İstanbul Trafiği ve Motosiklet
-
Arkadaşlar sabah erken kalktım ve uykum olmadığı için hem işe erken gideyim hem de İstanbul, motor ve davarolarla alakalı iki kelâm edeyim dedim.
Her geçen gün gelen ve aranızda yeniyim, bu kardeşinize yol gösteren konularına istinaden, başlıyorum!..
Öncelikle yağmurlar başladı. Gidip lastik alın. Hatırlatmamı yaptıktan sonra :
Sabah 6.00’da ki İstanbul için erken bir saat değil. Otoparka girdim. Bir araba farları kapalı, sanki ^^Emrah koş, anneni dövüyorlar.^^ repliğine tepki verircesine basa basa çıktı. Dk bir gol bir.
Neyse efenim, motoru çalıştırdım. Kaskımı, ekipmanlarımı taktım ( bu arada motor ısınıyor, ben bunları yaparken. ). Şöyle bir kontrol edermiş gibi yapıp, ekstra sislerimi kısık moda alıp yola çıktım.
Bu saatlerde servis araçları mal, taksiler andaval, genel sürücülerde davar ve tinderdan bacılarını falan arıyorlar. Yakalasamda dövsem die. Çünkü o telefonu hiç bırakmıyorlar. Dizi izleyenlere lafım yok, zira farklı boyuta geçiyor onlar. Ben buradan ulaşamam onlara.
Neyse Beylikdüzü’nden E5’e bağlandık ve sol şeritte 50 ile giden, sağ şeritte bir gaz açıp bir gaz kapayan, orta şeritte uyuyan ve lüks sınıf araç aldığı için yollar babasının malı ve siz onların kölesiymişsiniz gibi davranan araçlarla trafikte harmanlanıyorsunuz.
Burada 2 ana kural vardır. Ya stok lastikli ve yağmurda korkmak zorundasınız ya da keyfiniz gıcırdar. Bu keyif gıcırlığıda ikiye ayrılır.
a) araçlarla aynı hızda giderim. Onlara bende varım derim. Bla bla saçmalığı. Demin bahsettiğim lüks ara üstüne kırar ve kendi farının ampülleri ile aydınlanırsın. Hadi hasbel kader kurtuldun diyelim. Önüne atlayıp, sen ona selektör çaktıktan sonra pişkince ya el kaldırır pardon der ki seni sallamamak içindir o. Diğer seçenek geçtikten sonra sinyal verir ve sinyal verdik yaa denen repliğe bağlanır.
b) araçlarla aynı hızda gitmek saçmalığına uymayan ve gerektiği yerde yavaşlayıp, gerektiği yerde gaz açan arkadaşlar. Sizlerin işinizde şurada zor. Kavşaklara geldiğinizin bilinci ile sürmek zorunluluğu. Çünkü burada araçlar soldan sağa kırarlar. Aklınızı alırlar.
Akıllı olacaksınız. Bir gözünüz aynada diğeri yolda olacak. Gerektiği yerde gaz açıp kaçacaksınız. Mesela ben böyle zamanlarda gaz açıp yol okuyan tiplerdenimdir. Sorun 40-45dk da gittiğimi yolu 25-30dk lara düşmesi. Daha çok yakıyor alet.
Gazlasana şeker veriliyor ama tırsa tırsa, titreye titreye gidenlere pamuk tıkanması ( yeni sistemde sıcak silikon basıyorlarmış. ) an meselesi. Açtığınız dörtlüleri de kimse sallamıyor.
Demekki İstanbul’da hep uyanık olmak gerekiyor.
Burası İstanbul layn!!! Diye replik atasım geldi.
Not: kendinize iyi bakın...
Reklamlar
-
yazının ortasına kadar okudum ama nedense yazıdamı bir anlatım bozukluğu bende mi anlama bozukluğu var bir türlü anlayamadım okuduğumu affola.
-
Olur o kadar. Telefondan yazdım o kadar. Ben bile bıktım yazarken. Genede aydınlatıcı olmaya çalıştım.
