ve düşerken sağ bileğim asfalt ve kask arasında kaldı ve bileğim de tek yerinden kırıldı. Parçalı kırık olmadığı için bir ayda iyileşti şükür. O zamandan beri bende tedirgin oluyorum hala. Ama benim tedirginliğim çok olmadığı için beni daha dikkatli ve temkinli yapıyor. Kıştan beri azaldı daha da azalıyor. Sizinde zamanla azalır inşallah
ben 2 senedir motor sürüyorum. eğitim filan da almadım bisikletten öğrendiğim kadarıyla. 250 lik ile başladım 650 lik ile devam ediyorum. korku bencede iyidir kaza riskini baya azaltıyor. fakat beni asıl gerginleştiren araba sürerken telefonlarını karıştıran insanlar. çok fazlalar ve ne yapacaklarını kestiremiyorsunuz. delik dondan çıkan dobloculardan çok daha tehlikeliler.
normal sürüş noktasında çok sıkıntım yokta. ön kaldırma ve akrobasi için eğitim almamı tavsiye edermisiniz yoksa 40 yaşında oldun otur oturduğun yerde mi dersiniz ?
tercih meselesi, eğer kaza olasılığını iyice düşürmek istiyor isen böyle devam et fakat risk her zaman var.. yanında takside adam kalp krizi geçirir ve istemsizce üzerine kırıp biçebilir fakat böyle extrem durumlar olmadıkça kaza yapmazsın...
bende her yol bağlantılarımda ne olursa olsun hızımı 30 bazen 20 kadar düşürüyorum, artık sağa sola gitmek daha uzun sürmeye başladı, babam-abim çok yavaş sürüyorsun demeye başladılar...
ne yani? ölüm haberim mi gelsin? bunu mu istiyorsunuz diyorum.
yani hergün geçtiğin yol, dersin ki burada sapak yok düz, karşına bir şey çıkmayacağını biliyorsundur ve virajı limite yakın olmasa da biraz hızlı dönmeyi tercih edersin ve şansına ufacık bir çakıl taşı yada biraz toz birikintisi senin bütün planını alt üst eder...
her zaman bir şeyleri tolera edecek gibi sürmek mecbur yavaş olmayı gerektiriyor ve bu yüzden bu şekilde sürerken işe gitmek için erken çıkmalısın, kuryelik zaten yapamassın...
falan filan... bizi acele ettiren bu sistem utansın, gerçi ben acele etmiyorum, sistemin kölesi değilim, her an her işten istifa etmeye hazır biriyim..
istanbulda yaşam bunaltıcı. trafiğe her çıkışımda sabırlı olmaya çalışıyorum, çabalıyorum, psikolojimin dağılmaması için gayret ediyorum...
Aman haa, nasıl olsa scooter demeden ekipmanı ihmal etmeyip ağağa da düzgün bot giymek gerek.Thesinner83 adlı üyeden alıntı
Bende kışın xmax varken 10-20 km gibi bir hızla
yokuş aşağı giderken biraz daha yavaşlayayım diye frene bastım. Karanlıkta mıcırı farketmedim. Düştüm ve düşerken sağ bileğim asfalt ve kask arasında kaldı ve bileğim de tek yerinden kırıldı. Parçalı kırık olmadığı için bir ayda iyileşti şükür. O zamandan beri bende tedirgin oluyorum hala. Ama benim tedirginliğim çok olmadığı için beni daha dikkatli ve temkinli yapıyor. Kıştan beri azaldı daha da azalıyor. Sizinde zamanla azalır inşallah
Bu kazayı yaptığınızda ayağınızda korumalı bot var mıydı?
Bot malesef yok. Kask,mont ve eldiven var.Normalde markete bile giderken bu 3 ünü giyerim. O akşam basiretim bağlandı herhalde, nasıl olsa kısa mesafe diye eldiveni giymemiştim. Eldiven olsa bilek korumalığı bileğimi korurdu belki ama elimde eldiven olmadığı için kırdık bileği. Sırada pantolon ve bot var artık. Para bulursak alacağız bakalım.
bende kaza sırasında kafamı iyi vurmuşum ve birazda asfalttan kıvılcım çıkarttırmışım kafamla ama kask sayesinde bir şey olmadı.. eldiven olduğu halde elimin bir kaç yerinde ufak çaplı yara vardı ama eldiven olmasa ellerimde de kırıklar olabilirdi..
ekipmanlarım en ucuzundan olmasına rağmen iyi korudular. gdr 816 kask ve prosev 7103 mont. kaskın içerisinde köpüğün yanak kısmına gelen bölümünden 5 cm kadar bir parça kopmuş ve cam kırılıp fırlamış. mont ve pontul sağlam.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
