onun için doblo almana gerek yok herhangi bir beyaz renk sedan araba alıp bir de intercity vs. filo plakalığı takacaksın tamamdır. Araba fluence olursa etkisi daha da artar.
onun için doblo almana gerek yok herhangi bir beyaz renk sedan araba alıp bir de intercity vs. filo plakalığı takacaksın tamamdır. Araba fluence olursa etkisi daha da artar.
Peki siz hiç tuğralı panelvan transit gördünüzmü.?
Onun yerine vaneo al çok daha güzel bir araç.2004'ten beri kullanıyoruz sıkıntı çıkarmadı.
Gidişi biraz az,yakıtı ekonomik.Konforlu,4 hava yastığı,ESP var.Arka süspansiyon bağımsız.
Binek kullanmak için çok daha uygun bir araç
Sayın arkadaşlar nerdeyse bütün yazılanları bir çırpıda okudum. Şu sonuca vardım: Siz şehirlisiniz. Şehirlinin bulduğu ihtiyaçlar listenizden bahsediyosunuz. Ben Marmaris'te yaşıyorum. Burda genelde buralı olmayanlar haricinde kimse kornaya basmaz. Yaya geçidi başında yaya gözüktüğünde insanlar durup yol verirler. Hatta geçenlerde motorlu tiki genç bir arkadaş yaya geçidinde açtı ayaklığı indi motordan. Napıyo lan bu? diyodum ki karşıdan karşıya geçen amcanın koluna girdi karşıya geçmesine yardımcı oldu. Ben ve bnm arkamdaki üç araba korna çalmadan bekledik, çocuk amcayı karşıya geçirdikten sonra geldi motoruna bindi ve hepimiz yolumuza devam ettik. O ara gözüm dolar gibi oldu yalan yok. Yani özetle size küçük bir ilçe veya köy/kasaba gibi bişey lazım bence. Sonra alacağınız araca sadece zevkleriniz yönünde karar verebilirsiniz zaten...
bu iş aracın büyüklüğü ile ya da yüksekliği ile ilgili değil pahasıyla ilgili bence. rangerover dev gibi jip mesela ranger fakan hakgetire ama fluence ile üzerim rangerı önüne kırarım yoluda alırım. range in en ufak kazası onbinlerce tl cesareti varsa gelsin
o yüzden filo plakalı araçlardan kaçın.isterse i10 olsun. adamın umrunda değil vurmuş sürtmüş. şehiriçi trafikte zaten yavaş gidiyorsun maddi hasarlı kaza yani ölürüm kalırım korkusuda yok adamın.
Hocam Türkiyede böyle bir yer var mı ya? Du bakayım marmaris tarafta bana uygun bir iş çıkar mı acep? :D
Valla herşeyi bırakıp gelebilirdim ama iş olayı sıkıntı bu sefer , orada sanayii namına pek bir şey yok çünkü.
Mühendis ne işe yarar ki öyle bir yerde? Biz yine büyük şehirlere mahkum... :(
en doğrusu
bari doblonun bagaja uffa bi scooter koyun köye möye giderseniz fıtı fıtı binersiniz :D
Şu mesajını okudum da, ne kadar anlayışsız bir adammışım, hiç bir şey anlamamışım vallahi pes
Yazılanlara biraz daha sakin, ve düşünerek göz atmanı tavsiye ederim, ironi yapıyorum, tabiki bir insan sadece öncelikli olmak veya insanların ona yol vermesi için hayatını bir nesneye göre şekillendirmez değil mi?
Bence ülke şartlarında " Motosikleti sürücüsü olmayı tehlikeli görüyor ve devam etmek istemiyorum " diyorsan, emeklilik dilekçeni yaz bizde sana uğurlar olsun diyelim
Doblosu,SUV'si ya da kamyoneti, bu işlerin çözümü bu değil, bu işlerin çözümü senin gibi genç mühendislerin zihniyetlerini olumlu yönde değiştirmeleri, nasıl daha pozitif, nasıl daha yaşanası bir hale geleceği konusunda çaba gösterip, örnek olmasından geçer. Sistemi bozanlar gibi davranarak ya da onlara benzeyerek değil..
Bol şans..
Azrail'in ilgi alanı motosikletinizin kaç cc olduğu değildir. Think good, drive Safe!..
Foruma üye olmak için tıklayın!..
Facebook sayfamızı takip etmek için tıklayın!..
Instagram hesabımızı takip etmek için tıklayın!..
Forum kurallarını buradan okuyabilirsiniz!..
Trafik acaip yoresel birsey. Bazi yerlerde yaya olmak bile tehlikeli. Malesef...
