Yahu ne yolmuş arkadaş, alanyada 2 sene kaldım aynı yolda bi sürü insan öldü karşıdan karşıya geçme yüzünden, pek bir önem alındığı yok insanlar da yola bi anda çıkıveriyolar özellikle iş çıkışı saatlerinde oluyor kazalar.
Yorumlarından anlamış olsam soruyu sormazdım.kurubuzz adlı üyeden alıntı
Şeriat istediğine göre kısası kabul ediyorsun.
Tekrar sorayım.
Eğer biri eşine tecavüz ederse ve kısas hükümleri uygulanır ve senden de o adamın eşine tecavüz etmen istenirse bunu yerine getirir misin getirmezmisin?
Gayet basit bir cevabı var.
Evet ya da hayır diyeceksin o kadar.
COQ, kısas o demek değil. "Kısas! kısas!" diyenlerin de bir fikri yok... Güvenilir kaynaklardan edinilmiş bilgiler üzerine düşünülerek yapılmış yorumlar değil bunlar... Propaganda sadece... Koskoca dini üç-beş ritüel ve söyleme indirgeyen bozuk bir anlayışın ürünleri hepsi.
Hele hele siyasi islamın, bırakın doğru düzgün müslümanlığı, en basit insani erdemleri dahi sergilemekten aciz olduğunun, bilakis nasıl ahlaksızlığın ve haramların dibini bulduğunun, kutsallarla nasıl oyuncak gibi oynadığının örneklerini izliyoruz her gün...
İdam ve kısas çoook sonra yapılacak tartışmalar. Önce adalet gerekli... Bugun bu ortamda bunu tartışmak ne gerekli, ne de mümkün...
Zaten bu durumu yüzlerine vurmak için soruyorum bu soruları.
Yoksa bilmem kim birine tecavüz eder mi etmez mi hiçte merak etmiyorum.
Geçtiğimiz konulardan birinde de vardı bu idam tartışması.
Hakim adamı serbest bırakmış, adam ah idam gelse yazmış.
Ulem adam serbest kalmış idam olsa ne olacak?
Ama kafa sabit.
Yapacak bişey yok.
Normalde fikirleriyle gündemi çalkalamayı seven arkadaşımızı daha önceki günlerde yine oldukça yaratıcı fikirlerinin bende yarattığı akıl yetmezliği sebebiyle engellemiştim ancak alıntı yaptığınız için yine görmüş oldum.
Daha önce duyduğunu devamlı tekrar ederek bir fikir beyan ettiğini düşünen kimseler ile doğrudan iletişim kurmaya çalışmak ve karşılıklı fikir alışverişi sağlamak oldukça zahmetli oluyor, ülkemizde bunu icra etmeyi artık bıraktım; size de öneriyorum. "Haklısın, çok doğru söylüyorsun" diyip aradığı tatmini verip köşede zevkten sekiz köşe olmasını izlemek daha yerine. Sonunda harcadığınız efora pek değmiyor, çünkü aynı şablon fikir ve algoritma yapısı ile yine basit bir muhakeme gereken yerde "ya senin başına gelseydi" gibi sığ bir empati ile fikrinin doğruluğunu mühürlediğini düşünüyor. Şahsi intikam hissini adalet ile karıştıran biri sadece. Tracer 700 sürdüpüm için "sanki sen hız sınırlarına uyuyorsun" ithamıyla da çok karşılaştım bu platformda, gülüp geçmek gerekiyor.
Şayet benim başıma gelseydi, kendimce bir adalet sağlamaya çalışırsam bana mani olan ve namıma herkese aynı koşulda uygulanan düzeyde suçun cezalandırılmasını beklerdim. Kısasa kısas dense de bunun adı intikamdır ve intikamın gözü kördür, önceliği eşitlik değil acı vermektir. Yanlış bir anlaşılma ya da yanlış bir yönlendirme ile yanlış kişiye zarar verdiğiniz bir senaryoyu tahayyül edin.
"Silip düzeltemiyorsan, karalayacaksın" gibi bir söz var ülkemizde, çok yanlış. Kolay yolla kesilip atılanı onarabiliyorsan, başarılısındır. Öte yandan ben bir ateistim ve açıkçası dünya nüfusunun sadece çeyreği tarafından kabul gören bir dinin koşullarının yalnızca işe geldiği kadarının uygulandığı ülkemizde insanların kendi dini inançları doğrultusunda uygulamalarda bulunmalarına karşıyım; pekala neden?
