Yazıyı wordpress blogdan okumak isteyenler şuradan buyursun. Metnin tamamını aşağıya ekliyorum.

Bakış sorunları, 88… 89… yazılarında ve üç bölümlük virajlı yollarda sistemli sürüş serisinde yer alanların biliniyor olduğunu varsayarak bölünmüş yollara has bazı meseleleri ele alıyorum. Henüz o yazıları okumadıysanız öncelikle onları öneririm. Zira burada yer alanlar onların üzerine inşa ediliyor.

Yoldaki konumlanmalarda kolaylık olsun diye ART Motoakademi’nin kullandığı P1, P2, P3 terminolojisini tercih ediyorum. Sağ şeridin en sağına P1 diyoruz. Sağ şeridin ortasına P2. Sağ şeridin en solu ise P3. Motor P3’teyken lastiği şeritleri ayıran çizginin hemen yanına basıyor ve sol ayna karşı şeride taşıyor. Sol şeridin en sağı P4, ortası P5, en solu ise P6 olarak geçiyor. Yolda bir şerit daha varsa adlandırma P7, P8, P9 diye devam ediyor.



Bölünmüş yollarda sol şerit de bizim yönümüzde ilerliyor. Hatta daha solda üçüncü bir şerit de bizim gittiğimiz yönde gidiyor. Yani bu yollar, karşıdan gelenin olmadığı, trafiğin daha hızlı aktığı daha kalabalık yollar. O nedenle sadece bu yollarda karşılaştığımız durumlar olabiliyor.

Uzun düzlüklerde boş yolda giderken P3’ü tercih ediyoruz. Böylece yolun sağından ve solundan gelebilecek tehlikelere karşı mesafe bırakmış oluyoruz. Tekerimizin bastığı yer yolun şerit çizgisi değil onun dibi. Dolayısıyla sol aynamız yan şeride taşıyor. Bizden hızlı bir aracın geldiğini gördüğümüzde yumuşakça P2’ye çekiliyoruz ve aracın bizi diğer şeride geçerek sollamasını sağlıyoruz. Arkadan bizden hızlı bir araç geliyorken yolda dominant bir pozisyon almak önemli zira P1’den giderken bizi 10 cm yanımızdan sollayıp bizi riske sokmaya meyilli olurlar. P3’te devam edersek bizi sağdan geçmeye kalkabilirler. Düz yolda ilerlerken arkadan gelecek bizden hızlı araçları zamanında görebilmemiz için ayna kontrolünü ihmal etmememiz gerekiyor. Ayrıca bölünmüş yollarda biz P3’ten giderken veya yol vermek için P2’ye geçtiğimizde yine de arabalarla uyum içinde hızlarda olabilmeliyiz. Trafiğin ortalama hızının 100 km/s olduğu bölünmüş yollarda 125 cc motorumuzla 70 km/s hızla P2’de gitmeye çalışırsak başımız derde girebilir. Hatta sol şeritte sollamayı yavaş yaptığımız için bile arkadan tacize uğramak gayet olasıdır. Bu nedenle trafiğin hızlı aktığı bölünmüş yollarda küçük hacimli motosiklet kullanılmasını tehlikeli buluyorum. (bkz: Küçük motorla uzun yol)

Tepe üstlerine yaklaşırken P3 veya P4’ü tercih ediyoruz. Gidiş-geliş yollarda tepe üstlerine P1’den yaklaşıyorduk çünkü karşı şeritten geleni tepe üstünde sollamaya kalkacak bir araç bizim için en ciddi tehlikeydi. Oysa burada böyle risk yok. Yolun kenarlarında aşırı yavaş veya duran araçları düşünüyoruz.

Benzinlikler çok öncesinden görebildiğimiz tehlikeler. Bunlardan çıkan araçlar bunlara girecek araçlar bizim için risk oluşturuyor. Bu nedenle imkan varsa benzinliklerin önünden geçerken P5 veya P6’da olmak tercih edilir. Bazen benzinliğin girişi çıkışı çok öncesinden açıktır, görünür, o zaman P3 bile yeterli olabilir. Soldan bizden hızlı bir araba geliyorsa mecburen P2’de kalacağız ancak benzinlikten çıkmaya çalışan bir araç var mı diye özellikle gözlem yapacağız. Gerekiyorsa hızımızı azaltacağız. Bu arada, benzinliğin girişinden de araçların çıkabileceğini hatırlamak lazım.

