Yukarıda yazdığım suçları kim işledi? Amerika mı? AB mi? Görmek istemeyene ne gösterseniz boş.fatih.met adlı üyeden alıntı
@watercolours, deve pazarına gitmişken bi tane de bana alıver. Hem bak dolarla öderimama sen yine de TL yapıp bankaya yatır neme lazım, yoksa terörist falan derler...
bizde adam değiliz, korkudan motora alarm taktım ve kilitliyorum. hemde kapalı alanda motorum. yani ne diyim. ben kimsenin malına göz dikmiyorum. iş yerinde bir keser çaldım ve 1 gün kullanıp dayanamadım ikinci gün sahibi olan ekibe götürdüm keseri. yani biz işimize gücümüze bakalım diyoruz ama türkiye dede 40 çeşit insan var, heleki ahlak konusunda gerçekten diplerdeyiz. yere tükürmeden tutun çöp atmaya terbiyesiz hareketlere kadar.Yahu Fatih,
satanistler komşusunu niye yesin?
Yamyam mı bunlar?
Bu kadar safsatayı kim doldurdu senin kafana be abicim?
Bu kadar insan bişey anlatıyor bir tanesi bile acaba doğru söylüyor olmasın diye kafanı kurcalamıyor mu?
Nasıl şeylerle doldurmuşsun kafanı.
Arap kalleş
Abd şerefsiz
İsrail karaktersiz
Fransız kahpe
vs. vs.
İyi tamam da motosiklete 5 tane kilidi asmadan eve giremiyorsun onu naapçaz?
Dünyada en çok müslümanı kim öldürüyor biliyormusun?
İsrail mi?
Abd mi?
Cık!
Ben söyleyeyim, diğer müslümanlar.
Bu durumu düzeltmek için bir fikrin var mı?
Bırak düzeltmeyi çanak tutanların peşinde koşuyorsun.
Suriyeli mültecileri bir tek biz almışız.
Neden mülteci oldu o adamlar?
Uzun adamın biri zulmetti, diğer uzun da Allah'ın izniyle cuma namazını Şam'da kılacaz dedi diye vatanından toprağından oldu o adamlar.
Ordaki savaşı kızıştırmadık mı?
Bu işte günahın büyüğü bizimdir.
Yanlış işlerimiz yüzünden en uzun sınırımız folloş olmuş, yol geçen hanına dönmüş. Adamlar gelip gelip kendilerini patlatıyor.
Onar onar, ellişer yüzer ölüyoruz.
Fakat hükümetin hiç suçu yok.
Uyan artık yahu!
vatandaşımızı üçkağıtçı olarak görüyorum. ama gel gelelim bunu dile getirmemişimdir hiç. şu anda çalıştığım şirket ile hükumeti bir birine benzetiyorum. şirkette şantiye şefi ve onun sağ kolu ve diğer şefler falan var. şantiye şefinin sağ kolu işe ucuz bir arabayla gidip geliyor ve tüm şefler hep abdestli gezerler. namazları kaçırmazlar ve o adamın ucuz arabasının arkasında "hayatın hayal olduğu ve asıl gayenin allahın rızasını ve insanların gönlünü almak olduğunu öğretti. abimiz" yazıyor.
ama gel gelelim maaşlar iki parça yatıyor ve asgari ücret olarak yatıyor. şantiye işçilere ayakkabıdan tut monta kadar birşey vermiyor. anca baret ve reflektör yelek.
şu soğuklarda donuyorz ve yazlık eldiven veriyorlar haftada bir ama ben artık almıyorum. kendim nalburdan satın alıyorum. ve o mütevazi görünen ve allah rızası için iş yapan şefler fiyatı 400 milyar civarı olan evler satın alıyorlar ve sonradan öğreniyorum ki pahalı araçları da var.
anca bizi uyuturlar orada, iki hafta önce sohbet ediyoruz traktörcü abiyle. bir önceki şantiyede de aynı ekip varmış ve şantiyeden çıkarıldığını ve tazminat almaması için tehdit edildiğini söylemişti.
yani dürüstlük kimde diye çok düşünüyorum ben :(
Önceki sayfalarda o kadar etten, et fiyatından bahsedildi ki yemek için insanın aklına ilk önce komşusu geliyor tabi. Aşağı mahalleye ininceye kadar komşuyu pişirirsin bile.Yahu Fatih,
satanistler komşusunu niye yesin?
