Yamaha Gibi Firmalara Eksantrik Mili Üreten Üreticimiz..

[bozok_54]

Kesinlikle kucumsememek lazim. Ancak abartmaya da gerek yok.

Iphone uzerinde Foxconn veya Hon Hai yazmiyor, veya Qualcomm cip uzerinde Huaxintong yazmiyor degil mi? Halbuki uretenler Cinli sirketler ama Apple ve Qualcomm'un dizayn ettigi urunu uretiyorlar. Asil katma deger, uretimden ziyade dizaynda...

Bakin Ohlins suspansiyon dizaynini kendi yapiyor. Eger ureticiler belli kriterler belirlerlerse onlarla birlikte calisiyorlar. Ancak ARGE, dizayn ve uretim Ohlins'e ait.

Benim anladigim o ki biz ekzantrik milini verilen bicim ve olculer de kaliteli bir sekilde uretiyoruz. Ancak urun uzerinde herhangi bir ARGE ve dizayn soz konusu degil. Yani metali istenilen bicimde sekillendiriyoruz. Fakat o sekil uzerinde bir hakkimiz, katkimiz soz konusu degil. Tabii ki belli bir fiyat araliginda bizden daha iyi ureten olsa onlar yapardi, demek ki iyi uretiyoruz. Bu da kucumsenmemeli. Ama durumumuz Ohlins'ten ziyade Huaxintong'a benziyor bu durumda.

İsteğinizin gerçekleştirilebilmesi için iş kolunu değiştirmek gerek. Bu firmayla öhlinsin yaptığı benzer ancak tamamıyla aynı değildir. Dediğim gibi öhlinsi firmaların dışardan parça alabileceklerini vurgulamak ve motosiklet forumunda olduğumuz için örnek verdim. Kam milleri tek başına hareket etmez, krank milinin yarı devrinde istenilen aralıkta supapları hareket ettireceği için bu iş kolunda bağlı olacağınız değişkenler bir amörtisörden yada fren kaliperlerinden çok daha fazladır. Elbette kam milinin tasarımında diğer motor değişkenlerine bağlı olacaksınız ve tasarım aşamasında fazlasıyla sınırlayacaktır. Çinli çip firmalarıyla eş tutmak sizin takdirinizdir. Metali spesifik bir formda şekillendirip kendi sektöründe mclaren e kadar bilindik firmalara ürün ihraç etmek katma değer değil de nedir? Sivastaki bir firmanın dünyanın bilindik firmalarına ihracat yapması küçümsenmeyecek ve fazlasıyla takdir edilecek bir başarıdır. Kamu tarafından bilinir olmaması belirttiğim gibi tek başına hiçbir işe yaramayan ve gündelik yaşamda hiç ihtiyaç duymamamızdır.
Saygılar...

[hasmet]

İsteğinizin gerçekleştirilebilmesi için iş kolunu değiştirmek gerek. Bu firmayla öhlinsin yaptığı benzer ancak tamamıyla aynı değildir. Dediğim gibi öhlinsi firmaların dışardan parça alabileceklerini vurgulamak ve motosiklet forumunda olduğumuz için örnek verdim. Kam milleri tek başına hareket etmez, krank milinin yarı devrinde istenilen aralıkta supapları hareket ettireceği için bu iş kolunda bağlı olacağınız değişkenler bir amörtisörden yada fren kaliperlerinden çok daha fazladır. Elbette kam milinin tasarımında diğer motor değişkenlerine bağlı olacaksınız ve tasarım aşamasında fazlasıyla sınırlayacaktır. Çinli çip firmalarıyla eş tutmak sizin takdirinizdir. Metali spesifik bir formda şekillendirip kendi sektöründe mclaren e kadar bilindik firmalara ürün ihraç etmek katma değer değil de nedir? Sivastaki bir firmanın dünyanın bilindik firmalarına ihracat yapması küçümsenmeyecek ve fazlasıyla takdir edilecek bir başarıdır. Kamu tarafından bilinir olmaması belirttiğim gibi tek başına hiçbir işe yaramayan ve gündelik yaşamda hiç ihtiyaç duymamamızdır.
Saygılar...

