TARIM ve HAYVANCILIK
En iyi yaptığımız ama şu an yapılması yasakmış gibi yapmadıklarımızın 24 Haziran'dan sonra başa geçecek olan kişinin tekrar canlandırmasını ümit ediyorum. Umarım üreticiliğin değeri bu 16 yılda anlaşılmıştır.
TARIM ve HAYVANCILIK
En iyi yaptığımız ama şu an yapılması yasakmış gibi yapmadıklarımızın 24 Haziran'dan sonra başa geçecek olan kişinin tekrar canlandırmasını ümit ediyorum. Umarım üreticiliğin değeri bu 16 yılda anlaşılmıştır.
Geçen sene kredi çekip araba almıştım ulan mal alsana ordan 60binlik dolar koysana evin bir köşesine amk 4.80den bozdurmak ne demek peh peh peh sıkıyim kafamı
Senin hesap:
2017 Mayıs Kur 3.59
60.000 tl ile 16.713 dolar alınıyor
16.713 X 4.80 = 80.200tl
********************************
Benim hesap:
Geçen yıl Xmax'i satıp hesapta duran 15.000 tl ile Şubat ayında 3.77 Kurdan 4.000 dolar yaptım Dün 4.84'ten bozdurdum.
4.000 X 4.84 = 19.360 tl..Arabayıda satıp dovize çevirseydim Tam olarak Kılçıksız 30.000tl kar'da olacaktım..
Bileydim arabayıda satardım,Biraderin arabasıyla idare ederdim...
Bu hesabı birde 400.000 usd ile yapan birileri düşünülürse?? Kur farkından gelen kar 113.000 tl.
Yine 4.80e yapıştırmış dolar..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
Sen bir milyar milyonn DOLARI ne yaptinnnnn.
Evde tup yokkkkk
Herkesin ağzına baktığı kişi televizyona çıkıp özür dileyecek, biz yanlış yapmışız,ekonomiyi yanlış ellere emanet etmişiz, değişiyoruz-gelişiyoruz diyecek,ancak o zaman sakinler ortalık. Da, inanan olursa . Problem de burada zaten. Ciddi yönetim boşluğu var artık.
O müdahalenin bizim için olmadığını düşünüyordum ben de. (Yani yine çıkacaktı, ve çıktı zaten.) Aynı şekilde düşünen başkaları da olduğuna sevindim.
Benzerini daha önce muhalefet de (ana) yaptı. (Onlar borsacıydı)
Gücü yeten yetene demek ki.
İşi starlığa döktüler, geciktiriciler falan...
25.05.2018
09:55
Dolar : 4,76
Ülke krize girdiğinde (ki girdi) makarna kömür alamadıklarında oy vermezler diye umuyorum.
Dolar 4.92'yi gördü.
Faiz artışı geldi.
Doların ateşi biraz düştü.
Ve TÜSİAD da nihayet ses verdi.
Üstelik sadece dolar demedi.
Sadece faiz demedi.
Sadece iyi yaptınız demedi.
Aynı zamanda iktidarı sorguladı.
Geç kaldınız*dedi.
Hukuk devleti**dedi.
Kuvvetler ayrılığı*dedi.
Kurum ve kurallar*dedi.
Ekonomide güven*dedi.
Ekonomide reform*dedi.
Doğru, yerinde tespitler yaptı TÜSİAD.
Yönetim Kurulu Başkanı*Erol Bilecik'in açıklamalarında altını çizdiğim satırlar şöyle:**
Ekonomi yönetiminin*bıçak kemiğe dayanmadan
önlem*alması gerekir. Büyüme modelimizi gözden geçirmemiz gerekiyor.*Güven veren yeni bir ekonomi anlayışına ihtiyacımız var.*Merkez Bankası tarafından atılan adım son iki haftadır yaşanan süreçte*bir miktar rahatlık*sağladı.*Bundan sonraki süreçte ekonomi yönetiminin*ahenk içinde politika*yapmasını bekliyoruz.*Ucuz para dönemi sona erdi.*Ucuz ve bol para ile büyüme sağlama gibi bir seçeneğimiz artık yok.*Yüksek cari açık ve enflasyon ile patinaj yapıyoruz.*Ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır,*
Hakikati istediğiniz gibi eğip bükemezsiniz.