Cuma namazi cikisinda onunde insan yokmus gibi kapiya yuruyen amca biliyorum. Adam onunde kimse yokmus gibi adim atiyordu. Acaip ilginc bir durum. Sanarsiniz ki cocugu balkondan dusmus. Disari cikinca bir de ne goreyim. Herif havaya bakiyor... Adamin amaci disariya erken cikmakmis. Adam bunun icin dunyayi yikmaya hazirdi. Ama sonrasi icin cok plan yapmamis.
Ayni sehirde, bir seyyar saticinin el arabasi ile bir dolmusun tamponu arasinda kalmis durumda iken, dolmus soforunun ara gaz verip yuregimi agzima getirdigini bilirim...
Bu sehirde motosiklet kullanmak ciddi risk almak demek, kim ne derse desin...
Düşünürseniz,
2010 Model 1,3 MultiJet Premio Paket 80 binde sadece kendimizin yılda 10 bin km kullandığımız arabamız var.
Premio olan ful pakete ek olarak;
16 inch black series jantlar
ful orjinal krom kaplama
2 çift yazlık kışlık lastikler
sadece bu modele özel ön far yıkama
Pioneer AVH - 4450 - BT Medya paketi ve ses sistemi ( 2500 TL harcandı)
Bizim burada yetkili servis olmadığı için "servis bakımlı" yazamıyorum
not: arka camda tuğra vardır ve trafikte her zaman bir abiliği vardır.
Ohoo, umut ve pozitivizmle olsa keşke her şey. Sendeki fazla umut ve pozitivizmden bi kutuya koyup sevabına kargolasana bana da üstad, bendeki çoktan bitti de
Bu ülkede motosiklet kullanmak zaten delilik. Bile bile kullanıyoruz bakalım piyango ne zaman kime çıkacak diye bekleyerek... Bana çıkmasa sevdiğime çıkıyor, bi haber alıyorum, hatalı şerit değiştiren kişi arkadaşın motoruna çarpmış, apar topar canımız ağzımızda hastaneye koşuyoruz. Hele ki bu son yılda vefat eden arkadaşlarımızın daha toprağı soğumadı. Camiadan kimler gitti kimler...
Açıkçası ben artık toz pembe gözlüklerimi çıkardım, çekmeceme koydum. Daha rasyonel düşünüyorum. Rasyonel bakınca bazı şeyler çok daha net algılanıyor, size de tavsiye ederim.
Duyguları bir kenara bırakarak yaşadığınız şehri ve toplumu gözlemlerseniz, pek hoş bir manzarayla karşılaşmayacaksınız malesef gerçekler bunlar.
Gelecek nesillerden de pek umutlu değilim: Örnek 1 , Örnek 2, Örnek 3, vs vs. örnekler çoğaltılabilir.
Bu arada bana genç mühendis demişsiniz, hay Allah razı olsun, valla uzun zamandır bu kadar güzel bir iltifat almamıştım, moralim yerine geldi bak sabah sabah (Laf aramızda yaş oldu 34). Yahu ufak çocukların amca, gençlerin abi demesi yormaya başladıydı, sevindim bak şimdi
(Bedenim yaşlı da olsa ruhum genç kalmış demek ki, ne mutlu bana)
Yıllardır sektördeyim, toplumun en alt kademesindeki ve nispeten üst kademe sayılabilecek kişilerin ortasında çok bulundum. Size kötü bir haberim var, işler hiç iyi gitmiyor, hemde hiç.. (işten kastım toplumun gidişatı, ekonomi anlamayın lüfen, gerçi oda iyi gitmiyor ya, ayrı bir konu )
Neyse yine çenem düştü, ihtiyarlığıma verin, beni ikna edemediniz, o doblo artık alınacak, lamı cimi yok.
Hiçç üstelemeyin, o piknik tüpü bagaja girecek, o pikniğe de gidilecek...
Sağlıcakla kalın
Scooter büyük ihtimalle bagaja sığmaz ama bir dağ bisikleti yüklerim bagaja.
Ne güzel olur hem bisiklete de binmesi, özlemişim bak, hayali bile güzel :D
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:14 ----------
İçerde bunaldıysa demek ki mübarek amca, ondanmış acelesi Dolmuşçular ve minibüsler üzerine yazı yazsam sanırım 3 cilt kitap olur. Onlar tam klinik vaka.
Bilemiyorum hasmet hocam, belki de ben yaşlandıkça karamsar oldum, aslında o kadar da kötü değildir herşey dedikçe, çok daha kötü bir örnek karşıma çıktı hep.