Küçümsenmemesi konusunda aynı fikirdeyim, bunu ilk baştan beri yazdım. Ancak sizin Öhlins betzetmeniz de orantısız bir abartı bence.

Evet, Öhlins'te araç üreticilerine parça sağlıyor, bizimkiler de. Aynı şekilde bisiklet de ulaşım sağlıyor, motosiklet te... Bir durumda motosiklet ve bisikletin yaptığı "benzer ancak tamamıyla aynı değildir." demem ne kadar mantıklıysa, Öhlins benzetmeniz de o kadar mantıklı...

[Sj's]

Konunun tartisildigi nokta bizi ozetliyor. Guzel bir seyle ovunemiyoruz bile sadece kotuleyecek bir sey buluyoruz ve bunun uzerinden sohbet olusturuyoruz.

Kotulerken ustelik, kendimiz bu hayatta neyi basardik da baskasinin basarisina ahkam kesiyoruz orasi da komik.

Abartilacak ovunulecek bir sey yok nedir aga babalar gibi islerini yapmislar para da kazaniyorlar haber de olmuslar. Helal olsun de gec.

[bozok_54]

Küçümsenmemesi konusunda aynı fikirdeyim, bunu ilk baştan beri yazdım. Ancak sizin Öhlins betzetmeniz de orantısız bir abartı bence.

Evet, Öhlins'te araç üreticilerine parça sağlıyor, bizimkiler de. Aynı şekilde bisiklet de ulaşım sağlıyor, motosiklet te... Bir durumda motosiklet ve bisikletin yaptığı "benzer ancak tamamıyla aynı değildir." demem ne kadar mantıklıysa, Öhlins benzetmeniz de o kadar mantıklı...

Bir çok kere tekrarladım.
Tekrar yazıyorum öhlinsi örnek vermemin sebebi firmaların dışardan alım yapmasına örnek vermek ve konunun tartışma ortamı motosiklet forumu olduğu için motosiklet sektöründen örnek vermek istemem ve motosiklet firmalarından aklıma ilk öhlins gelmesidir. İki sektör farklıdır ancak otomotiv ve motosiklet firmalarına dışardan ürün tedarik etmektedirler. İkisi de kendi adı altında üretim yapar, fason üretici değillerdir fakat fonksiyon açısından benzerlerdir (aynı bisiklet ve motosikletin iki farklı tür vasıta olması ancak fonksiyon açısından ulaşım aracı olarak kullanılabilmesi gibi). Başka bir gayem yoktur ve amacım açık ve nettir. 4500 dolara öhlins set alıp satmak şahsen umrumda bile değildir. Bu başlık altında öhlinsi tartışmak ilginç ve bence manasızdır.

[jimi_hendrix]

Teslaya karbon fiber Türkiyeden satılıyor diye bir şey duydum zaten yan sanayi çok bizde yatırımcı yok belli kişiler piyasayı eline almış

dowaksa dan gidiyor yalovadan...

---------- Mesajlar birleştirildi - 03:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 03:32 ----------

Mühendis olmayan bir arkadaştan mühendislik hakkında nutuk dinledik.

Yeri gelmişken söyleyeyim, ben mühendisim ve mesleğimi yapıyorum. Kafa yapısı olarak Türk usulü usta kafasına değil, gerçek mühendislik kafasına sahip bir mühendisim. O yüzden neyin katma değer olduğunu, neyin olmadığını, bir ülkenin sadece üretim yaparak dünyada söz sahibi olamayacağını, kendi tasarımlarını da yapması gerektiğini gayet iyi biliyorum. Öbür türlü Çin'in 10 yıl önceki halinden bir farkımız olmaz. Çin sonuç olarak ilerledi, kendini geliştirdi ama bizim 40 yıldır otomobil montajı yapan memleketimiz bir yere varamadı. Neden ? Çünkü bizde mühendislik eğitimi zayıf, bizde eğitim ezbere dayalı, aptal sınav sistemlerine dayalı. Bu forumun %90'ı bir mühendisin motosiklet hakkında yaptığım teknik yorumu dinlemek yerine servis ustasının motorun bilmem neresini deneme yanılmayla nasıl söküp taktığını dinlemeyi tercih eder. Biz kolay öğrenilen şeyleri severiz, mühendislik kolay değildir.

