Sizi bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum.
Ama adını ve resmini vermeden tanıştırıcam. Nasıl yani diyecekseniz konuyu kapatabilirsiniz. Okumaya devam etmeyecekseniz yorum yazmaya gerek yok. Sadece tanıştırmak istedim.
Arkadaşım ile tanışmamız 2002 yılının sonuna dayanıyor. Eski bir arkadaşım. Hala hemen her gün konuşup sohbet ettiğimiz, keyifle muhabbet edip tartışıp eğlendiğimiz, can dostum benim. Kardeşim diyebileceğim, kardeşten üstte tutabileceğim bir arkadaşım.
Kendisi hemen her zaman güler yüzlü, hoşsohbet biridir. Ben öyle değilim. Genellikle sinirli görünen bir mizacım vardır. O her zaman gülümser. Sakin konuşur.
Sigara kullanır kendisi, ısrarlarıma rağmen içer o zıkkımı. Bir türlü bırakamadı.
Biraz fazla terler, biraz sıcak olsun bizim eleman sudan çıkmış balığa döner. Çok da pimpiriklidir kendisi. Mesela sırt çantasını asla ama asla yere değdirmez, parkta bankın üzerine dahi koymaz.
Elinden hemen her iş gelir ama biraz tembeldir. Tembelliği ile zekası çelişir, hemen her işi yapabilecekken basit işleri tercih eder kendisi. Çok iyimserdir, kimseyi kırmak istemez ve hatta bunun için gerekirse daha fazla çalışır, kendi yaşam süresinden feragat eder.
Biraz da keyifçidir. Gezmeyi sever, yılda en az bir kez yurt dışına kaçar, her seferinde başka bir ülkeye gider, dolaşır, iki üç hafta takılır geri döner. Bununla asla hava atmaz, ama sohbet esnasında lafı gelirse gördüklerini, kültür ve ekonomi farklılıklarını anlatır. Kimseyi küçümsemez, küçük görmez.
Ve ilgilenen bayan olursa diye söyleyeyim, hala bekardır kendisi
Kendisi motosiklet kullanmayı da sever. Yaz kış kullanır ama Tatsumo' cudur esasen. Yine de hava çok kötü değilse motosikleti bırakmaz.
İlk motosikleti alacağı zaman önce ekipman al demişimdir kendisine. O önce gidip motosikleti almıştır. Sonra motosiklet ile ekipman almaya gideceğini öğrendiğimde ısrarımla ve zorla eski kaskımı ona verip kafasına takıp göndermişliğim vardır. Sonrasında motosikletine binip ekipman almaya giderken 1. köprünün ilk çıkışını kaçıran ve şehir dışından gelen bir vatandaşın çıkışı kaçırmamak için sol şeritten doğrudan çıkışa direksiyonu kırması sonucu sağ şeritte seğreden arkadaşıma çarpmış, motosikleti ile sürüklenmiş ve arkadaşımın başını otomobilin sağ arka tekerleğinin hemen önünden, aracın altından sıkışan kask ile çıkarmışlığımız vardır. O eski kask onun hayatını kurtarmıştır.
Arada derede geçen zamanda yine ufak tefek kaza tecrübeleri yaşamış, sonrasında ise işi iyice ilerleterek motosiklet eğitmenliğine kadar çıkmıştır kendisi.
Sonra geçen hafta salı günü yani 25.06.2019 tarihinde sabah 08:00 saatlerinde hafif bir rampayı çıkarken yere dökülen motorinin üzerinden su zannederek geçmiştir kendisi. Yolun tamamına yayılmış motorin yüzünden lastiğin tamamı mazotla kaplanmış, önce arka tekerde hafif denge kaybı yaşamış ve hemen ardından ön tekerin de kaymasıyla saatte 60km/h ile düşüp yuvarlanmıştır.
Hafif yokuş, sabah saati, rampa tırmanışı, seğrek trafik, düşük hız, yüksek tecrübeli kullanıcı, kaliteli motosiklet...
Peki ne oldu?
Arkadaşımın şu anda iki el bileği, sol bilek parçalı olmak üzere kırık. Sol bilek için platin bekleniyor ve bugün veya yarın ameliyata alınması planlanıyor. Bu esnada kendisi 40 yaşında. Ama tuvalete gitmek için başkasının yardımına ihtiyacı var. Bu şekilde birkaç ay geçirmek zorunda kalacak. Evet, tuvaletini başkası yaptırıp temizliğini yine başkası yapıyor. Ellerini kesinlikle kullanamıyor.
Her iki kolu da komple sarılı, biri kısmen alçıda. Birden fazla hastahanede konusunun uzmanı doktorların ortak yorumlarına göre bileğinin birisini büyük ihtimalle tamamen işlevsel kullanabilecekken diğerini artık ASLA tam olarak kullanamama riski var.
Peki bu neden oldu?
Sorun;
*Belediyede mi?
*Motosiklette mi?
*Yere dökülen yabancı maddeyi dökende mi?
*Buna izin veren yasalarda mı?
*Yoldaki mazotu farkedip yetkiliye haber vermeyende mi?
*Kazayı yapan adamda mı?
yoksa Konu;
*Dava süreci başlatıldı mı?
*Mazotu dökeni bulup linç etmek mi?
*Kendi en temel ve insani ihtiyaçlarını dahi başkasının yapması zorunluluğu mu?
*Kendi burnunu bile kaşıyamamak mı?
Konu ne biliyor musunuz? Konu bizim salak arkadaş!
Terliyorum, mesafe kısa nasılsa diyerek montunu ve eldivenini takmaya üşenen o salak arkadaşım!
Motosiklet eğitmeni dahi olsanız farketmiyor arkadaşlar. Altınızdaki makinenin ne olduğu, ne kadar özenle setup yapıldığı, ne kadar yavaş kullandığınız... hiçbirşey fark etmiyor. Yaşınıza başınıza bakmadan millete bir yerlerinizi ellettirmek istemiyorsanız lütfen ne olursa olsun tam ekipman çıkalım.
Hava sıcaksa sıcak. Terlemek için saunaya gidip para veriliyor. Sende bedava. Bunları dert etmeyelim. Gerekirse yedek üst baş alalım ama ekipmanı tam giyelim. Lütfen ama lütfen akıllı olalım.
Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Umarım siz daha dikkatli olursunuz, yüzünüzden gülücüklerin silinmesi hiç hoş olmuyor inanın.
Siz, motosikletinizden daha kıymetlisiniz. Ona verdiğinizden fazlasını üzerinize giyin. Ama lütfen giyin!