Kim gelirse gelsin kanımızda var kolay para, katakulle, dolandırıcılık, haksız kazanç. Beynimiz farklı çalışıyor üçkağıta meyilliyiz.
Ya bu deveyi güdeceksin ya da bu diyardan gideceksin..
En "uyanik" Turk Amerika'ya gelince nasil uyum sagliyiveriyor bir gorseniz. Cunku kolaycilik islemiyor. Isler kitabina uygun isliyor. Bagirip cagirmanin, araya adam sokmanin, corba icirmenin cozum olmadigini cok cabuk ogreniyor. Bir sene gecmeden uyum sagliyor.Alonedark93 adlı üyeden alıntı
Velhasil sistem duzgun islese, insanlar uyum saglar. Bence Turk halkinin uyum saglama kabiliyeti de yuksek... Uckagitla yuruyorsa isler, eli mahkum uckagitci oluyor; duzgun islerse de duzgun. Biraz vakit alsa da, eli mahkum adapte oluyor.
yönetim iyi oldu diyenler şu maddeleri ve benzerini sayıyor, ve önce bu tezleri basitçe çürütün ki insanları inandırasınız ve de fazla yazmayın az olsun öz olsun ben yazdıklarınızı okurken zorlanıyorum :D
1) eskiden eve icra geliyor eşyalar gidiyordu şimdi o yok.
2) eskiden hastahanede rehin kalıyorduk şimdi beleş.
3) elimizin altında internet, doğalgaz, akıllı telefon falan var lüks içinde yaşam sunuldu bize.
4) eskiden ekmek, tüp alamıyorduk şimdi kuş sütü bile alabiliyoruz.
5) eskiden müslümanlık sönüktü şimdi tayyip erdoğan müslümanların sesi ve dünyada öncüsü oluyor.
6) biz "one minute" dedik.
7) 2023 yer altı kullancaz zengin olacağız.
8) müslümanları birleştirip dünyaya hükmedeceğiz.
aklınıza gelen başka maddeler varsa siz ekleyin. bu maddelere basit ve sade cevaplar verin, insanlar iktidarı savunuyor ve savunduğu maddelere cevap verin ki milletin düşüncesi değişsin.
bizim ithal gücümüz düşük çünkü ekonomi zayıf ve mevcut ekonomi gücüyle ithal edilen ürünlerden halk eşit yararlanması amacıyla vergiler yükseliyor ve düzen böyle sağlanıyor.
şu an pozisyonumuz;
vergi yükseltilerek alım gücünü düşürüyorlar. eğer biz yurt dışına daha fazla limon ihrac etseydik devlet buradan para kazanıp bizden aldığı vergiyi düşürecekti çünkü devlet ihracat ile kazanıyor ve ithal gücü artıyor ve böylece fazla vergiye gerek kalmıyor.
şu anda vergi bindirimi varsa sebebi ekonomik zayıflık ve ekonomi yönünden güçlenmekte üretime bakıyor. her şeyden önce işe tarım ile başlayacağız ve ilk hedef o olmalı şimdi.
tarım olduktan sonra hayvan yemleri ucuzlar ve hayvancılığı geliştiririz. çok şükür karnımızı doyurduk ve sıra sanayileşmeye geliyor ve sonrasında teknolojimizi yükseltmede sıra.
Tabii ki. Niye eğitsin ki? Sonra gelip yerini alsın diye mi? Kabile içinde kalır işte ne güzel. Hem eğitimsiz insanlar daha kolay kontrol edilir. Bu arada gelir düzeyini arttırmaya falan da gerek yok. Sonuçta fakir insan daha kolay satın alınır. Hem geçim derdi yüzünden problem çıkaracak şeylerle uğraşmaya vakti kalmaz, iyidir. Öyle değil mi ama?
coq efendi de muhatap almama dalgasına uydu galiba.
eyvallah, kibirli moderenliğinize veriyorum.
bu arada trol filan deniyor da, ne olduğunu vallahi bilmiyorum.
ona da eyvallah.
kamuoyuna duyurulur: her kelimemi özenle seçiyor, durduk yere kimseye sataşmıyorum.
bu trol mrol, muhatap almama saçmalıklarına binaen konu hakkında görüş bildirmekten geri durmam.
biline.
türkiye'nin en büyük sorunu vakti zamanında sovyetlerin de başını yakan bürokrasidir.
bu detay gibi duran koskocaman bir meseledir.
köklü ve hantal devletlerin kamu yararına görevlendirilen büyüğünden küçüğüne milyonlarca kişilik memur-amir ordusu çok yüksek oranlarda araya kaynayarak işini yapmaz, yapsa da çok yavaş ve çok eksik yapar.
bir medeniyetin can damarları olan eğitim, sağlık, hukuk, vergilendirme, güvenlik gibi en baba meseleleri eninde sonunda suratsız ve iş bilmez bir memurun insafına kalır.
burada hariçten gazel okuyanların temel eleştirisi bu işlerliği devletin sağlaması yönündedir ve fakat denetiminden son ütücüsüne kadar tüm kademeleri bu hastalığa tutulmuş bir sistemi devletin işler hale getirmesi mümkün görünmüyor.
aşılması çok gayretli bir çalışma ve zaman ister.
pek aşılacak gibi görünmüyor şimdilik.
ikinci büyük problem; memleketinin mürüvvetini dünya gözüyle görmek isteyen, esere tuğla koymaktan ziyade az zamanda çok ve büyük işler başarmak isteyen devlet adamı profilidir.
mustafa kemal atatürk'den recep tayyip erdoğan'a kadar tüm devlet adamları bu acelecilik ve eserin bitmiş halini görme azmiyle çalışmış, sisteme değil esere yatırım yapmışlardır.
bu tarihi bir hatadır ve en büyük atatürk eleştirim bu konu üzerinedir.
bunun dışında "şu parti gitsin bu parti gelsin", "bilmemkim gelecah bütün dertler bitecah" gibi slogan çözümler, düşmanlıkları derinleştirmekten gayri bir halta yaramaz, işin aslı 5 para etmez fikirlerdir.