Motor tasarlanır da, üretilir de demişsiniz ya, hadi bir yapsınlar da görelim. Bakalım hangi yerli firma yıllarca uğraş verip hangi mühendislerle bu işi yapacak sabır ve bilgi birikimine sahip ? O iş internetten piston segman siparişi verip lego gibi birleştirmeye benzemez.

Haberdeki firmaya gelince de, yaptıkları işin hassasiyetini takdir ediyorum. Motorun en önemli ve hassas parçasını üretiyorlar. Eğer aynı zamanda tasarımını da müşteriye yapıyorlarsa helal olsun, ama yok sadece müşteri resimlerine göre üretim yapıyorlarsa o zaman sadece iyi bir üreticidirler. Bu kadar basit. Devrim otomobili benim kafamda olmayan insanlar yüzünden devam etmedi.

seko abi size katılıyorum. Pratik mühendisliğimiz zayıf. TÜMOSAN 1500 hp beklediği altay tankı motorunu ilk ürettiği zaman alınan güç ve ölçülen ömür beklentinin çok altında olması sebebiyle şu an altay tankına MTU motor takıyoruz. Ama TÜMOSAN eğer evdeki hesabı çarşıya uydurursa fena bir motor ortaya çıkacak gibi. Şu an uğraştığım takım vasıtası ile ar ge yapan bir çok firma gezdim. Pratik bilgi olarak gördüğüm en zayıf mühendisler TAI de idi. En sağlamı da AVL nin...

[hasmet]

Konunun tartisildigi nokta bizi ozetliyor. Guzel bir seyle ovunemiyoruz bile sadece kotuleyecek bir sey buluyoruz ve bunun uzerinden sohbet olusturuyoruz.

Kotulerken ustelik, kendimiz bu hayatta neyi basardik da baskasinin basarisina ahkam kesiyoruz orasi da komik.

Abartilacak ovunulecek bir sey yok nedir aga babalar gibi islerini yapmislar para da kazaniyorlar haber de olmuslar. Helal olsun de gec.

Dengeyi tutturmayı malesef bilmiyoruz. Ya göklere çıkaracağız, ya da yerin dibine batıracağız. Arası yok. İlle de bi taraftan olmamız lazım.

Övünelim, tebrik edelim, ama abartmayalım da. Niye bu kadar zor anlamıyorum.

Övünmezsek kendimize engel olmuş oluruz, gereksiz ümitsizlik saçarız, hiç başaramayız. Abartırsak ta kendimizi kandırmış oluruz, dünya yanımızdan akıp gider biz çalıp oynarken "heyo tank yapıyoz, uçak yapıyoz, iki seneye kalmaz elektrikli araba yapıyoz" diye.

[bozok_54]

Maalesef mesnetsiz ifadeler....
Ne yani kam mili yaptık tamam aga bu bize yıllarca yeter hadi fabrikaları kapatalım diyen mi var. Övülünülecek bir durumdur ve ülkemiz adına iyi bir haberdir. Ancak maalesef aramızda bu firmanın yaptığını kendince siyasete mal etmeye çalışanlar var ki bu başlık altında eğitim sisteminden kendi yetersizliklerine kadar eleştiri yapanlar var. Bu işin siyasetle ilgisi yoktur. Buna iyi denilince mevcut hükümetle övünmezsiniz. Bu firmanın yaptığı memleketin ihtiyaç duyduğu ve bu memlekette de iyi şeyler olduğunu göstermektedir.

