Bildiğiniz klasik "hangi motoru alsam" başlığıdır. Biraz sohbet içerir :)
-
Değerli Dostlar,
Daha önce binlerce defa bu malum soru ile sağa, sola ve buralara döktürenler, bilmem kaç kez, yasak olmasına rağmen troll ile avlanmaya çalışanlar ve bilimum sayıda iş olsun diye yazanlar olmuştur. Benim gibi bir model ise muhakkak sayısız kez çıkmıştır. Bu neden ile;
1- Zaman ayırıp, emek vererek çözüme yönelik uzman bir dil ile yanıt yazan dostlarıma şimdiden teşekkür ederim, ki bu kimseler zaten motosikletli yaşamı bir “ değer “ haline getiren baş tacı insanlarımızdır.
2- Motosiklet konusunda bireysel tecrübesine ve bilgisine kendince fazla güven duymayan ama öğrenmeye açık, motosikletli yaşamı “yaşam felsefesi” olarak gören “yardımım olur belki” diyerek yazan iyi niyetli dostlarıma bilhassa teşekkür ederim. Unutulmamalıdır ki, bir her zaman sıfırdan büyüktür.
3- “Bu sorudan bıktık hemşerim yeter artık yahu yada önceki konuları okusana” vb. diye yanıtlayanlarında hakkını yememek lazım, onlarda kendince haklı, canları sağolsun. En azından “ne demiş bu adam bi bakayim” deyip okuma tasarrufunu gösterdikleri için teşekkür ederim.
4- Sırf yanıt alabilmek için foruma yalakalık yapmış yada aha troll efendi dersine çalışmış diyen dostlarım ise özelden yazsınlar telefon numaramı vereyim ordan görüşelim. Eminim ki ikna olup, onlarda bu konuda fikir ve tavsiyelerini yardımcı olabilmek için paylaşacaklardır.
5- Diğer olasılıkları ise olgunlukla karşılayabileceğimden emin olarak soruya geçmezsem bu işin sonu çamura batacağına eminim.
Öncelikle 40 yaşındayım, boy 172 kilo 97. Eski bir war art defansif yakın dövüş (kravmaga) sporcu ve usta öğreticisiyim ama antreman esnasında hiç olmadık bir kaza sonucu sporu 10 yıl önce bıraktım (darbe sonrası travmaya bağlı omurga zedelenmesi ve bel fıtığı) 3 metreden betona çok pis düştüm. Şu an uluslararası bir şirkette elektronik güvenlik uzmanı olarak Ar-Ge Bölüm yöneticiliğini yapıyorum. Maaşım çok şükür emsallerinin üstünde ama düzenli ödemeye bağlı borçlarda epey fazla o yüzden idareli olma aşamasındayım. Ufak tefek kalandan kenara koyarak yeni motosiklet için 13,000 tl kadar bütçeleme yaptım.
Şu an elimde kuba cg (filinta200) bir motorcuk var, ilçe içerisinde markete, falana filana giderken çok güzel işimi görüyor ve kullanmaya başladığımdan beri beni sık sık şaşırtan bir makinecik. 149 cc 10 küsur bg. İle şu ana kadar ne bir arıza verdi nede bir yamuğu oldu. Haftada 15 dakika ayırıp bakımını yapar cici yapar seversen evladiyelik bile denebilir. Bu makinecik ile 2000 km kadar tecrübem var. A2 ehliyetim daha tazecik. Tek derdi teneke gibi egzos sesiydi onada 20 cm lik aleminyum bir boru saplayınca pata pata sesi fiti fıtı ya döndü, o rahat, mahalleli rahat ben rahat. Öyle oyalanıp duruyorumdum ki, taaaa bitim beni kaşındırana kadar. Ha motosiklet şartmı araba al diyende olabilir ancak var. 2007 model bir jaguar sahibiyim. 2000 cc benzinli. Haftada bir ya kullanırım ya kullanmam ama hafta bir kesinlikle cillop gibi yapar yalar yutarım taaaa egzoz deliğine kadar. Yağmurlu havada hanımla termosu doldurur sahile gider pıtır pıtır ses dinlemeye gideriz fala filan. Buradan keyif adamı olduğum açıkça anlaşılabilir. Şirketin verdiği araba ayrı o işimi zaten görüyor.
