Merhaba Arkadaşlar Aslında uzun zamandır forumu takip ediyorum bugün bilgi almak amacı ile üye oldum,
Verilecek cevaplar için şimdiden teşekkürler.
Sorum: PCX den MSX e geçiş yapmak istiyorum hangi sorunlar ile karşılaşabilirim ve kullanım esnasında dikkat etmem hususlar nelerdir.(Otomatiğe alışmış iken vitesli motor ile tehlike yaşarmıyım ) Henüz PCX İle şehiriçi tecrübem 2.000 KM
Not: vitesli motoru sadece ehliyet alırken aldığım eğitimde toplamda 10 saat kadar kullandım.
selamlar hocam oncelikle vitesliye gectiginde yasaya bilecegin sorunlar sunlar
trafikte stop ettire bilirsin.
işiklara yaklasırken vıtesi kucultmeyı unuta bilirsin. 5. viteste kırmızıda durursan kucultmek ıcın hem cok ugrasır hem sanzumana zarar vere bilirsin.
boşu bulmakta zorlana bilirsin. ama scooter tecrubende 2.000km henuz pek bir kaybın olmıcaktır.
en azından yolamı bakıyım vitesmi atıyım lan araba fırladı felan derdın olmaz birazdaha konsantre olarak cook kısa bir süre icinde alısacagını tahmın ediyorum . allah kaza bela vermesın iyi formlar.
Aslında MSX o kadar da kötü bir motor değil diye düşünüyorumartemis99 adlı üyeden alıntı
Çok fazla Km yapmadığım için zevk alınacak bir motor istiyorum Birde ABS olması ilgimi çekiyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:55 ----------
Çok teşekkür ederim. Evet Scooter tecrübemde çok fazla değil o yüzden geçiş süreci dediğiniz gibi kolay olabilir. Aslında en çok korktuğum şu tekerin kitlenmesi durumu
eğer kış mevsiminde motor kullanıyorsan vitesliye hiç bulaşma ,
ayakkabı ve pantolon hep çamur olur ....
bagajsız olmak zordur....
vites göstergesi mutlaka olsun....
satabileceğin motor dene , büyük ihtimalle scooter hayatına geri dönceksin
Ben de scooter kullanıyorum ve yaklaşık 2000 km oldu benim de. Geçen haftasonu güvenli sürüş eğitimi aldıktan sonra aklımı vitesli kurcalar oldu. Arkadaşların stop ettirme konusuna istinaden motosikleti akan trafikte stop ettirmezsin, dur kalklarda olur muhtemelen, onda da çalıştırmak çok uzun sürmüyor, alıştıktan sonra debriyaj konusuna o sıkıntı da azalarak kaybolur. Ben de boyumun kısalığından ötürü msx düşünmüştüm açıkçası, ama çok küçük duruyor, ikinci el piyasası durağan, beğenmediğin takdirde elden çıkarman biraz daha zor olacaktır. İkinci el piyasası daha canlı bir model tercih edebilirsin belki. Güvenli sürüşteki hoca mesela honda'nın ace'ini önermişti bana cbf'in çok büyük geldiğini düşündüğüm için.
Aslında MSX tercihi konusunda ABS, Düşük CC (yetersiz tecrübe sebebi ile ) Ve Birazda Görüntü Sebebi ile yaklaşmıştım.
MSX in kötü yanları nedir ?
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:08 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:03 ----------
Küçük Olmasını trafikte dezavantaj olduğunu düşündüğünüz için mi tercih etmediniz ? Boy konusuna gelince bende uzun boylu birisi değilim ama eğer cbf kullanmak istiyorsan bunu sorun etme bence çünkü ben bile eğitim aşamasında ilk onu kullandım sonrasında NC kullandırdılar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:08 ----------
Bu arada Güvenli sürüş eğitimini vitesliye geçeceğiniz için mi aldınız yoksa scooter için ayrı bir eğitim mi veriyorlar.
Görünüşü güzel, ABS eklenmesi muhteşem, bu yönlerden dolayı çekici gerçekten. Bundan 3-4 sene önce başlangıç motoru ararken ben de ilgilenmiştim, ta ki motoru trafikte görene kadar. Motorun en kötü yanı, çok KÜÇÜK olması. Bundan kastım sürücünün oturuşu, konforu, oran/orantısı değil. Motor trafik halindeyke dikkat çekmeyecek kadar küçük ebatlarda benim izlenimim. Eğer ki kullanım yeri kalabalık trafikli olmayacaksa bu problem değil, ama yoğun trafikli bir alanda kullanılacaksa, 'görünür' olmakla ilgili bol şans dilemek lazım sürücüsüne.