-
Bu telefon işi çok acayip bir hal aldı.
Film seyredenler, bişeyler okuyanlar, yazanlar vs.
Bir an önce otonom arabalar çıkması lazım yoksa telef olacağız.
Hamdım, piştim, hala hamım.
-
Araç üzerinde telefonunu eline alıp kullanan kafayı kullanmaz o kadar netim. Taksi dolmuş ve sarı damperlileri ise Allah iflah etsin ne desek boş alayı katil.
-
Seni yeneceym istanbul. Bir de navigasyondan yol tarifi alırken dinlemek yerine navigasyona bakan öküzler var. Tamam bakma demiyorum hobi olarak yine bak ama sağa çek sağda bak.
-
aynı zaman diliminde çok da uzak olmayan bir yerde,
ahbap telefondaki manu chao - me gustas tu melodisi ile uyanır,
gözlerini açıp yataktan doğrulur ve karşısındaki dağların azameti ve kümülüslerin hüznüne bakakalır.
sanırım alarmdaki şarkı ana için uygun değil,
müzik setinin kumandasına ulaşır,
ikinci cd içerisinde daha dramatik bir şeyler olacak, (Vivaldi - four season ilkbaharın ilk kısmını atladım)
ses biraz yüksek sanki, ziyanı yok. saat yediyi yirmi geçiyor.
...
duş alınmış, tıraş olunmuş, giyinilmiş, cüzdan, anahtarlar alınmıştır.
tıraş olduktan sonra gördüğü cemalden rızası olduğunu düşünür.
aşağıya inilir.
filtre kahve kokusu ikinci katta başlar,
kahve toplayan insanlar gelir aklına (belgeselini seyretmişti). teşekkür eder.
ufak fincanın yarısı kadar kahve alır kalanını termosa koyar.
astığı olgun günebakanlara bakar;
serseriler bu sabah gelmediler (serçe ve biraz daha iri bir kaç kuş için asmıştı günebakanları).
kahvesini ve sigarasını sükut içerisinde içer,
bir çok kez serserileri seyretmek ya da sükunet için işe geç kalmıştır,
sorduklarında da bunu söylemiştir. (suratlardaki ifadeler çok komikti)
on kilometrelik yolu azami 70 km hız ile, dağları seyrederek ve evde başladığı dört mevsime devam ederek tamamlar.
motoru park ederken okuduğu kitaptan aklında kalanları biraz düşünür
...
bu sabah böyle başladı.
sonrakilerinde aynı şekilde olmasını umuyorum.
başka türlü bir hayat mümkün.
can't be worried about that shit. life goes on man.
-
lastiklerim her ne kadar kaliteli olmasa da bu yağmur işine çok sevindim.
çünkü; sürekli arkadan gelip taciz eden, haber vermeyip yanından zraaaaank diye geçen, saçma sapan hareketler yapan mal motorcular inlerine girdiler. Geri kalan minibüs,taksi,otobüs vs bunları hallediyorum da bu geri zekalı motorculara birşey yapamıyorum.
keşke 12 ay yağmur yağsa da şu hanzolar yollara çıkmasa...
-
İstanbul'da, hatta tüm Türkiye'de trafiğe çıkmak isteyenlerin AngryPower'ın yazısını okuyup öyle yola Bismillah demelerini tavsiye etmek isterim...
Hani şu cep telefonu/tablet oyunları var, koştukça önünüze gelen engellerden sağa sola kaçarak ilerliyorsunuz, en ünlüsü Hugo'ydu sanırım (Hahaha, o çocuk ne oldu ki bu arada, büyümüştür, kerata ) , velhasılı, trafikte kendinizi öyle tehlikelerden sıyrılma modunda görmeniz hayat kurtarabilir...
"Trafikte ben de varım ve 1968 tarihlik Uluslararası Viyana Karayolu Sözleşmesi'ne göre bana yol vermelisin " modu, eğer Beton Mikseri değilseniz, pek dikkate alınmayabilir...
Güvenli sürüşler...
