Ekonomik sorumluluk sahibi, genç olmayan valeros. İstersen beni değil, konuyu konuşalım.
18. yüzyılda başlayan sanayi devriminden beri bir şey yapmadık.
Üretim sorununa çözüm olarak günlük siyaseti ve kişileri göstermeye devam edersek daha çok ağzımız açık bakarız dünyaya.
İnşaatla, nakliyeyle, tarımla, enerjiyle katma değer yaratılmıyor. Bu ticaret.
Daha önce verdiğim linkte yazıyor(Konuya diğer yorumum da orada, merak eden açıp okusun); 2017'de Türkiye 1235 patent başvurusu yapmış.Dünyada 21. sırada...
Bunlardan kaçının para kazandırdığı, katma değer yarattığı bambaşka hikaye.
Bulunduğum şirket senede 100 tane falan patent başvurusu yapıyordur muhtemelen her yıl. Amerika'nın ülke olarak senede 300000 bin civarı patent başvurusu oluyor. 1235 nedir yahu? Yandaş medyada mı okudun yoksa? Gerçi yandaş olmayan medya mı kaldı?
Neyse. Şirketlerimizin ne kadar ARGE yaptığı, üniversitelerimizin ne kadar araştırma yaptığı ortada. Ülkecek yapılan uluslararası yayın sayısına bi göz atın. Her sene düşüyor. Üniversiteler akraba şirketi gibi oldular resmen. Tepeden tırnağa nepotizm olduk ülkecek.
Fetö bahanesiyle fırsatçılar iş yapan bir sürü alakasız adamı üniversitelerden postaladılar. Malesef gazeteler yazmıyor bu olup biteni. "Yahu niye böyle?" diye düşünüp, sormak, soruşturmak gerekiyor. Niyetiniz yoksa, amaç iktidara toz kondurmamaksa, hiç konuşmaya gerek yok.
Sabah akşam alakalı alakasız her konuda; yandaş, iktidar, fetö bahnesi kelimelerini kullnabilmek için takıntılı bir ruh haline ihtiyacım var. Bunun adı toz kondurmamak olamıyor.
Yazılanı “okumayı” becerebilirsen eğer “sözcü” nün nekdar yandaş olup olmadığına karar verirsin. Muhtemelen hatalı
Baltalamayın artık her konuyu. 2000 öncesi Türkiye süper altın çağlarını yaşamış gibi konuşuyorsunuz. 18. Yüzyıl diyorum? Bu kafayla kim gelirse gelsin bi halt olmaz zaten
Bu konunun sonu yok uzaaaarrr gider motoruda yap işlet devret modeli olur
-tekel neden kapandıysa ondan
-şeker fabrikaları neden kapandıysa ondan
-yerli tohum kullanmak neden yasaklandıysa ondan
-gümrük birliği neden geldiyse ondan
üretmiyoruz.
ithal ediyoruz işte daha ne? ithal etmeyip ne yapacağız? yağ kuyruğunda mı bekleyeceğiz yahu?
bak ne güzel eti, bulguru, mercimeği, pirinci, balığı vb dahi ithal ediyoruz. samanı bile ithal ediyoruz samanı. gıda ithalatımız olmasa aç kalacak pozisyondayız, yediklerimizi ithal ediyoruz. motosiklet mi ithal etmeyeceğiz?
sen Türkiye'sin büyük düşün..
nereye dönersen dön popon arkanda kalir..
Kaçırdığımız nokta şu: Ülkeyi yönetenlerin çıkarları ile ülkenin çıkarları farklıdır. Her ülkede böyle.
O yüzden güç dağılımı ve denetim vardır, adalet ve medya yönetim güdümünde değildir. Düzgün işleyen her ülkede bu böyledir. Adalet ve medyanın yönetimin güdümünde olduğu, ve halkın refahta olduğu tek ülke de bulamazsınız.
Yani bağımsız adalet ve medya, düzgün işleyen bir ülkenin "olmazsa olmaz"ıdır. Türkiye hiç bir zaman mükemmel olmadı. Ancak güçler ayrılığı, hiç bir zaman, bugün olduğu kadar darbe almadı.
Eğer yerli üretim uzun vadede faydalı ve getirisi yüksek, ancak kısa planda dertli olacaksa bilin bakalım yönetim neyi tercih eder?
Hele hele bunun yanlış olduğunu, ülkeye uzun vadede zararı olacağını dillendiren ana akım medya olmayınca...
Biraz haberdardım.
https://www.elektrikport.com/univers...286#ad-image-0
Destek yok mu? Neden?
100 sene önce başlasaydık o işe olurdu şimdi çinden ucuza geliyor üretsek belki dah apahalı olur
Aynen sistem bu. Bilemiyorum desteğin neden olmadığını. Sistemin gider kalemi doğalgaz ve doğalgaz fiyatlarının bu seviyelere gelmesi ülkedeki birçok tesisin kapanmasına yol açtı. Birden fazla doğalgaz tarifesi var ve elektrik üretimi yapan tesisler için ısrarla doğalgaz fiyatlarına yüksek zam yapılıyor. Baş edilemeyen doğalgaz fiyatlarından dolayı doğalgazdan elektrik üretiminin önüne geçilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Evet yenilenebilir enerjiye de önem vermemiz gerekiyor ama Türkiye' nin elektrik ihtiyacının %35 i doğalgazdan %6 sı yenilebilir enerjiden sağlanıyorken bir anda doğalgazı durdurmaya çalışmak enerji açığı yaratacağı gibi şehir şebekelerinde de kapasite zorlayıcı noktalara gelinecek ve bu durum elektrik fiyatlarına zam olarak bize yansıyacak maalesef.
