Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
Katılıyorum. Az sayıdaki istisnalar hariç 40 bin km üzeri SS, 60bin km üzeri touring motoru yok piyasada. Yahu nerede bu yüksek km motorlar?
Benim bu konuda bir teorim var. Bizim ülkede 2. el (özellikle SS) motorlar, 40 bin km üzerine çıkınca buharlaşıp bulutlara karışıyor. Daha sonra yağmurlarla birlikte yeryüzüne inip doğal kaynaklara karışıyorlar.
Ardından ilkbahar dönemi bu kaynaklardan beslenen yüksek rakım yaylalarda filiz verip yeniden 10 bin kmlerde doğuyorlar.
Bence bu durumun tek mantıklı açıklaması bu
benim sınırım yok bakarım hoşuma giderse alırım şuanki 2011 ducati monster 696 motorumu 32.000 de aldım şu anda 50.200 km de, şubattan bu yana 18.000 küsür km yapmışım.
Ben bakımılı kazadan kaynaklı saçma bir eksiği olmadığı sürece alırım ,satarken de kar etme kafasında olmadığım için muadiline km ve kondisyon olarak bakar fiyat koyarım şu an satıcak olsam 20-22 bin tl ye koyarım geçte olsa satılır sonuçta.
Aslında insanlar dürüstlüğe de aç bence.
Motorumu satıyorum; ufak bir araştırma ile aynı özellikte sundugum motorumu 4 bine de buluyorsun 5.5e'de.
İlanda devirme, değişen vs. herşeyi acık acık yazdım.
Sadece takas olarak istediğimi söylediğim halde nakit olarak ısrarla yazan birkaç kişi var.
Garip geliyor.
BÜYÜK enduroda tuningde 100000 km pisikolojik sınır benim için bazı modellerde pek km bakılmaz misal suzuki dl 650 bmw 1200 gs acayip bi piyasası var
küçük motorda hep 2 el aldım sattım sıfır cbf 150 aldım nc almak için satmıştım 10000 km de
2018 de alpha aldım sıfır km daha da satmam
“Bir delil ile 40 alimi yendim; ama 40 delil ile bir cahili yenemedim.” Mevlana
Şubat ayında şu anki motosikletimi aldım. 16000 küsur kilometredeydi. Acemiliğimi atana kadar 3 ay kadar sadece otoparkın etrafında boş parkta gezdim durdum. Sonraları yavaş yavaş şehir içinde gezmeye başladım ve son 1 aydır artık motosikletimin gücünün yettiği kadar 90-95 km/h ile otobanda gidebiliyorum. Ancak gerek çalıştığım yerde motosikleti bırakabileceğim yerimin olmaması, gerek annemi iş çıkışı almam, gerek kız arkadaşımın motosiklet korkusu sebepleri ile 10 ayda hepi topu 1200 km yapabilmişim Bu durum tabi ki istisnai bir durum ama binde bir de olsa olabiliyor..
Zaten tüm kilometre düşürenler bu saplantılı psikolojimizden dolayı kilometreyi düşürmüyor mu ?
48 bin kilometrede aldığım motosiklet, 2007 model. Mümkün mü 48 bin kilometrede olması? Değil tabiki de, ben 148 bin kilometredeymiş gibi, yaşlılara gösterdiğim saygı ve hürmeti gösteriyorum, nazik davranıyorum.
Şu an kullandığım motosiklet 2009 model. 2016 Ocak ayında aldım. 33 bindeydi.
Daha yani 49 bin oldu.
Eksiği, fazlası nedir inan bilmiyorum.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:25 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:23 ----------
Tabii mümkün de maalesef bu tarz araçların 3'te 2'si km ile oynanmış oluyor.
Ülkemizde km takıntısı çok fazla. Bakımları zamanında yapılmış motorlar 150- 200 bin km leri sorunsuz bir şekilde görür. Belkide bu km takıntısını yaratan motor firmaları ve disribütörler olabilir
KM takıntısı genel olarak "garaj" kültürü ile alakalı bence.
Ezbere iş yapıyoruz.
Yapılmasına gerek olmadıgı halde 300 metre de bir zincir yağlayıp 600 km de bir de zincir temizliyoruz.
1000 km de bir yağ değiştiriyoruz.
Bu kadar.
Bilgimiz kısıtlı oldugu için "ooaaaaaa km'si düşük olsun yaaa" diyoruz
Selam, yazın 300km biraz kısa kalabilir (Kullandığın yağ ve yollara göre, cıvık yağla - yani standart zincir yağı - ve tozlu topraklı yollarda kullanıyorsan yerine göre 300km uzun bile.), ama kışın özellikle yağışlı havalarda 300km'de bir hatta daha erken yağlama isteyebiliyor. (3 gün arka arkaya tufan gibi yağmurda sür, çok kısa mesafe değilse ondan sonra da ister.) Dişli yağı kullanıyorsanız 300km bunun için de uzun sayılır; dişli yağı pek durmuyor zincir üzerinde.
