1-)Serbest piyasa: Devlet , bir malın satılacağı fiyata bir müdahalede bulunmaz. Fiyat satıcı ile alıcının arasındadır.
Hizmet veya mal alımında satıcı ve alıcı istedikleri rakamda anlaşır ve alışveriş olur.
2-)Serbest piyasada mal veya hizmet , alıcısının aldığı fiyat ederindedir.
örnek; bir çöldesiniz ve su ihtiyacınız var. çölde bir markette bir bedevi su satıyor. almazsanız öleceksiniz. su içince = hayatınız kurtulacak.
bu durumda : suyun fiyatı = sizin hayatınızın fiyatı. adam 1 milyar dolar isteyebilir. ister alırsın ister almazsın.
anlaşılmayan mesele şu:
zaten bu bedevi , çölün ortasında su satma işine giren bir insan diyelim. Bu insan 10 senede bir kez su satabilecek belki de. o yüzden aslında bu 1 milyar dolar fazla bir miktar da değil.
şimdi sen bedeviye "alt tarafı su , ne kadar pahalı söyledin!" diyemezsin. Serbest piyasa. ister al ister alma
3-)Kişiler mal veya hizmet alıp satmak konusunda özgürdürler.
yani bu sistemin içerisinde istediğin bir şeyi alıp satabilirsin.
eğer bir yerde yüksek kârlı bir alışveriş oluyorsa , henüz sektör doygunluğa ulaşmamış demektir. O sektörde iş yapmak isteyen insanların sayısı artış gösterir. ve Bu şekilde o sektörün toplam kâr hacmi , daha fazla kişiye pay edilerek azalacağı için sektör doygunluğa ulaşır.
Örnek:
Hazır çiğköfte dükkanları , ilk çıktığında inanılmaz para kazandılar. çünkü uygun fiyata ürün satılıyor ve inanılmaz bir öüşteri kitlesi vardi. ancak sonrasında her sokakta bir tane açıldı ve sektör doygunluğa ulaştı. sonrasında bazıları kapandı , çünkü pasta o kadar bölündü ki pay yetmedi.
4-) Hizmetin bedeli de mal gibi , serbest piyasa ile dengeye ulaşır.
Örneğin: ev boyamak. hizmet satan kişi fiyatını söyler. hizmet alan kişi beğenirse yaptırır , beğenmez ise yaptırmaz. Daha uygun yapan varsa ona yaptırır. Bu şekilde hizmetin ederi de düşmüş olur.
Ancak yapılan işin kalitesi de Bedel konusunda çok büyük bir değişkendir. bir kişi bir duvarı tavanla ve yerle kesişim yerleri milimetrik ve hatasız olacak şekilde boyayabilir. buna fazla para isteyebilir.
başka birisi , kenarlardan taşırarak boyaybilir ve daha ucuza yapabilir.
ikisinin hedef kitlesi farklıdır ve ikisine de ihtiyaç vardır. ikisi de piyasada tutunabilir. hatta hedef kitle farklı olduğunda müşterileri diğerine yönlendirebilir bile.
Başka bir durumda kenarlardan boya taşıran birisi , fazla para isteyebilir. o zaman iş yapamayabilir ve piyasada tutunamayabilir.
işte piyasa bu şekilde kendini dengeye getirir.
5-) Tekel.
Bir malın veya hizmetin sunulmasında yüksek oranlarda ticaret hacminin tek bir yerden yönetilmesi.
Örneğin , Birçok motosiklet üreticisinden ithalat yapan firmalar , ürünlerini piyasada satar. bunlar birbirleri ile rekabet ederler. pay alma isteklerinden ötürü rekabet ederler ve piyasa düşer.
şimdi bu motosiklet firmalarının bir tanesi , diğerlerinin hepsini satın aldı diyelim. Bu durumda pazarda rekabet edecek firma kalmaz. Bu firmanın hacmi o kadar büyümüştür ki , yeni çıkan ve rekabet için mücadele eden firmaları , kendisi için ufak bütçeler ile yok edebilir ve böylece tekel olmayı sürdürür.
Tekel olunca da malın fiyatını direkt olarak kendisi belirler. Fahiş fiyatlar da isteyebilir , bedava da verebilir. kendi çıkarı nasıl hesaplandıysa o şekilde yapar.
6-) Firmaların fiyat belirlemesi:
Yapılan matematiksel hesaplar sonucu oluşturulur. Çan eğrisi bir kâr dengesi ortaya çıkacaktır.
Basitçe yaptım açıklamasını.
Şimdi arkadaşlar ; aranızda genç olanlar var , bilmeyenler var vs.
Her zaman açılan konu ; ikinci el fiyatları pahalı.
E tamam da satılmıyor ki o fiyata zaten. alıcı olmadıktan sonra kim diyor fiyatın o olduğunu?
Biri mondial servisinden yakınır.
Tamam da sen zaten az hizmeti ucuz almak için para ödedin. ne bekliyorsun yani?
Biri der ki zamlar çok yüksek falan.
Aga adam keyfi olarak belirlemiyor bunu. Mevcut piyasada en fazla kâr edeceği fiyata çekiyor fiyatını. Eğer sana uymuyorsa almazsın.
Geldik zurnanın zırt dediği yere:
Eğer bu konulardan şikayetçi iseniz , istediklerinizi alamıyorsanız , dönüp kendi kazancınızı ve vergilendirmeleri sorgulamanız gerekmekte. Her şeyin dönüp dolaşıp geldiği yer Maaşların azlığı , vergilerin fazlalığı.
yani ,
mondial servisinde yaşadığın sorunun da ,
ikinci elin parasını ödeyememenin de
sıfır motor alamamanın da
kiraların pahalı olmasının da
aslında bunları satanlarla hiçbir alakası yok.
bunların hepsi senin paranın olmaması ile yani vergilerle alakalı şeyler.
yanlış odaklanıyorsunuz ve çözüm bulamıyorsunuz.
odaklanmanız gereken tek şey var:
Bizim paraları kim yiyor?
herkese keyifli sürüşler.