Ekipmanım mevcut. Nolan kaskım, dana derisinden özel diktirdiğim korumalarını ayrı satın alıp montajlattığım sağlam bir montum, eldivenim dizliğim, çizmem var. Tam ekipman ile filintaya binince ayrı bir komik oluyor, mahallenin delisi bile bağırdı bana, bu ne beee mondial alsana diye. Çok severim ama, her daim üstüne başına yemesine içmesine tüm esnaf ile sevecence yardımcı olduğumuz bir amcamızdır. Allah (cc) şifa versin. Ailesine sabırlar versin. Ekipmanın bir güzelliği daha oldu, birkaç gün önce Türkçeyi konuşamayan 4 kişi ben motoru binaya sokmaya çalışırken etrafımı sardı, olan oldu işte gerisini anlatmaya lüzum yok. Eski sporcu ruhum depreşti, ekipmanda sağlam artık Allah ne verdiyse ( 4 kişi polise teslim edildi, dördüde hastaneden taburcu edilinceye kadar gözaltında kaldım, Nb. Savcılıkta ifade verdim bıçaklı saldırgana nisbi oranda kuvvet ile gasp girişimini bertaraf için meşru müdafa olarak kayıtlara girdi artık tebligat bekliyorum, sıkıntı yok) böyle bir durumda Kendinize güvenmiyorsanız motoru çantayı falan bırakın ve kaçın. Son delikanlılar Suriye’de düştü. (Ruhları Şad olsun *Fatiha*)
Böyle iyi oldu yahu, sohbet havasında… Kafanızı şişirdiysem özür dilerim, bıraksan sabaha kadar yazarım valla bende daha ne hikayeler var. Bakırköy’de scooterli bir genç kızımıza laf attılar, ben eşimin eli dolu diye arabada kapısnı açaıyordum, kız motorla döndü geldi, indi yanaştı şıırraaaak diye bastı bana tokadı hemide korumalı eldivenle….Hangi ara indin ahngi ara geldin hangi ara kaçtın… Takdir ettim. Bir yerde karşılaşsam var ya yeminle ailecek yemeğe davet adicem. Ardındanda hamın başladı nerden tanıyon o kızı diye…. Ne bilem len ben… itin biri çok afedersiniz yaaaaalaarım motorizeyi diye çığırdı tokat bana patladı, kızım bak ben senin amcan yaşındayım ben bişey demedim ki bile diyemeden bastı gitti. Kız gerilla taktiği uyguladı.. vurdu kaçtı kalan zılgıtıda BM den yedik.. Hayırlısı olsun ne diyim.
Ben ne sorucaktım yahu…..
Hedef şu an için 2. el 250 cc (ana hedef 650 ve üstü touring yada cruiser)
Seçenek 1: Hyo Gv250 (parça tedarik sıkıntısı, kronik arızalar, ilk kullanıcının rodaj şüphesi)
Seçenek 2: İnazuma ( F değil) ( şehir içi hantal olması, yakıt sıkıntısı, parça fiyatları)
Seçenek3: KTM 250 Abs (oturuş pozisyon sıkıntısı, sele sertliği)
Hyo Gv250 tam bir keyif makinesi, pata fıtı arası ağır oturaklı, rahat ve nispeten japon kalitesine yakın bir alet. Ancak kronikleri o keyfi kaçırır mı diye tereddütteyim. Servis sağlayıcı falan malum hepimiz biliyoruz durumu.
İnazuma, Altın eşeğe kösele semer vurulmuş tam bir çeki hayvanı, (hiç köpekli kızağa bindiniz mi bilmiyorum ama ben norveçte bindim, inanılmaz bir haz ve inanılmaz bir güzellik ve hayvan ile insan arasındaki inanılmaz bir dostluk) konfor müthiş, makine oturaklı, parça kalitesi çok çok iyi, yedekleri pahalı ama araştırma sonucu açıkçası yedek parça pek te lazım olmuyor bu makineye… Şehir içinde ağır kalıyor, denge merkezi pek altta sayılmaz, 78 lik sele yüksekliği parmak ucunda idare gerektirir, pek acemiye uygun değil denebilir. Ciddi riski var. Yakıt konusunda emsallerine göre müsrif. Pek emsali olmasa da müsrif ama neticede.
