Муравей 2 Muravey 2 (Karınca demekmiş.)
1991 Model. Şarj ve ateşleme sorunlarına çare bulamayıp 1992'de satmıştım. Canı çalışmak istediğinde mükemmeldi fakat o haliyle pek müşerref olamadık.
Муравей 2 Muravey 2 (Karınca demekmiş.)
1991 Model. Şarj ve ateşleme sorunlarına çare bulamayıp 1992'de satmıştım. Canı çalışmak istediğinde mükemmeldi fakat o haliyle pek müşerref olamadık.
Cok bisey kacirmadiniz Ilk ciktigi zaman (2007) iyiymis ama gunumuz sartlarinda bayagi eksik yonu vardi. Sahsen yerine geldigi CB900F Hornet daha zevkli bi naked motosikletti, her ne kadar CB1000F teknik yonden ustun olsa da.
Gorunusu superdi ama. Tek masa catal. Sekilli jant. Hidrolik debriyaj. Tam ayarlanabilir suspansiyon. Bi gomlek ustundu muadili Japonlardan. Ama butuncul bir naked motosiklet degildi.
Hâlâ elimde olsaydılar keşke. Özellikle cruiser'ı özlüyorum. Benzinin üçte birini ısıya, üçte birini harekete, üçte birini de sese çeviriyodu
Bu arada yukarıya CB1000F yazmışım, CB1000R olacak... Çok da önemli değil ama, "kullandığın motosikletin ismini nasıl bilmezsin" demesinler sora
Merhaba herkese...
5 senelik bir serüven olduğu için özet geçe geçe yazıcam...
Ben bu işe ilk sadece ulaşımımı sağlamak için elektrikli scooter almak ile başlamıştım. Aha buyrun... Kaplamayı kendim yapmıştım.
Bununla ilgili bir konu bile açmıştım, mutlaka okuyun... LİNK.
Daha sonra;
Çok zorluklarla aldığım ilk motosikletim. Ramzey QM250
ilk heyecandı, çok seksiydi.
Daha sonra bu suzuki gs500'ü aldım. Japondur, dayanıklıdır diye.
Bana dünya masraf çıkardı. Aldıktan 3 gün sonra yatak sardı. Herifle davalık olduk. 4 bin tlyi geçen para harcamıştım. Sonra hepsini o adamdan mahkeme yoluyla aldım, o başka bi mesele.
O motoru daha sonra cafe racer yapıp satmıştım.
Daha sonra PCX aldım...
Çok tatlıydı. Çok güzeldi, çok mutlu etti beni. Adını Happy koymuştum. Mutlu ediyordu
Daha sonra Hyosung GT250 Naked aldım.
Herkesin saçma sapan önyargısı vardı bu motosiklete ama 10 bin km kullanmama rağmen herhangi bir sorun yaşamadım. Rölantide ufak bi dengesizlik yaşamıştım ve onu da lambda sensörü değiştirerek çözmüştüm, çokta gerekli bişey değildi ama kıl biriydim... İsminide plakasındaki "KA" dan dolayı Karaoğlan koymuştum.
İzmire satmıştım bu Hyo'yuda. Elcik ısıtma, koltuk ısıtma falan çok güzel aksesuar doldurmuştum.
Daha sonra gittim İnazuma aldım. Aha bu aldığım günün fotoğrafı.
Ben bu makineyi hiç sevmedim, tat vermedi. 2-3 hafta sonra sattım...
Suzuki Bandit aldım.
Güzelce bakımını yapıp yaklaşık bi 10 bin kmde buna bindim. Harikaydı. Çok keyifliydi. Aydın, Kütahya, İstanbul her yere gidip gelmiştim. Kilometresi 70-80 bindeydi.
Daha sonra bu Bandit'i sattım. Planım, sattığımda arkadaşımda olan bi makineyi almaktı. Sattıktan sonra arkadaşı aradım, o motoru başkasına satmış. Kafayı yiyodum... Aynı gün gidip başka Bandit aldım....
O Bandit bu... 99 bin kilometredeydi.
