Motosikletçi Terörü
Son zamanlarda sık duyduğumuz haberlerden birisi de motosikletlilerin karıştığı kazalar. Bu haberlerin giderek artacağını söylemek büyücülük olmasa gerek. Çünkü, başta İstanbul olmak üzere, özellikle büyük şehirlerimizde, motosikletçilerin yarattığı ağır terör var.
Bu terör karşımıza iki biçimde çıkıyor:
Birincisi, motosikletçilerde görülen aşırı kompleksli hava. Aslında, aşağılık kompleksinin bir yansıması olan bu havadaki motosikletçiler; kendilerini göstermek için yolun kralı gibi davranıyorlar. Ve bu tipi gören öbür motosikletçiler de etkilenip taklide başlıyorlar. Otomobil sürücüleri ile takışmak bunların en sevdiği iş. Elbette ki sonucu ölümcül oluyor.
Çözüm belli: Büyük şehirlerde, hiç değilse ana yollarda motosikletlerin trafiğe çıkması yasaklanmalıdır.
GÜRÜLTÜ BELASI
Motosikletçinin karıştığı kaza sonuçta kendisini etkiliyor ama yarattığı daha büyük bir bela var: O da egzoz terörü.Bir arkadaşım aradı: “İki yaşındaki torunumu görmeye gittim. Evleri ara bir yerde. Geceleyin evin önünden bir motosiklet geçti. Sanırsın ki makineli tüfekle ateş ediyorlar. Egzozundan camlar titredi. Uyuyan çocuk korkup ağlamaya başladı. Rezalet! Ne olur şunu yazıp polise duyur.”
Bu bir önemli sorun: Motosikletçilerin en çok zevk aldıkları iş, egzozlarını değiştirip yüksek gürültü çıkartarak dolaşmak. Bu müthiş kirlilik sıcaktan bunalıp pencerelerini açan insanları perişan ediyor. Bunlardan 25 yaşlarındaki birisine niye bu gürültücü ekzozu taktırdığını sordum. Verdiği cevap şu oldu: “Gece yarısından sonra sokak aralarına dalıyorum, ekzoz patlatıp otomobillerin alarmlarını öttürüyorum. Çok hoşuma gidiyor.”
İstanbul polisinden rica ediyoruz: Halkın huzuru için çalışan teşkilatımız olarak; sokaklarda egzoz patlatan tiplerin egzozlarını patlatın ki halk size dua etsin.