KTM 250 Abs, ABS en büyük avantajı ama ABS sistem ile acemilik atlatan birisi açıkçası fren kullanmayı tam anlamı ile çözemez, birşeyler hep yarım kalır ve ABS olmayan bir modelde başına olmadık macerelar gelir. Oturuş şekline bakarsak peg ler epey bi geride kalıyor, böyle ne biliyim iki büklüm konforsuz gibi. Sele ise bildiğin alçıpan. Kafa yorunca çözüm bulunur elbet. Yakıtta cimri, düşük devirde ciddi tork var,
Tüm bunlara ilaveten uzun yol tercihim günlük ve aralıksız max 200 Km. civarıdır. Bir Bulgaristan ziyaretim olacak o devede kulak, kırk yılın başında bir, keyfe keder gidiş geliş, yolda molalar yemeler içmeler falan.
Aklımdaki tüm detayları, anatomik bilgileri, kullanım amacımı, tercihim olan 3 marka/modeli, nesi fazla nesi eksik dediğim yönlerini, alım gücümü vs. herbişeyi yazdım.
Sizinde başınızdan mutlaka bu tür tecrübesizliğe bağlı kararsızlıklar geçmiş ve bir çözüm yolu bulmuşsunuzdur. Amerikayı yeniden keşfetmek yada atlantisi okyanus dibinde aramak sizlerin değerli fikir ve tavsiyeleri ile harbiden boşa çıkacak ve beni ziyadesi ile sevindirecektir.
Sabrınız için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalınız. İyi ki varsınız
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:02 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:49 ----------
Yok yok illede edepsizlik yapıcam, duramadım.... KTM de nasıl bir sele var be ya. Seleye ceviz koyup kıçımla kırıcam desen iki seçenek var yahu...:DDDD
Reklamlar
-
üstadım merhaba,
okudum yazıyı güzel olmuş
hyo dan uzak durmanızı tavsiye ederim. parça konusunda sıkıntıları malum.
suzuki su içinde suzukidir. kalitesini tartışacak kişi ben değilim. iyi bir tercih olabilir.
ktm ile alakalı oturuş pozisyonu hiç sevmediğim bir şekilde. dizler kıvrık. ama acaip bir kıvrılma ss değil, commuter değil bi acaip.
çin malı düşünürseniz o fiyatlara yakın 0 rks 250 bulabilirsiniz. chopper tarzı v motoru var. oturuş ve sürüş pozisyonu rahattır.
2. el düşünürseniz, mt 25 mantıklı bir tercih olabilir tip ve oturuş pozisyonu olarak. hondanın bu segmentte motoru yok. olan ya ss ya büyük cc. nc750 ler var ama biraz pahalı kalır sizin bütçenize göre.
şimdilik benim aklıma gelenler bunlar.
şimdiden kolay gelsin.
-
Teşekürler üstadım, her fikri ve öneriyi artı eleştiriyi titizlikle dikkate almaktayım. İnazuma dediğiniz gibi su içinde bile olsa sınıfında bir baş yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Tercihimi yönlendiren ilk kişi siz oldunuz.
-
abs'li motorda da pekala abs'siz fren yapma öğrenilir. abs de panik-manik olursan diye elinin altında durur.
abs'ye kulp takan adam, telefon kullanmasın, internet kullanmasın bakalım.
-
Mondial Rx3i düşünür müsünüz ?
-
Inazuma varken diğer 250'liklerin hele ki Duke gibi rahatsız bir motorun esamesi okunmaz. ABS olmaması sıkıntı yaratmayacaksa Inazuma alınmalı fakat madem ki uzun yol ihtimali var, bence olmuşken F olsun. Bence Benelli TNT 250 de iyi bir seçenek, üstelik şu aralar stok bitirmek için anormal bir indirim yaptılar. Duke 250'nin kasasına razıysanız TNT 25'e de bakabilirsiniz.
Hyosung'un ne kronik problemi varmış bilmiyorum fakat distribütörünün yüzünden olsa gerek Türkiye'de popülaritesi oldukça azaldı. Onun yerine aksine çıkışta olan Daelim Daystar 250 de düşünülebilir. Bundan başka RKS Blackster de değerlendirilmeli.
