öyle bi duruma geldik ki. paranı denkleştirip motor pahalı diye almassan.
1 ay sonra vaz geçip almak istediğinde üzerine bir maaş koymak gerekebiliyor
1. Trip resetleme sorunu
2. Sağa çekme sorunu
3. Hatalı yakıt ölçümü 5-6 Hatta 7 litre varken sürekli düşük yakıt uyarısı veriyor O da rahatsız ediyor
4. 1500-2000 kilometreden sonra far bölümünde rahatsız edecek kadar zırıltı sesi
Yeni kasa dominar 400 ug alacak olan başına %90 gelecek sorunlar işin kötü tarafı mal da sorun olabilir bunu yapacak düzeltecek Servis yok ilgilenen dispirator yok
Yine üzücü Türkiye gerçeği özeti olmuş.Enes82 adlı üyeden alıntı
Şu anda aynı düşüncelerdeyim ve insan gerçekten kabul edemiyor bu fiyatlardan bir şey almayı ancak bu örnekte gösteriyor Türkiye her zaman tüketici kaybediyor.
Esnaf bakıyor kar oranı düştü, yapıştırıyor zammı, mecbur alıyorsun veya almak zorunda kalıyorsun.
Geçen sene PCX 125 aldık bayi ile sabah görüşmüştüm fiyatı aldım, öğleden sonra aradım geliyor almaya diye yalnız 1500 TL zamlandı dedi. Ya sabah konuştuk ama dedim.. tamam o zaman gelin sabahki fiyattan verelim dedi.
Bir yandan Türk Lirasının değer kaybetmesi bir yandan satıcıların kurnazlığı bu olayı destekliyor.
Ben de bugünlerde ilgileniyordum bu motorla. Zamanında uygundu diye hatırlıyordum fakat 29bin olduğunu bilmiyordum. Şahsen 29ken niyetlenseydim ve üzerine 900 gelseydi yine de alırdım. Ne kadar verdin buna denildiğinde, 30bin verdiğini duyanların en fazla yarısı "30bin bi motora çok yiaa" der. Ama şimdi? Yiaa 42bin liraya motor mu olurmuş neymiş bu uçak mıymış" algılarıyla tadımı şimdiden kaçırıyorlar. Zaten o kadar param da yok. Ee ne olur hiç mi inmez 35000'e de razıyız :/
Yalnız bu ekstralı olarak satılan modelse, gerçekten alınır. Üstüne çantalarını montele, direkt rodaj sonrası yapıştır yollara. Uzun yıllar kullanılabilir, zira tork desen var, hp desen tatmin eder.
Ertelemek ya da ertelememek, işte tüm mesele bu? (Enflasyon yüksek seyrediyorsa bu konu iyice irdelenmeli). Ben iyi ki ertelemedim diyen taraftayım.
Çok istememe rağmen, 35 yaşından sonra iyi bir motosiklet pratiğini hayatıma dahil edemedim ve geçtiğimiz hafta itibariyle motosiklet olayını baya uzun süreliğine terk ederek Doninar 400 Ug'mi 550 Km kullandıktan sonra sattım. Şimdi gelelim olayın olumlu taraflarına.
Daha önce 200 NS'i satmış ama havaların düzelmesiyle motosiklet sevdam kıpraşmıştı. Elimde de 50 bin civarı harcayabileceğim bir bütçe vardı. Hiç düşünmeden gittim Mayıs 2021'de 46500 Tl olduğu son hafta Dominar 400 UG'mi aldım (haziran'da 48000 oldu), garaja koydum. Sonra yoğun seyahatli bir yaz dönemi geçirince sadece 2 ortalama tur atabildim ve zar zor 450 Km'de o yılı kapattım. Kışın motosiklet kullanmak zaten bana göre değildi.
Bu yaz bolbol kullanırım diye düşünüyordum ama yurtdışı iş başvurum sonuçlanınca, geçtiğimiz hafta ani bir kararla sattım. Hızlı gitsin diye muadillerine göre 2-3 bin altta bir fiyattan verdim gitti. Aksesuarlarıyla birlikte bana gelen maliyetin dolar karşılığı kadar, yine dolar karşılığı aynı fiyata satmış oldum. Acele satmasaydım, dolar bazında kar bile edecektim.
maalesef, kapitalist kurallar böyle ve enflasyon hem zarar hem de fırsattır. Enflasyon, sermayesi olmayan ve günlük parasını kazanıp harcayanlar için bir felakettir. Her gün hayat kalitesi hızlıca düşer. 2 birim alırken bir birim almaya başlanır. Ama sermaye sahibi için de fırsattır. Bu nedenle parası olan ertelememeli. Alabiliyorsanız alın geçin.
Benzer bir durumu buzdolabında negatif şekilde yaşadım. Buzdolabımız bozulduğu için, uçuk fiyatlar karşısında bir tanıdıktan ikinci el aldık. Kısa sürede o da bozuldu. Servis falan bizi 3-4 ay uğraştırdı. Şimdi sıfırını, o zaman alabileceğimin 2 kat üstünde almak zorunda kaldımyanında bozulan gıdalarımız, evde yemek yerine dışarıdan kalitesiz beslenmemiz ve yaşadığımız stres de bu maliyete eklenirse, oldukça yüksek bir fark çıkıyor.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
