işte 206 tl ceza bile kesilmeyecek bu adama bizim kamera görüntüleri delil kabul edilmiyor malesef bu videoda ki olay sadece bir örnek hergün neler yaşıyorum örnek olsun diye koydum bunu buraya
işte 206 tl ceza bile kesilmeyecek bu adama bizim kamera görüntüleri delil kabul edilmiyor malesef bu videoda ki olay sadece bir örnek hergün neler yaşıyorum örnek olsun diye koydum bunu buraya
İlk defa Üstün Dökmen'den bir programında duyduğum güzel bir Hitit lafı var. "Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, İkisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver." Benim de dahil olduğum büyük bir grup bu türden sorumsuz sürücülerin davranışlarının bizim kontrolümüzde olmadığını düşünüyor. Bu nedenle ben bu tür durumlarda zihinsel enerjinin veya değerli zamanın korna çalmak, hata yapan sürücüye işaret etmeye çalışmak gibi şeylere değil kazadan kaçınma manevralarına (artık yerine göre acil durum freni, engelden kaçma) harcanması gerektiğini vurguluyorum. Hatta sürüşün sonraki kısımları için de bu sürücüye kızmış olmanın önemli bir tehlike yarattığını düşünüyorum. Hata yapan sürüclere kızmamayı becerip yolun geri kalan kısmına soğuk kanlı bir ustalıkla devam etmenin de sürüş becerilerine dahil olduğuna inanıyorum. (bkz: Diğer sürücülere kızmak) Tabii ki bütün bu dediklerim başkalarının davranışlarını bizim değiştiremeyeceğimiz kabulüne dayanıyor. BElki benim gibi düşünenler haklıdır, belki de hatalı sürücü davranışlarının değiştirilebileceğine inananlar haklıdır, bilemiyorum.
Toplumların inanç ve davranış biçimleri 10 yıl gibi kısa algılanan zaman zarflarında değişebiliyor. Otobüslerde sigara içildiği zamanları hatırlarız. Nasıl tahammül ediyormuşuz diye şimdi şaşırıyoruz. Batı toplumları için LGBTİ ilişkiler ve evlilikler hakkındaki değer yargıları da benzer bir hızla değişti. Arabaların ilk yola çıktıkları zaman yollar hala yayalarındı. Sonra zaman içinde medyanın desteği ile yollarda arabalara dikkat etmeden yürümek bir suç, ayıplanacak bir davranış, cahillik veya köylülük alameti haline getirilmiş. (bkz: How automakers invented the crime of "jaywalking")
Yani bazen devlet zoru, bir endüstrinin isteği, bazen medya bazen başka kaynaklar hızlı ve köklü değişimlere yol açıyor. Ülkemizdeki sürücülerdeki kırmızıda geçme alışkanlığı veya genel olarak trafik kurallarını topluluğun içinde onlarla uyum içinde güvenle hareket etmek için bir araç gibi değil de sadece bencilce güdülerle algılaması durumu değişir mi, değişirse nasıl değişir? Videoların, şikayet dilekçelerinin veya forum yazılarının buna etkisi olup olmayacağını ise zaman gösterecek. Böylece bu konu karşısında sabrı seçenlerin mi cesareti seçenlerin mi daha akıllı bir seçim yaptığını zaman içinde anlayacağız.