Ben 3.5 sene önce başladım motor kullanmaya, 125 cc (15 beygir)'lik bir makineyle, şimdi de yavaşça 250 cc'ye (36 beygir) geçiyorum. Bu süre içerisinde edindiğim naçizane tecrübelerden başlıcası şu oldu: Kullandığın makinenin gücünü de güçsüzlüğünü de iyi bilmek gerekiyor. Gereğinden hızlı gitmediğim için atlattığım her kazaya karşılık, yeterli ivmelenmeye sahip olamadığım için şerit değişimi, sollama, sıkıştırılma vb. pek çok başka sıkıntılı an da yaşadım. O anlarda en büyük kurtarıcım fiziksel görünürlük, gerekli şekilde kullanılan korna/aragaz veya olaydan sıyrılmamı sağlayan bir tür refleks veya öngörü oldu.
MSX 125cc fakat 9 beygirlik bir makine. Buna az demiyorum ancak ana yollarda seyir halindeki trafiğin durumundan ötürü diğer araçlara yakın hızlarda seyir etmek gerekir. Bu anlarda sen o hızları koruyabilmek için MSX'i sınırlarına yakın, yüksek devirlerde kullanman gerekecek. Demek istediğim motoru zaten sınırlarında kullanacağından hızlanma ve manevra gibi gereksinimlerde (özellikle az deneyimli kişilerde) motor gerekli tepkiyi veremeyecektir.
Sağından solundan vızır vızır geçen arabalar arasında ufacık kalmış ve koşmak için ciğerlerini sonuna kadar kullanan ufak bir yavru ceylan gibi kalacak MSX. Belki mükemmel bir ikinci motor, ama açıkçası ben birine ana motoru olarak önermezdim, fiyatının da hatrı sayılır bir meblağ olduğunu göz önünde bulundurarak.
Yine aynı cc klasmanında, biraz daha, yalnızca biraz daha yüksek, 13-15 beygir aralığındaki motorlar dahi bu bahsettiğim performans konusunda fark yaratacaktır MSX'le.
Eğer benzer fiyat aralığında kalacak olsam, KTM Duke 200'e yönelirdim ben. ABS'nin verdiği ektsta güvenlikten çok, biraz daha güçlü ve piyasada konumu belli stabil bir opsiyon arardım. (stile göre, CBR125, MT125, Duke125 vb vb)
Dipnot: Duke 200 şu an kampanyada ve 13.500 olarak fiyatlandırıldığı için özellikle onu da ekleyelim.
Ben de bu sene PCX 150'den vitesli motosiklete geçtim (Bajaj Pulsar). Geçerken seninle aynı telaşlar içindeydim ve hatta benzer bir konu açmıştım. O konuda ki yorumları da okumanı tavsiye ederim.
Gelelim yorumlarıma;
- Vitesli makineye geçmeden önce vites trafikte zor olur mu diye çok telaş ediyordum ben de. Motto Akademi'den iki saatlik sadece vitese ve dur kalka yönelik beceri eğitimi aldım (evet bütçem uygundu ve bunu yaptım). Herkes için çok gerekli olmamakla birlikte ilk günümde trafikte yaşayacağım bir çok kusuru gidermemi sağladı. Vites konusuna arabadan alışkın isen uyum sağlamakta zorlanmazsın. Ama ilk gün risk almamak çok önemli !!! Ayrıca ilk günler yokuşlar ve bazen trafik ışıklarında çok stop ettirdim ama debriyaj sıkılıyken marşa basıp çalıştırmak, PCX'in start stop özelliğinden çok ta farklı bir etki yapmıyor. Sıkıntı yaşamadım.
- Motoru yine de tecrubeli bir tanıdığımla almaya gittim. Öncesinde aldığım bayinin çok yakınındaki alışveriş merkezinin otoparkında yaklaşık 2 saat tur attım. Tamam ben motora alıştım dedikten sonra kalktık motoru eve getirdik. Arkadaş da bana kendi motoruyla eşlik etti. Bu insana güven veriyor ve bence önemli bir aşama.
- İlk haftasonu hergün sabahın 5'inde kalkıp şehirin boş yollarında turladım. Trafik ışıklarında durdum ve sonunda işe gidip gelmeye başladım. Sonrasında Riva'ya gittik arkadaşla. Bir de motto akademiden hakimiyet eğitimi de aldım. Şu an için 800 Km'yi devirdik ve gayet memnunum.