Yamyam mı bunlar?
Tipik korku söylemi. Buradaki radikal evangelistler de kullanıyorlar. "Her ne kadar iyi ve arkadaş canlısı gözükse de gün gelir sizi gözünü kırpmadan öldürebilir, bu müslümanlara güvenilmez" tipi argümanlar. Nefret söyleminin gizli kapaklı ve sinsisi. Tek bir gecerli sebep yokken binlerce masum insanı zan altinda birakan iğrenç ötesi bir taktik. Bakın ne güzel işe yaramış:Yahu Fatih,
satanistler komşusunu niye yesin?
Yamyam mı bunlar?
Ver gazı "bak bunlar terorist" diye, sal sonra şeytanlaştirdigin masumlarin uzerine, parcalasinlar, öldürsünler... "Silahlanin" diye teşvik etmelerinin de sebebi bu galiba.
bağzı konuları okumak cidden hoş oluyor,
özellikle düşüncelerin fikir olarak ortaya konulması.
bağzı hayvanların bilgiyi kalıtım yolu ile sonraki nesillere aktarabilmelerine gıpta ettiğim zamanlardayım.
insan edindiği bilişsel bilgiyi sonraki nesillere aktarma yönteminde sorunlar olduğunu düşünüyorum.
bunları neden yazdım.
ekonomi odaklı bir konunun "komşuların kendisini yiyeceği" endişesine dönüşmesinin altında muhtemelen fazla walking dead izleyen bünyenin konunun yönünü tayin etmesinden kaynaklanıyor.
an itibari ile dolar 3,54 tl Euro 3,75 tl süriye lirası 0.0069 tl dir.
hafta sonu gördüğüm avm ler gayet dolu idi,
doluluğun tüketime dönüşüp dönüşmediğini bilemiyorum,
zira istanbulda avm dışında bir yere gitmek istemeyen insanlar çoğunlukta,
hava soğuk avm sıcak.
tercih meselesidir.
bunun dışında trafik her zamanki gibi.
(bu arada an itibari ile benzine 15 kuruş civarı zam geleceği söyleniyor)
sigaraya ve alkole ötv zammı yapıldı,
otomotivde de ötv zammı var.
görünen o ki bu dalga genişleyecek ve daha çok zam dalgası gelecek.
belki farkında değilsiniz ama komşunuz olmasa da devletinizi sizi yiyor zaten.
zamanınızı, enerjinizi, emeğinizi saray sofrasında yiyor üstüne de beyaz çay içiyor.
3000 maaş alıyorsun veMerhaba arkadaşlar, madem burada çoğumuz zor geçiniyor ve ekonomiden memnun degil o zaman bence bu teoriye katkıda bulunmak için herkes kendi mal varlığını açıklayarak ve sade bir şekilde geçim mücadelesi anlatırsa istatiksel olarak birşey çıkar belki.
Mesela ben son 3 yıldır özel bir firmada haftanın 5 günü 3 bin lira maaş ile çalıyorum. SGK lıyım. Özel sağlık sigortam yok. 3 yıldır Anadolu yakasında sancaktepe de çok güzel bir sitede 1+1 bir daire de 800 lira kira ile oturuyorum ve 200 lira aidat ödüyorum. Daha önce eşim ile yaşıyordum. Ocakta kaza geçirdim ve fz6 fazer motosikletimi sattım, iyileşme sürecini atlattıktan sonra 15 bin lira kredi çekerek (36ay rahat ödeyim diye) 12.500 liraya 2 el Kawasaki Ninja 300 aldım. Yani kredi ödemeye de başladım.
Lenova marka akıllı telefonum var, evde Digiturk, LG Led tv, LG ev sinema sistemi, 400 litrelik bir deniz akvaryumu, normal bütün beyaz eşyalarım, vs. var.
