Çoğunluk için manası aşikardır muhtemelen ama benim için değildi. Diyordum ki "Tepeme taş düşecekse ben ne yapayım yani? Hızlı mı gideyim, yavaş mı gideyim, öbür şeritten mi gideyim? Ne yaparsam kafama taş düşmez? Yapabileceğim bir şey yok ki zaten. Gözüm yamaçlarda mı sürüş yapayım?"
Bu tabela, hakkında hiç bir şey yapamayacağım bir tehlike için uyarıyordu beni. Saçmalıyordu. Emlak balonunun patlaması, doların 5 lira olması, ülkenin savaşa girmesi, büyük İstanbul depremi, totaliter adamların ülkeleri yönetmeye başlaması, eğitimsizliğin, bilmemenin, düşünememenin makbul olmaya başlaması, okuma oranı arttıkça içime afakanlar basıyor, cahil insanların ferasetine güveniyorum diyen adamın YÖK üyesi olması gibi tehlikelere karşı uyarmak gibi bir şeydi bu. Elimde olan şeyler değil ki. Uyarsan ne olur?
Sonraları ya birileri söyledi ya kendi kendime aydınlandım. Adam tepene düşecek olanla ilgili uyarmıyor zaten. Ona yapacak bir şey yok. Senden önce yola düşmüş olanlarla ilgili uyarıyor. Zemine dikkat et, yerde taş, toz toprak, çamur, kaya bulunabilir, diyor. Kendi şeridinde temiz olarak görebildiğin en uzak mesafe içinde durabileceğin bir hızla git, diyor. Sadece çarpacağın kadar büyük bir kaya parçası için değil uyarı. Yere doğru hareket olduğu için ve üzerinden araçlar geçerek büyük parçaları ufaladığı için sadece yola toprak saçılmış da olbilir. Yol tutuşun farkında olarak ilerle, diyor.