Bir arkadaşım yaşadığını paylaşmış. Hoşuma gitti hep beraber ders alalım
-------------------BİR ANI------------------
O gün Ramazan ile yedigöllere gidiyoruz. akşam oldu hava çivi gibi o zamanlar bu kadar kapsamlı kamp tecrübemizde yok. ben yedi göllerde çadırda kalalım dedim ramazan rahatsızdı otele gidelim dedi. mengen e doğru yola çıktık. yol o kadar bozuk ki kara düzen gidiyor ve sayısız çukura düşüyoruz. çoğu yerde zifiri karanlıktan önümüzü görmüyoruz bile ve üşüdükçe üşüyoruz benim motor bir acayip oldu ramazanın motorda ön süspansiyon patladı. mengen vardığımızda artık soğuktan resmen tahta gibi esnekliğimizi kaybederek ve yorgunlukla ilk bulduğumuz kahvehaneye kendimizi zor attık. İçerisi sıcaktı sanki evlerimizdeki soğuk odadan sobası yada kalöriferi yanan sıcak odaya geçmek gibi. hemen sobanın başına oturduk ayaklarımızı çıkarttık ellerimizi sobaya tutup oğuşturarak bir daha ve bir daha sobaya doğru tutuyorduk. İçeridekinler tuhaf tuhaf bize bakıyorlardı. bizde işte abiler yedigöllerden motorla geldik çok üşüdük vs.vs. sözlerle ve hareketlerimizle derdimizi anlatmaya çalışıyorduk. Çayımızı getiren dükkan sahibi. (arkadaşlar) size SOBA YI YAKAYIM MI? demesi ile büyük bir çöküntü ve psikolojik eziklik yaşamıştık.