Yıl olmuş 2017 adamlar bilmem kaç sene önce aya çıktılar teknoloji almış başını gitmiş herkesin elinde akıllı cep telefonları var ama halen trafikte insanlar ölüyor. Birilerinin hayatta kalması neden birilerinin vijdanına insafına bırakılsın ki günümüz teknolojisinden faydalanılsın araçlara kamera takmak zorunlu hale gelsin trafikte araç kullanan adam her an her yerde onlarca kameranın kendisini izlediğini bir hata yaparsa bedelini ödeyeceğini bilsin. Bu görüntüler delil sayılıp ceza kesilebilsin o zaman Türkiye'de trafik kazaları ve ölümler %80 azalır buna inanıyorum. Hiç bir şey bir insanın hayatından daha değerli olmamalı kazayı yaptıktan sonra cezalandırmak önemli değil kazanın olmasını önleyici caydırıcı cezalar verilmeli
Geçen sene mart ayında kırmızıda geçen bir şahin yüzünden kaza yaptım. Antalya döşemealtında 3 şeritli bölünmüş yolun sol şeridindeydim. Orta şeritte servis aracı sol şeritte başka otomobil vardı. Yandaki araçlar bunu fark edip zar zor durdu ama ben servisten dolayı bu aracı göremedim. Şehiriçinde kavşaklara 40-50 km hızla girerim ama şehirler arası yol olduğu için hızım 70 civarıydı. Aracı önümde gördüğümde aramızdaki mesafe 5 mt var ya da yoktu. Frene bile dokunamadan şoför kapısından çarptım. Ben 24 metre, artçım 15 metre sürüklendik. Ekipmanlar sayesinde bir kaç çatlakla kurtuldum, kaskım 3 parçaya ayrıldı. Artçımın ayağı kırıldı ve bir çok yerinde kalıcı asfalt yanığı oluştu. Aylarca süren mahkemeden sonra 6 ay HAGB kararı çıktı. Yani bu herif 5 yıl suç işlemezse hiçbir şekilde ceza almayacak. Kötü bir kask olsaydı veya çarptığım kaldırımlardan birisine belimi vursaydım ya sakattım ya da ölü. Ölmediğim için(!) adam ceza almadı. Üstelik yanımdaki araç sürücüleri de mahkemeye katıldı ve kazadan çok zor kurtulduklarını söylediler. O gün bugündür ülkeye dair hiçbir umudum kalmadı, tek gayem okulu bitirince yurt dışına gitmek oldu. Antalya'da kırmızıda geçtiğiniz için ceza yeme ihtimaliniz yüzde 10 falandır. Halbuki en küçük kavşaklarda bile mobese vardır.
Bu ülkeden ümidinizi kesmeniz lazım sanırım.
Malesef bizim ülkede bir şey değişmez. Aslında yazdığım cevapta bu yöndeydi. O adama bir kez ceza yazılsa bile bu süreklilik arz etmeyeceği için aynı adam bir dahaki ihlalinde motosikleti görünce artık hiç durmayacak.
Madem birşeyleri değiştiremiyoruz o zaman motosikleti bu bozuk kuralları kabul ederek sürmek zorundayız.
2 senedir motor sürüyor olabilirsin ama belliki trafikte bu olayı büyük görüyorsun. Ben yıllardır onbinlerce km araç sürdüm ve diyorumki o adam hata yapanların en değerlisi. Kötünün iyisi çünkü en azından seni görüp yol vermiş.
Zamanla öyle bir hale geleceksin ki böyle adamları mumla arayacaksın.
Yolumun üzerinde bağlantı yolu var nerdeyse tüm araçlar ben ana yolda ilerlerken o bahsettiğim bağlantı yolundan direkt yola dalıyor sadece ben motorsikletli olduğum için hergün böyle oluyor. Kamera yok bende çekip gönderecem ama neye yarar hergün şikayet te edememki. Araç sürücüleri çok bilgisiz ve ilgisiz bu konuya.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:17 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:58 ----------
Döşemealtı carfour un ordaki yola çok dikkat 3 4 tane kavşakta çok tehlikeli. Bazen yola öyle bir dalıyorlarki 20 km hız ile gitsen bile kaza yaparsın. Sanayi tarafına doğru da aynı durum söz konusu.
Geçen yıl diyarbakırdan antalya ya motorsiklet ile geldim. Orda Mehmet ali acar ilkokulu yapıldı bende orda çalışıyordum. Antalya ya slm
İlginç olan ne biliyor musun? Ya sen Türkiye de yaşayıp bu hatayı ilk kez mi görüyorsun?
