Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Sistemin esnekliği üzerine bir makale ve benim karşıt görüşlerim

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    [Özet] Motosiklet Yol Sanatı kitabında, Sistem diye bir şey var. [/Özet]

    Makale şurada.

    Bugün ART MotoAkademi Baş Eğitmeni Uğur Ertekin hocam ile yaptığım bir yol eğitimi sonucu bana yaşattığı başka bir aydınlatmayı sizlerle paylaşmadan edemedim ve şimdi okuyacağınız satırlar, sadelik ile basitlik arasındaki çok ince fark gibi. Bu farkettiklerim bana anlatılan değil benim keşfettiğim bir şey, hocam sadece bana yol gösterdi o kadar.

    Şimdi birileri (RoSPA veya IAM) eğitiminden bahsederken 'abi sistem şöyle, sistem böyle, süper bir şey, her derde deva' gibi şeyler söyleyecektir ve tahminen doğrudur da, hiç yapmadıkları veya doğru bildikleri ama aslında yanlış olan şeyleri farkettiklerinde verdikleri reaksiyondur bu. Sürekli bahsedilir bu sistem işinden, ultra bir şeydir ama bir çok kimse bunu olabilecek en yalın şekliyle yolda gösteremez, ta ki gerçekten bilen birisinin arkasında gidip izleyene kadar.



    Arkadaşlar sistem denilen şey inanılmaz sadedir (basit değil), üç temel ayağı vardır 'güvenlik, tutuş, görüş' ve bir davranış ritmi vardır 'bilgi, konum, hız, vites, ivmelenme'. Bu kadar. Evet, sadece bu. Yani şu sayfalarca ballandırılan aslında bu kadar sadedir. O sayfaların o kadar çok olmasının sebebi, bu sade düşünce sistemini nerede, ne şekilde uygulayacağınıza dair bir çok örnek barındırmasıdır ama orada söylediği önemli bir şey de şudur, 'bunların hiç birisi kanun değildir'. Eğer siz bu örnekleri, mota mot kurallar olarak algılar, mota mot bir şekilde uygulamaya çalışırsanız vay halinize.

    Neden mi ? Cevap basit, sistem beyninizin yerini almaya çalışmaz, sistem her duruma geçerli kurallar silsilesini ezberletip kalıplar şeklinde davranmanızı sağlayarak, beyninizi devre dışı bırakıp omurilikten takılmanıza imkan verecek bir alet değildir. Sistem size her durumda ne zaman ne yapmanız gerektiğini söylemez, bu kararı size bırakır. Kararı alırken bu üç ayağa göre önceliklendirme yapmanızı ve kararı gerçekleştirirken de önerdiği davranış ritmini uygulamanızı bekler o kadar. Yani sistem size ne yapmanız gerektiğini söylemez (tam olarak) onu içinde bulunduğunuz durumlar, etkiler, etmenler, ve durumsal farkındalığınızla siz bulursunuz, bunu bulurken neye dikkat etmeniz gerektiğini (güvenlik, tutuş, görüş) ve nasıl uygulamanız gerektiğini (önce konum, sonra hız, uygun vites) söyler size. Kısacası sistemi öğrenen birisi, 'hacı beyni kapattım omurilikten mis gibi gidiyorum' diyorsa bir sorun vardır, zira sistem dış etmenler ve değişen yol koşullarına göre sürekli çalısması gereken ve bunu çalıştıranın da sizin beyniniz olduğu, beyniniz olmadığı müddetce anlamının olmadığı bir kavramdır.

    Sistemi öğrenen birisi maalesef motorun üstünde kafasını çalıştırmaktan kurtulamaz, aksine artık nasıl çalıştırması gerektiğini öğrendiği için daha çok çalıştırmak zorunda kalacaktır, yani eğer sistemden beklentiniz kafanızın çalışmaması ise motor üstünde, çok yanlış yere gelmişsiniz kardeş siz. Sistem beyninizin yerini alamaz, öyle bir iddiası yoktur, sizin yerinize düşünmez (canlı değildir çünkü) sadece ülkemizde genelde hiç yapılmayan ve alışık olmadığımız bir şeyi yapar (ezberci eğitim sistemi sağolsun), size nasıl düşünmeniz gerektiğini öğretir. O noktadan sonra da topu size bırakır, sistemin hiç bir temel değişmez kuralı yoktur, bütün aksiyonları esnektir, sadece ve sadece önceliklendirmesi ve davranış ritmi değişmez, ve hatta bazen ileri sürüşte davranış ritminde bile bazı esnetmelere izin verir (konum ve hızı birleştirmek gibi).