- Dezavantaj olarak; PCX'in bagaj konforundan sonra vitesli motor bana çok sıkıntılı gelmişti. 42 litre kappa topcase alınca PCX'in bu konforunu aramaz oldum. Hatta eskiden sadece kask koyabiliyorken şimdi kask mont ve ayakkabı bile koyabiliyorum. Baya birşey alıyor topcase.
- PCX'in zincirsiz oluşu ve zincir temizliği gerektirmemesi de ayrı bir konforsuzluk. Bu nedenle motoru çoğu zaman yıkamıyorum bile :( PCX'i her fırsatta yıkardım. Zincir temizlemeyi öğrenip, zincir yağlama temizleme malzemeleri temin edeceğim bu hafta. Bu sürede zincir yağlamasını bir kere serviste yaptırdım.
- 3. ve son dezavantaj PCX'le sıkışık trafikte daha rahat oradan oraya geçiyordum. Pulsar'la da pratikliğimden çok birşey kaybetmesem de bazen PCX ile gidebileceğim bir yere girmek yerine beklemeyi tercih ediyorum. Ama bu pratikle de alakalı olabilir. PCX'le de ilk aylarda aynı şekildeydim sonra daha pratik kullanmaya başlamıştım. Ama Pulsar'da ayaklarım da biraz daha az yere basıyor. Bundan dolayı hiçbir zaman PCX kadar rahat olmayada bilir. Ama dediğim gibi yavaş gidişte çok daha dengeli ve aslında çok bir fark ta yok gibi durmadığım sürece. Çok yavaş hızlarda trafiği takip edip son anda ayağımı yere koyunca sıkıntı olmuyor.
- Peki avantajı yok mu? PCX'i e göre virajlara daha keyifli ve rahat giriyorum. Özellikle otoban bağlantılarının keskin virajlarında PCX ile en kenardan giderken şimdi şeridimde girebiliyorum. Kesinlikle 17'lik teker çok daha iyi viraj alıyor.
- Ayrıca otobanda sollamalarda çok iyi. 130 ile kamyonları otobusleri rahat geçiyorum. PCX ile genelde en sağ şeridi kullanır ve gerçekten geçebileceğim hızlardaysa kamyon veya otobusleri sollardım.
Son kişisel yorumum her ne kadar zevkler ve renkler tartışılmaması gerekse de; PCX'ten MSX gibi ufak bir motora geçmek uygun olmayabilir. Ne CC ne de konfor olarak bir avantajı olmayacak. Boyutunun küçüklüğüne rağmen trafikte PCX'in rahatlığından çok bir farkı olacağını da zannetmiyorum. Çanta taksan bile PCX'in bagajını özleyeceksindir. Avantajı olur mu diye düşündüm ben bir tane bile PCX'e avantaj olacak bir yanını bulamadımVitesli motor kullanmayı öğrenirsin orası ayrı, tek amaç buysa onu başka motorda da öğrenirsin zaten.
Öncelikle bahsettiğim gibi ikinci el piyasasının biraz daha durağan oluşu düşündürdü, sonrasında bir arkadaşın bahsettiği gibi görünürlük meselesi de önemli bir etken, ayrıca fiyatı da pahalı geliyor başlangıç motoru için. Eğitimi de vitesliye geçmeyi düşündüğüm için değil, trafikte yetersiz hissettiğim için aldım. Uzun bir süre düşünmüyorum vitesliye geçmeyi, scooter aşırı rahat geliyor çünkü
Gerçekten çok teşekkür ederim. yanlış düşüncelere sahip olabileceğimi düşündüğüm için sizinle paylaştım yönlendirmeleriniz benim için çok faydalı olacaktır. farklı bir bakış açısı oldu MSX i şehir içi yoğun trafikte kullanacağım için şimdiden vazgeçtim diyebilirim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:45 ----------
açtığınız konuları okuyacağım. CC Olarak bir avantaj açıkçası beklemiyorum aslında. biraz daha araştırınca MSX in PCX kadar da performansa sahip olmadığını gördüm sayenizde. Pulsar ları denedim bana biraz yüksek geldi açıkçası. Darkinin de belirttiği gibi Duke 12'i değerlendirmek sanırım daha doğru olacak.Ben de bu sene PCX 150'den vitesli motosiklete geçtim (Bajaj Pulsar). Geçerken seninle aynı telaşlar içindeydim ve hatta benzer bir konu açmıştım. O konuda ki yorumları da okumanı tavsiye ederim.
