İş hayatında ben şu açmazı çıkmazı yanlışı sorunu çok görüyorum.
Hiç bir şey net değil. Çalışan herkes her şeyden sorumlu. Herkes joker gibi çalıştırılıyor. Çalışanların mutlu olup olmaması kimsenin umurunda değil. Çalışan mutsuz patron umursamaz müşteri ilgisiz.
Hayattaki bütün sorunlar hep çokluktan kaynaklanıyor
Nüfusun çokluğu
İşlerin çokluğu
Çalışma saatlerinin çokluğu
Dertlerin çokluğu
Hiç kimse uykusunu alarak işe gitmiyor. Evine gittiği zaman kendisine veya ailesine eğlenmek için vakit ayıramıyor.
Bir de bazı zengin varlıklı insanlar ve bunların ailesi var. Hiç bir şekilde üretime katkısı olmayan, öğlene doğru evden çıkıp, bir kafeye gidip laptopunu açan, internete takılan ve hayatını böyle yaşayan tipler var. Etliye sütlüye karışmayan, sürekli para harcayan ve kendilerine "nasıl gidiyor" diye sorulduğunda, "koşturuyoruz" diyen ve buna kendini inandıran. Offf Sıktı bu hayat be
Kardeşim sana şöyle söyleyeyim. Hayatı kazanmak için savaşacaksın. Ve bu savaş seni her türlü yıpratacak ama yılmadan her zorluk ile mücadele etmeye çalışacaksın. Elinden gelenin fazlasını yaptıkça göreceksinki gücünün sınırı yokmuş. Ve bu şekilde devam ettikten sonra çevrende herkes seni sevecek.
Kendimden bahsediyorum bu arada
Peki sabah aksam calisan insanlar bir sey uretebiliyor mu sizce?Hiç bir şekilde üretime katkısı olmayan
Uretiyorsa ne ve nasil uretiyor? Nefretle uretilen mal ve hizmetlerden topluma bir fayda saglanir mi?
15 yil once daha az calisip daha mutluyduk gibi geliyor bana nedense. 2000 devirde etrafi seyrederek gitmek yerine 20.000 devirde son hiz gitmek gibi bizim durumumuz, fren mesafemiz epey fazla. Korkudan da altimiza edebiliriz
Keske gokyuzu pembe olsa, musluklardan bal aksa, tadinda kulaga guzel gelen ama realiteden bihaber yorumlar....
Is cikisi sonrasi 7'de AVM'ye gidip alis verisimi yapiyor, 10'da evime pizza ismarliyor, bir sekilde gecenin 3'unde canim yemek isterse gidip 24 saat acik restoranda yemegimi yiyorum. Herkes te gayet mutlu valla. Ona gore parasini aliyor cunku.
COQ, onu bunu birak ta, yurt dışından getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla alinan konutta KDV kalkmis. Memlekette doviz bitti herhalde, boyle bir girisimde bulunmus devlet buyuklerimiz. Guzel bir daire alalim sana diyorum, ne dersin
Amerika'da yasayip kapitalizmden sikayet edin, anlayisla karsilayayim.
Ama Turkiye'de yasayip kapitalizmden sikayet etmeyin. Cunku asil sorun o degil.
Turkiye sosyalist te olsa, komunizmle de yonetilse sikayetleriniz bitmez. Neden mi?
Cunku bunlarin hepsinin ustunde yolsuzlukla yonetiliyor Turkiye. Onun altinda kapitalizm de olsa, sosyalizm de olsa, komunizm de olsa farketmez, yolsuzluk bunlarin hepsinin iyi yanlarini yok eder, bir kesim sefa surer, halk ta onlarin sefasinin parasini oder... Burada yaygin olan "Bir Turk on Amerikaliya bedeldir, ama 10 Turk 1 Amerikali etmez, cunku takim halinde calisamaz" lafi aklima geldi direk
Az bir paraya çok iyi bir tecrube satın almışsın.Malesef kapitalist sistem sömürüye dayalı bir sistemdir.Kazandığın para ne ondurur ne öldürür,sadece süründürür.Dominos konusunda haklısın,oradan gelip bizde çalışan arkadaşlar var.Kurumsal firmalar herzaman sistemi dibine kadar kullanırlar.
