zamanın birinde, kışın çok sert geçtiği bir iç anadolu şehrinde; kardan, soğuktan bunalıp her gün "bahar gelsin" diye rabbine yakaran bir zat yaşarmış.
soğuk gecelerde "ya rabbil alemin, artık bahar gelsin, çok sevdiğim otomobilimle; çamur olur, altı yere sürter, kaportasına taş değer demeden, dere tepe, arazi gezeceğim diye adak adarmışımış.
gün olmuş, devran dönmüş, zatın isteği kabul görmüş, bütün cıvıltısıyla bahar gelmiş. mübarek de verdiği söz üzere arabasını yıkamış, cilalamış, lastik basınçlarını ayarlamış, tam kontağı çevirip araziye vuracakmış ki
yukarılardan bir ses işitmiş;
"sen bir kışı motorsuz geçirmekle imtihanı geçtin, al onun yerine bununla gazla!!"