Bir an önce ekonomimize duyulan güveni yeniden
tesis etmemiz gerekiyor, aksi hâlde ekonomimiz
sert bir düzeltmeyle karşı karşıya kalacaktır.
Merkez Bankası'nın dün attığı adım*bir nebze rahatlık* * sağlamıştır, önemli olan bundan sonraki süreçtir.*Reformlara hız vermeliyiz ve zaman kaybetmemeliyiz.*Hukuk devleti her şeyin üzerinde olmalıdır.
Kuvvetler ayrılığı bir entellektüel tartışma
konusu değil, çağdaş bir devletin olmazsa
olmazıdır.*Kural temelli, öngörülebilir politikalara dayanmadan günübirlik tedbir ve paketler, bir ülkenin ekonomisinin sürdürülebilirliğini sorgulanır hâle getirir.*Kurda gördüğümüz hızlı yükseliş, Türkiye ekonomisi için bu sorgulamanın başladığını gösteriyor.*Bir an önce ekonomimize duyulan*güveni yeniden tesis etmemiz gerekiyor.
Artık yönetemiyor.
Tek adam*
zihniyetinin damgasını vurduğu Türkiye'de
her geçen gün*yönetim zaafiyeti*
derinleşiyor.
TÜSİAD, gecikmeli de olsa, söylenmesi gerekenleri söylemiştir.
Erdoğan* bu söylenenlere kulak verir mi?
Keşke verse...
Ama sanmıyorum.
Hukuk devleti, güçler ayrılığı, kural ve kurumlar deyince, Erdoğan'ın tüylerinin diken diken olduğu konusunda kuşkum yok.
Bu memleketi*her şey bende başlar, bende biterzihniyetiyle yönetiyor ya da yönettiğini sanıyor.
Tek adam*zihniyeti bu.
Ama yazın bir kenara:
Artık yönetemiyor.
Tek adam*zihniyetinin damgasını vurduğu Türkiye'de her geçen gün*yönetim zaafiyeti*derinleşiyor.
Dolar krizi*de bu zaafiyetin sonucu.
Aslında yaşadığımız bir*dolar krizi*değil, son yazımda belirttiğim*gibi,*tek adam*krizidir,*politik*bir krizdir.
Her şey benden sorulur, diyen bir "tek adam"la koca ülke yönetilemez.
Yönetilemiyor da.
Türkiye'nin hukuk devletine ihtiyacı var.
Kuvvetler ayrılığına ihtiyacı var.
Yargı bağımsızlığına ihtiyacı var.
Özgür ve bağımsız medyaya ihtiyacı var.
Biat kurumları*ile Türkiye artık yönetilemez.
"Tek adam"ın iki dudağının arasından çıkacak söze bakan bir Türkiye, her geçen gün daha çok batağa saplanır.
Saplanıyor da...
TÜSİAD'ı bu çıkışından dolayı kutluyorum, keşke bu kadar zaman seyirci kalmasalardı diyorum ve bu duruşunu sürdürmesini diliyorum.
- Hasan Cemal
Seçime kadar bence faiz %20 yi aşar, çünkü artış engellenemiyor, engellenemez de, çoğu kişi katılmayacak ama şu an dolar normal seviyesinde ve artacak, merkez bankası da arttıkça hamle yapacak seçime kadar, güvenirliğin yok, herşeyi birbirine karıştırmışın, heryeri fetöcü yapmışın şimdi temizlemeye çalışıyorsun, temizlemeye çalışırken gariban safları içeri atıyorsun ama siyasi bir kişi bile bulaşmış olmuyor, boy boy fotoğraflarınız var elini eteğini öpüyordunuz onları hala milletvekili adayı yapıyorsun, sana değil memleket, tavuk emanet etmem, bunu ben böyle düşüyorsam bir gariban vatandaş olarak yatırımcı neler düşünüyordur.