-
ABS konusunda hemfikiriz, yüzmeyi bilmeyen insanın scuba olayına girmesi gibi birşey olur sanırım ;)
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:38 ----------
Rx3i kullanıcıları bana gönül koymasın ama, o modelin henüz kendini ispat edebildiğini zannetmiyorum. Yakından inceledim ve 20 km kadar kullandım. Gereksiz bir yüksekliğe ve denge dağılımına sahip olduğuna, parça kalitesinin ne biliyim biraz emanet gibi durduğuna kanaat getirdim. Yanılıyor olabilirim ama açıkçası içime sinmedi.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:42 ----------
Daelim aslına bakarsak Hyo nun açıkları nedeni ile popüler olmaya başladı diye düşünüyorum. Oysa ki Gv250, Daystar karşılaştırmasında Hyo nun stabilitesi ve sağlamlığı daha öne çıkıyor. Daystar arka disk ile asıl farkı yaratsa da cruser sınıfında daha bir tok duruş ve kamyonvari oturaklı sürüş tercih ediliyor. Yanıtınız için teşekkür ederim.
İlgili başlıkta mutlaka TNT 25 ile 250 arasındaki farklar belirtilmiştir. Ancak, sizden rica etsem bu iki modelin sınır taşlarından özetle bahsedebilirmisiniz ?
VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR, KADERİNE TERK EDİLEMEZ
-
BLUERAY adlı üyeden alıntı
ABS konusunda hemfikiriz, yüzmeyi bilmeyen insanın scuba olayına girmesi gibi birşey olur sanırım ;)
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:38 ----------
Rx3i kullanıcıları bana gönül koymasın ama, o modelin henüz kendini ispat edebildiğini zannetmiyorum. Yakından inceledim ve 20 km kadar kullandım. Gereksiz bir yüksekliğe ve denge dağılımına sahip olduğuna, parça kalitesinin ne biliyim biraz emanet gibi durduğuna kanaat getirdim. Yanılıyor olabilirim ama açıkçası içime sinmedi.
Yüzmeyi bilmeyenler scuba yapabilir. Bilginize.
Yaşımız ve boyumuz aynı. Benden 32 kg fazlasınız. Yakıt ve parça fiyatlarını önemsemiyorsanız İnazuma. Sürekli metalciler gibi bağıra bağıra süreyim, yüksek devirde gideyim diyorsanız MT/R 25. Kalite (kaydırmalı debriyaj, abs, ters amortisör, iyi lastik diyorsanız KTM.
Kendi motorumu da önerebilirim Zontes S250, ayrıca TNT 250 de çift silindir ve güzel bir alternatif diye düşünüyorum. Aslında bizim motorumuz Suzuki İntruder 250 ama artık yenisi yok maalesef.
-
Evet yüzmeyi bilmeyenlerde scuba yapabilir haklısınız, bu spora heves edenlerin şevkini kırmak istemedim, yanlış anlaşılmasın. Biraz biçimsiz örnek oldu. Şunu serbest dalış olarak düzeltelim. Ben harb okulundan sonraki eğitimlerden sonra elleri bağlanarak kıçına bi tekme ile foçada gece vakti denize atılan tiplerdenim, biRkaç yıldızımız var, bc tüp palet yatıyor uzun zamandır dalmadım, kilo da haddini aşınca 5mm ye sığmaz olduk hali ile :D Ama her nasılsa yanlış bir örnek kullandım.
SCUBA (ALETLİ DALIŞ) YAPMAYA HEVES EDEN, MERAK EDEN TÜM ÜYELERİMİZ... SCUBA İLK ÖĞRENİM SÜRECİNDE EĞİTMEN GÖZETİMİNDE YAPILAN OLDUKÇA GÜVENLİ BİR SPORDUR, YÜZME BİLMENİZE GEREK YOKTUR, ÜZERİNİZDEKİ TECHİZAT SİZİ KORUYABİLECEK SU ÜSTÜNDE TUTABİLECEK TEKNOLOJİYE SAHİPTİR. AMA TEK BAŞINIZA DA ÖĞRENEBİLECEĞİNİZ BİR DAL DEĞİLDİR. SCUBA BİR YAŞAM TARZIDIR. İMKANINIZ VAR İSE BUNDAN KENDİNİZİ MAHRUM ETMEYİNİZ. SU ALTI YAŞAMINI GÖRDÜKTEN SONRA ÜSTÜNÜ BEĞENEN İNSAN BEN GÖRMEDİM.
Diğer önerilerinizi muhakkak dikkate alıyorum. Önümde test sürüşleri, inceleme hatta bütçeyi yükseltme için yaklaşık iki ayım var. Karar verme konusunda oldukça uzun bir süreç. Teşekkürlerimi sunarım
VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR, KADERİNE TERK EDİLEMEZ
-
hocam sanki beklentinizle sym wolf da ortusuyor biraz. inazumaya biraz yakin ama ondan daha atak ve cimri. ayrica malzeme kalitesi cok iyi duruyor.
