Seçimlerin iptalleri için YSK nın açıklamamalarını okumanı tavsiye ederim hoş sen hükümetin lehine olan ne varsa inanmazsın ama...
Emre Uslu denen bir hain var büyük ihtimalle o kişiyi biliyorsundur o da seçimlerin etkisinin kalmadığı diktatörlük vs saçmalıyor bir göz gezdir onun yazdıklarına,ülkede diktatörlük var deniyor ya ya bunu diyenler diktatör görmemiş ya da diktatörlüğün ne anlama geldiğini bilmiyor.
"katıksız saf" ibaresini "aşırı naif" ile değiştirmek isterim. Saçma da bulsam bir fikir sahibini aşağılama olarak algılanabilecek bir ifadede bulunmam doğru değil. Özür dilerim.
Bugünkü şartlar içinde (Erdoğan hâlâ CB, belediye başkanı yetkileri aynı, vs.) yazın İmamoğlu seçilirse çok yanıldığımı açıktan kabul etmeye hazırım. Laf aramızda daha önce olmadı da değil... Ama bambaşka bir mevzuda.
eee haşmet aga,
meydanı boş buldun atıp tutuyordun,
karşına böyle çetin cevizler çıkınca kurudun kaldın.
anlat bakalım özgürlük neymiş diktatörlük neymiş,
dış mihrak.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Dünyada seçimler hiç bir zaman iptal edilmedi iddiasında olan kim ki öyle bir cevap yazdınız? Tabii ki seçimler makul sebeplerle iptal edilebilir.
Ancak haklısınız, "emsali görülmemiş" iddiama "son otuz senedir" gibi bir zaman sınırı eklemem gerekirdi. Çünkü belirttiğiniz gibi Türkiye geçmişte göstermelik seçimlere sahne oldu, ve o zamanlar bugün için kısmen emsal teşkil edebilir. Düzeltme için teşekkürler.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:02 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:41 ----------
Diktatör abartılı bir tabir. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu tam yansıtan kelime "Authoritarianism". Tam Türkçe karşılığı bildiğim kadarıyla yok. İngilizce anlamı şöyle:
Authoritarianism is a form of government characterized by strong central power and limited political freedoms. Under an authoritarian regime, individual freedoms are subordinate to the state, and there is no constitutional accountability and no rule of law.
Yani aşırı güçlü bir merkez yönetim var, kişisel özgürlükler sınırlı, kanuni hesap verilebilirlik yok, bağımsız yargı yok. Tüm şartları sağlıyoruz.
Zaten globalleşen dünyada diktatörlük eskimiş bir kurum. Uluslararası ortamda kredi oluşturmak için lafta dahi olsa demokrasi varmış gibi bir izlenim vermek daha kârlı. O yüzden "milli irade" söylemi bugüne kadar devam etti, ta ki CB iradesi ile çelişene kadar. O noktada da "milli irade" söylemi harcandı. Harcanmış bir şey için hâlâ varmış gibi düşünmek makul değil bence. O yüzden de "bir dahaki seçimde alırsınız hakkınızı" iddiası komik geliyor bana. Bu seçimde kredisini harcama pahasına hakkını gaspeden, bir dahakinde niye iade etsin ki hakkını? Öyle bir niyeti olsa şimdi gaspetmezdi.
@The Dude, sen anlat dedin diye yazdım bak, varsa bir sorun veya ekleyeceğin bir şey, buyur yaz...
arkadaşlar zehir gibi, ben kendi mecramda akmaya devam edeyim.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Meseleyi sadeleştirmekte yine fayda görüyorum.. Bu çerçevede ;
1) Türkiye asla demokrasinin var olduğu bir ülke değildir.
2) Türkiye hukuk sistemi başarısız ve adaletli hüküm verebilen bir yapı değildir.
3) Millet olarak son 20 yılımız özellikle popülist, kısa yoldan para kazanma , hükümete yakın olup ihale & iş kapma vs vs ile geçtiği için teknoloji,ekonomi,sosyal sistemler vb. konularda hiçbir gelişim kaydedemedik.
3) Din ve milliyetçilik duygularımız yumuşak karnımız olduğu ve bu konuda hiç okumayıp birilerinin ağzına baktığımız için doğru ve yanlışı ayırt edemeden taraf tutan hastalıklı bir bakış açımız var.
4) Hırsızı,arsızı hoş gören ve özellikle kamu üzerinden haksız kazanç elde eden insanlara karşı hiçbir tepki göstermeyen bunun doğal olduğunu düşünebilecek kadar ahlaki erozyona uğramış bir milletiz.
Şimdi yukarıda yazdıklarım söz konusu ise bizim 3. dünya ülkesinden bir farkımız zaten yok. S400 ü almak, IMF ye borç vermek, ABD ye kafa tutuyormuş gibi yapmak bizi bir yere götürmez götüremez..
