Arkadaşlar Wing750 işi acayip ucuza kapatmış, ben birkaç ay önce Givi çanta demiri + Givi 39 litre çantaya 1.300TL para saydım (hadi kur düştü bugün olsun 1000-1100TL...) motorun japon / çinli veya pahalı / ucuz olmasıyla doğrudan ilgisi yok bence. Almak istediğin malın kalitesi veya yerli uygun fiyatlı alternatifinin bulunmasıyla ilgili. Ucuz malın ucuz parça müşterisi daha çok bulunuyor, yerli üretici de ona yöneliyor doğal olarak...
Aslında benim en çok takıldığım konu, bu saydıklarımın en azından yarısı olmadan motosikleti kullanmanın mümkün olmadığı. Gerçekten mümkün değil. Neden olmasın diyenlere tekrar yazayım, motor koruma demiri, orta sehpa, radyatör koruma, elcik koruma kesinlikle şart bence. Hadi diğerleri olmadan da bir şekilde binersin. Ama bunlar olmadan kim ne derse desin bir süre sonra almak zorunda kalıyor. Binilmez mi? Binilir. Ama otomobilin olup da camlarının, el freninin olmaması gibi bir şey. Otomobildeki ekstralar hep konfora yönelik. Motosiklettekiler hep ihtiyaç. Bluetooth olsa ne olur olmasa ne olur otomobilde. Koltuğu, direksiyonu ısıtmalı olmayıversin. Tekerleği 19 değil 17 olsun. Para vermem dersin geçersin. Ama benim bahsettiklerimde izlerseniz hep kullandıkça mecburen aldığım şeylerden bahsettim. Güzel görünüyor, havam olsun diye emin olun iğne almam.Cloud adlı üyeden alıntı
Motosiklet de çok pratik bir alet, motosikletle günlük işe gidiş gelişim 45-55dk arası, metroyla 120-140dk arası. En iyi ihtimalle günlük 65dk ayda 24 saat yoldan kazancım oluyor. (Senede 12 gün!!!) Nasıl pratik değil diyebiliyorsunuz şaşıyorum açıkçası... İstanbul'da yaşamıyorsunuz herhalde?
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:44 ----------
Evim metro istasyonuna 600m, işim de 800m bu arada. Dağ başında oturup çalışmıyorum...
Bulabildiğim en mantıklı fiyatlara en iyisini almaya çalıştım. Bu saydığım rakamları eğer GIVI, Trecker, Honda gibi markalardan alsaydım en iyimser tahminle 3-4 katını öderdim. Sadece arka çantaya verdiğim para yüksek. O da alüminyum olsun diye o rakamı ödedim. Almak isteyenlere öneririm, Adventurer, yerli mal ve bence yabancıları aratmayacak kalitesi var. Honda'nın plastik çantası 4-7 bin arasında satılıyor. Çok aradım ikinci el de maalesef bulunmuyor bu alüminyum çantalarda. Olan da marka zaten, ikinci el fiyatı bile akla zarar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:47 ----------
Ultra pratik bir araç. Ben günlük kullanmıyorum. İş için de ihtiyacım olmuyor. Ama gezmek istediğim zaman, otomobille İstanbul trafiğinde 2-3 saatte alacağım yolu yarım saatte geçiyorum. O konuda kesinlikle doğru.
Yazınızın çoğuna katılıyorum. Tek katılmadığım yeri skuterları ayrı tutmuşsunuz. Evde işe gidip gelmek için xmax 250 almıştım. Evden işe 40km yolu TEM yolunu kullanarak gidip geliyorum. Scooter pratiktir falan hikaye. Sizden tek avantajım xmax'in bagajı kocaman olduğu için laptop çantam, işyerine varınca botları çıkarıp giyeceğim bir çift spor ayakkabı ve yedek tişort vb. sığıyor, ayrıca arkaya çanta taktırmak zorunda kalmadım. Ama motora binerken tam takım ekipman giyinmek, apartmanın önüne gelince kaldırımda ağaca bağlı motorun üzerindeki brandayı çıkarıp katlayıp apartmanın içine bırakmak, malzemeleri bagaja yerleştirmek, zincir kilidi ve disk kilidini sökmek vb. hepsi zaman alıyor. Yazın motorun üzerindeki brandayı sökerken çantamı ve kaskı kaldırımda temizce bir yere bırakabiliyorum ama kışın yerler ıslak vb. olduğunda onları evde bırakıp aşağı içinip brandayı çıkarıp içeri alıp tekrar eve çıkıp eşyaları alıp öyle iniyorum. Arabayla bir yere gideceğim zaman arabaya biniyorum, emniyet kemerini takıp kontağı çevirip çıkıyorum yola, çok daha pratik. Arabanın kaskosu ve trafik sigortası motordan daha az olması da ayrı dert tabi ki.
