Konunun en başında bizde her başa göre tarak var demiştim, şimdi ağlamak yok. Herkes konuştuğuna dikkat edecek. Öyle ağzına geleni söyleyip şamarı yiyince yan çizmeyecek.
Konu makul ama siz makul değilsiniz, sorun orada.
Baştan beri sokak hayvanları konusu Türkiye'de Belediyelerin görevini yapmasından kaynaklanan bir soruna dönüştü. Bu durumdan gherkes rahatsız, bu konu vicdan merhamet ve insani değerler ekseninde çözülmelidir. Bu konudan rahatsız olan herkes bizim gibi elini taşın altına koymalı ve çözüme ortak olmalıdır dedik. Bu konuda hazırlanmış eylem planları, çözüme yönelik yapılacaklar listesi Türkiyemizin en köklü kurumlarınca projelendirildi hükümetin ve belediyelerin adım atması yeterlidir. Bizim gibi birkaç can dostu insanla olacak iş değil, yetişemiyoruz dedik.
İçimiz kan ağlıyor ama hepsini yok edelim tiyatrosu sergilendi, sonrasında kahkahalar, alaycı bir üslup ve hakaretler eşliğinde köfte, kuzu çevirme tahrikleri yapıldı.
Şimdi sanki çözüm odaklı konuşuyormuş da biz milleti geriyormuşuz gibi ucuz bir oyunla konuyu sulandırmaya çalışmayınız. Ne biz aptalız ne de siz zekisiniz.
Her konuda ortak paydada buluşulabilir, ama can alma konusunda bir paydada buluşulamaz. Çünkü geri dönüşü yoktur. Bu konunun çözümü her ne olursa olsun, biz başımızı yastığa koyduğumuzda müsterih olacağız. Katliam ve soykırım çağrısı yapanlar ise utanç vesilelerini not etmiş olacaklar.
Hayatınızda bir kere bile olsa sokakta yaşayan bir hayvanın başını okşayın, gözlerinin içine bakın ve sarılın. Üstünüz kirlenmez, kirlenirse gider yıkarsınız ellerinizi. Ama gözlerinin içine bakarsanız ve kalbinizin derinliklerinde azıcık bile merhamet duygusu kaldıysa çaresizliklerini ve acılarını görebilirsiniz derinliklerinde.