    Peki madem bu kadar sade, neden ölümsüzlüğün formülüymüş gibi anlatılıyor ? Çünkü bazen bunu iyi anlamayanlar anlatıyor, bir insan bir konuda ne kadar yetkin ise, o konuyu en kısa, en öz, en anlaşılır şekilde anlatabilir, şimdi sistemdeki sadeliği anlamayan bir insan eğer 'esnek' kelimesini kullanmıyorsa, sindirememiştir öğrendiğini, neden mi ? Saniyede belki en az 4 kere sürekli uygulaması gereken bir sisteme, akıcı, pürüzsüz, kesintisiz bir sürüş için bahsettiğim üç temel kural ve davranış ritmine göre ince ayar çekemiyorsa olmamıştır o iş. Pürüzsüz sürüş ne demek derseniz Youtube'da aratın ilk parağrafta bahsettiğim kişiyi. İzlediğinizde ne kadar 'basit' gelecek size, 'ben de yaparım lan ne var bunda' diyeceksiniz, ama o iş öyle değil maalesef.




    Bir şeyin sade olduğu basit olduğu anlamına gelmiyor, sadeliğe ulaşmak, çok acılı bir süreçten geçip herşeyi tam olarak sindirdikten ve anladıktan sonra oluyor. O sadelik bazen 1 bazen 10 sene acı çekerek, çalışarak, zorlayarak oluyor, nereden mi biliyorum, aynı seviyede kesinlikle değilim ama yaklaşmak için 6 aydır binlerle sayılan kilometrelerle çalışıyorum ve hala daha o sadeliğe epey uzağım. 'Sen malsan biz napalım?' dediğinizi duyar gibiyim, haklı olabilirsiniz, ama bu durumda bu iddiada bulunanı daha düşük kilometre ve çalışma ile daha iyisini yapmaya ve bunu ispat etmeye çağırıyorum o zaman, çünkü bu kadar sade bir sistemi uygulamak kesinlikle ve kesinlikle 'basit' değil. O sistem o sadeliğe gelebilmek için ne kadar kompleks, ne kadar zorlu ve karışık süreçlerden geçti bizler bilmiyoruz, ama oluşturanlar biliyor.

    'Madem böyle, sen çok mu biliyorsun ?', hayır alakası yok, iyi bilsem şu an bu yazının ikinci sayfasını okuyor olmazdınız, bir parağrafta biterdi yazı (editör epey sinirlenebilir tabi buna). 'Neden yazdın o zaman ?', şundan, birileri size abartıldığını söyleyecek, doğru, birileri size basit olduğunu söyleyecek, yanlış, birileri size içinizdeki apaçiyi öldürdüğünü söyleyecek, doğru, birileri size motosiklet dünyasının gurusu olmanın yolu olduğunu söyleyecek, nispeten doğru, ama en doğrusu şu 'sistemi siz öğrenecek, siz uygulayacak ve yararını kafanızı çalıştırdığınız ölçüde göreceksiniz'. Eğer çalıştırmazsanız, sistem sizin için çok yüce bir şey, ulaşılmaz bir mit olacak ve anlamayacaksınız, size belli davranış kalıplarını öğretmeye çalışan sözde eğitmenlerle hayatınıza devam edeceksiniz, ve belki de hiç bir zaman motosiklet üstünde geçirdiğiniz zamanda nasıl kullanıldığını asla keşfetmemiş olacaksınız.

    Ben mi ne öneriyorum ? Bir kere de olsa, bu işi bilen birisinin arkasında yapabiliyorsanız interkom ile gidin, ve o size o an neler hesapladığını ve ne kararlar aldığını anlatsın, o zaman ne kaçırdığınızı anlayacaksınız.

    Bol eğitimli günler dileklerimle.