Ama işyerine arabayla gidecek olsam sabah trafiğinde en az 3 saat sürecek, yakacağım benzin de ayrı dert, bu yüzden motor almadan önce işe toplu taşıma ile gidip geliyordum o bile sırf gidiş 2 saati geçiyordu.
Brandayı sadece uzun süreli park durumunda kullanın bence; yukarıda yazdığınız kullanım şeklinin pek bir mantıklı tarafı yok gibi? Zaten yağmurda çamurda kullanıyorsanız ha brandalı durmuş ha brandasız, daha ilk 5dk'da o motor çamur içinde kalacak. Güzel birkaç mikrofiber bez bulundurun, başına geldiğinizde motor ısınırken siler temiz temiz binersiniz. Benim motor bahçede mesela, bahçeye çıkartıp sokması biraz törenli tantanalı ama motorun başına gelip yola çıkmam arası maksimum 3-4dk sürüyor.
Burada hem motosiklet hem de otomobil sahibi olan birçok üye vardır. Anlatılanlara bakarak, kaç kişi otomobilini aldıktan sonra kullanabilmek için ilave parça aldı merak ediyorum. Ben bugüne kadar 12 otomobil değiştirdim. Var olan bir şeyi beğenmediysem değiştirmek dışında tek bir şey bile almadım. Bahsettiğim, mesela ses sistemini beğenmezsiniz, başka markayla değiştirirsiniz değil. Araçta olmadığı için sizi rahatsız eden hangi eksiği tamamladınız. Olsa olsa bir iki kişi çıkar. O kadar da olur zaten. Ama bu motosiklet firmalarının bilinçli olarak yaptığı şey bence.
Örnek olarak verilen birkaç marka var sehpayla, demirle gelen. Firmalar zaten o markayı alanın ekstra para vermeyeceğini bildiği için üzerine ekliyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:21 ----------
Brandayı çok zorunlu kalmazsanız kullanmayın hatta. Hele İstanbul'da. Ben aldım, bir - iki örttüm vazgeçtim. Nemli hava, brandanın altında hava sirkülasyonu olmayacağı için zamanından çok önce paslandırır motosikletinizi.
Birçok kişi güvenlik, toz, yağmur için kullanmak zorunda kalıyor, ona söyleyecek lafım yok.
iş ile ev arası uzak diye metrobüsten bıkıp motor almıştım ama son bir yıla yakındır patron sağolsun sizin ekip evden de çalışabilir deyince artık her gün binmiyorum motora. işyerine haftada bir gidiyorum, bu yüzden motoru evin önünde ağaca bağladığımda ertesi gün biner miyim yoksa en az bir hafta duracak mı orada hiç belli olmuyor, bu yüzden her seferinde brandayı örtüyorum. Her gün biniyor olsam branda ile uğraşmazdım. Yine de yağmurda çamurda rüzgardan ve çamurdan koruması ve de bagajının büyük olması dışında pratiklik olarak vitesli motordan farkı yok. Haa, bi kask bi mont binerim diyenler için pratik olabilir ama skuter bile olsa otoyolda 120 ile gittiğim zamanlar oluyor deyip uzun bot giydiğim için o botları giyip çıkarmak bile zor geliyor bazen ama yine de giyiyorum.
Motorun üzerine orjinalinde olmayan bir tek yan korumaları taktırdım, kazada motoru ve beni ne kadar korur bilmiyorum ama bacaklara gelen rüzgarı tamamen kesti. Onu da ilk bakım sırasında serviste taktırmıştım yaklaşık bir yıl önce 550 lira vermiştim çok pahalı gelmişti.
motosikletin en büyük problemi sürücünün standart koruma ekipmanlarının ayrı olarak alınması,
kask, mont, pantolon, bot ve benzeri ekipmanların fiyatları ise belli.
ayrıca bu ekipmanları işlerini olması gerektiği gibi yapabilmesi için de niteliklerinin uygun olması gerekiyor,
işin içerisine konfor da girdiğince fiyatlaması artıyor,
konu sahibinin yazdıklarını da ekleyince;
motosiklet basit bir ulaşım aracı olarak kullanıldığında dahi memleketin ortalama gelir düzeyini aşan fiyatlamaya maruz kalıyor,
misal;
motosiklet için otomobil ve diğer araçlarda olduğu gibi vergi indirimi yapılmamasının sebebi de budur.