Ezber konusu doğrudur; km'ye göre değil elle gözle muayeneye göre istiyorsa yağlama veya temizlik + yağlama yapılır. (PTFE kullanıyorsam 2-3 yağlamada bir temizliyorum, cıvık yağ kullanıyorsam kir toplama durumuna göre / çoğunlukla her yağlamadan önce temizliyorum...)
Mesela, sıfır km otomobil satın alıyorsun, garantiden çıkmasın diye iki üç kere servise bakıma götürüyorsun. Fiyatlar piyasadan tuzlu, fren balataların daha yarıya gelmiş servis değiştirelim, değişmişken ön arka değiştirelim, silecek silgilerin bitik değiştirelim diyor piyasanın 10 katı fiyat veriyor. Vs.Vs. gibi örnekler çoğaltılabilir. Para kazanmak için böyle taklalar atınca, 60 binde şunu bunu değiştirelmesi gerekli dediğinde "yahhha bu para kazanmak için yine bizi keklemeye çalışıyor" diyoruz. Garanti bitince bir daha servise uğramıyoruz.
Motosikletler için de ilk bir kaç bakımı garanti kapsamından çıkmasın diye yetkili serviste yaptıyıyoruz. Sonrası Allah kerim. 60 binde buji değişmesi lazım, mahalledeki tamirciye gidiyorsun söküyo bujiyi bu daha 60 bin km gider diyor, hava filtresi değişmesi lazım, hava tutup yerine takıyor. Triger değişmesi lazım ses gelmiyorsa ellemiyor, subap ayarı yapmak lazım, motor çok yakmadan veya çekişten düşmeden kontrol etmiyor kimse. Radyatör sıvısı 15 sene değişmemiş motorlar hala geziniyor piyasada, fren tutuyorsa kimse hidrolikleri değiştirmiyor.
Velhasıl, motor bizde sadece yıkanıp yağlandığında bakımını yaptığımızı sandığımız bir araç. Yetkili serviste işçilik pahalı, parça pahalı, normal tamircide işçilik ucuz parça pahalı, Avrupada işçilik pahalı parça ucuz.
Bu ekonomik verilerle, zaten artık gezmekten ziyade, garajda bol bol motor yıkar yağlarız.
Legends may sLeep.. But they never diE..!
2006 model touring motoru 16bin kilometrede diye satmaya çalışan birisi vardı, diskler orjinal değil, en az bir kere değişmiş, değişen de çizik içinde. "16bin kilometreyi fren sıkılı gitmek zor olmadı mı?" dediğimde anlamamıştı tabii.
Benim Küheylan'ı 108bin kilometrede aldım Ocak ayında, sadece yağ (bir kaç kez), balata ve lastik değişti, şimdi 145bin kilometrede. Eminim satarken kilometreden dolayı burun kıvıracak, "anası bellenmiş" diyecek bin tane eleman çıkacak malum ortamlarda. Haklılar, 2008 model motorun çiziksiz kalabilmesi lazım, garajda yatması, haftada en fazla 5 kilometre yapması lazım ki, onların istediği temizlikte kalsın.
Şimdi ben, art niyetli bir puşt olsam, 500-600 TL fiyata, motorun beyniyle oynatıp 30bin kilometreye çeker, baştan ayağa bir temiz pasta cila ile pırıl pırıl bu "düşük kilometre hastası" andavallara çakabilirim. Eminim bundan, çünkü piyasada talep var ki, bu çakallar böyle arz ediyor.
Dürüst olduğumda da aylarca ilanda kalacağını biliyorum. O yüzden madalyonun iki yüzü var. İki taraftaki de birbirinden farklı değil. Biri imkansızı istiyor, diğeri de imkansızı satıyor. Tencere kapak misali, olan da sana bana oluyor.
Analogue at birth, digital by design. The fat on my body is the designer and the brain is trying to be the coder.
2011 yılı haziran ayında 28000 km civarında aldığım 2004 model motosikleti 2016 yılının ocak ayında 42000 km civarında sattım. bir ay kadar sonra merak ettim baktım 39000 km yazıyor ve satılık. 3 ay kadar sonra tekrar baktım bir de ne göreyim motosiklet başka bir kişide 26000 km de satılık. malum siteyi aradım olayı anlattım şikayette bulundum. sonrasını bilmiyorum.
ÖZET: Bu memlekette bilmediğin / tanımadığın adamdan bedavaya para bile alınmaz
Şahsen tanımadığım kişiden bilmediğim motoru - iyi bildiğim tanıdığım ve motoru da sahibini de iyi tanıyan birisi kefil olmadıkça - hayatta almam. Mekanikten teknikten anlamayan, bu işin uzmanı olmuş bir insan değil isen (ben değilim...) bu kadar pislik, çakal, p.uşt insanın dolaştığı piyasada enayilik olur...
Not: 3 motor aldım şimdiye kadar, hepsi de kullanılmış. Ama sahiplerini tanıyordum, nasıl kullandıklarını ve nasıl baktıklarını da biliyordum.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)