-
Valla üç tercihimi yazdım, üçünden biri... Israrlıyım yoksa gene başa dönücem...iş gelecek maçlara kalıcak... :D
Yinede sağ olunuz var olunuz...
VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR, KADERİNE TERK EDİLEMEZ
-
174 boy 102 kiloyum. Gv250 kullanıyorum. Gayet memnunnum. Zaten gv 250 sayfasının gediklisi oldunuz payşımlarınız da var. Sorunları ve ne kadar ufak tefek ve çözmesi basit şeyler olduğunu biliyorsunuz. Ama tabiki sizin seçiminiz. İnazuma bence (özellikle bence diyorum herkesin zevki farlı) çok çirkin zaten commuter ne kadar güzel olabilir ki. KTM 250 denemedim ama 200 lüğünün üzerine bindim bi baktım altımda sinek gibi kaldı. Yoksa benimde aklımdan geçiyordu. Daha ortalama ebatlarda ki insanlarda gayet güzel duruyor ve en nihayetinde KTM. İnsanın alıp yanlayası geliyor. En güzeli gidin hepsinin üstüne bi oturun, bi inceleyin öyle karar verin. Belki daelime de bakabilirsiniz. O da fena değil gibi.
-
4. bir seçenek olarak, 250 cc de klasik olarak önerdiğim tnt 250 var
illa bahsettiklerinden olacaksa, inazuma
-
Yaş 44 boy 180 cm kilo 93. Bu yaşlara bu ebatlara gidecek oturaklı ağır efendi motosiklet 250 cc grubunda Inazuma F tir. Parça olayında senin fikirlerini ben de paylaşıyorum ancak yakıt ve hantallık için aynısını söyleyemeyeceğim. Hareket halinde iken ağırlığını hiç hissettirmeyecek şekilde şehir içinde gayet kıvrak kullanım tarzı sunuyor. Uzun yollarda ise bu ağırlık bir avantaja dönüşüp yere daha iyi tutunmayı sağlıyor. Yakıt 3.5-3.8 arasında değişiyor. 250 cc grubundaki diğer motosikletler ile anlamlı bir fark yok yani. En fazla 0.5 lt fark eder. Ha eğer o motosikletin görüntüsü bana hoş görünmüyor dersen güzellik meselesi göreceli olduğu için direkt haklısın derim. Onun haricinde eleştirdiğin hususları eğer kullanarak değerlendirmediysen, duyuma dayanan bilgilerse ben bu motosikleti sana tavsiye ederim. Naked Inazuma sırt ağrısı yapacaktır. F olan da daha dik bir oturma pozisyonu var. Grenajlı model rüzgardan ciddi anlamda daha iyi koruyor. Ybr ile 80 km hızlarda hissettiğim rüzgarı Inazuma F ile 120 ile giderken hissetmiyorum. ABS her anlamda çok gerekli gerçekten. ona diyebilecek hiçbir şeyim yok. Keşke motosikletimde ABS olsa idi, daha güvenli olurdu.
-
İçinden biri olacaksa inazuma olması sizin için en iyisi olacak. Rosso 2 lastik ile kendi absnizi yapabilirsiniz. Kaliteli lastikle abs hissiyati hissediliyor.
Şimdiden hayırlısı olsun.
Not : hep öğrenmek isteyip de ogrenemedigim bir sanatiniz var. Kıskandım.
-
Bence herkesin motoru kendine özel olmalı ve bir çok kişi farklı türden motora binmeli diyerek kısa bir cevap veriyorum. Konunun başlığını okudum sadece
-
-
Yapılan tüm öneri ve tavsiyeler doğrultusunda, bel fıtığı ve omurga hasarımı düşünürken fizik tedavi uzmanı çok değerli bir ağabeyimi aradım. Prof.Dr.Ceyhun ÜNSAL. Kendisi gençlik yıllarında motor kullandığını, motosiklet kazaları sebebi ile birçok hastası olduğunu belirterek fikrini şu şekilde söyledi...