Hoşgörü ve barış dini olarak tanıtılan ve ülkemizde aileden gelen genel kabul görmüş gelenek, alışkanlık sebebiyle itimat edilen İslam dinine göre ben dilediğim dine bağlı olabilir, istediğime inanabilirim.
Güzel de bir senaryom var.Ben şu an uydurduğum Zagorizm adlı bir dinin mensubu olabilirim. Sayımız belki az, 15-20 tane müritiz ve kendi kitabımız yanı sıra ritüellerimiz var. Bu kitapta "Annene sokakta yan bakan kişinin gözlerini oyman mübahtır" ya da "kavgada annene kötü söz söyleyenin dilini kesebilirsin" yazıyor olsa ve benim bunu uygulamam dini yükümlülük olsa, kimsenin hoşuna gider mi?
Kavgada annesine hakaret edilen kişi nasıl berserk moduna geçip daha da zarar verici olmaya çalışırsa, annesiyle birlikte yürürken biri baktığında nasıl üzerine fırlayıp kafasını yarmak istiyorsa fakat bu insanın kişisel bir arızasından başka bir şey değilse işte insanı öldürmeye çalışmak da bana şu an öyle geliyor. İçgüdüsel ve ilkel olarak o an belki zarar vermek isteyebilirim, o an uykusuz ve zihnime hakim olamadığım için can almak istebilecek kadar düşebilirim; lakin istemek, doğru bulmak bunu doğru kılmıyor.
İçgüdülerimiz birkaç yüzyıl içerisinde büyük oranda hal değiştirecek, bu gibi eski güdüler yerine korteks beyinlerle karar vermeye başlayan gelecekteki insanlar bugünlere dair arşiv haberlere baktıklarında, bizim mağara duvarlarına hayvan resimleri çizen atalarımızı görecekler. Yok etmeye değil, düzeltmeye bakın.
koskoca hayatın, olası tüm hukuki kurallarını, tek bir kişinin hayal dünyasının birkaç sene ile sınırlandırılmış o sınırlı süresinde, cinsel hayatından arta kalan zamanda üretebildiklerine dayalı olarak bakarsanız, zaten o iş hiç yürümez. şeriat denen şey eksiktir, neredeyse tüm kuralları sonradan uydurulmuştur ve çoğunlukla bilinen tek unsuru "hangi elinle çaldın o zaman elin kesilecektir", gibi saçma sapan argümanlardır. şeriat, kısasa kısas gibi şeyler eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi cahil kesimin bilmeden atıp tuttuğu üzere "caydırıcı" da değildir. lütfen konuyu din'e çekmeyin, fena tartışırız. daha kendi kutsal kitabını baştan sona sindirerek okumamış olanlar gelip trollük yapmasınlar burada. kutsal kitabınızın söylediği kuralları önce çok iyi okuyun...
Tartış tabi kimse kimseyi tutmuyor. Kısas nedir ne değildir neden doğru değildiri açıkla öğenelim. Ben en kaba tabirle dinim bunu emretmişse bu doğrudur diyorum.
Şunu not düşeyim öyle her önüme gelen tefsiri yada açıklamayı kabul etmem. Kuranda mesela yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin der. Bunu saçma sapan yerlere çekenleri kabul etmem. Usluplu güzel bir şekilde olacaksa fena tartışalım bakalım neler öğrenebileceğiz
ne konuşdunuz be ömründe kuranı okumamış insanlar ki birisi varki ateisim diyo evrimleşmiş tam gelişme olmamış anlaşılan .
kısas dedik her yöne cekdiniz .
bu tip kesimler genelde ramazan ayinda hocam sakiz cignesem orucum bozulurmu diyen bireylerin ta kendileridir ve yakin cevresindeki insanlardir cahiller boş insanlar .
soralım o zaman: şeriat, bu kaza için ne demiş olabilir?
bu kazaya karışan yaya ne kadar suçludur? motosikletli ne kadar suçludur? başka suçlu var mıdır? varsa, kimler-nelerdir?
ve her suçlunun cezaları şeriat kurallarına göre ne olmalıdır?
sadece şeriat hükümlerine göre cevap verin lütfen.
"Feci Kaza"
Evet Başlık zaten açıklıyor. Görünenene göre, yapılan hatalı bir sürüş ve kurallara uymayan bir yaya 'nın yaşadığı bir kaza.
Motosiklet ya da araba farketmez. Yüksek sürat! böyle durumları ortaya çıkartıyor. Yayanın haksız olması ya da sürücünün haksız olması değil durum. Haklılar da can veriyor, haksızlarda.
Neden bu kayıpları yaşadığımızı düşünelim yeterli.