Ankara nasıl bilmiyorum ama anlıyorum ki sen İstanbul da bir kaç gün motosiklet sürsen tamamen bırakırsın. Biz her gün nelerle karşılaşıp boğuşuyoruz bir görsen o videodaki ihlali yapan sürücünün en azından seni görüp durduğu fark ettiği için elini öpersin. Benim bildiğim Ankara da kırmızı dur demek değil zaten. Ne işse oradaki zaten bir kavşakta sola dönmek için 3 ışıkta duman gerekiyor. Tabi bir tek sen duruyorsun çoğu geçiyor. Yeşil yanıyor iki adım gidiyorsun sağda tek trafik lambası var zaten görürsen oradada durman lazım.
Türkiye de trafiğin neresi doğru ki? Bu eğri..
Daha evvelki haftalarda istoç ayrımında sağdan taksi aniden yola çıkıp motosikletli birinin ölümüne neden oldu. Barkın kardeşimiz gece köprüde önüne çıkan yayaya çarptı.
Denizli de giden motora makas atma yarışıyla vurup öldürenler mi ararsın daha neler neler. Kaza raporu bölümüne bakmalısın.
Motosiklet kaza haberlerine de göz at.
Kusura bakma ama sen daha YENİ buna kızıp moralini bozup ülkeden ümidini keserken biz dönüyoruz artık.
Üstelik inan biz o kadar mücadele ettik ki. Olmadı olmadı olmaz.. Olmasının mümkün olmadığını kabul edip motosiklete yeniden binmeye başladık.
Biraz empati..
Pardon ama siz hangi ülkede yaşıyorsunuz?
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:36 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:32 ----------
Bu arada yanlış anlama aslında aynı şeyleri konuşuyoruz. Ama sen işin başka tarafından bakıyorsun.
Her ne kadar forumda ve çevremizde kurallara uyan kask korunma ekipmanları giyen olsa da maalesef apaçi ve kuralsızlar daha çok ve göze batıyor
✓Sağdan sollayanlar
✓Aradan makas atıp zigzag yapanlar
✓Egzosu değiştirip deli gibi ses çıkartanlar
✓Beklerken bol bol ara gaz verip motoru bağırtanlar
✓Kasksız şort ve T-shirt ile gezenler
✓1 scooter a 5 kişi binenler..
Biz motorcular önce kendimize ve çevremizdeki tehlikeli motorculara engel olalım uyaralım toplum motorcu görünce apaçi serseri sanmasın..
#Bende motorcu yum.. motokurye'yim (4 yıldır) tam 11 sene olmuş başlayalı..
Çevreme saygılı'yım.
✓yaya kaldırımdan motorla gitmem
✓araçları asla sağdan sollamam
✓aralara girip makas zigzag atmam
✓motoru bağırtmam
✓hızım 80-90 dan az ise asla yolu şeridi ortalamam soldan gitmem..
#az evvel plakasız bir scooter üzerinde genç bir çocuk bana çarpa yazdı (elinde telefon yaya kaldırımında sürüyor) bana çarpsaydı kafasını tutar o scooter a vurardım..
Konuyu açan arkadaşa sözüm yok ama maalesef çevremizde sorunlu motorcular var.. adam 32.000 TL yamaha mt 7 almış ama 30 saniye beklemeye tahammülü yok..
Hem kendi canını hem trafiği riske atıyor.
sağdan sollama -aradan makas atıyor sonra kaza atlatınca vay efendim motorcu insan yerine konulmuyor yok bizi fark edin demesinler
"En ufak bir dikkatsizlik anında, örneğin bir otomobilin sizi araçtan saymayarak önünüze atladığı bir anda benim içimdeki duygu hep bunun kendi hatam olduğudur. Şimdi aranızda bazıları ?nasıl yani hep motorcular hatalı? Adam göz göre göre üstüme kırıyo nasıl ben hatalı olurum? diyebilir. Buradaki mantık şu; eğer evet o hatalı? dersek bir motorcu olarak elimize hiçbir şey geçmiyor, başımıza gelen kazada aldığımız yara dışında. Elbette ki sürücülerin trafikte motorlara karşı daha dikkatli olmaları gerekiyor ama bunu tam olarak bir anda sağlamak mümkün değil. Bu yüzden bir motor kullanıcısı, o otomobilin önüne kırma ihtimalini, olay gerçekleşmeden düşünüp kendini yolda güvenli bir bölgeye almakla yükümlüdür benim gözümde. Sorumluluğu kendi üzerine almak, trafikte daha güvenli bir sürüşe kendini zorlamak anlamına geliyor."
