Bu paket servis konusunda en berbat şirkettir dominos pizza kurye değilsin vasıfsız elemansın dominos pizza da ama paket servis konusunda Kfc önde gelen bir isim hem maaş hem saatleri ve en önemlisi insan muamelesi yapıyorlar.
Keyifli konu olmuş ( senden beklenmeyecek derecede hemde ) , kovulma başarısızlığa deel , anlatım babında ,aferim.
Kuryelik mesleği hakkında fazla bir bilgim yok. Dominos firmasını bir müşteri olarak gözlemledim. Hiç beğenmedim. Pisliğini ev halkına anlattım. Elemanlarına karşı tutumu da kötü olabilir. Fakat, mücadele etmek, işi çabuk öğrenmek için gayret göstermek konusunda kendinizi biraz eleştirmenizde fayda var. Zamanla daha iyi olursunuz...
Ben de gevşeklik seziyorum yazıda. İşi kavramak için gayret göstermekten ziyade "malzeme bu, alın eğitin, yoksa keyfiniz bilir" tavrı söz konusu sanki.
Amerika'da bir çok üniversite öğrencisi çalışır, garsonluk ve kuryelik gibi işlerde. İş ahlakı da yüksektir. Garsonluk da, kuryelik te, her iş gibi ciddiyet ve profesyonellik istiyor, ve tabii ki kolay değil.
Anlat anlat heyecanlı oluyor demiş,Cengiz Baba
Part time işe girmiştim. 5 veya 6 saat.
Üstelik ilk gün başkasının adıyla çalıştığım için sistemde adım yoktu bedavaya çalıştığım ve ilk günüm olduğu halde 4 kez kendi başıma gittim yakın yerlere. Tabii diğer saatler de boş durmadım uzak yerleri öğrenmek için en az 10 sefer yaptım diğer kuryeleri takip ettim.
Öğrencilik zamanlarımda bir-iki yerde çalışmıştım. Artık nasıl bir travma olduysa bazen servis yapan garsonun az önce bulaşıktan çıktığını, paspas yapan gencin, pide hamurunu yoğurduğunu ve hemen hepsinin istemediği işler yapmak zorunda kaldığını düşünüyorum. Sadece Dominos değil, esnafların %90'ında olan bir durum. İş tanımı yok, emeğe saygı yok, personele yeterli eğitim yok, yeterli ücret yok... Yok oğlu yok.
Şimdi 10 yıllık memurum, sevdiğim işi yapıyorum. Görev, yetki ve sorumluluklarım belli. İşimi iyi yapmaya çalışıyorum, vicdanım rahat. Haklarımı ve hakkımı aramayı da biliyorum. Darısı, her ahlaklı insanın başına.
sadece dominos değil özel sektör çok acımasız
4 sene önce yazın elime 3-5 kuruş geçsin diye x bir firmanın marketler zincirinde manavcı olarak çalıştım.Yeri geliyor manavcı, reyoncu, şarküteri bölümüne bakıyorsun birde marketi kapatmadan önce mutlaka süpürüp paspasını atıyorsun.Bir gün reyon şefiyle tartıştım. Tabi müdür ve yardımcısı beni yanına çekip dışarda çalışacak eleman çok dikkat et dedi tabi ki sizin işinize de size de diyip çıkabilirdim.Ama sadece 3 ay çalışıp zaten işi bırakacaktım. Adamlar normal de 8 saat çalışma süresi olmasına rağmen 9 saat çalıştırıyorlar.Ayrıca fazla çalışma saatini mesai olarak bildirmiyorlardı. Neyse dedim sesimi çıkarmıyayım.Bir tane abi vardı haksızlığa gelemiyordu adamı başka markete sürdüler. Bunlar böyle davranınca tuzum kuru olduğu için müdür yardımcısı marketten birşey alınca akşam ödüyordu. Benden birşeyler istedi gidip aldım bunun dışında tüm herkese maden suyu alıp müdür yardımcısına ödettirdim. gıda yeri olduğu için 2 ay boyunca bademinden antep fıstığına tatlısından kaliteli şekerine kadar yiyip içtim eee bunlara müstehak
Birde marketlerden kesinlikle soslanmış tavuk ürünleri almayın!!!!!!!
Çalışmak güzel şey, ama neden 2 saat çalışıp mesaileri bitiremiyoruz? Biz dünyaya çalışmaya mı geldik? Biz insanlar sosyal yaratıklar değil miyiz? Günümüzün önemli bölümünü insanlararası ilişkiler kurmaya ayırmamız gerekmiyor mu?Mengu16 adlı üyeden alıntı
Bayadır kendi işim için uğraşıyorum. 10 gündür yatıp kalkıp çalışıyorum günde 12 saati geçiyordur çok rahat, son 3 gündür de 5-6 saatten fazla uyumadım. Nerde kaldı insan hakları, tatil günleri, mesai falanGünde 5-6 saat çalışınca işler gerçekten yürümüyor.