    Yazar: Muhlis Öztürk
    Makale güzel kaleme alınmış ama gizli varsayımlarını çok doğru bulmadım.

    Sistemin esnetmeden, belirli kalıplarla uygulama ile ilgili iki tane en çok örnek verilen hata var. İlki, sağ virajda karşıdan araba geliyorken hala görüş için kendi şeridinin en solundan gitmeye devam etmek. Diğeri ise yolun sağ kenarında yol tutuşu sıkıntıya sokacak bir toz/mıcır birikintisi varken yine görüş için en sağdan devam etmek. Bu iki durum için de sistemin esnekliğinin farkında olmadan sistemi körü körüne uygulama yapılması eleştiriliyor. Ben buna katılmıyorum. Buradaki hata sistemi körü körüne uygulamak değil. Sistemi uygulamamak. Güvenlik-yol tutuş-görüş sıralamasını gözetmemek. Bu iki durumda doğru konumda olmak sistemi esnetmek değil, aksine sistemi doğru uygulamak.

    Makalede sistemin bir düşünme biçimi olduğu açıklandıktan sonra kararın sürücüye verildiği ifade ediliyor. Bu sanki aslında belirli bir senaryo için alınabilecek bir sürü doğru karar olabileceği veya sürüş esnasındaki karaların yoruma açık olabileceği çağrışımını barındırıyor. Oysa mesela belirli bir senaryo için konuma dair bir tane doğru karar var. O senaryo için sistemli süren iki sürücüden birisi kendi şeridinin en sağındayken, diğerinin karşı şeridin ortasında olması durumunda her ikisinin de kendi kararını doğru vermiş olması mümkün değil. İkisinden birisi fena halde yanılıyor. İkisinden birisi sistemi doğru uygulamıyor.

    Sistemi öğretmek veya yazıya dökmek için elbette şunlar çok daha ekonomik/kompakt/sade:

    1. Sistem: Bilgi (konum-hız-vites---ivmelenme)
    2. Adımlar: Tara-algıla-tahmin et-karar ver-uygula
    3. Gözetilecekler: Güvenlik-yol tutuş-görüş
    4. Hadi bir de şunu ekleyeyim: Başka sürücüler bizim yüzümüzden araçlarının yönünü ve hızını değiştirmek zorunda kalmayacak.

    Böyle kullanılması, üzerine yazarken, düşünürken, öğretirken hayli sade, kompakt oluyor. Olayın her kapıyı açan maymuncuğu bu. Ama sistem gerçek hayatta, sürücünün zihninde “Şu anki durumda ne yapmalıyım?” sorusuna verilen anlık cevaplar halinde uygulanıyor. Yani bir sürücünün karşılaşacağı olası senaryoları listelersek aslında sürücülerin karşılaşabileceği olası senaryoların % 90’ını ele alabiliriz. Yazarın da dediği gibi olası örnekler listelenmeye başlayınca yazı iyice uzamaya başlıyor.

    Konumlanma: Şeridin neresinden gideceğiz?” yazısının ne kadar uzadığı ortada mesela.

    Evet yazı uzar ama insanların tecrübeleriyle biriktirdikleri durumalar çözümleri listesi işe yarıyor. Yeni bir durumla karşılaştığımızda Sistem’in aşamalarını bilinçli olarak düşünmüyoruz. Şu olursa bunu yaparım, bu olursa bunu yaparım listesi yazıda daha büyük hamallık gibi görünse de aslında zihin o şekilde çalışıyor ve bu zihne çok daha efektif geliyor.

    Belirli durumlar karşısında ne yapılacağı ele alınırken “durumlar” sadece aşırı basit senaryolar üzerinden yürütülür ve o şekilde devam edilirse o zaman sağ viraja, karşıdan araba gelmesine rağmen, kendi şeridinin en solundan devam eden sürücülerle karşılaşılır. Ama bu sisteme dair örneklerin çok kısıtlı verilmesinden kaynaklı olur. Karşıdan araba gelirken kendi şeridimizin ortasına çekiliyorken sistemi esnetmiyoruz, doğru uyguluyoruz. Yazıyı veya eğitim materyalini aşırı uzatan şeyler işte bu durumların gerçek hayat senaryolarına uygun hazırlanma çabasından kaynaklanıyor. Yaşanan bir senaryoda sürücünün verdiği kararın doğruluğunu değerlendirirken de bu maymuncukları kullanıyoruz, pratik oluyor.