[hasmet]

Övünmenin yanlış olduğunu söyleyen yok, ama hâlâ ısrarla ölü atı dövmeye devam

Buna "straw man argument" diyolar ecnebiler... Siyasetçiler pek güzel kullanırlar. Bizimkiler değil canım, alınmayın hemen, dış güçler, Amerika, Nixon falan

[KUVVETMİRA]

Övünmenin yanlış olduğunu söyleyen yok, ama hâlâ ısrarla ölü atı dövmeye devam

Buna "straw man argument" diyolar ecnebiler... Siyasetçiler pek güzel kullanırlar. Bizimkiler değil canım, alınmayın hemen, dış güçler, Amerika, Nixon falan

hasmet; amerika'da yeni öğrendiğin yabancı deyimleri kullanma hevesini anlamakla beraber yersiz bir kullanım olduğunu söyleyebilirim.
"ölü atı dövme"yi geçen bana didiydin, yine lüzumsuz kullanmışsın,
"korkuluk argümanı" da konuyla alakalı değil,
deyimleri duyar duymaz bir koşu buraya gelme, bi kavra, bi "içselleştir".

bizde konuyla alakalı bir laf vardır, çabuk unutmuşsun;

"marifet iltifata tabidir."

[hasmet]

hasmet; amerika'da yeni öğrendiğin yabancı deyimleri kullanma hevesini anlamakla beraber yersiz bir kullanım olduğunu söyleyebilirim.
"ölü atı dövme"yi geçen bana didiydin, yine lüzumsuz kullanmışsın,
"korkuluk argümanı" da konuyla alakalı değil,
deyimleri duyar duymaz bir koşu buraya gelme, bi kavra, bi "içselleştir".

bizde konuyla alakalı bir laf vardır, çabuk unutmuşsun;

"marifet iltifata tabidir."

Konu ben miyim? Ahkam keseceğim diye kuru laf kalabalığı yapacağına kullanımımın nesi yanlış yazarsan belki cevap yazabilirim. Belki de yeni duyduğun deyimleri anlamayan sensindir?

[drtayfun]

Belki arkadaş ABD doğumlu da, turist olarak burdadır ?

[tyrung]

Yukarıda bahsedildiği gibi üretiyoruz ama tasarlamıyoruz. Model hep dışarıdan geliyor.

Kabuk tasarımı konusunda mesleğim icabı bi kaç isim biliyorum. Bunların dışında bilindik pek türk araç tasarımcısı yok.

Ümit Altun(Otokar), Hasip Girgin(Mazda), Murat Günak(Mercedes sonrası VW grubun başındaydı)... Ümit bey dışında diğerleri yurtdışında yaşıyor.

[KUVVETMİRA]

Konu ben miyim? Ahkam keseceğim diye kuru laf kalabalığı yapacağına kullanımımın nesi yanlış yazarsan belki cevap yazabilirim. Belki de yeni duyduğun deyimleri anlamayan sensindir?

canım öğrendiğin iki amerikan klişesiyle konuyu domine etmeye kalkmana gönlüm razı gelmedi,
ki senin de konuya dahlin başka bir üyeye itiraz üzre olmuş, forum ortamı budur zaten,
hep kendine demohratsın ağzını kırayım, serte gelince vikvikliyon.

bizimkisi gibi gelişmekte olan medeniyetlerde başarının bihakkın ödüllendirilmesi mühim konudur,
öhlins benzetmesine detay çıkarımlarla itiraz etmek motivasyon baltalayıcı alaturka bir yaklaşım.
aklıma şu "birbirlerini aşağı çektikleri içün zebaniye ihtiyaç duyulmayan türk cehennemi fıkrası" geldi.

estaş gibi adı sanı duyulmamış, yurtdışına senelik milyonlarca dolar sanayi ürünü ihracatı yapan pek çok firma var.
bunlar başarılı çalışmalar.

---------- Mesajlar birleştirildi - 11:28 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:04 ----------

Yukarıda bahsedildiği gibi üretiyoruz ama tasarlamıyoruz. Model hep dışarıdan geliyor.

Kabuk tasarımı konusunda mesleğim icabı bi kaç isim biliyorum. Bunların dışında bilindik pek türk araç tasarımcısı yok.

Ümit Altun(Otokar), Hasip Girgin(Mazda), Murat Günak(Mercedes sonrası VW grubun başındaydı)... Ümit bey dışında diğerleri yurtdışında yaşıyor.