Normalde güneşli bir günde uzun farlarınız açık vaziyette P5.5 veya P6’dan iki saniye mesafeye kadar yaklaştığınızda sol şeritte sizden yavaş giden sürücüler hemen yol verir. Sayıları çok çok az olmakla beraber bazı sürücüler ise siz ne yapsanız yapın, sizi fark etmez. Ya telefonda biriyle tartışıyordur, ya mesaj okuyor veya yazıyordur, bir şekilde etrafıyla olan bağını koparmıştır. Bu araçların arkasında km’lerce devam etmeyiz. Sol şeritte yavaş giden bu aracı sağından geçmemiz gerekebilir. Uygun bir yerde sağlarından geçeriz. Bu araçların sağından geçerken Mümkün olduğunca uzağını P1 veya P1.5 tercih ederiz. İşte bu sağdan geçme durumlarını önümüzde bir benzinci varsa yapmamak lazım çünkü sağından geçtiğimiz araç biz oradayken benzinciye girmeye karar verebilir. Aynı şey sağdan bir tali yol bağlantısı veya bağlantı yolu varken de geçerli. Araç sağa dönmeye karar verirse başımız derde girer.

Araçları sollarken P5, P5.5 veya P6’yı tercih ediyoruz. Solladığımız aracın dibinden ilerlemiyoruz. Sollamayı çabukça tamamlamaya özen gösteriyoruz. Mıy mıy bir sollama istenmez. Eğer sol şeridin dibinde bariyer varsa P5 daha iyi bir seçimdir. Bariyer uzaksa, yolun sol çizgisinin de ötesinde asfalt bulunuyorsa o zaman P6’dan yürüyebiliriz.

Araba sürücüleri sağ virajda bizi sollarken genellikle erken kesme eğiliminde olur. Araba sürücüleri araçlarını sol çizgiye dayayıp sağ virajı şerit ihlali yapmadan dönmeyi beceremezler. O hız, onları tedirgin eder ve henüz sizi yeterince geçmemişken hemen sağ şeride gelmek isterler. Bu da sizin önünüze kırmakla sonuçlanır. Bunun farkında olup, gerekiyorsa P2’den de uzağa P1’e kaçmak veya hız kesmek akıllıca olacaktır.

Sol virajlara yaklaşırken sağ şeritte bizden yavaş arabalar varsa, araç sollamamız gerektiğinde araca yaklaşıncaya kadar P4’ten devam edip sonra sollamak için P5’e gelme eğilimimiz olur. Buna hiç gerek yok. Sollama planı yapmaya başladığımız andan itibaren P5’e geçip hiç çizgimizi bozmadan devam edebiliriz. Tabii ki limit noktasının farkında olacağız ve her zaman görebildiğimiz mesafe içinde durabilecek durumda olacağız.

Sol viraja önümüz boş, arkamızda bizden hızlı bir araba geliyorken P2’den girmeye özen gösteriyoruz. P1’i tercih edersek araç onu şeridimize davet ettiğimizi düşünüp bizi dibimizden sollar, tehlikeye atar. O durumda, şeritte dominant bir pozisyon tercih etmeliyiz. Sağ virajda da aynı şekilde arkamızda bizden hızlı olabilecek bir araba varsa P2’yi bırakmıyoruz.

Önümüz arkamız tamamen boşken bölünmüş yolda sol viraja yaklaşırken P1’i tercih edebiliriz. Ancak görüş için konumlandığımızda görüşümüzün daha iyi olacağını anlıyorsak bunu yapmalıyız. Viraj çok genişse zaten limit noktası çok uzakta olacaktır. Bu durumlarda görüş için P1’e gitmeye çoğumuzun gittiği hızlarda ihtiyaç yok. Ama pratik yapmış olmak için tercih edilebilir.

Sağ virajda araç sollarken P4 yerine P5 veya P6’yı tercih etmek ayrıca önemli çünkü bedenimiz sollamakta olduğumuz araca doğru yatıyor.