Bir oğlum var annesi ile yaşıyor ve her ay 500-600 lira onlara gönderiyorum.Eski eşim de çalışıyor oda ayrı bir evde kiracı olarak yaşıyor.( Örnek olsun diye belirttim)
Faturalarım 200-250lira arası geliyor.
Evde yemeği çoğu zaman kendim yapıyorum. Temizlik ütü için kadın vs gelmiyor. Yazın abartmadan tatile de gidebiliyorum.
O ay özel harcama( dışarıda yemek , eğlence , karı kız, gezme tozma, kıyafet, hediye vs.) olarak abartmadığım müddetçe geçinebiliyorum çok şükür. 1500 lira limitli bir kredi kartım var evet borcu da var. Ev eşyaları vs hepsini kredi çekerek ve maaşımdan ayırarak satın aldım. Zorluklar çekmedim mi ellbete çektim bu devam da ediyor hayatın kendisi zaten mücadele. Çevremde ki bütün arkadaşlarımında ya motoru yada arabasi var ve iş yerinde çalışan işçi arkadaşların çoğunda bile benden artı evleri var
Yazın tatile giden , memleketine giden, evladını evlendiren, çocuk büyüten, evet arabasını değişen de var, varda var! 3 yıldır 200 kişinin çalıştığı şirkete ki nerdeyse hepsi ile samimiyim evine haciz gelen, yardım isteyen bunalıma giren duymadım. Sadece bir kere bir arkadaş için para topladık! Geniş bir çevrem var keza yine işi gücü çok çok ters gdien birini duymadım.Yani herkesin halı vakti yerinde diyebilirm.
Bende çogu vatandaş işini, hesabını biliyor kontrolü gidiyor yoksa bu balon 14 yılda çoktan patlardı, finans sistemi çokerdi. Alacaklı bankalar durmaz, maliye sistemi öyle oldu ki bi yerden borcun olsa bir işlemini yapamıyorsun vs. Bu başka bir konu ama.
Borcu olan ve batanlar illaki var ama inceleyen hepsi eğer öz eleştiri yaparsa yani dürüst olursa kabahatin çoğunu kendine de bulur.
2000-2008 arası bizimde, 80 kişinin çalıştığı bir aile şirketimiz vardı. Bizde battık!
Şimdi tek çalışıyorsak işimiz zor orası kesin! Eş çalışırsa eve farklı kanalardan para gelirse ve çok abartı yaşamazsan bu ekonomide ev de alırsın araba da motorda! Belki hepsi aynı anda olmaz, zaman alır ama alırsın yeter ki iste azim et!
Ben Almanya doğumluyum ve orada 17 yıl yaşadım ara ara gidiyorum. Çok arkadaşım var ve sürekli iletişim halindeyiz. İzine geliyorlar vs ve hiç birinin, bekarların da hayatı benimkinin üstü değil hatta benim ki bir tık fazlası. Ve ben bir tık daha dikkatli yaşasam parada biriktiririm. Kredim bitince bakalım belki yeni motor alırım
Bence birey yerinde sayıyor ve bir birikim yapamıyorsa önce hatayı kendinde aramalıdır. Deme ki birşeyleri ters yapıyor.
Biz Türk milleti olarak herşeyi kolay elde etmek isteriz olmayınca birilerine çamur atmasını da iyi biliriz. Herkes sanıyor ki Avrupa da ki Amerika da kilerin borcu derdi yok. Bir gitseniz yaşasanız ahh memleketim dersiniz bence!
Bizde şu var; arabada alayım, motorda, evimde olsun, sigara alkol da tüketeyim, dışarıda yemek yiyeyim, kışın ayrı, yazın ayrı tatile gideyim, evimde her eşyam olsun, diz üstü bilgisayar, masa üstü bilgisayar da, ipad de. vs.vs bu uzar gider.
Öyle bir hayat yok . Varda yok yani
Ayağı yorgana göre uzatınca gerisi geliyor arkadaşlar. Herkesin işi rast gitsin.
Kalın sağlıcakla.