Aslında ihtiyacımız olan ülke sınırları içinde ekipman da kalite ve dizayn,yedek parça aksesuar da yine kalite ve dayanıklı şekilde üretici firma eksikliği sanki. Çünkü ya kalitesiz ürün alacağız kısa vadede arıza çıkarak yada işimizi uzun süre görecek malzemelere güzel paralar bağlayacağız. Türk firmaları uyguna üretse hem tüketici hem üretici sevinse.
Konforu çok aramıyorum. Mesela herkesin fellik fellik uğraştığı sele işine dokunmadım bile. Ama sizin orta sehpayı gerekli görmemeniz de ilginçMotosiklette en basitinden zincir yağlama için gerekli, ya da park edince yan ayaktan daha doğru bence. Zincir yağlama işini otomatik çözerim derseniz de ona da para vermeniz lazım. Hadi otomatik yağladı, temizleme işini nasıl yapacak? Yine sehpa ya da padock. Her zincir bakımını servise bırakamazsınız. Çamur olur, kum olur.
Benim bahsettiğim her parça öyle ya da böyle alınıyor büyük bir kesim tarafından. Onu anlatmaya çalıştım. Yoksa sizin dediğiniz gibi minimumda tutmak da elbette mümkün. Ama gel de yapma
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:46 ----------
Farın kendisi 6.000 lira. O da kura göre değişiyor. Daha da kötüsü, içindeki led ampuller değişmiyormuş servisin dediğine göre. Yani ampuller yandı mı, geçmişler olsun.
bu iş hep böyleydi yeni bir şey değil siz motora yeni başladığınız için size zor gelmiş yada tuhaf gelmiş..
Benim hayat felsefem vardır hayatım boyu hiç bir motora belli bir para standartından fazla vermedim o mevlanın içinde gezindim bakmayın x10 aldım ilk defa bu kadar pahalı motor aldım bugün x10 u satsam gene 15-16 bin tl çıtasından dışarı çıkmam.. Çünkü kapıma koyduğum 150 likoluk 180 kiloluk her an çalınabilicek bir demir yığınına öyle yüksek mevlaları bağlamam en kötüsü sağlık olsun der polise eşe dosta haber salar üstüne bir bardak soğuk su içerim..
çalınmıycak motorda yoktur benim ne arkadaşlarımın motorlarını güvenlikli sitenin kapalı garajı olan villasından çaldılar ne arkadaşlarımın paralı bağladıkları otoparklardan çaldılar aea adamın bile o kadar abus zincirli demir sürgülü kendilerine ait otoparklarından çaldılar motorunu.. o yüzden çok paralar bağlamam..
konuya mevzuyu şurdan bağlıycam o yüzden aldığım motorlarda genelde hep 6-7 yaş üstü motorlar olmuşdur . ben motorumu alır almaz ustama götürür her yanını söker bakarız bu bağlamda bende hem genel bakım hemde kişisel bazı şeyler aldığım her motoruma yaparım takıntım vardır illaki sıfır akü alırım , bütün sıvıları değiştiririm , kornası takıntım vardır bip bip kornaysa klasik opel astra kornası takarım , aydınlatma takıntım vardır power led ampül ön fara takarım eskiden xenon takardım mesela bir motoruma selesinin yüzünü değiştiricekdim yapmışken bari sele ısıtmada aypıyım dedim motorsiklet için olan ısıtma pedlerinden aldım sele ısıtma yaptım motora.. ve aldığım her motora muhakkak lastiklerin durumu iyiyse ve benim beğendiğim kalitede bir lastikse ki daha denk gelmedim değiştirir sıfır lastik takarım..