Bu ülkenin ve milletin sadeleşip doğruyu yanlışı ahlak ve etik unsurlar çerçevesinde net olarak tanımlıyor ve ahlaki yaşam tarzını benimsiyor olması lazımdır.. Gerisi lafı güzaf..
@ekremçelik 1923 ve 1946 yılları arasını kast ederek yıllarca seçim yapılmadığını belirtmiş.
e tabi, osmanli zamanında 4 senede bir seçim yapılıyordu. en çok oyu alan padişah olarak göreve başlıyordu.
Bakın işte bu da hep özgürlük yüzünden...
Halkla yapılan röportajlarda bile aşağı yukarı beş-on insandan biri konuşmaya çekiniyor, ya "konuşamam" diyor, ya "başımı derde sokmayın" deyip çekip gidiyor...
Durum buyken "çok özgürüz" olmuyor ama işte. Neden sokaktaki vatandaş öyle hissetmiyor peki? Son otuz senedir yapılan sokak röportajlarında böyle bir tepkiye rastlandığı vaki mi? Emsali görülmüş mü?
Bu gerçeği kabullenmek istemeyen "bunların hepsi kurgu" şeklinde bir yalan uydurmakta serbest tabii ki...
boşuna tartışmayin. olan oldu. ysk seçimi iptal etti. ysk'nin açıkladığı gerekçeyi okudum. tatmin edici bir gerekçe yok. öyle iptal edilmiş işte.
Yanlış değil de hiç anlamadım. Röportajlar Türkiye'den izleyince farklı, yurt dışından izleyince farklı mı görünüyor? Wikipedia'dan sonra YouTube da mı blok edildi yoksa? Bu özgürlük muhabbeti sürreal bir hal mı almaya başladı, yoksa sahurda tükettiğim deniz tarağı dokundu mu bana
Sayın cumhurbaşkanına övgü dizmekte herkes özgür. Kılıçdar'a sövgü dizmekte de herkes özgür. Apo biraz karışık, konjonktüre göre değişiyor onun durumu.
Madem sosyal medyadan söze girdiniz size şöyle anlatayım. Sosyal medyam da hala Tayyip Erdoğan'a zamanın da ettiğim küfürler ve hakaretler mevcut. Ne kapıma biri geldi nede bir devlet eliyle karşıma bir sorun çıktı. Listem de polisinden teşkilatta çalışanına,belediye de görevliden Cumhurbaşkanına yakın olan kişilere kadar baya da bir kişi mevcut. Girip bakın sosyal medya da asıl Tayyip Erdoğan'a karşı birşey yazıyorsan prim yapıyorsun.
Gelelim sokağa. Müslüman bir ülkede olmamıza rağmen en fazla edilen küfür Allah ve kitaba. Bunu siz özellikle de dini bir ülke de yaşayıp oranın kutsallarına küfür edin de ben göreyim sizi. İnsanlar İstanbul'da yaşayıp sokaklarına Zulüm 1453'de başladı yazdı daha ne kadar özgür olabiliriz.şimdi ortaokul lise öğrencilerinin kimin eli kimin cebinde belli değil oynuyor. Kıyafetler deseniz iyiden iyiye avrupalı oldu.
Sizin özgürlük anlayışınızı ben anladım ama malesef kusura bakmayın o konuda kimse o hakkı kimseye vermez.
Demek ki iktidar için sorun teşkil etmiyorsunuz, yani onların gözünde uğraşmaya değmezsiniz... Laf aramızda ben de farklı düşünüyor değilim. "uğraşmaya değmez" anlamında değil tabii ki de, "iktidara sorun teşkil etmediğiniz" hususunda. Bilakis desteklenebilirsiniz bile.
Zaten gördüğüm kadarıyla dine, kitaba, peygambere küfür serbest. Kendilerinden (haşa) "bu bakara iyi makara" diyeni korudular, hatta sonrasında yurt dışında cami açtırdılar, komedi resmen Velhasıl kutsallara hakaretten ziyade Erdoğanın iktidarına zarar verebilecek nitelikteki söylemler sorun teşkil ediyor onlar için.
Ne anladıysanız yanlış anladınız muhtemelen. N'olur n'olmaz deyip netleşirmek isterseniz seve seve yardımcı olurum. Açıkçası ben de anlamış değilim neyi kastettiğinizi.
Şuan ki düşüncem ile o zaman ki düşüncelerim aynı değil arada ki o farkı atlamışsınız.
Özgürlük kısıtlaması dediğiniz de tüm herkesi kapsar demek bu akpli de olsa chpli de olsa herkes için sınırsız özgürlük. Lakin Atatürk'e hakaret edelim bir de başımıza neler gelecek görelim. Demek ki bu ülke de özgürlük anlayışı dine edilince aşılmamış,Atatürk'e edilince aşılmış konumda.
Yanlış anlaşılmayı bir iki mesajınız da kabul edebilirdim fakat yazılarınızın tümünü tekrardan düşündüğüm de yanıldığımı sanmıyorum.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)