    Gelişimin 4 aşaması anlatılmıştı:

    1. Bilinçsiz yetersiz: Beceremiyor, bilmediğinin de farkında değil
    2. Bilinçli yetersiz: Beceremiyor ama bilmediğinin farkında
    3. Bilinçli yeterli: Becerebiliyor ama bilinçle, çabalayarak beceriyor
    4. Bilinçsiz yeterli: Becerebiliyor ve bunu özel bir zihinsel çaba sarf etmeden kendiliğinden yapıyor

    Eğer bir kişinin sistemli sürüş tecrübesi çok çok artarsa ve belirli durumlar karşısında doğru kararı kişi üzerine çok enerji sarf etmeden kendi tecrübeler yığını içinden doğru cevabı bilinçsizce seçiyor. Sağdan tali yol tabelası peşi sıra sürücü otomatikman tali yol girişini aramaya başlıyor, dağın şekline göre bir sonraki virajın yönünü anlayıp ona hazırlanmaya başlıyor. Temelde amaç dördüncü aşamaya gelmek, üzerine düşünmesi gerekmeden doğru kararı verip uygulayabilen bir sürücü olmak değil mi?

    Şu soruyu ele alalım: Sistemi mükemmelen uygulayabilen bir robot sürücü tasarlanabilir mi? Eğer yazıdaki gizli varsayımları doğru kabul edersek tasarlanamıyor olmalı. Eğer tüm gerçek hayatım temsil edebilecek karmaşıklıkta bir algoritmalar bütününü robota aktarırsak robot sürücümüz sistemi mükemmel uygular. Bu devasa senaryolar bütünü üzerinden insanlara öğretim yapmak veya sistem’den bahsetmek zor olabilir. O sebeple temel maymuncuğu ve sadece en sık karşılaşılan senaryoları kullanıyoruz. Yine de maymuncuklarla beraber bu senaryolar üzerindeki doğru kararlar örneklerini vermek ve sürücülerin o tecrübeleri yaşadıkça biriktirmesi sistemi doğru uygulamayı hızlandıracak ve daha etkili hale getirecektir. Çünkü zihin, bu zorlama, lineer yöntemle işliyor.

    İyi eğitmen ile kötü arasındaki fark bence sistemin “esnekliğini” anlatıp anlatmaması değil. Zira bence sistem esnek filan değil. Bilgi değişince başa dönen bir algoritma, hepsi bu. Yazının kötü dediği eğitmenler bile “Sağda mıcır olsa bile mıcırın üstünden olmak pahasına en sağdan gidin.” demiyordur. Sadece yol eğitimi esnasında yolun temiz tarafına denk gelinmiştir. Katılımcı da her zaman her koşulda öyle uygulanacağını düşünmüş, aşırı genelleme yapmıştır.

    İyi eğitmen ile kötü eğitmen arasındaki fark, katılımcının sürüşünü değiştirip değiştiremiyor olması bence. Sistemi benden iyi uygulayabilen herhangi bir sürücü ile art arda sürdüğümüzde benim hatalarım kabak gibi ortaya çıkacak zaten. Dolayısıyla hata tespiti işin püf noktası değil. Mevzu, benim o hatayı neden yapıyor olduğumu teşhis etmek. Ardından da neyi yaparsam sürüşümü düzeltebileceğimi söyleyebilmek ve o pratiği orada yaptırabilmek. Eğitim gününün sonunda sürüşünüz değişmişse veya biraz daha pratik yaparsam o nokta hallolacak hissi yaşıyorsanız, doğru bir eğitim almışsınızdır. Elbette her eğitim sonunda daha kırk fırın ekmek yemeniz gerektiğini göreceksiniz ama hangi fırının hangi ekmeğini yerseniz olmak istediğiniz noktaya geleceğinize dair kafanız net olursa, iyi eğitmenden hizmet satın almışsınızdır.
    Salurbey ve okanbagiscan bunu beğendiler.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    shooter1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Temmuz 2013
    Şehir
    Manisa
    Mesajın bulunsun uzun bir yaziymis

  3. #3

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Yani demem o ki sistemin farklı koşullardaki uygulanmalarına ayak uydurmak, onu akıllıca kullanmak sistemin esnemesi değil.