---------- Mesajlar birleştirildi - 21:46 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:33 ----------
He birde ben şimdi ailem ile yaşasam ohoo 2 tane motor alırdım. Sonra yine birileri bu millet nasıl yapıyor vs vs diye düşünür dururdu.
Ama bende tercihlerimi yapıyorum ve işler iyi gitmeyince de bunun bedelini çekiyorum.
Aslında çok örnek var burada herşeyi yazmak zor.
Ve ben eminim forumda eline benim kazancımdan çok çok daha azı geçen çok çok azdır. Ek iş ve ya mesai ile bir şeklide kazanır.
Tavsiyem evlenin! Ancak kızın ve ailesinin sizi fâzla yormasına müsade etmeyin. Takı, düğün, balayı,yok şu ev yok eşya vs.
Beraber çalışın sırt sırta verin harcamaları abartmayın gerisi gelir! Herşeyi alırsınız evelallah!
800 kira
200 aidat
600 nafaka
250 fatura
550 kredi
2400 toplam
Deniz Akvaryumunun bile aylık en az 100 TL masrafı vardır..
600 TL ile hem yiyorsun, hem içiyorsun hem benzin alıyorsun hem geziyorsun, ne değerli 600 TL imiş!!!
Bak arkadaşım, etçiyim diyorsun ama bazı şeylerden haberin yok. Birde dalga geçmişsin protein tüketimi olmadı sonuçları filan diye.
Fantazi demişsin, dayanağı yok demişsin.
İnsanları yanlış yönledirme diye açıklama ihtiyacı duyuyorum:Bana araştırabilirsin demişsin kendin araştırmadan sallamışssın!
Avrupa ülkesi Almanya dan örnekler vereceğim. Aşağıda ki linklerde Almanya da et tüketime ait yazı ve verileri göreceksin. Almanca ama çeviri yaparsınız artık... Çok daha fazla kaynak var ama gerek yok.
http://www.sueddeutsche.de/wirtschaft/lebensmittelindustrie-in-deutschland-wird-mehr-geschlachtet-als-je-zuvor-1.2850521
http://www.bvdf.de/in_zahlen/tab_05/
http://www.lfl.bayern.de/iem/agrarmarkt/108057/
Almanya da et tüketimin lokomotifi domuz etidir.Bunu size AB sokaklarında her vatandaş söyler ama sen burada insanları yanlış bilgilendiriyorsun!
Domuz eti yayın %53-55 sahiptir ve her geçen senede artış göstermektedir. Kişi başı da aşağı yukarı 35-40 kg tekabül ediyor. ve artış söz konusu!
Maalesef buna AB de yaşayan Türk müslümanların her geçen gün normal görmesi de etkili. AB de 4,5 milyon Türk yaşadığını ve 3.-4. neslin de bu ete eskisi gibi tabu bakmadığını varsayımı ile... Mc Donald's lerde bile domuz etli menüler var.
Tablo, sığır eti, kanatlı eti vs diye gidiyor. Yani AB de ve et fiyatlarının genel anlamda uygun olmasının ve dolayısı ile isteyenin kırmızı dana etini uyguna ve bol miktara tüketebilmesinin yegane ve tek nedeni budur.
Domuz üretiminin dana ya göre çok daha kolay olması, çabuk çoğalması, daha az alan kaplaması ve hemen hemen her şeyi yem olarak tüketmesi besicileri bu et türüne yönlendirmiştir.
Domuz etin herkesin bildiği gibi çokta sağlıklı bir besin değil, fast food alışkanlığı ile beraber obezite başlıca sağlık sorunlarından biri oldu bu gelişmiş ülkelerde.
Bu durumda protein tüketmesi gereken kim acaba?
Gelelim T.C. ye.
Evet çeşitli sebeplerden ötürü bizde kırmızı et maalesef pahalı. Artan nüfus ve talep, azalan arz. Bunun nedenlerini tartışalım. Ona varım.
Yeni dünyanın bazı gerçekleri var arkadaşlar. Eskidendi çiftçi 50-100 hayvanı ile besicilik yapıp gül gibi geçinmesi.