Konuya bahis motosiklet kazasında adaleti sağlayacağı düşünülen sureyi de paylaşarak trafik kurallarında daha dikkatli olmaya teşvik sağlayan kişi olmak isterim "kuranda geçiyor cahiller açıp okusanıza" diyip geçmek yerine; yine bir müselmanın yerine kendi inancını savunmaya çalışayım. Konuyla alakalı kendi kutsal kitabında yer alan farklı adalet yöntemleri önerisi olan arkadaşlar da bana yazabilirler, ben açıklamalarıyla birlikte tek bir mesaj altında bunları toplar ve ankete sunarım. Hangi dinin konuyla alakalı cezai yaptırımı aklımıza uyarsa ona göre ateş üstünde yürütür, kafasını keser, motosikletinin lastiklerini patlatırız:
Bakara Suresi, 178
“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.”
Siz birinin kadınını (eşini) öldürürseniz, o kişi de gelip sizin eşinizi öldürme hakkına sahip olur. Yani kurubuz arkadaşımızın savunduğu fikre göre öncelikle motosikletle hayata mal olan arkadaş bir hayat aldığı için öldürülmeli. Fakat bu sureye göre aynı zamanda da hayatını kaybeden teyzenin eşi bey amca, motosikleti süren arkadaşın eşini öldürme hakkına sahip. Yani kurubuz arkadaşımız burada adalet değil, ultra-kill istiyor. Çünkü oturulan yerde sevap kasmak oldukça kolay. Kitaptaki satırları müdafaa ediyorsun, hop sevap puanları kombo şeklinde artıyor.
Aslında nispeten uzunca bir yazı yazmıştım fakat biraz sadeleştirdim. Çünkü buradaki satırları okurken "öff amma konuştunuz be" diyip "kuran okumuyorsunuz cahiller" gibi okumaya mı okumamaya mı teşvik ettiği belirsiz arkadaşlarımızın zihinlerini yormadan ifademizi bitirelim. Umarım "atayz mı, hehehe onlar tam evrilmemiş, maymun kalmış onlar hehehe" gibi ucuz bir önerme ile tüm bilim dünyasını alt üst eden müselman kişiler, genelde İncil ya da Tevrat okumamış oluyorlar. Yani çocukken ellerine ilk önce Spider-man çizgiromanı verseniz ve hep ondan bahsetseniz, gerçek olduğunu sanacaklar. Olsun, eğlencelik güzel şeyler bunlar. Genel kabul görmüş fikirleri tekrar edince takdir edilmeyi seviyorlar. Bu konuda sanırım diyeceklerimin anlaşılabileceği kısmı bu kadar.
bu güzel hicivi üzerime alındım. ama hakkını vermem gerek çok iyiydi
güzel güzel anlatmayı yıllardır deniyorum, ama olmuyor. zira aldığım reaksiyonların tamamı, yukarıda verilen reaksiyonlar ile aynı.. ego müthiş yüksek. üzerine cehalet egosu da eklenince, istediğin kadar ayet sun tarhi bilgi ver sahih hadis göster olmuyor, kızgınlık-öfke-haakret. aldığın reaksiyonalrın tamamı bu...sen de biliyorsun sebeplerini.
sadece bu forumda bile sayfalarca ilgili bölümde tartıştık...dinlenme oranı sıfır. dalge geçilme kızılma hakaret oranı ise 100. e tabi, bir değil iki değil on değil, belirli bir tekrar frekansından sonra zaten eeeah yeter ya deyip direkt bodoslama cümleler kurma şekline geçiyor insan. zira ne bende artık o uzun vakitler ne da karşımda bunu anlayacak yeterli birikimde insanoğlu var. bazen diretk ayet koyuorum önlerine en fazla o oluyor. belki o ayeti okuma bahanesiyle diğerlerini de okurlar diye. ama savunma mekanizmaları hemen harekete geçiyor, inkar hakaret vs.
verdiğin ayet bile o kadar belirsiz bir ayet ki, öldürmek ama nasıl? bilerek isteyerek öldürmek mi mesela. ya da kaza sonucu. mesela o çok sevdikleri Musa peygamber bu ayete göre reaksiyon olarak öldürülmeli. zira adam bir katil...peygamber adam ama bir katil....desem linç edilirim muhtemelen
mesela bak, o kadar güzel yazmışsın, okuyan sayısı bir elin parmaklarını geçmemiştir, eminim.