Paketçiler arasında dominos acemi birliği, bk mc kfc usta birliği derler
bende boş vaktimde çalışmıştım ama dominos çok zor bir yer düşününki bir kurye hem call center hem temizlikci hem garson hem hamal ne bekliyosunuz ki
Daha önce de yazdım.
Halkın talepleri ve reaksiyonu piyasanın şartlarını oluşturur.
Burda da dominos var.
Fakat çalışanlar Türkiye'de ki şartlarda çalışmıyor.
Dünya ülke gezdim Türkiye'den başka kurye çalıştıran mcdonalds görmedim.
Vardır elbet ama genelde yok.
Burda 20 den sonra açık bir tek mağaza bulamazsınız.
Marketler 21'de kapanır.
Pazar günü hemen her yer kapalıdır.
Açık yerler genellikle Türk ya da arapların çalıştırdıkları yerlerdir o da tek tük.
Restoranların çoğu gece 10 ve ya 10.30'dan sonra yemek servisini keser.
Akşam 20'den sonra sigara bile bulamazsınız.
Yani iş sistemi oturtmakta bitiyor. Onu talep edecek olan da halkın bizzat kendisi.
Büyük şehirlerde sistem bozuluyor mesela.
Populasyonun karma yapısı bunun en büyük nedenlerinden biri.
Bu nedenle büyük şehirlerde uygulamak zor ama imkansız değil.
Velhasıl evde rahatım bozulmasın, ayağıma gelsin dediğiniz her şey iş hayatınızda ki rahatınızı bozuyor.
Bu tabi eve de yansıyor.
Aslında bu sistemde tek kazancınız ayağınıza gelen yemek.
O yemek için koca bir ömrü ziyan ediyorsunuz.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Hocam affınıza sığınarak yazınızın tamamını okumadım .......yazdıklarınız doğru ve evet imreniyorum ülkemiz adına.Ben yaşadığınız ülkedeki standartların fıransız toplumunun geliştirdiği kollektif bilinçten kaynaklandığını düşünmüyorum.Bizim ülkece yaşadığımız sorunlarının %90'ı kaliteli eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor.Kaliteli eğitim olmayınca yöneticinizde,ekonomistinizde,öğretmeniniz,hukukçu nuz,motosiklet sürücünüz,kanunun koyucunuz,devlet yetkilileriniz.....hepsi (ortalama) yetersiz kalıyor.Eğitimin sorunlu olduğu ülkemizde belki bazı sektörlerde sıkı kanuni denetimlerle vs iyi standartlar yakalanabiliyor ancak bu durum spesifik oluyor haliyle.Eğitimde buğün attığınız adım meyvesini uzun yıllar sonunda veriyor ve bu konuyu konuşmak bile cesaret, emek gerektiriyor.Baba kapitalizm diyor,toplumsal ahlak diyor,sömürü diyor,diyor,diyor,diyor.Haksız mı eyvallah tutar yanı var ancak çözüm değil.Meslek sahibi mesleğini hakkıyla yapabilecek yeterlilikte ve bilinçte insanlar yetişmeli okullarda.Aksi halde kanun koyuculardan tutunda toplumun tüm bireylerine kadar herhangi bir bilinç veya ahlaki tepki beklemek mümkün değil.Ve bir öngörü:Bizim eğitim sitemimiz ülkemizi kalkındıracak toplumsal bilinç oluşturacak düzene kavuşmadığı (ve bir umutta yok) için gelecek 30 yıl karanlık.