Kaynak
ben her yola çıkışımda kırmızı ışıkta geçen en az 5-6 motorcu görüyorum yayaların arasına dalan. Kaldırımda gazlayanları da saymıyorum. Sonra o yayalar söylene söylene 50 metre ileride park ettikleri arabalarına binip seni beni sıkıştırıyorlar. şahin, doblo, taksi ve harfiyat kamyonu uzak duracaksın.
1. Ticari sarı taksiler: Bunlar aklınıza gelmeyecek hiç hesapta olmayan her türlü hareketi yaparlar. Müşteriden başka bir şeyi görmez ve taksi ücreti dışında hesap yapamazlar. Zaten hesabıda taksimetre yaptığına göre gerisini siz düşünün. Örneğin sol şeritteki taksi aniden sadece geliş olan ters yöne bile tam önüme kırarak U dönüşüyle girdi. Önerim bunları görünce en uzağa kaçın.
2. Servis araçları: Bunlar sizi görsede fark etmez hemen hemen çoğu dengesizdir. Sizi fark etmeleri bile yapacakları hareketle sizin hayatınızı hiçe saymaylarına engel olamaz. Zaten sık sık acaip haberlere çıkıyorlar.
3. Doblo tipi araçlar: Sürücüleri genelde dikkatsizdir. Ayna kullanmazlar. Amaçları size kaza yaptırmak değildir ama bunu nasıl yapacaklarını bilemezler.
4. Özel şirketlere ait araçlar: Bazıları çok iyidir bazıları aceleci. Özellikle çok fazla GPS ve telefon kullanırken yoldan tamamen kopabilirler.
5. Gençlerin sürdüğü araçlar: Yaptıklarının sonuçları hakkında en küçük fikirleri, sorumluluk duyguları, karar verme ve sonunu düşünemezler. Tek merakları sürdükleri aracın kaç basabildiği ve kızların ne kadar ilgisini çekebildiğidir.
6. BMW ler: Özellikle aileleri yokken hız yapabileceklerine inanan kitledir. Arabanın özelliklerine çok güvenerek tehlikeli sürüş yaparlar. Motosikletlere ilgi duyarlar bu nedenle dibinize girip sizi gazlamaya teşvik ve tahrik etmeye çalışır ve yol vermediğiniz sürece dibinizden kolay kolay ayrılmazlar. Sizden istediklerini alamazlarsa aniden sakat bir hareketle sizi tehlikeye sokabilirler.
7. Modifiye araçlar: Saçma sapan gereksiz tatmin duyguları vardır. Motosiklette dahil her aracı yalayarak geçerler. Makasa ve tekere kolay gelirler. Zamanlarının çoğu aracı modifiye etmek çok azıda araç sürmekten oluştuğundan iyi sürücüde değildirler. Makas atmayı, drift yapmayı iyi bilirler çünkü sadece buna çalışırlar o yüzden arabayı normal sürme konusunda acemidirler.
8. Sarı hafriyat kamyonları: Bunlar koca kamyonu motosiklet gibi sürer ve sizinle aynı şeride sığacaklarına inanarak giderler. Ya da üzerinizden geçebileceklerini ve size bi şey olmayacağını düşünebilen bir beyine sahipler.
9. İETT otobüsleri: Özellikle duraktan çıkarken sizin şeride sizi görerek ağır ağır girmeye başlarlar zaman zamanda aniden. Ama giriş açıları dik değildir. Size "ben çıkana kadar daralan aralıktan geç" hareketi yaparlar. Ya sol şeride geçmek veya dar koridordan kornayla geçmek gerekirki her durumda dikkat edilmesi şarttır. Frene vurma ve kaza artık kaçınılmazsa basarlar.