Gelelim yorumlarıma;
- Vitesli makineye geçmeden önce vites trafikte zor olur mu diye çok telaş ediyordum ben de. Motto Akademi'den iki saatlik sadece vitese ve dur kalka yönelik beceri eğitimi aldım (evet bütçem uygundu ve bunu yaptım
- Motoru yine de tecrubeli bir tanıdığımla almaya gittim. Öncesinde aldığım bayinin çok yakınındaki alışveriş merkezinin otoparkında yaklaşık 2 saat tur attım. Tamam ben motora alıştım dedikten sonra kalktık motoru eve getirdik. Arkadaş da bana kendi motoruyla eşlik etti. Bu insana güven veriyor ve bence önemli bir aşama.
- İlk haftasonu hergün sabahın 5'inde kalkıp şehirin boş yollarında turladım. Trafik ışıklarında durdum ve sonunda işe gidip gelmeye başladım. Sonrasında Riva'ya gittik arkadaşla. Bir de motto akademiden hakimiyet eğitimi de aldım. Şu an için 800 Km'yi devirdik ve gayet memnunum.
- Dezavantaj olarak; PCX'in bagaj konforundan sonra vitesli motor bana çok sıkıntılı gelmişti. 42 litre kappa topcase alınca PCX'in bu konforunu aramaz oldum. Hatta eskiden sadece kask koyabiliyorken şimdi kask mont ve ayakkabı bile koyabiliyorum. Baya birşey alıyor topcase.
- PCX'in zincirsiz oluşu ve zincir temizliği gerektirmemesi de ayrı bir konforsuzluk. Bu nedenle motoru çoğu zaman yıkamıyorum bile :( PCX'i her fırsatta yıkardım. Zincir temizlemeyi öğrenip, zincir yağlama temizleme malzemeleri temin edeceğim bu hafta. Bu sürede zincir yağlamasını bir kere serviste yaptırdım.
- 3. ve son dezavantaj PCX'le sıkışık trafikte daha rahat oradan oraya geçiyordum. Pulsar'la da pratikliğimden çok birşey kaybetmesem de bazen PCX ile gidebileceğim bir yere girmek yerine beklemeyi tercih ediyorum. Ama bu pratikle de alakalı olabilir. PCX'le de ilk aylarda aynı şekildeydim sonra daha pratik kullanmaya başlamıştım. Ama Pulsar'da ayaklarım da biraz daha az yere basıyor. Bundan dolayı hiçbir zaman PCX kadar rahat olmayada bilir. Ama dediğim gibi yavaş gidişte çok daha dengeli ve aslında çok bir fark ta yok gibi durmadığım sürece. Çok yavaş hızlarda trafiği takip edip son anda ayağımı yere koyunca sıkıntı olmuyor.
- Peki avantajı yok mu? PCX'i e göre virajlara daha keyifli ve rahat giriyorum. Özellikle otoban bağlantılarının keskin virajlarında PCX ile en kenardan giderken şimdi şeridimde girebiliyorum. Kesinlikle 17'lik teker çok daha iyi viraj alıyor.
- Ayrıca otobanda sollamalarda çok iyi. 130 ile kamyonları otobusleri rahat geçiyorum. PCX ile genelde en sağ şeridi kullanır ve gerçekten geçebileceğim hızlardaysa kamyon veya otobusleri sollardım.
Son kişisel yorumum her ne kadar zevkler ve renkler tartışılmaması gerekse de; PCX'ten MSX gibi ufak bir motora geçmek uygun olmayabilir. Ne CC ne de konfor olarak bir avantajı olmayacak. Boyutunun küçüklüğüne rağmen trafikte PCX'in rahatlığından çok bir farkı olacağını da zannetmiyorum. Çanta taksan bile PCX'in bagajını özleyeceksindir. Avantajı olur mu diye düşündüm ben bir tane bile PCX'e avantaj olacak bir yanını bulamadım
scooter ile başladıktan sonra , vitesliye geçtiğimde , durmaya yaklaştığımda vites küçültmeyi unutuyordum .... gösterge bu işe yararHaklısın, ama vitesli sürmeyen bilemez neden vitesli sevdiğimizi. Göstergede vites olsa ne olur olmasa ne olur
ayrıca : yıl oldu 2017_ otomatik pilota sahip araçlar yollara çıkmaya başladı , bu neyin yoksunluğu , vites , ısı , yakıt , saat , voltaj gibi göstergeler her motosiklette olmalı diye düşünüyorum ,
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
