peki bayramdan sonra insanlar tatile gitmiş olabilirler mi..temmuz ağustos şehir çok sakin..yani psikolojik nedenler ararım ben bazen...esnaf kan ağlıyor kimse birşeyler almıyor...borcu borcla çeviriyor millet...darbe dediniz geçti gitti...bayram seyran dediniz o da geçti..e noluyor bu insanlara..boğaz harici kimse parasına dokunmuyor...
Öncelikle memleketin ekonomisi ne kadar algı yönlendirmesi yapılsa da sanıldığı gibi iyi değil.
İkincisi sıfır araç almak artık daha kolay bin türlü kredi, bok püsür imkanı var. Bunun üstüne bir de fazlasıyla şişkin ikinci el fiyatları gelince insan evladı ne diye ikinci el alayım diyor.
İkinci el aracı almak için bir cazibesi, bir ekonomisi olmalı, sen aksesuarlı cartlı curtlu filan diyerek neredeyse sıfırı fiyatına satmaya kalkarsan kimse dönüp bakmıyor. Hele hele motosiklette sanırsın herkes motorunu altın kaplatmış, kimse burnundan kıl aldırmıyor. (Bunu konuyu açan arkadaşa söylemedim genel söyledim.)Oysa otomobil, motosiklet birer yatırım aracı değildir, zira kullandıkça değeri düşüyor, ama bizde bunlar zor edinilince hala yatırım aracı gibi görülüyor ve gereğinden yüksek fiyat çekiliyor, para getirsin diye. Tabii sıfırları da vergi yükü nedeniyle haddinden fazla pahalı(hatta fahiş) olunca satana da biraz hak verebiliyor insan.
Daha önce 3 adet motosiklet ve 2 adet otomobil sattım ve hepsini de gerçekten uygun fiyata sattım, hatta arkadaşlarım ucuz satıyorsun demişlerdi, ama benim için hakkı olan fiyatlardı ve kısa sürede satıldılar, beklemeden işimi görmemi sağladılar. Ama şu anda ben de dahil pek çok insan beklemede. Şahsen ben mesela önce İnazumaya sonra da xmax250'ye yeşilleniyordum ama hem İnazuma patladı euro 4 ayağına bir daha gelmeyecek hem de xmax250. xmax300'ün gelmesi ve inanılmaz yüksek bir fiyattan satışa sunulması, hem de 250'nin bir daha gelmeyeceğini görünce aslında iyice niyetlendiğim xmax250'den vazgeçtim, üstüne bir de dün olmayacak bir aralıktan Pulsar NS150 ile geçince, xmax olsaydı buradan hayatta geçemez ve otomobiller gibi yarım saat beklerdim dedim ve iyiden iyiye vazgeçtim.
Bunlar işin şahsi sebepleri ama genel sebebim, önümüzde yine seçimlere gebe ve ne olacağı belirsiz bir gündem olması. Şu ara bana göre elinizdekini tutmak daha mantıklı gibi. Hatta büyük borca harca girmek bile bana akıl karı gelmiyor bu gidişatta, bu yüzden otomobilimi satıp ev kredimi erken kapattım, daha az krediyle başka araç aldım filan. hani borcu azaltmak babından.
Tüm bunları orta ve alt gelir düzeyinde insanlar için yazdım tabii, yoksa zengine bu ülkede hiç bir zaman kriz yok, baksana ohal'i bile işçiler grev yapamasın da siz rahat rahat fabrikanızı açın diye yaptık deniyor işadamlarına. (Bu konuştuğu ortama göre bağlama çekme olayına hastayım ben bu adamın, ondan yıkamıyorlar işte, nasılsa ülkenin okuma, algılama, merak etme, sorgulama seviyesi de belli, ne desek yiyorlar, böyle devaaam, elleri ovuşturalım gelsin 2019) Ee hal böyle olunca zengine her dönem ülke cennet. Biz de ağlar dururuz satamadım elimde kaldı, yenisini alacam para çıkışmadı diye.(Ki şu ortamda tek derdimizin bu olması da vehamettir o da ayrı, o konuya hiiç girmeyelim, çıkılmaz.)
Ama ikinci elde saçma sapan fiyat çekenler bilhassa, daha çook beklerler araçları satılsın diye. Ben özellikle de motosiklette artık sıfır alıp uzun süre kullanıp, tekrar sıfır alma kararındayım mesela. İkinci el motoru ancak cazip fiyat ve gerçekten dökülmemiş motor bulursam alırım. Tabii herkes bunu arayınca da satmak güçleşiyor. Ama geçen gün sırf denemek için benim NS150'yi sahibinden'e koydum aynı gün biri arayıp "yarın görüşelim anlaşırsak alayım" dedi. Ben ilanı kaldırdım, korktum motor gidiyo diye.
