ohooo ooo daha dur bunun zinciri var, neyle yağlasım ı var, wd40 ı var, hangi motor yağı var... var da var....zincir kilit mevzuu var... hemen sevinme o kadar üstadım :D
Ama en azından motor belli :D Kendi adıma onada şükrediyom :D
ohooo ooo daha dur bunun zinciri var, neyle yağlasım ı var, wd40 ı var, hangi motor yağı var... var da var....zincir kilit mevzuu var... hemen sevinme o kadar üstadım :D
Ama en azından motor belli :D Kendi adıma onada şükrediyom :D
VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR, KADERİNE TERK EDİLEMEZ
Hocam bana sorarsan öncelikle bir tarz oluştur kafanda.
Yazdıklarından anladığım sadece motosiklet modelleri konusunda değil kullanım konusundada kararsızlıkların var.
Şehir içinde %100 seçim sebebi bu olmayacaksa bile kıvrak, şehir dışındaysa rahat ve eşinizde olduğundan biraz güçlü bir motor arıyorsunuz anladığım kadarıyla.
İkinci el tercih eder misiniz? Ona göre nacizane bir iki tavsiye vermek isterim seçim konusunda
İnazumaya mutlaka binin. Amortisorlere rahatlığa bakin öyle karar verin. Gvde ayaklar önde olacağı için tüm darbe omura gelir. Scooter kullanıyormuscasina rahatsizlik verebilir. ( hic cruiser kullanmadim. )
Konuyu okudum sonra birkaç işim çıktı yorum attığımda karar verilmiş.
Yalnız oturuş pozisyonu hakkında şunu söyleyebilirim. Cruiser motorlar rahat bir biçimde özelleştirilebilir.
Bana sorarsanız seçim konusunda bu hususu dikkate alın. Bende gv250 yahut ikinci el eski bir japon düşünülürse ve tecrübede biraz varsa en500 düşünülmesi taraftarıyım. Bunun amortisörlü koltuğu var. ayaklık ayarı var. kişiye özel gidonu var. o oturuş pozisyonuna yaklaşılabilir.
Gerek yaş, gerekse istekler doğrultusunda ben tercihimi cruiserdan yana kullanırdım.
ZAFERCE Hocam haklısınız anatomik olarak doğru ancak ben şöyle düşündüm, omurgaya binen asıl yük kalçadaki eylemsizlik ve kaskın verdiği eylemsizlik hareketi olacaktır. Alttan gelen darbeler gv de şase uzun olduğu için hali ile drek alttan gelmeyecek ve amontisörler bu hareketi bir nebze sönümleyecektir. Asıl tehikeli olan frenleme esnasındaki hareket, ani ve kontrol edilemeyen hareket. KTM de kesinlikle bir öne yığılma olacaktır ve hight kaçınılmaz hale gelecektir. ABS arka tekerlek ağırlıklı olduğu için öne olan yığılma kilitlenmesini geciktirecektir, kilitlenmeyen lastikte ise abs devreye girmeyecektir. Girse de zaten zemin tutunması oldukça zayıf olduğu için yine high nedeni olacaktır. Cruiser de ise ani frenlemede hight söz konusu değildir, vücut agırlığı tamamı ile bacaklara yönelecek, kollar buna direnecektir.
Kısacası sürüş esnasında omurga kendi doğal hareketlerini KTM de koruyabilir ama asıl tehlikeli anda, yani kemiğin siniri sıkıştırması halinde daha çok hasara neden olur. Çünkü çarpışma yada fren halinde bacakların hiçbir işlevi kalmaz.