ülkedeki her yatırımın dolar ile fiyatlandığı göz önüne alınır ise durumun vahameti daha net anlaşılır.
izmit körfez köprüsü 35 usd + kdv ile anlaşılmıştır.
usd fiyatını 4,70 tl olarak alır isek; 194,11 türk lirası yapıyor
şu anki fiyatı 71.75 türk lirası 1. sınıf araçlar için.
aradaki fark her türlü devlet garantisindedir,
aynı durumun avrasya tüneli, 3. köprü, 3. havalimanı ve geri kalanlar için durum bu şekilde.
bu fiyatlamaları ve peşkeşi eleştirdiğimizde aksi fikir belirtenlerin insan içine çıkacak yüzü var mı acaba ?
sözleşme fiyatlarının uygulanmıyor olması parayı milletin ödemediği anlamına gelmiyor.
günlük kur volatilitesinden yararlanarak ciddi para kazananların hangi kesime mensup olduklarını söylemeye gerek yok sanırım.
insan içine çıkıp iki kelam edecek yüzüm var,
öyle "ekonomiye operasyon çekiliyor, seçim sonuçları etkilenmeye çalışılıyor" söylemlerine karnım tok,
o sözler kula kullukta çağ atlamış olanları etkiler.
haşmet;
ne hasan cemal ne de tüsiadı ciddiye almıyorum,
söylediklerinin yanlış olduğu anlamına gelmiyor,
omurgasız yaratıklar,
tayyibe alkış tuttukları, yetmez ama evet dedikleri günler çok eski değil.
şimdi biraz ektiklerini biçsinler.
benim asıl merak ettiğim ülke bu durumdayken cumhurbaşkanlığı için birbirleriyle yarışan adaylar. Tayyip devam etse ülke patlasa gitse bile eminimki millet tayyip baba ne yapsa bizim için yapmıştır diyecek. Ama diğer adaylardan biri gelirde ülke patlarsa ozaman o adayın vay haline .. Bazen şu an yaşadıklarımızın bir kurgu olduğunu düşünüp bunun sinematik versiyonunu izleyeceğimizi söylüyor. İşin en sonunda bütün hafta osman gazi ertuğrul gazi son osmanlı izleyen bir tayfanın reis bizi kurtar diye ellerinde kılıçlarla sokakta dolaştıklarını görür gibi oluyorum.
İmkansız şeyler olduğunu düşünmüyorum sonuçta üzerindeki atletle tankı durduran helikoptere taş atabilen bir millet olduğumuzu kanıtladık.
Hasan Cemal'in gecmisini cok iyi bilmedigim icin iddiali konusmam mumkun degil. Ancak sadece bunu ornek verdiginiz icin yaziyorum:
Birinin Erdogan'i zamaninda desteklemis olmasi onun omurgasiz olduguna delil olamaz. Eger gercekten samimi sekilde iyi is yaptigini dusundugu icin destekleyen yazi yazdiysa omurgasizlikla suclamak dogru degil. Ama eger iyi is yapmadigini dusundugu halde kendi cikari icin samimiyetsizce aksini yazdiysa, tabii ki omurgasizdir. Hangisi oldugunu nasil bilecegiz?
Bunu yaziyorum cunku bazi insanlarin karsi fikirdeki insanlari cok kolay vatan haini ilan ettikleri gibi, bazen de cok kolay omurgasiz ilan ettiklerini gozlemliyorum. Ama illa aksi ornek vermek gerekirse, mesela Numan Kurtulmus bence omurgasizdir. Cikari icin cok kisa surede soyleminden 180 derece dondugu icin. Yigit Bulut bence omurgasizdir. Profesyonel yetkinligi, su gibi soyledigi yalanlarla uyumsuz oldugu icin. Gibi...
Tabii belki de Hasan Cemal omurgasizdir. Dedigim gibi cok iyi tanimiyorum. Ancak gordugum kadariyla gercekten omurgasiz insanlar, kolay kolay fikirlerinden veya yazilarindan dolayi hapis yatmiyorlar.
mesele erdoğanı desteklemeleri değil,
mesele kimi destekledikleri de değil,
mesele kendi çıkarları için her türlü duruma destek vermeleri ya da boyun eğmeleri,
yani her çağın adamı olmaları.
hasan cemal konusu girilmeyi gerektirecek önemi ihtiva eden bir konu değil,
mevcut durumun bu hale geleceğinin öngörülüp söylenmesine, yazılmasına, çizilmesine rağmen öyle olmayacağını savunan öngörüsüzlük "omurga" dediğimiz kavramı oluşturuyor.