Önümüz arkamız boşken sağ virajda P3 mü P6 mı tercihi bir çoğumuzu düşündürür. P6’daki görüş daha iyi. Ama ya arkadan hızlı bir araç gelirse? Bu durumda önerilen şey şu eğer hızınız 120 km/s gibi hızlı giden arabaların altındaysa ve dolayısıyla P6’ye geçerek elde dilecek görüş ve limit noktasının iyileşmesi hızınızı artırmakta kullanılmayacaksa P6’ye gitmeye gerek yok. Ama hızımız artık P6’daki daha iyi görüşe ihtiyaç duyacak kadar yüksekse ve bizden hızlı bir arabanın dibimizde bitmesi olasılığı hayli azsa P6’yı tercih etmeliyiz.

Düz yolda soldan bir tali yol bağlantısı veya kavşak varsa araç sollamıyoruz. Sollamakta olduğumuz araç sola dönmek isteyebilir. Diğer sürücülerin yapmak istediklerinden bahsedince ona da değinmek istiyorum. Öncelikle arabaların hızları ne kadar keskin dönüşler yapabileceklerini belirler. Daha yavaş bir araba daha keskin bir dönüş yapabilir. Ama 110 km/s hızla kavşağa yaklaşmakta olan bir arabanın 90 derece sağa veya sola dönmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, kavşaklar ve tali yollar, benzinlikler öncesinde çok çok yavaşlamış araçların çok keskin dönüşler yapabileceğini, en soldan en sağa veya en sağdan en sola geçebileceklerini öngörmemiz lazım.

Diğer yol kullanıcının niyetlerini anlamak bizim için hem köy yollarında hem de bölünmüş yollarda gerekli ama bölünmüş yollarda çok fazla sürücüyle karşılaşıyoruz. Diğer yol kullanıcılarının niyetlerini anlamak için motosiklet sürücüleri sinyal lambalarına gereğinden fazla önem atfediyorlar. Araba sürücüsünün hızı, sürücünün baktığı yön önemli bilgiler sağlar. Ama en önemlisi aracın ön tekerinin baktığı yön ve dönüyor olup olmadığıdır. Araba gideceği yere önce tekerini çevirir. Dolayısıyla bu araçların ön tekerlerine bakıyor olmak sinyal lambalarına bakıyor olmaktan çok daha önemlidir. Dümdüz yolda giderken bile bir aracın lastiklerine baktığınızda ufak ufak şerit ihlaline doğru gittiğini size çok erkenden bildirir. yere bakarak motor sürmekten bahsetmiyorum bunları yazarken. Bilgi alacağımız noktalar arasında gözlerimiz dolaşırken kritik noktalardan birinin bu olduğunu ifade ediyorum sadece. Diğer sürücülerin niyetlerini anlamak için sadece sinyal lambalarını kullanan motorcular önemli riskler altındadır zira sinyal lambaları güvenilir değildir. İnsanların çoğu neredeyse hiç sinyal kullanmıyor zaten. Bu sürücü sinyal vermediğine göre benim şeridime gelmez varsayımı çok tehlikeli. Ayrıca sürücüler sinyal kullansa bile çoğu zaman yanlış anlama gelebilecek bir uyarıdır sinyal lambası. Ana yolda sağa doğru iki bağlantı yolu olduğunu varsayalım. İlkine gelmeden sinyalini yakan bir sürücü ilkine mi girecek ikincisine mi girecek kimse bilmez. Hatta sürücü düz gitmeyi planlıyor bile olabilir çünkü daha geride, şerit değiştirmek için verdiği sinyali açık unutmuş olabilir. Dolayısıyla diğer sürücüler sinyal verdi, vermedi, neden sinyal vermiyor bunlar diye düşünerek motor sürülmez. Diğer araçların konumundan, hızından, sürücünün baktığı yerden ve en önemlisi ön tekerinin baktığı yönden neyi yapabileceği öngörülür.

Bölünmüş yollardaki dağ geçişlerinde arka arka gelen virajları dönmek hayli zevklidir. Mesela Kızılcahamam’ın dibinde bir Kargasekmez geçidi pek çok motorcunun pratik alanıdır. Marmaris virajları da benzer şekilde. Bölünmüş yollardaki bu dağ geçişlerine gelinceye kadar genellikle yüksek hızlarda ilerleriz ve zihnimiz hıza alışık olur. Zemin de virajlı köy yollarına kıyasla çok daha düzgün olduğu için hızımız artma eğilimindedir. Bu nedenle bazen bölünmüş yollardaki sert virajlara fark etmeden çok hızlı yaklaşabiliriz. Bizim için en önemli ip ucu trafik işaretleridir. Bir viraj öncesinde en yüksek hızın 50 olduğuna dair bir tabela mesela bu konuda güçlü bir ipucudur. 50 tabelasının önünden 50 ile geçmemiz gerektiği veya viraja en çok 50 ile girebileceğimiz anlamında söylemiyorum. Sadece şimdiye kadar geldiğimiz düz yoldan farklı bir şeylerin bizi beklediğini anlamamız için bir uyarı olarak almak, görmezden gelmemek lazım. İkinci uyarı aşağıdaki işaret olabilir.