"tasarım taklitle başlar"
Ulrich BOROWKA

[hasmet]

canım öğrendiğin iki amerikan klişesiyle konuyu domine etmeye kalkmana gönlüm razı gelmedi,
ki senin de konuya dahlin başka bir üyeye itiraz üzre olmuş, forum ortamı budur zaten,
hep kendine demohratsın ağzını kırayım, serte gelince vikvikliyon.

bizimkisi gibi gelişmekte olan medeniyetlerde başarının bihakkın ödüllendirilmesi mühim konudur,
öhlins benzetmesine detay çıkarımlarla itiraz etmek motivasyon baltalayıcı alaturka bir yaklaşım.
aklıma şu "birbirlerini aşağı çektikleri içün zebaniye ihtiyaç duyulmayan türk cehennemi fıkrası" geldi.

estaş gibi adı sanı duyulmamış, yurtdışına senelik milyonlarca dolar sanayi ürünü ihracatı yapan pek çok firma var.
bunlar başarılı çalışmalar.

Israrla meseleyi şahsileştirmeye çalışıyorsun. Belki de laf dalaşından zevk alıyorsun? Seviyeyi düşürmeye gerek yok. Görüşümü daha önce çok net yazdım, tekrar etmeye mahal yok, ekleyeceğim yeni bir şey de yok. İsteyen istediği gibi anlamakta serbest.

[bozok_54]

Straw man argumentin turkçe uygulamalı karşılığını bu tartışmada da görebilirsiniz. Konunun başından beri kendi bildiklerini anlamaya çalışan ancak kendi verdiği örnek üzerinden (motosiklet bisiklet argümanı) gerekli cevabın alınmasına karşılık yine bildiğini okuyanlarımız sayesinde görebilirsiniz. Straw menler alışmış tabi haklısın abijim denmesine o yüzden gereksiz tartışmalara girip de klavyelerinizi eskitmenin anlamı yok. Umarım memlekette böyle girişimlerin devamlarını görürüz.
Allah kimseyi kendi dilinde konuşurken araya garip yabancı dilde söylemlere sığınarak entel avuntusunu kaşıyanlardan eylemesin.

[hokahey]

şu 'tasarım' işi tamamen hayalgücüne bağlı. hayalgücü ise bağımsız ve özgür bireylere has bir yetenek.

biz toplum olarak bireysel yaşayamadığız ve hep baskı altında olduğumuz içün, hayalgücü konusunda güdük kalmış, yarım kalmış bireyleriz.

bu baskı, aile baskısı olur, toplum baskısı olur, mahalle baskısı olur, siyasi baskı olur. çok çeşitli türleri olan, özgün davranışı tamamen yok eden bir olgu. daracık sınırlar içinde sıkış tepiş yaşamak gibi.

toplumu dev bir insan olarak düşünün, herkes onun bir parçası olarak hareket ediyor. bağımsız hareket ettiğini anda safdışı kalma gibi bir tehlike mevcut.

baskı olduğu müddetçe başkalarının tasarımları ile yaşamaya devam gençler.

k.atatürk ve tuğra sticker'larını daha bir şevkle yapıştırmaya devam..

[hasmet]

Straw man argumentin turkçe uygulamalı karşılığını bu tartışmada da görebilirsiniz. Konunun başından beri kendi bildiklerini anlamaya çalışan ancak kendi verdiği örnek üzerinden (motosiklet bisiklet argümanı) gerekli cevabın alınmasına karşılık yine bildiğini okuyanlarımız sayesinde görebilirsiniz. Straw menler alışmış tabi haklısın abijim denmesine o yüzden gereksiz tartışmalara girip de klavyelerinizi eskitmenin anlamı yok. Umarım memlekette böyle girişimlerin devamlarını görürüz.
Allah kimseyi kendi dilinde konuşurken araya garip yabancı dilde söylemlere sığınarak entel avuntusunu kaşıyanlardan eylemesin.