mevcut sistemin beğenilmediği bir dönemde sistemi dünya içerisinde ülkenin yer almasını sağlayacak şekilde dizayn etmeye gayret etmek yerine ortaçağ kafasına emanet edilmesi ve emanet edilmesine vesile olanlar da bu yıkımın altında kalmalı.
bu memleketin üstünde yaşayanların genel sonucudur yaşadıklarımız.
farklı olmasını beklemek saflık değil aptallıktır.
mevcut dünya aptalları sever,
zira kapısının önündeki köpekten beter eder.
deliğe süpürülen ülkem oldu.
ince memedin dediği gibi "kurtulursam eğer sorarım size"
hesap sorulması lazım.
öngörusu yanlis olmak omurgasizlik midir? Insanlar samimi olarak yanilamaz mi?
Ben Erdogan'in ilk baslarda ulke icin iyi seyler yaptigini dusunuyorum, hala da oyle dusunuyorum. Eger yazar olsaydim da samimi olarak boyle yazardim. Sonucta olumlu seyler de yapti. Turkiye gibi bir ulkede kurtce medyanin, hatta konusmanin bile yasak olmasi bir ayipti. Bas ortusu diye bir sorun olmasi da ayipti. Eger Erdogan ileride sorun cikaracak olursa da secilmeyerek sistem disina cikarilacagini dusunuyordum. Ama eninde sonunda yanildim. Cunku ciddi derecede yolsuzluga batip populizmle ulkeyi islemez hale getirmeyi becerdi. Omurgasiz miyim?
Insanlar gelecegi yanlis okuyabilir. Bu onlari omurgasiz yapar mi? Bu arada gelecegi kim %100 dogru okuyabilir ki? Herkes bir öngörude bulunuyor. Bunu da elindeki veriyi yorumlayarak yapiyor. Bu noktada farkli fikirlerin olmasindan daha dogal ne olabilir? Cunku kimse gelecekten %100 emin degil. Neden bir öngöruye katilmayan insanlar omurgasiz olmak zorunda? Insanlar samimi olarak yanilamaz mi? Yanilmis olmak "omurgasiz" seklinde etiketlenmek icin yeterli mi?
Bence birine "omurgasiz" demek icin, ilk sart samimiyetsizliktir. Insanin A dusunup, cikari icin B demesidir. Art niyet olmalidir. A dusunup A dediyse, ama sonuc B olduysa buna omurgasizlik diyemeyiz.
Bir de "mesele kendi çıkarları için her türlü duruma destek vermeleri ya da boyun eğmeleri, yani her çağın adamı olmaları." yazdiniz. Peki bir insanin hapse girmemekten daha acil bir cikari olabilir mi? Eger her cagin adamiysa, niye oncesinde Zaman'da yazan Ahmet Tasgetiren gibi durumu kendi cikarina cevirmedi? Sizin taniminizla kendi çıkarı için her türlü duruma destek veren veya boyun eğen birinin, icap ettiginde hukumete yalakalik yapip hapse girmeyi engellemesi gerekmez miydi, bir cok sozum ona yazarin rahatlikla yaptigi gibi?
öngörüsüzlük ,
fikir olarak geniş kitleleri yönlendirebilecek kabiliyette olanların ya da bir araya geldiklerinde geniş kitleleri etkileyebilecek kabiliyette olanların sahip olma lüksü olmadığı bir bilişsel yeteneksizliktir.
fikir değiştirmek kişisel gelişimin sonucunda oluşan bir evrimsel basamaktır.
fikir her zaman değişebilir, altyapıdan fazla uzaklaşmadan, geliştirerek ve fakat keskin dönüşler fikir değişikliği değildir.
zira "kandırılmışız" lügatımda çok kabul gören bir açıklama değildir.
bunun yerine omurgasızlık kelimesi daha güzel oturur.
zira zamanın gerektirdiği şekilde davranarak kendi payına düşeni ya da kendi isteğini gerçekleştirme hevesi ile yapılan eylemin ya da fikrin sonuçlarını fark etmeye başladığında yapılacak manevralar ise samimiyet ile bağdaştırılabilecek manevralar değil.
samimiyet farklı bir kavram.
sonuçları değişmediği sürece samimiyet konu içerisinde etkili bir kavram değil.