en son cumlendeki olay işde mesele bu okuyan sayısı bir elin parmaklarini gecmiyo melesef öle .bu güzel hicivi üzerime alındım. ama hakkını vermem gerek çok iyiydi
güzel güzel anlatmayı yıllardır deniyorum, ama olmuyor. zira aldığım reaksiyonların tamamı, yukarıda verilen reaksiyonlar ile aynı.. ego müthiş yüksek. üzerine cehalet egosu da eklenince, istediğin kadar ayet sun tarhi bilgi ver sahih hadis göster olmuyor, kızgınlık-öfke-haakret. aldığın reaksiyonalrın tamamı bu...sen de biliyorsun sebeplerini.
sadece bu forumda bile sayfalarca ilgili bölümde tartıştık...dinlenme oranı sıfır. dalge geçilme kızılma hakaret oranı ise 100. e tabi, bir değil iki değil on değil, belirli bir tekrar frekansından sonra zaten eeeah yeter ya deyip direkt bodoslama cümleler kurma şekline geçiyor insan. zira ne bende artık o uzun vakitler ne da karşımda bunu anlayacak yeterli birikimde insanoğlu var. bazen diretk ayet koyuorum önlerine en fazla o oluyor. belki o ayeti okuma bahanesiyle diğerlerini de okurlar diye. ama savunma mekanizmaları hemen harekete geçiyor, inkar hakaret vs.
verdiğin ayet bile o kadar belirsiz bir ayet ki, öldürmek ama nasıl? bilerek isteyerek öldürmek mi mesela. ya da kaza sonucu. mesela o çok sevdikleri Musa peygamber bu ayete göre reaksiyon olarak öldürülmeli. zira adam bir katil...peygamber adam ama bir katil....desem linç edilirim muhtemelen
mesela bak, o kadar güzel yazmışsın, okuyan sayısı bir elin parmaklarını geçmemiştir, eminim.
reklam olmaz ise bir bilgi paylaşayım belki sevap pound tim yükselir DİYAR TV her gün saat 18:30 da 1 saatlik türkce kuran okunuyo güzel bi şekilde dinleyin dostlar 🤗
zeki dostlarım
Açıkçası din konusundaki kabul görmüş unsurları çürütmek gibi bir gayem yok ya da farklı bir bakış açısı getirmeye. Dogmatik sistemlere gönül bağlamış, fanatiği olmuş, uğruna hayaller kuran kişiler algı kapılarının çoğunu kapatmıştır; yeniden açmak ve alternatif fikirleri gözden geçirmesini sağlamak benim artık umurumda dahi değil açıkçası, sebebi hakkında da ufak bir kesit zaten ortada.bu güzel hicivi üzerime alındım. ama hakkını vermem gerek çok iyiydi
güzel güzel anlatmayı yıllardır deniyorum, ama olmuyor. zira aldığım reaksiyonların tamamı, yukarıda verilen reaksiyonlar ile aynı.. ego müthiş yüksek. üzerine cehalet egosu da eklenince, istediğin kadar ayet sun tarhi bilgi ver sahih hadis göster olmuyor, kızgınlık-öfke-haakret. aldığın reaksiyonalrın tamamı bu...sen de biliyorsun sebeplerini.
sadece bu forumda bile sayfalarca ilgili bölümde tartıştık...dinlenme oranı sıfır. dalge geçilme kızılma hakaret oranı ise 100. e tabi, bir değil iki değil on değil, belirli bir tekrar frekansından sonra zaten eeeah yeter ya deyip direkt bodoslama cümleler kurma şekline geçiyor insan. zira ne bende artık o uzun vakitler ne da karşımda bunu anlayacak yeterli birikimde insanoğlu var. bazen diretk ayet koyuorum önlerine en fazla o oluyor. belki o ayeti okuma bahanesiyle diğerlerini de okurlar diye. ama savunma mekanizmaları hemen harekete geçiyor, inkar hakaret vs.
verdiğin ayet bile o kadar belirsiz bir ayet ki, öldürmek ama nasıl? bilerek isteyerek öldürmek mi mesela. ya da kaza sonucu. mesela o çok sevdikleri Musa peygamber bu ayete göre reaksiyon olarak öldürülmeli. zira adam bir katil...peygamber adam ama bir katil....desem linç edilirim muhtemelen
mesela bak, o kadar güzel yazmışsın, okuyan sayısı bir elin parmaklarını geçmemiştir, eminim.