10. Hatlı Minübüsler: Genelde aynaya bakmadan sola atlamazlar. Ylcu toplamak için sert araç kullanırlar. Kesinlikle sağlarından geçmemek gerekir ki hiç bir araç içi sağdan geçmek önerilmez. Ancak bunlarda sağ tarafa taksici gibi davranırlar. Ancak sollarından kornalı geçişlerde ekseriyetle diğer sürücülere göre aynadan sizinle göz temasına girerek durumlarını belli ederler. Kişisel tecrübelerime göre motosikletlere diğer araçlara göre en insaflı davrananlar bunlardır.
11. Yabancı uyruklu araçlar: Bunlar vatana giriş yaptıklarında sapıtabilirler. Hangi ülkeye göre araç kullandıkları tam bir muammadır.
12. Uluslar arası tırlar: Bunlar şoför mesleği içerisinde en kültürlü işinin nispeten daha bilinçli yapan sürücülerdir. Çünkü çok sayıda ülke gezerler ve çoğu GPS sistemi ile takip edilirler.
Geriye kalan normal araçların çoğu trafik kurallarını zaten bilmezler. Ama radar nerde var nasıl anlaşılır bunu daha iyi bilirler. Ben şahsen, otobanda 120 km/h işaretini "120 den az gitmek yasak" olarak anlayanını tanıdım.
Peki Ya Motosiklet Sürücüleri
1. Kuryeler: Pek çoğu için motosiklet sadece bir iştir. Kültürel açıdan bakmazlar. Ticari taksi gibi motosiklet kullanırlar. Amaçları motosiklet sürmek değil evrak yetiştirmek ve para kazanmaktır. İçlerinden çok azı bu kültürü bilir ve bunların en kötüsü bile en az 500-600 bin km motosiklet (cbf 150) tecrübesine sahiptir.
2. 17 Yaş Altı Sürücüler: Bunlar aslında motosikleti, bisikletin motorlusu ve eğlence aracı gibi görürler. Çoğunun tek teker çabası bulunur. Bilinç yoktur. Sürekli 1000 cc lik motosiklet hayali ile yaşarlar.
3. Asfalt Endurocuları: Çoğu belli gelir grubunda bilinçli ne yaptığını ve istediğini bilen genelde sakin ABİlerden oluşur. Yine çoğunun ilk motoru veya en fazla ikinci, üçüncü motoru endurodur ve orada kalırlar. Bunlarda kazaya karışma ihtimali oldukça azdır. Zira motoru araba gibi kullanırlar.
4. Arazi Endurocuları: Trafikten ziyade arazide vakit geçirirler. En iyi motosiklet sürücüleri bu gruptan çıkar. Çünkü refleksleri ve pek çok aksi motosiklet hareketine alışıktırlar. (Kayma, yanlama, zıplama, tekere gelme). Kazaya en az karışan sürücü grubudur.
5. Süper Sport: Bence motosiklet camiasının en karışık grubudur. İlk motor olarak 600cc ile başlayanınıda, ne yaptığını bilen 1000cc kullananınıda görebilirsiniz. Adrenalin duygusu ön plandadır. Hız tutkusu, motosiklet tutkusu... ile başlayan haberlerin çoğu bu gruptan meydana gelir. Bu aletlere alışanlar bırakın başka motosiklet sürmeyi arabaya bile binme konusunda sıkıntılıdırlar. Hız algıları ya geyik ya da bilinç gerektirir. Aslında olmaları gereken yer pistlerdir. Ancak otoyollarda özellikle geceleri çok sayıda görmek mümkündür. Uzun geniş ve düz otoyollarda çok acaip sürüşler yaparlar. En havalı en çok ilgi gören motosiklet grubudur.
6. Naked: Delü motorcular . En çok teker, sportif sürüş, akrobatik hareketler, makasa girmeler vb bu grupta. Özellikle şehir içinde akıllı gidenini nadir görürsünüz. Geçenlerde bir naked sürücüsü bana anlatırken şaşırdım. "Abi 1.köprüde bir ön fren yaptım efsane durdu motor dedi." dedim nasıl oldu? Dediki "Köprüde tam yatıyorum aniden önüme araç kırdı frene asıldım efsane durdu".. Aklım almadı. Köprüde nasıl ve neden yatılır? Sollama hareketi bunlarda çok hızlı olduğundan makasa yatarak çıkmak şart! Bu motosikletleri alanlarda adrenalin duygusu hakim. Üstelik bunlar SS ler gibi belli alanlarda değil her yerde gaz açtıklarından en az SS ler kadar malesef kazaya karışırlar.