Yanılıyorsam düzeltiniz lütfen, bir eksikliğimi daha gidermiş ve minnettar olurum
VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR, KADERİNE TERK EDİLEMEZ
Aslında bir yerde commuterların yada enduroların oturma pozisyonu (ayakların kalcanın hizasında aşağıda konumlanması açısından) bel fıtığı problemi olanlar için en uygun pozisyon. Gv250 de ileride olan ayak pozisyonu ani çukur ve tümsek geçişlerinde ayağa ağırlık vererek beldeki darbeyi engellemede maalesef yardımcı olmuyor. Aynı şekilde ss makinalardada farklı şekilde sürekli belde ve bileklerde yük var. Ben de bel fıtığı ameliyatı olduğumdan durumları biliyorum. En uygun oturma pozisyonu bu durumda ktm veya inazuma sağlar bu seçenekler arasında. Ama yinede gv250 güzel yahu
Ktm kullanan biri olarak aşırı rahatsız.bir oturuş sekli var.
Ayrıca amortisorleri diğer aletlere gore daha sert. Kullanırken perişan Ettiğini hatırlıyorum.
Lakin ki öyle değildir hocam Çıplak motorda fren yaparken depoyu dizlerle sıkıyor olacağız. Kollar mümkün olduğunca gevşek bakışlar ileride. Ayakların yanlara açık olduğu, destek alınamayan, dizlerin depoya sarılı olmadığı cruiser motorda fren yaparken de hızlanırken de normal sürüşte de bacaklardan destek alınamaz. Aslında bu şekilde forumda yazmak, okumak pek bir yardım sağlamaz. Düzgün bir eğitim alıp, acil durum freninde ne oluyor tecrübe etmek en akıllıcası. Yani fren anında bacakların işlevsiz olduğu motor GV, Duke'de bacaklar depoya sarılı ve bedene destek oluyor olacak.
Çarpışma anı tamamen bir kaos. Orada ne motor ne avataj sağlar bilmiyorum. Çarpmamak lazım.
Kısa bir süre bir arkadaşımın inazumasını kullandım. Biraz ağır hissettirir (çünki azıcık ağırdır) ama iyi motordur. İstanbulda olduğunuza göre servis sıkıntısı da yaşamazsınız. imkan varsa 0'dan yürüyün böylece önceki sahibinin hayrına kalmazsınız
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:08 ----------
Scıba'da yüzmeyi bilmeye gerek yok; batsanız yeter
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:12 ----------
Niyetim tartışma yaratmak değil ama; duke 200 benim xteeme'den daha çok titriyor, hem de her yeri titriyor!! Buna mukabil sürüşü çok zevkli, agresif bir oturuş ama yormuyor, her istediğinizi yapabileceğiniz bir motor. Selesi (benim için 170cm) çok yüksek ama şaşılacak derecede konforlu alet. İnazuma bel sıkıntınız için hem artı hem eksi: artı çünki en rahat 250'lik; eksi çünkş, ağır . park ederken bile duke'den 40-50 kg daha ağır olacak.
arkadaşlar çok doğru söylüyor GW 250 kunusunda. Uzun zaman cruiser kullandım. Darbeler direk omurganıza gelir (ayakların önde olması) bacaklarınızın ağırlığını ayaklar aşağıda iken ayaklarınız taşıyacakkken ayaklar önde olunca kalçaya biner uzun yolda mola arasını uzatırsanız kalça ağrısı yapar. Inazuma fiziğinize en uygun olanı gibi görünüyor ki F modelini tercih etmelisiniz nedeni cam yada rüzgar koruması değil F modelinin gidonu tek parça ve biraz daha dik oturmanızı sağlar hatta gidon yükseltme-geriçekme takarak daha konforlu hale getirebilirsiniz.Ayrıca GW 250 de titreşim faktörünüde unutmayın inazumadan çok daha fazladır.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:02 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:51 ----------
Cruiser zaten durmaz o yüzden bacaklara görev yüklememnin bir anlamı yok. Ani frenlemede bir cruiser dururken, spor bir motosikletten 2 kat daha fazla yol katedecektir.Ani frenleme anında arka tekerleği sağ yada sol yanınızda görmeniz de cabası .
Hocam selamlar,
Yazınızı okudum ve oldukça beğendim, söylemeden geçemeyeceğim.
Birkaç nokta üzerinde durmak istiyorum motor önerisine geçmeden önce. Bazı kısımlar teknik bilgi içerir.