Sonra Bandit'i sattım İstanbul'a gitti. satarken kilometresi 112 bin gibi bir şeydi. Alan arkadaş hâla kullanıyor. En ufak bir problemi yok. Yeterki bakımı düzgün ve kaliteli sarf malzemeleri ile yapılsın!
Tekrar inazuma aldım... 250likler arasında touringe en yakın makinaydı, ne yapayım?
Yine sevemedim, yine sattım...
Sonra bi BMW aldım...
Off beea... Ulan böyle güzel makina mı olur? Eskişehir'den Aydın'a getirdim. Yolda bi freni test edeyim dedim... Ulan bi basıyosun frene motorun g.tü kalkıyor o cüsseyle. Ulan dedim satmam hea seni harikasın be!!!
Sonra onu da sattım... "Niye sattım ki yaw, ne alcam şimdi" diye dert yanmıştım sattıktan sonra.
Bi FZ6 aldım...
Ulan çok hızlı ama durmuyor. Hiç durmuyor yaw. Bi balata değiştireyim öyle deneyeyim... Yok olmuyor arkadaş makina durmuyor. Ben satayım bunu ölmeden.
Satıp Xmax aldım, bu sırada FZ6 alırken bide NMax almıştım onu unuttum. Aha ikisi aşağı
Sonra Nmax var napcan Xmax'ı diyip XMax'ı R25 ile takasladım...
R25i aldım noterden bi servise götürüp yağını hidroliğini değiştirdim. Depoyu fulledim garaja koydum.
Havalar soğuk diye Nmax ile gezinip durdum r25i hiç sürmedim. Sadece aldıktan 1 hafta sonra deponun önüne çıkarmıştım yıkayayım şunu da vakit geçsin diye... O sırada biri gördü beğendi, ertesi gün ona sattım. Depodaki benzini bile bitirememiştim. Bitirmeyi bırak benzin alalı 10 km olmuştu...
Sonra "n'alcam yaw? ne alcam bilader... ben bmw'ye geri dönmek istiyorum 1200gsler pahalı napcam?" falan derken. Gittim düzgün F800ST bulamadığımdan F800S aldım... Aha oda bu;
Evdeki nüfus şimdilik böyle...
Satmıcam bunları seviyom...
Dipnot: Aldığım her motosiklette direk serviste geren tüm bakımları yaptırdım. 1 hafta kalan motorda bile... Hepsi bakımlı makımlı gitti. Yanarım yanarım servise verdiğim boşuna paralara yanarım, yani en azından satacağımı bilsem yağı motul 7100 değil de, motul 5100 falan koyardım
En çok özlediğim motorum :( :(
Aa gerçekten çiçek. Keşke imkanlarımız el versede böyle bi makinayı evimizin içinde aksesuar gibi saklasak ömürlük
---------- Mesajlar birleştirildi - 09:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:25 ----------
Abi bide okurken en çok şaşırdığım şey bu motorları tıkır tıkır satabilmen. Piyasası sıkıntılı motosikletler nasılda gitmiş maşallah )
Dünya mavidir, tıpkı Portakallar gibi.
Ben de küçüklükten beri motor sevdalısı olanlardanım. Bu başlık için uygun olduğunu düşündüğüm, Motosiklet serüvenimle ilgili blog yazımı da paylaşmış olayım bu vesileyle:
https://ediprt.wordpress.com/2017/10/13/motosiklete-baslamak/
Bu arada en son motorum olan Bajaj Pulsar 200 NS'i de, temmuz 2017'de Blackeagletr'den satın almıştım.
Konu canlansın diyerekten sizinle evraksız, satışsız alıp, pembe simli boyattığım ve apaçiliğimi en güzel şekilde yaşadığım motorumu paylaşmak istedim. kuyruk iptali yapıp altını fiberle kapattırmıştım. O zamanlar ilgi çekiyodu ) sonra bi çevirmenin içine düştüm ve kontağı kapattığımda ne olacağını biliyodum. Sonra dokunduğum an o oldu. Şimdi 10 senedir mezarlıkta, şimdiye kemikleri bile kalmamıştır, tüh hüzünlendim.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)