-
The Dude adlı üyeden alıntı
aynı zaman diliminde çok da uzak olmayan bir yerde,
-
Evet konu güncellemesi yapmak istiyorum. Telefonla konuşurken önce motorumun ön çamurluğunu parçaladı iş yerinden bir abi. Sonra arkamda ne yapıyorsun falan filan. Bunada sinirlendik tabi. Sonra eve giderken cep telefonu ile konuşan başka birisi tam sola kırıp, yola bağlanmaya çalıştı. Sonuç hiçbir şekilde kaçamadan motorla patlattım araba. Herhalde benim motor pelt oldu. Bilmiyorum. Kaza anında motorda fırlayarak sağlam şekilde uçtum. Kask ve ekipmanlar görevini yaptım. Ambulansla hastaneye gittim, motor yeddiemine gitti ama inanın göremedim.
Aga ne yaparsanız yapın kurtuluş yok telefonculardan.
Edirne istikameti akşam 17.00-17.10 gibi Kemerburgaz sapağı sonrası çevreyoluna katılımda oldu kaza. Motorun durumunu görenler banada bilgi verebilir
-
Geçmiş olsun hacı,sende var mı ciddi bir durum?
-
-
Çarpmaya bağlı ağrılar ve sağ kalçamdan belime kadar sıyrıklar mevcut. Çarpma etkisi ile mont sıyrıldı herhalde. Tech90'nın pantolonunun korumaları takılı değildi. Dizimde hafif soyulmuş. Onun dışında sağlamım. Polis mobeseden izlemiş kazayı. Efsane uçtuğumu hatılıyorum zaten. Açıkçası ben seni ayakta görünce şaşırdım dedi. İfade vermek için polis karakoluna gitmek zorunda kaldım 8 saat hastanede yattıktan sonra.
Kaskım görevini yerine getirdi. 50tl ye aldığım eldivenlerde öyle. Ekipmanlar olmasa patates olmuştum. Hatta ve hatta sünger koruma die milletin yüz çevirdiği sırt korumasınında işlemini yerine getirdiğini bizzat test ettim.
NOT: Motorumu hiç göremedim. Kask kafamdaydı, sonradan boyunluk taktılar. Havaya bakmaya başladıktan 7 saat sonra normal bakabildim. Kaskımı bulacağıma inansam eve getirir müze bölümü yapıp sergilerim.
-
Angrypower adlı üyeden alıntı
Çarpmaya bağlı ağrılar ve sağ kalçamdan belime kadar sıyrıklar mevcut. Çarpma etkisi ile mont sıyrıldı herhalde. Tech90'nın pantolonunun korumaları takılı değildi. Dizimde hafif soyulmuş. Onun dışında sağlamım. Polis mobeseden izlemiş kazayı. Efsane uçtuğumu hatılıyorum zaten. Açıkçası ben seni ayakta görünce şaşırdım dedi. İfade vermek için polis karakoluna gitmek zorunda kaldım 8 saat hastanede yattıktan sonra.
Kaskım görevini yerine getirdi. 50tl ye aldığım eldivenlerde öyle. Ekipmanlar olmasa patates olmuştum. Hatta ve hatta sünger koruma die milletin yüz çevirdiği sırt korumasınında işlemini yerine getirdiğini bizzat test ettim.
NOT: Motorumu hiç göremedim. Kask kafamdaydı, sonradan boyunluk taktılar. Havaya bakmaya başladıktan 7 saat sonra normal bakabildim. Kaskımı bulacağıma inansam eve getirir müze bölümü yapıp sergilerim.
Dostum geçmiş olsun, Bir ihtiyacın var mı ya da yapabileceğimiz birşey?
-
haydaaaa ...
büyük geçmiş olsun,
sen iyiysen gerisi bir şekilde halledilir.
-
tommygun adlı üyeden alıntı
Dostum geçmiş olsun, Bir ihtiyacın var mı ya da yapabileceğimiz birşey?