  4. #4
    sven - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2016
    Şehir
    İstanbul
    "akşam okunacaklar" başlığına kaydedeyim. Şu kitabı bitirirsem inşallah birgün bende ortak olacam bu tartışmaya

  5. #5

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Ileri surusun basit bir kurallar butununun, kosullara bakilmaksizin, korlemesine uygulamasi degil; esnek bir karar alma, dusunme bicimi oldugunu vurgulayan bir yazi yayinlandi. Suradan okunabilir. Site adresi değişir, link kırılır. Biz garantiye alalım işimizi. Aşağıya kopyalıyorum:

    DÜŞÜNEN BİRİ OLMAK

    19/01/2017 ~ OMMBULLETİN

    IAM İleri Sürüş (Teknikleri) dergisinde Peter Rodger imzasıyla 2014 Aralık ayında yayımlanmış bir makale elime geçti.

    Yazının başlığı “Düşünen biri olun: sizi düşünmeye sevk edecek bazı fikirler” ve içeriği OMM’nin motorsiklet sürmeye olan bakış açısı ile büyük benzerlikler gösteriyor. Daha da önemlisi bu makale, sadece motosiklet eğitim topluluklarını değil, sosyal kültürümüzü, dolayısıyla ilişkilerimizi ve davranışlarımızı olumsuz etkileyen “dogmatizm” hastalığına karşı önemli bir savunma.

    Peter Rodger İleri Seviye Motor Sürücüleri Enstitüsünde 2006 yılından bu yana “Chief Examiner” olarak görev yapmaktadır. Trafik polisliği, sürücü eğitimenliği yapan ve sürüş standartları ile ilgili konulardaki çalışmalarıyla İngiliz Metropolitan Polis Teşkilatına 20 yıl hizmet veren Peter, 2005 yılında emekli olmuştur.
    Bay Rodger, değerlendirmesine, motor sürücülerinin yeteneklerini geliştirmek için yaptıkları çalışmalardaki dogmatizm arayışının örnekleri ile başlamaktadır:

    “İster IAM ofisine yazılan mektuplarda isterse test standartları ile ilgili olarak gözlemcilerle gerçekleştirilen seanslarda olsun sorulan soruların birçoğunda, her zaman uygulanabilir genel geçer “kurallar” arandığı görülmektedir. Çift beyaz çizgilerin geçilmesi veya bunlara belirli bir mesafede durulması; hız sınırları, virajlı yerlerde veya bu yerlere yaklaşırken yolun sağ tarafında olunması gibi konularla ilgili sorulardır bunlar. İzlenimim o ki, bu sorularda aranan şey, bir testte olduğu gibi bir kararın doğru ya da tamamen yanlış olup olmadığıdır.”

    Peter daha sonra, herhangi bir durumda ne yapılmasıyla ilgili olarak verilecek kararın (motorun hızının ve/veya yönünün değiştirilmesi gibi) büyük ölçüde mevcut koşullara bağlı olduğuna dair örnekler vermektedir ki bu koşullar sonucu ortaya çıkan durumlar “ben her zaman…” cevabına alternatifler düşünmeyi gerektirecektir.

    GERÇEK HAYATTAN ÖRNEKLER

    Bir araç sürmeyi ve araca binmeyi bizim için daha fazla ilgi çekici bir hale getirecek bir yere geldik. Bu, bir kimsenin bir aracın direksiyonuna geçip – ister bir kamyon, motosiklet, araba veya otobüs olsun- karşı karşıya oldukları şartlara bakmak zorunda olduğu, şartları yorumlayıp bir karara vardığı durumdur.

    Peki, “ya siyah- ya da beyaz” kuralı hayatın tüm karmaşasına karşı gelebilir mi?. Zannetmiyorum… Ancak, IAM testlerinde izin verilenler gibi bir konuda “ya siyah ya da-beyaz” türünden bir karar vermeye zorlandığım durumlarda bu meselelerin hep var olduğunu görmekteyim.