Benim pek ümidim kalmadı, ne mutlu hala olumlu düşünebilenlere diyorum sadece.
Benim için en doğrusu "topluma adapte" olmak. Benim fikrim bu yönde :D
Bir çılgınlığın içinde yaşıyoruz valla, Allah sonumuzu hayır etsin...
dobloya gerek yok.
güzel bir maxi scooter alıp ön cama tuğrayı yapıştırıp hayata devam edebilirsin.
ayrıca doblo sadece doblo değildir,
ideolojik ve sınıfsal bir araçtır.
kullanan kitleden rahatça anlaşılabilir.
Doblo 1.6 alırsan seni üzmez ben kullanıyorum gidişi çok iyi birde 6 ileri vites.
Doblo tarzı araçları kullananlarda hakikatten bir özgüven patlaması oluyor bence. Bu başlıktan sonra araba kullanırken daha dikkat ettim bu tür araçların kullanım şekline ve örnek olarak şunu vermek istiyorum; ışıklarda duruyorum 3 şerit oluştu ışıkta ki benim beklediğim ışık 2 şeritlik
(yerdeki çizgilere göre), o da ne bir berlingo geldi ve hopp 4.şerit Trafikte her ne kadar sakin kalmak zor olsa da sakin kalmamız lazım. Çünkü devir kötü, adam önüme kırdın diye silah çekip vurabiliyor. Kimin ne olduğu belli değil, kendini birşey sanan çoğaldı. Benim fikrime göre eğitim düzelmeden hiç bir şey düzelmez ama en azından o tür insanlara benzemeyerek farklılık oluşturmak da bir şey dir. İçimi döksem uzarda daha..
Ne demiş bir düşünürümüz; "herkesizn hayatına kimse garışamaz. ha nasıl garışamaz. ben bu şekil giyinirim, bu bayan şu şekil giyinir. şu şekil giyinir... amma hiçkimse kimseye garışmaya bi hakkı yok." Bir tebessümle bitireyim dedim.
Yazıyı okudukça kendimden birşeyler buldum.
Kamyon şoförüyüm. Kamyonla her yerde üstünlüğüm var. Tali yolda beklerken dahi adam anayolda durup bana yol veriyor. Sıkışık yerlerde filan hep geçiş önceliğim var. Artistlik yapanda olmuyor. "Kamyoncu bu tehlikeli adam" diye düşünülüyor olabilir. Ha haksızda sayılmazlar. Boş gezen kamyoncu görmedim.
Motorda ise durum tam tersi. Gerçi şimdilerde büyük motora geçince biraz daha saygı görmeye başladım. İnsanlar motosikleti bile seçiyor yani.
Hay yaşa hocam. Valla yaşayan biliyor işte, anlıyor halimden. Yalnız olmadığımı bilmek sevindirici :D
Aslında nihayetinde insan gibi yaşamayı istiyorumdum, ne fazlasını ne de eksiğini. Sürücülerin çoğunluğu kurala uysa yeter. Herkes kurallara uysun da demiyorum, çoğunluk uysa yeterdi de, gidişat hep daha kötüye, pek ümidim de kalmadı artık.
Allah kolaylıklar versin sana hocam, şöförlük zor zanaat gerçekten, kazasız belasız yolculuklar dilerim.
Yanlış bir bilgi ve algı var ortada. Bir çok kişi anlaşılan bu hafif ticarilerin K belgesi gerektirdiği ve SRC ile sürülebileceğini düşünüyor. Burada aracın ne olduğu değil ruhsata ne olarak kayıt edildiği önemlidir.
a) Ticari Kamyonet : Esasen K belgesi ve SRC gerekiyor ancak kimsenin para verdiği yok, karayolları denetimlerinden uzak durmak gerekiyor cezası var.
b) Hususi Kamyonet : K ve SRC gerekmiyor ceza yok.
c) Binek Otomobil : Sıfırda ciddi ÖTV farkı var. Hız limitleri otomobil ile aynı oluyor, 1. köprüden de geçebiliyor.
2.el veya sıfır da alacak olsanız eğer iş amaçlı kullanmayacaksanız, akaryakıt ve bakım masraflarını şirketinize gider göstermeyecekseniz ruhsata kullanım amacı olarak hususi yazıldığından emin olunuz.
banada şu geri geri gelen kapalı kasa araçlardan fenalık geldi ilkinde geri geri gelirken lastiğe çarptı atladım üstünden 2. dede 10 metre kala kornaya basmaya başladım 1 metre kala farketti yanına geçtim baktım telefonla konuşuyo pardon dedi içimden sövdüm gittim
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)