Her şeyden önce, benim belde de zorlanma kaynaklı hassasiyet var. Uygun olmayan pozisyonda motor kullanınca baston yutmuş gibi oluyorum. Gençliğin başımızda duman olduğu dönemde, ilçe içinde kaza yapmıştım, km saati 185 km/h de takılı kalmıştı. Ölçülen fren izi 9 metre 17 cm idi. Arkasından çarptığım araç ise 2 metre çapında daire göbeği ve bu göbekte dikili olan insan boyundaki fidanı havadan uçarak yolu karşıya geçmişti. Neyse oralara çok girmeyelim. (Nasıl ölmediğimi merak eden arkadaşlar için, 1994 model faşist alman yapımı 1800cc ford escort, yıl da 2004 falandı kaza yaptığımda. Aracın şasesi kaynaksız u. Çarptığım araç ise uno olunca çok bir mukavemet göstermeden yolumdan çekildiği için, emniyet kemeri falan, ölmedik, ama 2 ay ensem ile kuyruk sokumum arasında kalan omurgamı hiç kıpırdatamamıştım ağrıdan.)
Bu noktada size bir kaç önerim olacaktır. Selesi sert motor belinizi ağrıtmaz, afedersiniz kıçınızı ağrıtır. Dolayısı ile fıtığa çok bir müdahalesi olmaz. Kötü motorda doğru oturuş pozisyonu sizin sorununuza en az iyi motorda oturuyor olmak kadar faydalı olacaktır.
Koltuğun sertliğinden ziyade, bel ile ilgili faydalı olacak olan, amortisörlerin esneme aralığıdır. Bu noktada ise, naked yani çıplaklar, bir çok cruiser falan hep yetersiz kalacaktır. İşte bu noktada devreye iki etken girer, ya beklentilerinizin bazılarından feragat edeceksiniz, ya da bütçeyi artırma yoluna gideceksiniz. Çünkü bütçe arttıkça sizin ve benim gibi kronik bel sıkıntısı olan kişilere daha uygun motor alma şansınız artacaktır. Tekrar söylüyorum, konfor sadece koltuk rahatlığından ve ayakların pozisyonundan ibaret değildir. Denemek için bindiğim, bratt bike diye tabir edilen, arka maşası şasiye sabit bir motor büyük bir avm'nin otoparkındaki pürüzsüz sayılabilecek asfaltın bile bütün pütürlerini hissetmiştim.
Ayakların çok önde olması sayın zaferce'nin dediği gibi, vücut ağırlığınızı bacaklarınızın esnekliği ile taşıyarak çukur, kasis gibi engellerden gelecek darbeyi fiziksel olarak sönümlemenizi engeller. Regal raptor daytona kullanıştım, selesi iyiydi, ama çukurlarda totoyu kaldıramadığım için bütün darbe kuyruk sokumu bölgesinde yoğunlaşıyordu ki siz bunu istemezsiniz. Ancak ayakların önde olması ile, dizlerin ergonomik olmaktan uzak derecede kıvrık olması arasında ideal bir denge vardır, yoksa sadece ayaklar totonun altında olacak diye, dizleri çok bükmek te rahatsız edecektir. Sınıfına kıyasla rahat olsa da aslında rahat olmadığı kabul edilen CBR250R ile Duke250 arasında diz büküm açısı farkı 1 derecedir. Bildiğiniz 1 derece. Ben CBR ile yarım saat 40 dk'lık bir sürüş sonrasında açma germe yapıyorum. Çok mu rahatsız? Hayır, ama daha uzun sürüşlerde hem aşırı bükülmenin hem de depoyu sıkmak için uygulanan gücün etkisi ile bacaklar yoruluyor. Ağrıyor.