Kıymetli dostum benim de bu forumdan edinmek istediğim senin söylediklerinle örtüşüyor; motosiklet gibi genel kabul görmüş keyiflerin dışında bir aletten keyif almak gibi ortak bir zevke sahip kişilerce fikirleri paylaşmak, bize doğru ya da yanlış gelenlerin sebepleriyle birbirimizi ikna etmek, çoğu zaman da yaptığım üzere yeni bilgiler edinmek. "Yahu bu adam bunu nasıl öğrenmiş, helal olsun" diyerek paylaştığı arıza tespiti, onarım bilgilerini merakla okuduğum onlarca kişi var. Olumsuz sonuçlanan bazı yol tecrübelerinde hatanın ne olduğuna, alınması gereken önlemin ne olduğuna dair ortaya çıkan bazı fikirler benim aklımda beliren fikri çürüttüğünde "hakikaten de öyle görünüyor, ben düşünemedim" diyip kendimi geliştirme fırsatı buluyorum.
Mutlak doğru yahut mutlak yanlış olmadığını düşünüyorum. Yalnızca edindiğimiz bilgilerce yorumumuz olabilir ve bu yorum güncellenebilir. Fakat "öyle değil tabii ki seni gidi küçük cahil, doğrusu bu. Aha karacaoğlana sor" diyen birini gördüğümde de sosyal bir sorumluluk üstleniyorum elimde olmadan. Faydasız, lakin olsun; kendi fikrini oluşturup başka fikirlerle karşılaştırma becerisine sahip az insan var diye bu web sayfası hala keyifli. Bu kişilere ulaşıyor olmak daha makul bir sosyal çevre sağlama imkanı sunuyor. Özgün birey sayısı yalnızca sayfada değil, dünyada düşük yoksa.
sevgili kurubuzz,
aynı şekilde "her akşam saat 8de savagegarden tv'de birer saat kuranın ayetlerini altında yatan sebeplerini anlatıyoruz" dersem izler misin?mesela, bu akşam ahzab 51i konuşuyoruz dersem?
mesele, mesela, "hz muhammed aleme güneş gibi doğduğunda şu şu şu mucizeler oldu" diyen bi kanalı değil, ama "571 yılında doğmuştur" diyen bi kanalı izlemek
anladın mı meseleyi, zira mesele bir dinin kendi propaganadasını yapan bi kanalı değil, önyargısız bilimsel gerçekleri konuşmak. dinler kendi propagandalarını yapabilmek için ellerinden geleni yaparlar. zira "hayali gerçeklik"ler sürekli propaganda ister, sürekli propaganda olmazsa ölürler, unutulurlar.
İdam idam diye bağıran arkadaşlar bu ülkeye idamdan önce ADALETİN gelmesi lazım.Adaletin düzgün olmadığı yere idam getirirseniz bir sürü masum insanın ölümüne sebep olursunuz.
Konumuza gelirsek...Trafik kazalarını ceza ile yaptırımlarla önleyemezsiniz.Toplumsal bilinç oluşturmak gerekli.Bu konu ile ilgili küçük bir anımı anlatayım.Daha doğrusu bir arkadaşımın anısını.
Almanya'da yaşan Türk bir arkdaşın anısını aynen aktarıyorum;
"Burada herkes trafik kurallarına bire bir uyuyor kimse kural dışı hareket etmiyor.Birgün Alman bir arkadaş ile yolda gidiyoruz.İleri de trafik lambası var ama etrafta ne araba ne kamera ne polis var ama Alman arkadaş yine de durdu.Sordum niye duruyorsun tamam sizin cezalar ağır ama burada ceza kesecek kimse yok.Alman arkadaş ; Biz trafik kurallarına ceza yememek,cezadan korktuğumuz için değil hem başkasının hayatına hem de kendi hayatımıza saygımız olduğumuz için uyuyoruz.Ben şimdi bu kırmızı ışıktan geçsem belki diğer yoldan gelen birisine çarpıp canını yakabilirim,şehir içinde hız limitlerine uymazsam yola fırlayan bir çocuğa çarpabilirim.Siz bizi çok yanlış anlamışsınız olay ceza değil başkalarının yaşama hakkına saygı."
İşin özü istediğiniz kadar idam getirin,cezaları ağırlaştırın toplumsal bilinç olmadıktan sonra fayda etmez.Zaten kırmızıda geçen,şehir içinde 150 km ile giden adamda ölüm korkusu yok,karını öldüren adamda ölüm korkusu yok.Bunlara idam mükafat gibi gelir.Siz trafik kurallarına ceza yeme korkusu ile uyuyorsanız bence kişiliğinizi baştan bir gözden geçirin derim.Ben intihara meyilli başlarının yaşama hakkına saygı olmayan bir öküzüm sırf ceza korkusu ile trafik kurallarına uyuyorum diyorsanız size hak veririm.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