Sanki övünmeyelim demişim gibi ısrarla aynı şeyleri yazmaya devam ediyorsunuz. Küfretmedim, neden hatalı yaklaştığınızı yazdım. Tartışmalarda çok sık yapılan bir hata olduğu için de ecnebiler isim vermişler. Alınıp anlamsız tepkiler vermek yerine okuyup öğrenebilir, anlayabilirsiniz de...

[hokahey]

ek: dikkat ederseniz bize hoş gelen yeni çıkmış seylerin hepsinin sonradan çalıntı olduğu ortaya çıkıyor. mesela şu Çağatay akman mi nedir gece gölgenin rahatına bla bla. çok beğenildi, sonra başka birinden direkt apardığı ortaya çıktı. yeni yetme leş yotuber'larımız bile yabancı youtuber'lardan direkt alıntı yapıyor. arabeskdünyamızdaki bestelerin çoğu mısır şarkılarından aparma. universitelerde intihal (aşırma) gırla gidiyor. taklit had safhada.

özgür ruh olmayınca özgün iş çıkmaz. aparma, aşırma çıkar.

[wolrath]

2006da c2vts ye sıvastan almıstım egzantrıgı bayag eskıden berı var bu yenı gundeme gelmıs ne yazık kı

[_chaotic_]

"dis etkenler yaptirmiyor" biraz sacma kacmiyor mu o zaman? Zorlama yok sonucta. Eger durum gercekten oylese, sahsi cikarini, ulkesinin menfaatinin onunde goren yoneticiler soz konusu. Onlari da secen biziz. Marshall yardimlarinin sadece yuzde biri Turkiye'ye gelmis. Yunanistan bizden 8 kat, Italya 20 kat, kic kadar Danimarka bile 4 kat daha fazla yardim almis.

Bugun de benzer seyler soz konusu. Buyuklerimiz mi Zarrab'in onune yatti, Zarrab mi yatirdi? Sanki biz yattik gibi. Cezasini da hepimiz cekecegiz. Telafuz edilen cezalar kisi basi $500'a tekabul ediyor... Bakalim n'olacak?

elbette şahsi çıkar. marshall yardımlarının şartlarından biri, köy enstütülerinin kapatılmasıydı. toprak ağaları da köylünün bilinçlenmesinden rahatsızdılar, kapanmasını desteklediler hatta talep ettiler. sadece 21 tane açılmıştı oysa, 22. açılamadı.

koskoca amrerika'nın 21 adet okuldan rahatsızlık duymasınin sebebi eldeki cahil halkın kaybedilme tehlikesiydi. kendi menfaatlerini ülkeninkinin önüne koyan siyasilerle cahil halkı gütmek çok kolaydı çünkü.

o zaman bu okullara "kominist üretiyor" yaftası yapıştırdılar, "dinsiz üretiyor" dediler, toprak ağalarıyla, menderesle kapattılar işte. sonuç bugünkü cahil, maraba insan topluluğu. o gün köydeki ağasına marabalık yapan adam bugün de makarnaya kömüre, bunları sadaka gibi eline tutuşturana marabalık yapıyor.

Platon şöyle demiş 2500 yıl önce:
"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler."

Genç cumhuriyet, cahil vatandaşını eğiterek sömürüye son vermek istedi. Bunu da öyle çok demokratik yollarla, yöntemini halka sorarak filan yapamazdı. İşte bugün libosların anti demokratik, jakoben zihniyet, tepeden inme dediği şekilde halkını eğitme çabasına girişti. Bu yolda önüne yabancı ülkelerin engel çıkartmak için, halkın cahilliğini kullanarak seçtirdiği ve kullandığı menderes ve benzerleri kastediliyor burada.

uçak fabrikalarının, traktör fabrikalarının kapatılması da aynı zamana denk gelir. menderes, "bir ekonomik tetikçinin hatıraları" kitabından bahsedilen 3 tip siyasiden 1. tip olanına çok uygundur. kitabı tavsiye ederim bu arada (menderesten bahsetmiyor genel olarak sömürü sisteminin işleyiş biçiminden bahsediyor)


eğitim düzelmeden hiçbir şey düzelmez. bugün daha beter durumdayız malesef.