Üstat, bu sistem galiba fazla tüketimi olan lokal tüketiciler için uygun. Fabrika, Hastane, AVM gibi.
Isıtma, soğutma olayı da güzel.
Yalnız dezavantajlarına ulaşamadım.
Mesela; Gaz motorunun veya gaz türbinin ömrü? İlk aklıma gelen..
Verimli olabilir ama ömür durumunu düşünmek lazım.?
İlk yatırım maliyeti?
Sarf malzemeleri, yedek parça, büyük ihtimal dışarıya bağımlıdır.??
Vaktin olduğunda yazarsan, öğreniriz.
Beyler kusura bakmayın ama boş konuşuyorsunuz. Hüķümet yanlısı değilim ama yazacaklarımın da muhalif kimliğimle alakası yoktur.
Birincisi devletler teknoloji yatırımı yapacaksa eğer bunu genelde askeri amaçla yapar. Yıllar geçer bunun yansımasını sivilde görürüz. İkincisi herkes devletin aldığı vergiden dem vurmuş, devlet böyle daha çok kazanıyor demiş. Ya arkadaş sen sag cebindeki parayı sol cebine koyarak kazancını artırabiliyor musun? Kazanç demek cebine dışardan para girmesi demek. Yoksa senin cebindeki para öyle veya böyle zaten devletin.
Burada sorun vizyon sahibi, hayal kurabilen, yüreği vatan millet sevgisiyle dolu para babalarının olmamasında. Yok abi bizde yok! Herkes yiyipte bitiremeyeceği parasını nasıl 3e 5e katlarım derdinde. Ulan zaten bugün yemeye başlasan bitiremezsin! Bari insanlıga ve milletinin geleceğine bir faydan dokunsun... Bu olmadığı için adam hazır yapılmışı var deyip parasını riske atmıyor, getiriyor sana bana satıyor. Sattığı mala Devlet %300 koymuş %500 koymuş adama giren çıkan yok ki! Niye kendisi yapsın?
Bak Elon Musk'a adamın bir vizyonu var, hayalleri var ve kaybetmekten korkmuyor. Çünķü o gün yemeğe başlasa bitiremezdi. Adam binlerce teslayı zararına sattı, milyon dolarları uzaya fırlattı. Neden?
Bizde bir Elon yok! Para olarak bahsetmiyorum kafa olarak bahsediyorum...
Yoksa sanayi de var mühendis de var para da var... Amerikayı yeniden keşfetmeyeceğiz, bu mal zaten ortada, bir benzerini de biz yapacağız.
Burada iş devlete biniyor, teşvik edecek zorlayacak. Çünkü devlet sağ cebindeki parayı sol cebine koyarak kazanamaz. Üretmeli, ürettirmeli, ihraç etmeli ki cebine dışardan para girsin. Bunun içinde o devletin başında bugün yemeğe başlasa bitiremeyeceği servetini ikiye üçe katlamaya çalışanlar yerine viźyon ve misyon sahibi birinin gelmesi lazim. Orda da iş millete biniyor.
Saygılar...
Evet. Fabrika, hastane, AVM, Otel, Havalimanı gibi hem elektrik hem ısı tüketiminin yoğun olduğu yerlerde kuruluyor. İlk yatırım maliyeti sistem kapasitesine göre farklılık göstermekle birlikte standart bir AVM için 1.5 milyon euro seviyelerinde. İşin püf noktası kurulacak sistemin %100 yükte ve üretilen ısının ve elektriğin tamamının tüketilmesi. Örneğin: 4 MW elektrik, 3 MW ısı ihtiyacı olan bir tesise; 4 MW elektrik ve 4 MW ısı üretebilen bir sistem kurmak yanlış. Bedavaya ürettiğiniz 1 MW ı çöpe atıyorsunuz. Bu nedenle 3 MW elektrik 3 MW ısı üretebilen daha küçük sistemi kurarak tesisi %100 kapasitede çalıştırmanız gerekiyor. Dezavantajı değil de zorluğu şu şekilde: işin izin süreçleri biraz uzun. Belediye, TEDAŞ, Bölge EDAŞ, Enerji Bakanlığı, EPDK, Valilik vs derken izin süreçleri 1 yılda anca tamamlanıyor. Projenin uygulanması ve devreye alması da eş zamanlı olarak 1 yılda rahatlıkla tamamlanıyor. İşin içinde inşaat, mekanik ve elektrik kapsam var. Tamamına hakim olmanız gerekiyor. Sistemi çalışır hale getirdikten sonra da işletme konusunda yetkili personel şart. Hiç bilmeyen bir teknikere ya da operatöre işi bırakırsanız erken farkedilemeyen arıza çok ciddi masraflar doğuruyor. Ömür konusunda: 100.000 saat çalışan tesisler var. Tabi ki garanti süresi boyunca yedek parça ve bakım için tedarikçi ile anlaşma yapmanız gerekiyor. Araba motoru gibi düşünün, performans düştüğünde ağır bakımlar yapılarak çalışmaya devam ediliyor. Türkiye'de 10 küsür yıldır çalışan tesisler var, eğer projeyi iyi dizayn ettiyseniz ve yüksek verimle işletebiliyorsanız amortisman süresi 4-5 yıl.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)