şu anki piaggiom yeni motor zaten bebek gibi sıfır sayılır birde bana fabrika yapıcak bir şey bırakmamış her şeyi istediğim gibi kalite farlarından tut lastiklerinden kornasına aküsüne .. ama piyasada pek çok sıfır üretilen markaların modellerinde benim standartlarıma görede eksik var..
ben misal sıfır herhangi model cins farketmez africatwin gibi yada bmw gibi ekstrem model yada markaları çıkartırsak çoğuna sıfırda alsam illaki kendimi biliyorum 5 bin tl ye yakın bir parayı bir yıl içinde peyder pey masrafı yaparım.. zaten aldığım motor manuel se ona bir michellin power pilot çakarım o zaten 2 bin tl .. diğer incik boncuklarada zaman içinde toplamda 3 bin tl ye yakınmasraf gider işçiliklerde buna dahil.
herkesin bir standartı var bazısı bizim gibi alır mükemmel eder ama kendi için eder canı üstündedir çünkü biner satar sattığı insandanda hayır duasıda alır aldığım adamdan Allah razıolsun çok güzel bakmış der, bazılarıda eşşek biner gibi biner öylede satar bin tane de arkasından laf yer küfür yer..
Her şeyi yapar sonrada sıkılır satarsın. Sonra tekrardan aldığın yeni motoru doldurmaya başlarsın. Ben şahsen 20 senedir bitiremedim. Bırakamıyoruz da böyle sürüp gidiyor şimdilik. Kendi kişisel bir ihtiyacına şimdi sırası değil ne gerek var dersin ama kalkar motora bir çift lastik ihtiyaç der alırsın. Böyle pis bir hastalık. Tam bir masraf kapısı anlayacağın
Valla fiyatlar konusunda Wing750 arkadaş haklı. Motosiklet aksesuarları gereksiz pahalı. Yerli üretim birçok şeyde yok. Buna birde bizim düşük alım gücümüz(fakirliğimiz) eklenince durum bomb.k bir hal alıyor.
Mesela koruma demiri alternatifleri yokken givi, kappa, tourtech gibi firmaların fiyatları dudak uçuklatıyordu. Yerli alternatifler çıkınca hiç değilse koruma demiri ulaşılabilir fiyatlara indi.
Basit plastik bir parça (atıyorum) dikiş makinası içinse 20tl ye satılırken aynı şekil aynı malzemeden aynı plastik parça bir motosiklet parçasıysa oluyor size 120 tl. Gerçekten saçma durumlar mevcut.
Ancak burada hondanın fiyat politikası hariç eleştirilecek pek bir kusuru yok. Firmalar aksesuarlı motor satmayı tercih etmiyor. Birçok markada bu böyle. Motoru olabildiğince baz halde satarlar. Keyfe keder motoru doldurmak sürücünün kararı.
Mesela koruma demiri bile takmasanız olur. Koruma demirsiz motor kullanılmaz mı? Elbet kullanılır. Kaza yaptığınızda masrafınız çok daha fazla olur ancak kaza yapmadığınız sürece ek bir getirisi yok. Radyatör koruma çok faydalı ancak radyatör korumasız motor kullanılamaz mı? Bence kullanılır ama radyatöre bir taş gelip delerse o korumanın 10 katı masraf açacağı garanti. Yani demek istediğim ekleyeceğiniz aksesuarlar olmazsa olmaz değil ama olursa çok iyi olur denebilecek donanımlar.
Motosiklet harika bir hobi ancak yüksek cc kullanırsanız çok para yediği de bir gerçek. Bende de integra var, yok şunu ekleyeyim yok şu da eksik kalmasın derken fark ettim ki baya baya aksesuar eklemişim, halbuki alırken birçok aksesuarı vardı zaten.
Hastalık gibi bir şey, kendi ihtiyaçlarımdan kısıyorum ama motorumdan hiç bir şeyi esirgeyemiyorum.
Hepsi benim için gerekli şeyler. Ama işin en anlam veremediğim kısmı, örnek veriyorum, bir deflektörün 500-600 TL ye satılması. Ve ya bir çantaya 4 bin vermek nedir ya. Benim zamanında 180 (şimdi 300 gibi) TL verdiğim maxem çok iyi iş görüyor. Bazıları motor alır almaz orasını burasını söker, keser ben tam tersi sürekli ekleme yapıyorum. Tabi bu birazda amaç meselesi. Misal ben dağ bayır çok gezerim, top case olmazsa olmazımdır. Eğer karenajı pahalı bi motorunuz varsa koruma demiri şarttır. Benim motorun sadece bir tarafı 700 liranın üstünde, yolda ufak bir taş çarpsa gitti. Lakin radyatör korumaya para vermedim, kendim yaptım. Demem o ki, bunlar hep yararımıza, lakin kazıklanmadan iyi araştırmak lazım.