Bir başka yönden de bakarsak aslında motor satmak için iyi zaman bence ilkbahar ve yaz başıdır, zira ben de hep o mevsimlerde yeni motor bakarım, hani sezon başı hesabı. Yazın ortasında ya da kışında ortasında satmak biraz daha güç olabilir. Tabii bunlar benim gözlemlerim, başkası için tam tersi de gerçekleşmiş olabilir, neticede sıradışı bir memlekette yaşıyoruz.
Böyle bir konuda istemeden de olsa politikaya bulaştım diye kendimi de kınayasım geldi, ama Midas'ın kulakları da eşşek kulakları işte ben napayım.
Yani şunu anlamıyorum motosikletin ikinci el piyasası belli.Atıyorum 5000 tl ye sattığın motosikleti 4500 e versen ne olur ? Ha satıcı değilsen yüksek fiyattan satılırsa satılır satılmazsa binerim diyorsan 8000-9000 falan koyda yine bi işe yarasın.5000 TL 50tl indiriyim diyor 6 ay sonra gidiyorum satamamış yine 50tl indiyim diyor :D
Açıkçası, arada tanışıklık vb. yoksa asla ama asla ikinci el motor almayı düşünmüyorum.
Her şeyden önce, ikinci el piyasası haddinden yüksek, üç beş daha koyup sıfırını alıp rodajını dahi kendin yapmak varken, ne idüğü belirsiz bir aracı almak riski gereksiz geliyor. Motorla ilgili daha teknik bilgisi ve tecrübesi olanlar için bu geçerli olmayabilir, motorun kullanım kalitesini anlayabilen ve bunu değerlendirebilen kişileri tenzih ediyorum baştan. Bu konuda daha yeterli biri olsaydım, düşüncem farklı olabilirdi belki çünkü.
Diğer bir konu motoru ilana koymak, ilan aramak, onun takibini yapmak, adam motoru görmek istiyor, dolandırıcı mı değil mi, noterde işlemler nasıl olacak, satış sözleşmesi yapalım mı, parayı nasıl kimden getireceksin, bu adam kimmiş neciymiş, işten izin alıp adamla buluş, hop olmadı başa dön vs. vs. Bir dolu tantana.
Açıkçası gına geldi bana kendi motorumu satmak istediğimde, çok temiz bakmıştım motora ve km'si azdı, galeri direkt atladı takasta değerlendirmek için. Satabileceğimden aza mı gitti, tabii ki evet ucuza satmış oldum, 1000-2000 belki biraz daha bile fazla oynardı ilana koyup pusuya yatsam aylarca, ama beklemeye değmezdi diye düşündüm. Alacak arkadaş yine galeriden düzgün bir fiyata alacak muhtemelen, aradaki komisyon da galerinin kendisine helal olsun o noktada bence. Benim deneyimim düşüncem bu açıkçası.
Enflasyonun bu denli olduğu (%10 zanneden varsa geri kalanı okumayabilir =) ) bir ortamda her ürünün alım satımında (ikinci el içeriyorsa) bol bol sıkıntı olacaktır.
Daha sağlam bir vergi yediği için otomobil örneğinden gidelim.. BMW 1.16i Kasım ayında 115bin TL idi, sıfır fiyatı M Paketli düz bir 1.16i. Bu aracın fiyatı önce 140bin TL, sonra 156bin TL, sonra 170bin TL oldu. 156'ya Ocak sonunda falan çıktı zaten, Mart/Nisan gibi de 170bin TL oldu. Hem vergi hem de TL değersizleşmesi nedeniyle.
Şimdi Kasım'da 100bin TL'ye aracını satan adam, Şubat'ta bir anda 110bin TL istemeye başladı, şimdi bıraksan 140bin TL bile isteyebilir. Gel çık işin içinden.. Bu şekilde pahalıya satmak isteyene hak da verebilirsin, neticede EUR üzerinden bir yatırım yapmış ve bu yatırım değerlenmiş durumda, ama abarttığı zaman da bas git diye kızan alıcıya da hak veriyorsun.
Gerçekten çok sinir bozucu bir tecrübe ikinci el araç almak da satmak da.
Sıfırıda 6.500 değil mi zaten? İmkanı olan 1.500 tl verip 2013 yerine 2017 alabilir. 5000 lirası olan biri bunu peşinata verse kalanı 12 - 24 taksit alsa sıfır km alabilecekken neden 5000 tl ödeyip 2013 bilmediği bir motoru alsın ki?korayuzuner1 adlı üyeden alıntı
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Kilometresiyle mi oynanmış , farı sinyali mi sararmış, jant mı yamulmuş, görseller mi eksilmiş derdi yok. Siz olsanız hangisini tercih ederdiniz ?