Teşekkür ederim. Sadece dinlenip ödemlerin inmesini beklemem gerekiyor. Sağ kalçam var ama hissetmiyorum. Onun dışında ekipmana yapılan her kuruş cana yapılan takviye die düşünmeye başladım.
Kaskımı çıkarmaya çalışan güruhu uzak tutmak, canımın acısını zaptetmekten daha zordu. En son D-Ring'i söktüm. Biri kafama yapışır die. Neyseki olay yerinden geçen başka bir ambulans geldide kaskımı onlar çıkarttılar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:19 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:17 ----------
The Dude adlı üyeden alıntı
haydaaaa ...
büyük geçmiş olsun,
sen iyiysen gerisi bir şekilde halledilir.
Benden sonra Okmeydanı EAH'ye başka bir motor kazası gelmişti. Çocuk paramparça olmuştu. Bende alışkanlık oldu sanki. Her sene bir telefonlu manyak tarafından biçiliyorum :(
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:20 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:19 ----------
Yanarım yanarım, lastiklerimle virajlara yatamadığıma yanarım. Bu haftasonu niyetliydim, uçmakdereye gidecektim son bir kez...
-
Cok gecmis olsun. Haftasonu ben de kucuk bir kaza gecirdim. Basta bosa mi para harciyorum dedigim pantolonum ve montum sayesinde ufak tefek yaralarla atlattim. Telefon yuzunden degildi.
Arkama gelen resmi bir araca yol vermek icin emniyet seridinin en sagina cekildim ancak cukur varmis gormedim. Dusup yaklasik 2-3 mt suruklendim. Ekipmanlar islerini gayet iyi yapti.
Surekli telefonla ilgilenen arac suruculeri yuzunden kendimi istemedigim durumlarda buluyorum sizin gibi.
Bununla ilgili bir farkindalik eylemi falan yapilmali. Ne olur bilmiyorum. Cok etkili olacagini da sanmiyorum ama hicbirsey yapmamaktan iyidir diye dusunuyorum.
Umarim en kisa zamanda hem saglina hem de motosikletine kavusursun.
Sevgiler
-
travel adlı üyeden alıntı
Cok gecmis olsun. Haftasonu ben de kucuk bir kaza gecirdim. Basta bosa mi para harciyorum dedigim pantolonum ve montum sayesinde ufak tefek yaralarla atlattim. Telefon yuzunden degildi.
Arkama gelen resmi bir araca yol vermek icin emniyet seridinin en sagina cekildim ancak cukur varmis gormedim. Dusup yaklasik 2-3 mt suruklendim. Ekipmanlar islerini gayet iyi yapti.
Surekli telefonla ilgilenen arac suruculeri yuzunden kendimi istemedigim durumlarda buluyorum sizin gibi.
Bununla ilgili bir farkindalik eylemi falan yapilmali. Ne olur bilmiyorum. Cok etkili olacagini da sanmiyorum ama hicbirsey yapmamaktan iyidir diye dusunuyorum.
Umarim en kisa zamanda hem saglina hem de motosikletine kavusursun.
Sevgiler
Geçmiş olsun,
Emniyet şeridinde yol vermek için mutlaka sola yanaşıp sağ şeride girmelisiniz. Aksi halde emniyet şeridi daralabilir, toz toprak olabilir veya sizin başınıza geldiği gibi çukur olabilir. Sağ şeritte bunların olma ihtimali, emniyet şeridine nazaran daha düşük.
Farkındalık olmasını beklemeye gerek yok. Çünkü olmayacak. Bira abartı olsa da reflektif yelek ve çakar lambalar neredeyse kask kadar önemli bir güvenlik ekipmanı. Malesef kullananların oranı çok çok az. Örneğin sizin var mı?
“Bir delil ile 40 alimi yendim; ama 40 delil ile bir cahili yenemedim.” Mevlana
-
minibüs caddesini tavsiye ederim çok eğlenceli
üzerine kıran minbüscüler mi
zınk diye durup kapısı açılan taksiciler mi
birden yola atlayan yayalar mı
ne ararsan var
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)