Bir üçüncü uyarı yere boyanmış işaretlerdir. Ne kadar çok boya kullanılmışsa o kadar yavaş gitmek gerekiyor olabilir. Emin olun orada bir çok motosiklet sürücüsü hayatını kaybetmiştir. Ünlem işaretleri de aynı şekilde normalde bekleyeceğinizden daha tehlikeli bir durumu haber verir. Bu uyarıları kaçırmamak lazım. Bu şekilde çok fazla uyarının olduğu bir bölüme yaklaştığımızda özellikle otobandan yeni çıkmışsak göstergeden yardım alıp hızımızın nerelerde olduğunu bir farkında olmak akıllıca olabilir. Kesinlikle göstergeye bakarak viraj dönmekten bahsetmiyorum. Viraja kaçla girdiğimizi biliyor olmaktan bahsetmiyorum. Sadece saçma sapan hızlarda olup olmadığımızı anlamak için bir küçük kontrol. Yoksa viraja giriş hızımızı, virajın içindeki hızımızı her zaman olduğu gibi limit noktası ve diğer faktörlere bakarak belirleyeceğiz.

Bunun gibi zevkli virajların art arda geldiği geçişlerde önümüz boşsa iki şeridi de kullanarak konumlanmak daha da zevklidir. Yani bir sol virajda P1’den girip onun çıkışına doğru sonraki sağ viraj için P3 değil de P6’ya yönlenmek. Bu şekilde iki şeridi birden kullanmaya karar verirsek şerit değiştirmelerde ayna kontrolü omuz üstü bakışı yaptığımızdan emin olmak lazım. Biz kendimizi çok hızlı sanıp P6’dan bir sağ viraja girmişken içeriden bir araba bizi hızla geçebilir. Hatta bazen ayna kontrolü ve omuz üstü bakış için harcadığımız enerji sürüşteki akışımızı bozacak kadar fazla olabilir. Bu durumlarda sol veya sağ şeritten birini seçip sadece onu kullanmak bile düşünülebilir.

Bu şekilde art arda virajların olduğu geçitler, zemin de güzel olunca hızın zevkli olduğu yerler olsa da virajlı başka yollarında olduğunu fark etmek ve burada çok motorcunun vefat ettiğini hatırlamak lazım. Anlamsız bir şekilde bu yollarda virajın ortasında kum serpmiş olabiliyorlar. Dolayısıyla, doğru hız tanımına özellikle uymamız gereken yerler bu yollar. Asfaltı temiz olarak görebildiğim mesafede durabilir miyim? Bu soruya evet diyemiyorsak bu virajları daha yavaş almak daha akıllıca olabilir.

Gece sürüşlerinde bölünmüş yollarda P1 ve P6’yı kullanmamak ve limit noktasının ancak farımızın gösterdiği mesafe olduğunu unutmamak lazım.

Bazı bölünmüş yollarda yağmurla beraber yol tutuş arabalar için çok azalmasın diye yolu tırtıklıyorlar. Bu motosikletin gezmesi hissine yol açıyor. Ön teker yolu arıyor. Ve sizden yardım almadan bulacaktır emin olun. Dolayısıyla bu yerlerde viraj da olsa düz de olsa hızınızı aşırı düşürmenize çok gerek yok. Gidonu sıkı tutmayın motora dizlerle tutunun, ileriye bakmaya devam edin. Bırakın motor altınızda oynasın, emin olun sizi düşürmeyecek. Tahmin edeceğinizin çok üstünde hızlarda gidersiniz o tırtıklı yollarda. Gazı çat diye kapatmayın, aşırı sert kontra vermeyin, sert fren yapmaya çalışmayın hiç sorun yaşamadan arabalardan hızlı bir şekilde yürürsünüz. Hatta zevkli bile olur.