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:59 ----------
COQ Hocam affınıza sığınarak yazınızın tamamını okumadım .......yazdıklarınız doğru ve evet imreniyorum ülkemiz adına.Ben yaşadığınız ülkedeki standartların fıransız toplumunun geliştirdiği kollektif bilinçten kaynaklandığını düşünmüyorum.Bizim ülkece yaşadığımız sorunlarının %90'ı kaliteli eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor.Kaliteli eğitim olmayınca yöneticinizde,ekonomistinizde,öğretmeniniz,hukukçu nuz,motosiklet sürücünüz,kanunun koyucunuz,devlet yetkilileriniz.....hepsi (ortalama) yetersiz kalıyor.Eğitimin sorunlu olduğu ülkemizde belki bazı sektörlerde sıkı kanuni denetimlerle vs iyi standartlar yakalanabiliyor ancak bu durum spesifik oluyor haliyle.Eğitimde buğün attığınız adım meyvesini uzun yıllar sonunda veriyor ve bu konuyu konuşmak bile cesaret, emek gerektiriyor.Baba kapitalizm diyor,toplumsal ahlak diyor,sömürü diyor,diyor,diyor,diyor.Haksız mı eyvallah tutar yanı var ancak çözüm değil.Meslek sahibi mesleğini hakkıyla yapabilecek yeterlilikte ve bilinçte insanlar yetişmeli okullarda.Aksi halde kanun koyuculardan tutunda toplumun tüm bireylerine kadar herhangi bir bilinç veya ahlaki tepki beklemek mümkün değil.Ve bir öngörü:Bizim eğitim sitemimiz ülkemizi kalkındıracak toplumsal bilinç oluşturacak düzene kavuşmadığı (ve bir umutta yok) için gelecek 30 yıl karanlık.
Biraz empati meselesi galiba, kisin sogukta, yagmurda ya da gecenin bir vakti yemek falan ismarlamam. Isin dogrusu mecbur kalmadikca yemek ismarlamam. Hizmet edilmek hosuma gitmiyor. Kendi isimi kendim yaparim. O sartlarda calisan insanlara da uzuluyorum. Onlari dikkate almayan insanlara da kiziyorum.
Ama soyle de dusunulebilir, isi ne kalksin getirsin, onun icin para aliyor. Ama bu zincirleme bir reaksiyon yaratacaktir. Sonunda sizin de basiniza boyle dusunen musteriler, patronlar musallat olacaktir. O zaman hayat kalitesi diye bir sey kalmiyor iste.
Çok nane molla açıklamalar.
Sen erkeksin adamın gözünün içine bakarak o montu pantolonu alacaksın
pos cihazını gerekirse müşteriden kullanmayı öğreneceksin
işi yaparsın ya da yapmazsın ayrı mesele
ama mızmızlanmayı karakter haline getirirsen bir ömür boyu böyle gider
İstanbul değil bütün dünya için imkansız. Az düşünen için önerinin saçmalığının boyutu baş döndürücü.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:54 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:24 ----------
Hizmet edilmek değil ama profesyonel ve güler yüzlü hizmet almak hoşuma gidiyor.
Açıkçası iyi çalışma şartlarının olduğu yerde yazdıklarınız zaten geçerli değil. İnsanlar da mutsuz değil. Olumsuz şartlarda çalışmanın karşılığı verilmiyorsa insanlar da çalışmaz, iş yeri de devam edemez.
Burada gece pizza dağıtan öğrenci mutsuz değil. Müteşekkir. İyi bahşiş te alıyorlar, çalıştıranlar da ona göre veriyorlar, o yüzden o saatte çalışıyor. Bunda yanlış bir şey yok. Zaten pizzanin çoğu 5'ten sonra alınır. Sadece pizza dağıtarak, hem de bir yandan okuyup, beş bin dolar biriktiren arkadaş vardı. Tek başına öğrenci maaşıyla geçinip, hem de eşi ve çocuğu olan insan için bulunmaz nimet.