Kürtçenin akıbeti konusunda fikir verecek ise;
inşaatta çalışan işçiler kendi aralarında kürtçe konuştukları için işten atıldılar, zamanında türk bayrağı açtıkları için gözaltına alınanlara benzer şekilde davranışa maruz kaldılar.
başörtüsü konusuna girmek istemem o kale ciddi anlamda kaybedildi, hem de savunanlarca çökertildi.
omurgasızlık sıfatının sana çok uyacağını sanmıyorum.
kendini öngörüsüz olarak niteleyebilirsin.
zira daha önce de aynı ortaçağ kafası ile ne kadar karşılaşıp kendileri ile nasıl tecrübelerin olduğunu bilemiyorum.
"yetmez ama evet" diyenler ya da tüsiad teşkilatının mensupları bu düşünceyi iyi bilecek kadar tecrübeye sahiptiler.
umarım meramımı net olarak anlatabilmişimdir.
sobanın sıcaklığı test etmek için elini yakmak başka sobanın dışında elini yakıp "içi ne kadar sıcak" deyü elini içine sokmak başka.
hele o el başkasının ise ...
ek:
konunun içeriğine uygun olarak;
doların 4,70 ler seviyesinde dalgalanmasına rağmen ekonomik göstergeler konusunda yorum yapan uluslararası kuruluşların açıklamaları hiç iç açıcı değil.
fitch not indirilmesinin sinyallerini veriyor.
yatırım kuruluşları türk lirasının "güvensiz" olduğunu vurguluyor.
Bu yazdiginiz, yonetici rolunde, karar verme sorumlulugunda olan kisi veya kurum icin, CEO'dan tutun hukumete kadar, gecerli tabii ki. "Yanilma" durumunda da cezasini isini kaybederek odemesi gerekir. Cunku performans, dogru karar vermeyi gerektirir.
Ancak bir gazeteci, durumu okudugu sekilde aynen yansitmakla mesuldur. Bu noktada ille de gelecekte dogru olmasi sart degil, beklenemez, beklenmemeli de. Eger bu sarti, karar verme sorumlulugu olan kisiden, art niyet gutmeden samimi sekilde dusuncesini gerekceleriyle ifade etme sorumlulugu olan kisiye indirgersek, fikir ve ifade ozgurlugunu baskilamis oluruz.
Cunku gelecek cogu zaman net degil. Farkli alternatifler mevcut. Bunlarin konusulmasi, farkli alternatiflerin degerlendirilmesi, yani genis anlamda fikir ve ifade ozgurlugu, bati toplumunun temel mekanizmalarindan biri. Bir gazetecinin dogru ongorude bulunmadigi icin haksiz yere hapse atilmasinin "şimdi biraz ektiklerini biçsinler" seklinde degerlendirilmesi, gelismis medeni ulkelerden ziyade, bugun bizi yoneten zihniyete yakin tehlikeli bir yaklasim bence.
Tabii ki insani aptal yerine koyarcasina sunulan "aldatilmisiz" mazereti, veya butun ekonomik parametreler dibi gosterirken bizzat ekonomiden mesul insanlarin durumu gulluk gulistanlik gibi ifade etmesinin samimiyetini sorgular, ve buradaki art niyeti okuyup "omurgasiz" tabirini gerekceli olarak kullanabilirsiniz.
Ancak gordugum o ki, insanimiz kendisinden farkli fikirdeki insanlara bu tur yakistirmalari yapmakta asiri comert... Bu da toplumun her kesiminde guvensizlik, ve neticesinde tepki olusturmakta. Insanlar dinlenmeyip onemsenmedigi, on yargi ve pesin fikre kurban gittigini dusundugu icin kabilecilige, dogru-yanlis hakli-haksiz ayrimi yapmadan kendi fikrindeki insanlari kayitsiz-sartsiz destekleme yolunu tercih etmekte. Aptal olduklari icin degil, cikarlarini savunmak icin. Erdogan'in en buyuk kozu bu, ve ona bu kozu kendisine oy verenler kadar, oy vermeyenler de hediye etti.