Bir de branda meselesi var, branda sadece yağmurdan çamurdan korumaz, hırsızlığa karşı az da bir caydırıcılığı vardır, çünkü adam brandanın atında nasıl bir emniyet tedbiri ile karşılaşacağını bilemez, vakit onun için önemlidir.
bazı konularda hem fikir değilim.Mesela koruma demiri/takozu veya radyatör koruma diyelim. Şuan bunlar olmadan satışa çıktığı için gayet normal geliyor fakat bunlar ilk bu şekilde satışa çıksa ve daha sonra sıfırından kaldırılsa inan millet bunlar olmadan olur mu derdi bana göre. Yani evet sis,çamurluk,cam uzatma vs gibi şeyler ekstra olarak gelebilir buna hem fikirim ama radyatör koruma ve koruma demiri/takozu bence motorun olmazsa olmazı olmalı.Valla fiyatlar konusunda Wing750 arkadaş haklı. Motosiklet aksesuarları gereksiz pahalı. Yerli üretim birçok şeyde yok. Buna birde bizim düşük alım gücümüz(fakirliğimiz) eklenince durum bomb.k bir hal alıyor.
Mesela koruma demiri alternatifleri yokken givi, kappa, tourtech gibi firmaların fiyatları dudak uçuklatıyordu. Yerli alternatifler çıkınca hiç değilse koruma demiri ulaşılabilir fiyatlara indi.
Basit plastik bir parça (atıyorum) dikiş makinası içinse 20tl ye satılırken aynı şekil aynı malzemeden aynı plastik parça bir motosiklet parçasıysa oluyor size 120 tl. Gerçekten saçma durumlar mevcut.
Ancak burada hondanın fiyat politikası hariç eleştirilecek pek bir kusuru yok. Firmalar aksesuarlı motor satmayı tercih etmiyor. Birçok markada bu böyle. Motoru olabildiğince baz halde satarlar. Keyfe keder motoru doldurmak sürücünün kararı.
Mesela koruma demiri bile takmasanız olur. Koruma demirsiz motor kullanılmaz mı? Elbet kullanılır. Kaza yaptığınızda masrafınız çok daha fazla olur ancak kaza yapmadığınız sürece ek bir getirisi yok. Radyatör koruma çok faydalı ancak radyatör korumasız motor kullanılamaz mı? Bence kullanılır ama radyatöre bir taş gelip delerse o korumanın 10 katı masraf açacağı garanti. Yani demek istediğim ekleyeceğiniz aksesuarlar olmazsa olmaz değil ama olursa çok iyi olur denebilecek donanımlar.
Motosiklet harika bir hobi ancak yüksek cc kullanırsanız çok para yediği de bir gerçek. Bende de integra var, yok şunu ekleyeyim yok şu da eksik kalmasın derken fark ettim ki baya baya aksesuar eklemişim, halbuki alırken birçok aksesuarı vardı zaten.
Hastalık gibi bir şey, kendi ihtiyaçlarımdan kısıyorum ama motorumdan hiç bir şeyi esirgeyemiyorum.
Pratiklikten kastımız mesafeleri daha çabuk almak değil, o anlamda ultra hızlı istanbulda ben sırf bundan diğer pratik olmayan her şeyine razıyım. 1 saat 40 dakikada gittiğim yolu motosikletle en kötü trafikte bile 40 dakikada gidiyorum. Anlatmaya çalıştığım pratiklik blog yazımda var, hani tak kaskı çalıştır yürü git olmuyor motosiklette en azından benim için, yanımda 40 çeşit malzeme var, akşam dönüşte de onları çıkart, motoru kilitle, son motorumda artık her kapatınca branda da takıyorum, yok kedi çizdi, yok yağmur yağdı, yok (ç)alıcı gözüyle biri baktı gördü ayağına. Bunlardı kasıt. Sizin kastettiğiniz şey zaman kazandırması, ben zaten her gün binmediğim için bu pratik olmayan yönleri de o kadar koymuyor ama bunu her gün yapsam motosiklet kullanmayabilirdim açıkçası. iki günde bir 35 km git 35 km dön olarak sadece iş amaçlı biniyorum son 2 motosikletime, ona rağmen bazen özellikle işe varıp soyunup dökünürken hele de yazın, çin işkencesi çektiğim çok oluyor. Bu anlamda bence pratik değil. En büyük faydası zaman kazandırması.