Kışın eksi yirmi derece bir Pazar akşamı kalorifer bozuldu. Tamire gelen adam iki kat para alıyor haliyle. Yoksa çalışmaz adam.
Ben de özel ders vermiştim öğrenciyken, gayet iyi bir fiyata. İyiydi valla. Karanlıkta kar kış demeden evine gidip ders verdim. Ucuz olsa vermezdim, ki reddettiğim öğrenciler de oldu.
Motosikletim 4 aydır tamirde. Tamirci iyi. Cumartesi günleri bile açık ama adam meşgul. Sahibiyle konuştum, rastgele birini alamam diyor. O yüzden eli mahkum bekliyor biz müşteriler...
Sömürüye açık alanlar mutlaka var. Ama herşey de sömürü değil. Yolsuzluk ve haksızlık hakimse, o ülke komünist te olsa, kapitalist te olsa, sosyalist te olsa, insanlar emeklerinin karşılığını alamazlar... Çünkü yeterli kazanç olmaz, olan kazanç ta düzgün dağıtılmaz...
@hasmet
Yolsuzluk ve haksızlık hakimse, o ülke komünist te olsa, kapitalist te olsa, sosyalist te olsa, insanlar emeklerinin karşılığını alamazlar...
Türkiye'deki özel sektörlerin yarısından çoğu yolsuzluk ve haksızlık yapmıyorsa adımı değiştiririm.
Vergi kaçırmak, şirketi zarar göstermek, karşılıklı fatura kesmek,sigortanı asgari üzerinden yatırıp kalanı elden vermek,primi elden vermek,12 saat çalıştırmak. Neler neler.
bende 12 saat avm'de çalışırdım.sabah 10 gece 10..kapanıştan sonra temizlik ,kasa melesi derken evime 11.30'da giderdim.güneş yüzü hiç görmedim.eşimi adam gibi görmedim.evde adam gibi yemek yemedim.zamanında bende patrondum ve insanlar benimle çalışmak için can atarlardı.sosyal faaliyetler,maaşa habersiz eklediğim primler,bazen haftada 3 gün tatil gibi insanların yüzünü gülderecek eşi ve çocuğuyla zaman geçirecek fırsatlar sunmaya çalıştım.sonunda battık gitti.yerimizi put suratlı patronlar aldı.çok şükür şimdi babamın yanındayım
Üniversite sonda mcdonaldsta çalışırken "şanslı" bir abimin arkasında artçı olarak gezdirildim 3 gün (100 kiloydum o zamanlar). Sonra siparişleri yavaş yavaş uzaklara verdiler, alışmamı istediler. 7 ay çalıştım asıl işimden haber gelince ancak hayatımın en güzel 7 ayıydı. Samimi söylüyorum.
kuryelık sektorunde en dandık fırma domınostur net. kutu yaparsın yerlerı sılersın garsonluk yaparsın telefonlara bakarsın pızza kesersın bos kalırsanda paket goturursun resmen sıstem bu ustelık heryerde olan kuryenın fazla alması gereken sıstem burada yok bende cok calıstım zamanında allah hepınıze ıyı ısler nasıp etsın.
Ekonomi kötü olunca sizin gibi elemanlarına iyi davranan yeteri kadar kar edemez ve iflas eder, süründüren kazanır. İnsanlar çaresizlikten kötü muameleye katlanmak zorunda kalır.
Ekonomi iyi olduğu zaman elemanlarına kötü davranan çalıştıracak insan bulamaz, sizin gibi elemanlarına iyi davranan kazanır. Çünkü insanlar üç kuruş daha fazla kazanmak için kötü muameleye tahammül etmezler.
Velhasıl serbest piyasada ekonomi iyi oldukça, bu tip sorunlar azalır. Ekonominin kötü olmasının sebebi de serbest piyasa değil, bilimum yolsuzluk, haksızlık ve her türlü hukuksuzluktur. Hakkedenin değil, onun bunun yakınının kayırılmasıdır.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)