Evet ama bunun farkina varabilmek icin once kafesleri acip bir disari cikmak gerekiyor. Kafesler simsiki kapali, kafayi uzatana da hemen nasihatlar gelmeye basliyor, is ahlakina dikkat et, biz senin yasindayken oyle miydik, bu yere gelinceye kadar neler gorduk vs, kafese yillar once girenler artik onun bekcileri sayilirlar, yeni girenlere kafes hakkinda faydali bilgiler veriyorlar.Çalışmak güzel şey, ama neden 2 saat çalışıp mesaileri bitiremiyoruz? Biz dünyaya çalışmaya mı geldik? Biz insanlar sosyal yaratıklar değil miyiz? Günümüzün önemli bölümünü insanlararası ilişkiler kurmaya ayırmamız gerekmiyor mu?
Çalışma şartları, mesai saatleri gibi kavramlar devlet denetimi ya da işverenin insafına bırakılıp düzelmesi beklenilirse daha çok beklersiniz.
Ağır çalışma koşullarını yaratan bizzat toplumun kendisi.
Toplum akşam 19.30'dan sonra alışverişi kesse, pazar günleri asla alışveriş yapmasa ne bu mesai sömürüsü kalır ne de durup dinlenmeden çalışmaktan kaynaklanan sağlık sorunları.
Yani toplum ne yapıyorsa kendine yapıyor.
Hani bir sürü protestolar, kampanyalar falan başlatılıyor ya sosyal medyada orda burda.
İşte asıl kampanyayı bu alışveriş manyaklığı için yapmak gerekiyor.
Prensip edinin.
Akşam 19.30'dan sonra asla bir şey almayın.
Pazar günü açan işyerlerinden alışverişi kesin.
En geç altı ay içerisinde önce kendiniz rahat edersiniz, sonrasında da işçi sömürüsünü engelleme konusunda büyük bir adım atmış olursunuz.
Stres biter. Dinlenmiş bünyelerden daha kaliteli hizmet alırsınız.
Dışarda gülümseyen insanlar görmeye başlarsınız.
Bunun ne demek olduğunu bile bilmiyorsunuz değil mi?
Tabi tüm bunların olabilmesi için kollektif hareket etmek gerekiyor.
Bizim toplum bunu becerebilir mi bilmiyorum.
Emre Kongar'la uzun yillar once sosyoloji dersinde yaptigimiz konusma aklima geldi.
EK-Gelismemis ulkeden, gelismis is cikmaz, spor ve edebiyat haric. Cunku onlar bireysel olarak yapilabilen islerdir. Ekip calismasi gereken hic bir iste gelismislik olmaz.
Ben-O zaman, biz bosuna mi ugrasiyoruz mimar/muhendis olunca bir is beceremeyecek miyiz?
EK-Mimarlik/muhendislik ekip isi midir?
Ben-Evet
EK-O zaman olmaz.
Olmuyor gercekten de.
Kafesleri kim açabilir ? ancak genç ve bekar olanlar. Bizim gibi ülkelerde evliliğe aileye önem verilir çünkü gençler bekarken hayatı rahatça deneyimleyemesin, evlenmek zorunda hissetsin genç yaşta. Sonra ailenin ve çocukların geçim derdinden çalışma şartları sorgulanmadan bir ömür geçer. Tabiki başına bir iş kazası gelmezse.
Hayat zor acımasız ve kötü
Bir pamuk ipliğine bağlı her şey
Kanserden, trafik kazasından, beyin kanamasından, kalp krizinden bir çok arkadaşım genç yaşta öldü. Neredeyse karın tokluğuna ömrü boyunca çalışan bir çok mutsuz arkadaşım var. Tabi yokluktan aileleri ve çocukları da mutsuz.
E peki biz bu dünyaya niye geldik? Çekmek için mi?
Bir insanın 19:30 da alışveri kesmesi için önce o saate evde olması lazım. Avmler, marketler, hatta bütün hizmet sektörü gece 00:00 kadar açık. 24 saat açık olanlar var. Hayat zor Türkiye'de 1 gün işsiz kalırsanız aç kalırsınız. Hele ki İstanbul'da yaşıyıp eviniz kiraysa anca karnızı doyurursunuz.
Herkes memur olsa, herkes 5-6 da paydos etse emin olun 19:30 da alışverişi keser, hafta sonu alışverişe çıkmaz. Arz talep meselesi.
Benim gibi meslek sahibi değilseniz iş seçme sansınız imkansız. Hayat şartları malesef çok kötü.
Eskidendi o köyden bir dikiş makinesi ile geldi, şimdi Türkiye'nin tekstil markası oldu filan..
'Ağır çalışma koşullarını yaratan bizzat toplumun kendisi' değildir. İşsizliktir, yokluktur,fakirliktir.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