Şimdi gelelim moltorlar üzerinden konuşmaya;
yukarda iki seçenek saymıştım, birincisi;
GV250 kullandım, rahat, ama düz asfaltta rahat. Bozuk yolda rahat falan değil. KTM Duke250 güzel, donanımlı ve kaliteli ama çok ufak bir motor. Kalıp ve boy olarak kendini minyatür hisseden bir arkadaşım üstüne binip fotoğraf çekip bana atmıştı, hakikaten küçük motor. Zaten onun da amortisör esneme aralığı çok bir şey vaat etmeyecektir. İnazuma o sınıfın tartışmasız mercedesidir. Eh merdese binen herkes 3-5 fazladan ödeme yapmayı göze almalıdır. Bu arada, o hantal dediğiniz inazuma neredeyse her sedan araçtan daha ataletlidir kalkışta falan. Ülkemiz otoyolları da dahil, hız sınırımızı geçmeye de yeterince elverişlidir. Tipi tartışmaya açık olsa da kalite kokan bir motordur. Parça fiyatları biraz tuzlu olsa da kaza harici pek parça değişimi gerektirecek bir motor da değildir. Saydığınız 3 motorun içinde, gerçek anlamda rahat olacak yegane motordur. Yakıt konusunu çok takmaya gerek yok. Kullanıcı verilerine göre, 4 litre civarı bir ortalama yakıt tüketimi sunuyor motor. Bu çok değil. GV250 bundan az yakmayacaktır. Duke250 için iseaynı şekilde kullanıcı verileri 3 litre diyor. 1000 km'de 50 lira az yakacağı için sakat olan belimi ağrıtacak bir motora binmek istemezdim. (Niye CBR'ye biniyorsun diye soracak olursanız, yukarda da söylediğim gibi, doğru oturuş pozisyonu ve anlık patlama şeklinde gelecek darbeleri bacaklarımı esnetip diz bölgemdeki bükülmede sönümlüyorum, yine de çok rahatım diyemem. Ama en azından belimi tutarak inmiyorum. Ancak şimdiki aklım olsa, tercihim farklı olabilirdi.)
Rahatlığı kenara koyarsak, abs her zaman abs'dir. Abs devreye girince lowside olmazsınız, highside zaten olmazsınız. Esas ön teker kilitlenip kaymaya başladığında bu risk ortaya çıkar. Ancak yerinizde ve yaşınızda olsam, abs'yi bir kenara koyup frenkerinden de memnun kalınan inazuma'yı tercih ederdim. 150 km hıza çıkabildiği net olan bir motor için gitmiyor yakıştırması garip geliyor. Sonuçta 250 cc.
İkinci seçeneğe geldiğimizde,
CG ile tecrübeyi biraz daha artırıp bütçeyi de 19-20 bin liralara çıkartmak. Ekonomik olarak bu ne kadar sürer, ne kadar istersiniz beklemeyi bilmiyorum. Ancak bahsettiğim rakamlara NC700X alınabilir temizinden. Oturuşu rahat, çift silindiri ile titreşimi az, gücü şehir içinde ve şehir dışında yetecek kadar optimum, yakıtı uslu kullandığınızda inazumadan ve GV250'den az, parçası bolca bulunabilir bir motordur kendisi. Amortisörlerinin esneme aralığı ise, enduro motorlar ile kıyaslandığında az olup en rahatsız endurolardan kabul edilse de, sonuçta saydığınız motorların tamamından iyidir.
Sevgili BLUERAY yaş 62 boy 180 kilo geçen yaz 126 bu gün 112. 1979 sağ göz dekolman , 2002 bel fıtığı,
2008 56 dikişli paraganglioma, 2015 minüsküs , ocak 2016 sol göz dekolman, ekim 2016 kalp bypass toplamda
6 adet operasyon sonrası bu gün dimdik ayaktayım elhamdülillah . Temmuz 2016 da babamın gelini, ben artı
motorumun üzerinde de 60 kilo yükle Bursa'dan İzmir Çeşme'ye gittik . Bir ay kaldıktan sonra evime döndük.
Her yüz km de yarım saat mola vermeyince yola devam edemedim. Sana bir de vstroom 250 ye bak derim. Sen
zaten birkaç ay sonra alacağım diyorsun . O güne kadar geleceği kanaatindeyim. HÜRMETLER.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)