Hani bir organımız var bizim, esasen külliyen zarar ama ne kadar heybetli olursa o kadar yürüyüşümüzü etkileyen.
Birde tabi cüzdanımız var aciz beynimiz onun genişlemesi adına, çalışıp didinir. Bizde o kabardıkça bağrımızı araç erkek görün diye gezeriz. Peki ya arka lastik? Bizim birde arka tekerimiz var değil mi? İsteriz ki o teker popomuzdan geniş olsun. İsteriz ki o lastik büyüsün, büyüsün büyüsün. Ne kadar büyük olursa biz kendimizi o kadar iyi hissederiz. Ne kadar geniş olursa, o motosiklet üstünde ki duruşumuz bir o kadar dik olur. Derin, derin bakarız ışıklar da tebessüm içerir ifademiz.
Bir lastik, bir lastik nasıl oluyor da bizim hislerimizi dürtülerimizi üst seviyelere çıkarta biliyor?
Kimimiz sesten etkilenir, kısık bir tonla kulağının dibinde konuşan kadını hatırladın mı? O kadın gibidir işte motosikletin çıkarttığı ses. Yavaş, yavaş konuşmasını da seversin, deli gibi bağırmasını da. Prezervatifle seks yapmak gibidir, fabrika çıkışlı egzoza sahip olmak. Sağlıklıdır ama tatmin etmez. Senin istediğin hissi sana vermez. Yaş kemale erdikçe, git gide değişir insan. Önce zihni değişir, arkasından bedeni. En sonunda farkında bile olmadan ölmüştür artık o içinde ki adam. Sessiz, sessiz yol alır o saatten sonra ki tek yol arkadaşı bir gs.
Zamanla, aldığı yolda azalır, rotalar kısalır. Yakınlarda ki gözlemeciler mekanı, dostları ise emekli.
Gömmüştür o adam kendini, daha ölmeden toprak atmıştır üstüne. Ne tutkuları kalmıştır nede o tutkuları anımsayacak anıları. Büyümüştür çocukları, birde eşi vardır yaz gelse de erdeğe gitsek bey diyen. Üye olur sonra Motosiklet.Net'e anlatır dinleyene. Kulağı telefonda gözü yolda haber bekler, hafta sonu olsun ister. Sürmek ister ama süremez. Gitmeyi hayal ettiği yerler artık varılmayacak kadar uzak...
Bir şarkı çalar hep arka fonda;
https://www.youtube.com/watch?v=XD7YVZLlma8