Bak çocuk, bu motor işi arabaya benzemez hoplatır zıplatır sonuçta dört amontisör üstüne bide koltuk yok, farkını 15 dakikada anlamak istiyorsan git tarladaki bir traktöre bin 100 metre ilerle.. aha işte sana vereceği darbe buna eşit sayılabilir. Traktör 100 metrede verir motosiklet 100 km.de Diyeceğim şu omurgandaki ve belindeki hasarı düşünürsek ( mr sonuçlarını biliyor) dik oturmalısın, yol darbesini kalçan direk ensene doğru yollamalı, sakın ha o yarış motosikletlerine girme 50 yaşında altına etmeye bile başlarsın. Senin durumun bu dik oturmalı ve bacaklarınla darbeyi sönümlemelisin.
Dedi...
Bu durumda bana uyumlu motosiklet seçeneklerimin arasında sadece Gv250 olarak kalıyor, ileriki bir zamanda hacim büyüterek cruiser formunda devam edebilirim. Onunda ayak peg lerinde biraz oynamam gerekicek.
İş sağlık olunca zevkin, kişiselliğin bir önemi kalmıyor.
Motosikleti olmayan genç arkadaşlar, bakınız bu durum size bir fikir versin. Sağlık probleminiz var ise alacağınız motosikleti bile etkiliyor. Sizler bizim teminatımızsınız, ne yapıyorsak sizler için yapıyoruz. Benim 10, 15, 19 yaşında üç çocuğum var. büyüklerinin ellerinden öperler. Onlar nasıl ki bizlerin gözlerinin nuru ise sizlerde anne ve babalarınızın göz nurusunuz. Burada motosiklet konusunda başlık açtığınız zaman yine burada yazılanları yabana atmayınız. Bakınız bir arkadaşım bana GV250 sayfasının gediklisi dedi, mutlu oldum. Bu durum güzel insanlar ile güzel fikirler ve tavsiyeler ile hatırlandığım anlamını taşır. Gençlere sesleniyorum illaki... bu ve bu gibi forumların kıymetini bilip gelişimine katkıda bulununuz, elbet sizinde baba yaaaa sen ne zaman motor alcen de bunu bana vercen diyen bir çocuğunuz olacak....
Karar:
MT forumun güzide ve saygıdeğer katılımcılarının verdiği fikirler doğrultusunda, Fizik Tedavi konusunda Prof.unvanına sahip bir büyüğümün tavsiyeleri göz önüne alınarak tarafımca Hyo Gv250 alınmasına, bu alış sisteminin mümkün ise yakin bir tanıdık yada tanıdığın yakini ile 2. el olarak gerçekleşmesine, bu mümükün olmayacak ise MSA dan gerekli koruma demiri ile sisi bar siparisi eklenerek sıfır alınmasına, Hyosungsource ye üye olunmasına, Yugoslavya dan akraba otobüs firmasınca Commender2 lastik getirtilmesine, diğer falan filanlarına karar verilmiştir.
Bilgisini ve emeğini esirgemeyen tüm dostlarıma teşekkür ederim.
-
AAAAAA sonuçlanan bir "ne alayım" konusu ?
HArikaa
-
BLUERAY adlı üyeden alıntı
... dik oturmalısın, yol darbesini kalçan direk ensene doğru yollamalı, sakın ha o yarış motosikletlerine girme 50 yaşında altına etmeye bile başlarsın. Senin durumun bu dik oturmalı ve bacaklarınla darbeyi sönümlemelisin.
Dedi...
Bu durumda bana uyumlu motosiklet seçeneklerimin arasında sadece Gv250 olarak kalıyor ...
Yarış motoru gibi öne eğilerek sürülen bir şeyin olmayacağı doğru. Ancak hekimin önerilerine uyan motor GV250 veya benzeri bir cruiser da değil. Çıplak motor veya seyahat endurosu dedikleri rahat oturulan motorlar.
Dik oturulan ve bacaklarla yerden gelecek darbeleri sönümlemek için popo hizası ile ayakların yaklaşık aynı yerde olması lazım. Ayakları öne uzattığımız bir motorda bacaklarla darbe sönümlemek mümkün değil. GV 250 ve benzeri her motorda yerden gelen her darbe anında omurgada hissedilir. Ayrıca zaten bütün ağırlık omurga ve popo üzerinde olur.
Oysa KTM 250 Duke ABS öyle mi? Hem dik ve rahat oturuluyor hem de bacakların amortisörlere yardım etmesine imkan vererek omurga sağlığını koruyor.
Üstelik ABS sayesinde ön tekerin kayması ile düşme riskini azaltarak, oramızı buramızı kırmamıza engel oluyor, aktif bir biçimde omurga sağlığına destek oluyor.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)