Hasan Cemal ve bilumum neoliberaller için negatif anlamda ne yazılsa ne söylense azdır ve utanmadan hala ama hala biz yanılmışız deme mertliğini gösteremeyecek kadar da haklı sanmaktadırlar kendilerini. Cengiz Çandar kaçmıştır, Murat Belge kaçmıştır, Hasan Cemal artık rezil i rüsva derecesine gelmiş ve sözüne itibar edilemeyecek biri olmuş vaziyettedir. Zamamnında yere göğe sığdıramadıkları muktedir seçimi yine kazanırsa Hasan Cemal ve benzerlerinin de tahminim yurtdışında yerleri çoktan hazırdır, çünkü bu halktan özür dileyemedikleri gibi hiç bir zaman da halkın yanında olamamışlardır, ol(a)mayacaklardır. Bir kısmı hapistedir bu neo libo arkadaşların, bir kısmı kaçaktır. Bir kısmı da Hasan Cemal gibi şu anda muhalif ama durdukları yerin yanlış olduğunu kabullenmemiş tiplerdir. Akıllarını bozmuş oldukları bazı insanlar fena halde haklı çıkmışlardır, yetmez ama evet diyenlere o zaman bu insanlar yanılıyorsunuz dediklerinde onları ergenekoncu, darbeci, statükocu, şucu bucu diye suçlayanlar şu anda nereye nasıl kıvıracaklarını şaşırıp birden bire en azılı muhalif haline gelmişlerdir.
Lütfen Hasan Cemal'i tanımıyorsanız araştırınız. Yanılmak ve yanıldığını kabul etmek erdemdir ama halktan özür dilemek daha büyük erdemdir, bunlar henüz bu halka bir özür bile dilememişlerdir, bu duruma gelinmesinin merdiven taşlarını örenlerin başındadır Hasan Cemal ve benzerleri. Hiiç kusura bakmaayın ve hiiiç savunmayın omurgasızdırlar. Daha da fazlasıdırlar...
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama memleketin şu halinde bile Hasan Cemal gibi adamlar hala çıkıp tek bir söz ya da yazıyla halktan özür dilememiş ve yzüsüzce hala haklı gibi o zaman için biz haklıydık diyebiliyorlar. Aklı başında eğitimsiz bir insan bile o dönemlerde fetösünü, yalanını dolanını bilip dillendirirken bunlar o çuvalcıları, o davaları savunuyordu, şimdi alayı içerde, içerde olmayanlar da muhalif oldular. Ben buraya başka şeyler de yazardım ama uzatmak istemiyorum. Benim de vardı o dönem yetmez ama evet diyen ve kendisini çokça demokrat sanan arkadaşlarım, şimdi kimisi gıkını çıkaramıyor, kimisi abi tamam artık vurma yüzümüze diyor, kimisi ise hala bu Hasanlar gibi o dönem için haklıydık diyor. Haklı değillerdi, sadece öngöremiyorlardı, çünkü bu hasan gibi tipler yazıp çizdikleriyle yıllardır onları kör etmişti.
Hiç bahaneleri de yok, yılların gazetecisi, okumuşu, (yalandan bana göre ama hadi diyeyim) aydınıysan o zaman bunları en az benim kadar öngörecen, tanıyacan kardeşim, en azından tarihe bakıp anlayacaksın, anlayamıyorsan zarlığı yapmayacan, gazetecilik, köşe yazaralığı yapmayacan milleti yanlışa yönlendirmeyecen.
Tarih önünde yanılmışlardır, tarihe yüz karası olarak geçeceklerdir.
Yok bir insan şöyle demişse zamanında şimdi böle olmaz mıymış da bilmem ne.. Geçiniz... Bunlar bu omurgasızlar için geçerli değildir.
Şu anda bu tipleri öyle entellektüel bakış açımızla filan sosyolojik tespitlerle v.s. açıklayarak savunamayız. Bunların durdukları yer ve düştükleri durum artık tamamen psikiyatriktir. O yüzden kolaycı bakış açısıyla suçluyor değiliz. Biz bunları 16 yıldan beri değil, 36 yıldan beri biliriz. Ertuğrul Özkök'ün akp iktidara gelmeden nasıl yazılar yazdığını ekmeklere ne yağlar sürdüğünü bilmeyenler arşivlere baksın. Aynısı bütün bu eski solcu bozması yeni neo liboşlar için geçerlidir. Hoş tezleri de çökmüştür ya neyse...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)