    İleri otomobil veya motosiklet sürüş testleri, gerçek dünyada, gerçek kişiler arasında gerçek seyahatler için uygulanmaktadır. Gerçek hayatta bazen, “her zaman şöyle yap” veya “Sakın şu şekilde yapma” türünden yaklaşımların en iyi sonuçları üretmediği ve hatta bir başka kuralla çeliştiği gerçek kararlarla karşılaşacaksınız. Bu durumlarda, verilecek cevap “….duruma göre değişir” olacaktır.

    İleri sürücülük siyah ya da beyaz olmayla veya yapılması gerekenlerin basit kurallarla ortaya konulması ile olmaz.. Daha çok, olgunlukla, hassas olmakla ve kuralları koşullara uygulayabilmekle alakalıdır. Düşünen sürücü olmakla alakalıdır.

    Esasında, bu durum, bırakın ileri seviyede sürücülüğü– sıradan sürücü olmak bakımından da geçerlidir. Ancak, koşullara ve gerçek yaşam deneyimlerine güvenli ve duyarlı bir şekilde uyum sağlamakta yeterli esneklik yoksa ileri sürüş becerileri değersizdir ve ne sizin ne de benim zamanımı harcamamıza değmez doğrusu.

    İYİ BİR KARAR ALICI OLMAK

    İlk defa anne ve baba olduğunuzda, yeni doğan bebeğinizin yaşamını kontrol edersiniz. Çocuk yeni yeni yürümeye başlarken ona biraz özgürlük verirsiniz, ancak ne zaman yatacağına siz karar verir, onu yatağına siz götürürsünüz. Çocuk büyüdükçe yatma zamanı gittikçe daha geç saatlere alınır. Çocuğunuz büyüyüp okulu bitirdikten sonra artık ona ne zaman yatağa gitmesi gerektiğini söylemezsiniz. Fakat gerektiğinde “Yarın sabah erken uyanıp işe gitmesi gerektiğini unutmamasını” hatırlatabilirsiniz.

    Araç sürmek de buna benzer.

    İlk başladığımızda, eğitmenimizin bize yakın dikkat göstermesi kolay anlaşılabilir fikirler vererek ve kuralları öğreterek yardımda bulunması gereklidir.

    Ancak kendimizi geliştirdikçe, – elde ettiğimiz deneyimleri ve anlayışımızı kullanmak üzere – düşünmek ve karar almak için daha fazla fırsat verilmesi gerekir. Tabii ki uymamız gereken ilkeler vardır: güvenliğimize dikkat etmemiz, sistematik olmamız, hukuka uygun ve düzgün hareket etmemiz gerekir. Bazen bu ilkelerin birbiri ile çeliştiği de görülebilir: bu durumlarda en çok dikkat edilerek uyulması gereken şey güvenliğin sağlanması ilkesidir. … Tehlikede ama doğru olmaktansa yanlış ama güvenli olmak daha iyidir (Lütfen tehlikeli araç kullanmanın her zaman yanlış olduğuna dair mektuplar göndermeyin – burada vurgulamak istediğim şey ilkeler arasında gerekli önceliklendirme yapmanın önemli olduğu gerçeğidir.)

    Eğer bir “observer”sanız– birçoğunuzun insanların kendisini geliştirmesine yardımcı olmak için yaptığı şeyi yapın- onların birer “düşünür” olmasına yardımcı olun. Eğer “examiner”sanız “düşünen” çözüm yollarına bakın. Hepimiz, düşünmenin gerçekleşebilmesi , insanların büyüme ve kendilerini geliştirebilmesi için birbirimize yeterli alan tanımalıyız. “Exeminer” lar adayların “düşünerek çözümler geliştirmesine fırsat tanımalı, “observer”lar düşünmenin gelişimine yardım etmelidir. Hepimiz bir araç sürerken ya da bir araca binerken düşünmeliyiz.

    İleri seviyede sürücü veya binicilik siyah yada beyazla (doğru yada yanlış cevaplarla) ve kuralların basit bir şekilde ortaya konulmasıyla ilgili bir şey değildir. Düşünen sürücü olmakla alakalıdır. Düşünen sürücü kuralları öğrenmeli ve onları duyarlı bir şekilde günlük yaşamda karşılaşılan durumlara uyarlamalıdır.


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)