Zevk kısmına girmiyorum o ayrı konu ben dediğim gibi 3 yıla yakındır zevk için 10 kez binmemişimdir. İstanbul içinde o zevkin içine ediliyor çünkü gezmeye kalktığında.
Bu arada yazıda skutırları ayrı turuyorum dememin sebebi, bu bahsettiğim pratikliğin özellikle maksi skutırlarda arkada çanta da varsa bagaj anlamında daha fazla pratiklik sunması ve vites mevzusunun olmamasıdır. Yoksa benim gibi full giyim kuşam binene neye binerse binsin o pratiklik azalıyor. Çabuk ulaşma, hız şu bu bunlar zaten olmasa benim için binmenin bi anlamı kalmazdı. Hobi mobi bu işlere epeydir adeta ara vermiş gibiyim. O hobi işlerini emklilikte İstanbuldan kaçınca yapacağım ömrüm vefa ederse. gençken yaptıklarımla avunuyorum şimdilerde.
Wing750, o takıldığınız şeyler nerdeyse benim için de geçerli ama pahalıya patladığını görünce insanlar bazılarını almaktan vazgeçebiliyor.
Mesela sıfır aldığım motorumun lastikleri dandik, ama hemen değişemem o kadar durumum yok, yaptığım şu, yağmurda aşırı soğukta binmiyorum, 2 yıl kullanacam o lastikleri, bütçem elverince de iyisini alacam. Ki lastik en önemli şey aksesuar değil ona rağmen bu yolu seçip idare edecem, elcik korum değil ama rüzgarlık denebilir benim taktığıma, internetten 49 tl'ye alıp kendim taktım. Yoksa öyle led ampullü demirli filan onalar para veremem dediğiniz gibi abartı fiyat.
Gerçekten bi gün bugünkünün en az 2 katı gelirim olmazsa da büyük ve pahalı, aşırı pahalı motorların altına girmem.
Esasında motosiklet firmalarından, aksesuarcılardan asıl kazığı sanırım hobi amaçlı değil de benim gibi ulaşım amaçlı kullananlar yiyor, zira firmalar genelde müşteriyi hobici olarak düşündüğünden nasılsa alacak, zevkin fiyatı olmaz diye yolmaya kalkıyorlar ne yazık ki. İşin acaibi de konu motosiklet olunca zengini bile normalde pahalı bulacağı şeylere ederinin 3- 5 katı para veriyor. Bu sebeple bazı motosiklet mağazalarına gidince sizde ne motor vardı, deyip duyunca ona göre sana muamele yapıyor, ilgisiz davranıyor, bunda para yoktur hesabı, başıma birden çok kez geldi. Bu sebeple bir şey alacaksam ve mağazaya mecbursam motorsuz gidip, ben de KTm var, BMW var diye bilierek söylüyorum, adamın ilgisi değişiyor resmen, ne kadar komik di mi, rezillik esasen. Gerçekler acı maalesef.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:02 ----------
Bizim pek çok konuda eksiğimiz ve yanlışımız var, bu yanlışlardan motosiklet sektörü de aynı oranda payını alıyor, düzgün esnaflık yapabileni çok çok az. İnternetten motosiklet aksesuraı satışının patlamasının da sebebplerinden biri bu. Son 3 yılda neredeyse tüm aksesuarlarımı internetten aldım, zira mağazanın, servisin yarı fiyatına alınabilenleri var. Elinden azıcık iş geliyorsa kendin takıp üztüne de bi kahve içiyorsun işçilik ve fahiş fiyata vereceğin para cebine kalıyor.
Tamam ekonomik kriz var anladık da, bazı firmalar da fena halde bunu da fırsat bilip kazıklama peşinde, sonra da ağlıyorlar öldük bittik diye.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:13 ----------
Kısacası sevmeden, sadece işimi göreyim diye binilecek bir alet değil(ticariler harici söylüyrum), hep derim, esasında meşakkatli bir alet, hani çılgın, biraz paragöz, biraz uçuk kaçık ama çook güzel bir sevgili gibi, vaz geçemiyorsunuz.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