7. Maxi Scooter: Genelde işe gidip gelmek amacıyla çoğu zaman özelliklerinden ötürüde sakin kullanılan motosikletlerdir. Benim gördüğüm en çok düşme hadisesi ve minik kazalar maxi scooterlarda oluyor. Zira bunları sürenler genelde sakin kullanır pek makasa sakata girmezler. Motosikletin gidişi gelişi değilde az yakması, zincir vites falan uğraşmadan ve elbiseleri kirlenmeden gidebilmeleri esastır.
Yazdıklarım genel olup her türde ve araçta çok farklı sürücülerde mevcut. Çoğu kişisel tecrübelerimden derleme olup yanıldıklarımda olabilir.
Doğruluğu iddia edilen bilgiler değildir. Şahsi kanaatimdir.
"Önemli olan acil durumda ne yapacağını bilerek sürmek değil, acil duruma hiç düşmeyecek şekilde sürebilmektir."
Az önce okudum yine bu sitede bir haber var kırmızıda geçen araç (yine sizin orada Antalya'da) bir kadın motosikletçiyi öldürmüş. Yani bu değişmeyecek ve devam edecek, çünkü her anlamda reformist hareketler gerekli ki böyle bir şeyin beklentisi bile yok görünürde.
Benden size abi tavsiyesi, varsa imkanınız gidiniz daha kaliteli yaşayabileceğiniz bir ülkeye. Benim zamanında elime geçmişti ve gitmemiştim, hata etmişim. (Ülkemi çok seviyorum konu bu değil bu arada, konu kaliteli yaşam arayışı, burada bunun gerçekleşme ihtimali epeyce düşük ve düşmeye de devam ediyor ne yazık ki, ülkem adına da gençler adına da kendi çocuğum adına da üzülüyorum, yazık oluyor.)
Şimdi birileri çıkıp hepimiz ülkeyi mi terk edelim demesin, zaten bu mümkün değil, mesela ben yapamam artık, ama imkanı olup gidebilen de gitsin arkadaş, daha iyi şartlarda yaşayabilmek her insanın hakkıdır.
Aynaya bakmadan şerit değiştiren 4 tekerli inekler ülkede oldukca fazla.Kırmızı ışık ihlalinden ölen motorcu sayısı azınmayacak kadar çok antalyanın gazipaşa ilçesinde.Değişen bir şey yok.Geçen gün sokağımızda 1 morotlu öldü.Neler var neler.Kimin umrunda.Devlet vatandaşı sağılacak inek gibi görmekden vazgeçtiğinde belki değişim olur.Haricinde böyle gider gittiği yere kadar.Geçen gün bana yeşil yandı tam hareket alindeyim süratle kamyon korna basa basa geliyor.Dur bekle ben geçecem.Kırmızı yanıyor ama napayım canım geçmek istedi şimdi kim beklicek kırmızıda dercesine idi.
"birincisi kavşaktan dikkatli geçiyorum altımdaki zaten 125 lik motor ve gaz kesiyorum adam seni görünce durdu diyorsun ya ben 100 metre geriden gelsem yada o biraz daha öne çıkmış olsa duramayıp çarpacaktım"
100 metrelik mesafede duramayacak hızda kavşağa girmemen daha hayırlı.
Şuan tek gayem üniversite boyunca 3 dil öğrenip okul biter bitmez yurt dışına gidip yerleşmek zaten. Tabi 3-4 sene daha hayatta kalabilirsem..
Bence kural ihlali yapan OTOMOBİL sürücülerine 1 yıl süre ile zorunlu olarak MOTOSİKLET kullanma şartı ile trafiğe çıkmaya izin verilmeli. O zaman hem bizim yaşadığımız sorunları birebir yaşamış olacak hem de tekrar otomobil kullandığında ne yapamaması gerektiğini anlayacak.
Bunu kamu spotu haline bile getirebilirler.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)