Forumun Yiğit Bulut'u olma yolunda rakipsizsin."bu millete seçme hakkı vermek bir hataydı" yazdığın mesajı unuttun mu?
kuvvetmira unutmaz
Fakat istediğin kadar sözümü çarpıt, ben gelir altına söylediğim sözü yazarım.
Bugün hala arkasında olduğum söz de şudur.
" Siyaset halka rağmen yapılır "
Sen bu cümlemi istediğin gibi eğip bükme özgürlüğüne sahipsin.
Ama git ötede yap.
Ben bunu bir çok siyasi tartışmada yazdım.
Zararı yok yine yazarım.
Lucas yazmış, eğitim önemli tabi.
Sen de işin doğrusunu yazmışsın.
"Eğitim tamam da, eğitene kadar ne olacak?"
Dünyaya Türkiye'den bakıldığında nasıl görünüyor değerlendiremem ama Türkiye dışında yaşayan ve bir çok ülkeye defalarca gitmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bizim halkımız onlardan daha basiretsiz ya da cahil değil.
Yani gelişmiş ülkeler bu seviyeye basiret sahibi, aydın halkı sayesinde gelmediler.
Türk milletinin büyük çoğunluğu fransızı, ingilizi, amerikalıyı cebinden çıkarır.
Peki onlar neden uzayda gezerken biz kaç çocuk yapacağımızı başımızdaki çobandan öğrenecek kadar kişiliksiz ve silik görünüyoruz?
Bizi yönetenler bu cüreti kimden alıyor?
Ben söyleyeyim halktan.
Bizim halk hâla lider peşinde koşuyor. Bakın bir önceki sayfada bir kardeşimiz yazmış.
İstediğim liderin peşinden gitme özgürlüğüm var diyor.
Bu kardeşimiz 40 yaşında olduğunu söylüyor.
Kurduğu cümlelerden kendini eğitip geliştirebildiği belli oluyor.
Ama o kapasitedeki adam bile hâla kendisini ve kitleleri güdecek lider peşinde.
Neden?
Bunun iki nedeni var.
Birincisi içinde büyüdüğümüz ataerkil yaşam biçimi.
İkincisi ise sistem yokluğu.
Buraya kadar uzun uzun yazdım ama aslında cevabım tek bir cümle.
Çözüm siyasi partiler kanunun değişmesidir.
Bunu bu forumda kaçıncıya yazıyorum kimbilir.
Halkın bilinçlenmesini beklemek, kültür seviyesinde çağ atlamasını ummak hayalcilik olur.
Eldeki malzemenin ülkeye zarar vermesini engellemenin tek yolu budur.
Diğer yol seçme hakkını engellemek olabilir ama o zamanda demokrasiden bahsediyor olmayız.
Fakat bunu yapmış ve atılım yapmış ülkeler vardır.
Biz sorunu demokrasi içerisinde çözeceksek bir an önce siyasi partiler kanununu değiştirmek zorundayız.
Seçme hakkını değil ama seçilme hakkını belli şartlara bağlamak zorundayız.
Ama öncelikle ve illa siyasi partiler kanunu değişmeli, hem partiler hem siyasiler lider sultasından kurtarılmalıdır.
Milli irade diye g...nü yiyim ayağı yapanlar seçimlerde kendi seçtikleri milletvekiline mi yoksa parti başkanının aday yaptığına mı oy verdiklerini dürüstçe bi söylesinler önce.
Bu millet adını bile duymadığı insanlara oy veriyor.
Bir siyasi partide aktif görev alıp kendi içinden milletvekili çıkaramıyor.
Ankara ne derse o.
Sonra kalkıp burda bize demokrasi nutku atıyorlar.
Biz salağız ya.
Nitelikli bir siyasi partiler kanunu ve nitelikli siyasetçiler yarayı pansuman eder.
Sonrası medyadan reklama bir sürü düzenleme gerektiren ayrıntılı konu.
Çok uzaga gitme. 1litre süt 1 kg arpa yapmıyor.Eskiden ihtiyacımız olan samanı üretebiliyorduk ama şimdiki kadar sığır yetiştiremiyorduk.
Sigaramızı kendimiz sarar,
Rakımızı kendimiz yapar olduk hamdolsun.
Birde evde benzin ürettikmi,
Kimse sırtımızı yere getiremez Allah'ın izniyle...
"git ötede yap" nedir arkadaş?
şu tepkiyi vatandaşına yapılan çomar yakıştırmasını görünce verecektin,
yine kaydırma yaptın.
neyse...
tarifine gelelim;
süreç yok, olgunlaşma yok, hakkını verme yok...
resmi, kanuni medeniyet,
5 para etmez tepeden inme stratejiler.
madem öyle norveç yasasını kopyalayıp oylayalım, sabahına norveç olalım.
bakınız "çadayev" zamanında rusyanın problemleri için ne diyor;
"bu tamamen ithal edilmiş ve taklit edilmiş bir kültürün doğal sonucundan başka bir şey değildir. bizim toplumumuzda içsel gelişme, doğal ilerleme yoktur; yeni fikirler eski olanı silip süpürür, çünkü onlar geçmişten değil, allah bilir nereden gelmiştir!"
aha bizim memleket.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