Günümüz de büyük güçlü entegre tesisleri 10 binlerce hayvan ile dönebiliyor ona göre tonajlı alıyor ham maddesini(yem, ilaç vs.)Ona göre hızlı kesim yapıyor ve tedarik zincirine yetiştiriyor. Zaman-nakit hesabı.
Bizim köylü nasıl daha yetişsin buna.Burada devlet işte asıl o büyük girişimcilere teşvik vs. veriyor. Projesi olana, tecrübesi olana, bu işi Avrupa standartlarında yapana. Bu arada çözüm olarak ki (AB de bir çok çitçi böyle yapıyor)mevcut küçük hayvancıların ortaklık ile güçlerini birleştirmek (kooperatif gibi) ve büyük oynamak ama TR de herkes kendi işinin patronu olmak istiyor ve anlaşmazlıklar vs. başlıyor ve yürümüyor ortaklıklar. Sonra bir çiftçimiz saman alamıyor, öteki süt sağma makinesi alamıyor, teknolojiden bi haber, dolayısı ilkel besicilik yapıyor ve zarar ediyor!
Biz, gençler de hep aynı mantık; kısa yoldan zengin olalım. Kim uğraşacak inekle koyunla
Konuşuruz - tartışırız, öneriler olur vs. bu uzun bir konu.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:34 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:30 ----------
Aza kanat getiren çoğu hiç bulamaz koçum.Kredim bitince elbette daha iyi olacak.
NOT: Hala da yaşam standartlarını açıklamayanlar var mecbur değiller elbette ama iyi bir istatistik olurdu.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:34 ----------
Ukrayna nüfusu yaklaşık 45.480.000, TR 78.941.000 kişi
Yine mesele az önce yazdığım en büyük nedene geliyor... Domuz eti
Patronlar hiç zam yapılmamalı (sattıkları ürüne ve hizmete zam yapacaklar mı sormalı), Çalışma Bakanı ise milli gelire göre en yüksek biz asgari ücret veriyoruz dediği için 50 lira zamma bile emin değilim. Ama siz yine de ses etmeyin hele hele sakın grevdi, yürüyüştü yapmayın anında Fetöcü ilan edilirsiniz ona göre...
Kendi astığın linkleri bir önce kendin okusaydın keşke.Bak arkadaşım, etçiyim diyorsun ama bazı şeylerden haberin yok. Birde dalga geçmişsin protein tüketimi olmadı sonuçları filan diye.
Fantazi demişsin, dayanağı yok demişsin.
İnsanları yanlış yönledirme diye açıklama ihtiyacı duyuyorum:Bana araştırabilirsin demişsin kendin araştırmadan sallamışssın!
Avrupa ülkesi Almanya dan örnekler vereceğim. Aşağıda ki linklerde Almanya da et tüketime ait yazı ve verileri göreceksin. Almanca ama çeviri yaparsınız artık... Çok daha fazla kaynak var ama gerek yok.
http://www.sueddeutsche.de/wirtschaf...uvor-1.2850521
http://www.bvdf.de/in_zahlen/tab_05/
http://www.lfl.bayern.de/iem/agrarmarkt/108057/
Almanya da et tüketimin lokomotifi domuz etidir.Bunu size AB sokaklarında her vatandaş söyler ama sen burada insanları yanlış bilgilendiriyorsun!
Domuz eti yayın %53-55 sahiptir ve her geçen senede artış göstermektedir. Kişi başı da aşağı yukarı 35-40 kg tekabül ediyor. ve artış söz konusu!
Maalesef buna AB de yaşayan Türk müslümanların her geçen gün normal görmesi de etkili. AB de 4,5 milyon Türk yaşadığını ve 3.-4. neslin de bu ete eskisi gibi tabu bakmadığını varsayımı ile... Mc Donald's lerde bile domuz etli menüler var.
Tablo, sığır eti, kanatlı eti vs diye gidiyor. Yani AB de ve et fiyatlarının genel anlamda uygun olmasının ve dolayısı ile isteyenin kırmızı dana etini uyguna ve bol miktara tüketebilmesinin yegane ve tek nedeni budur.
Domuz üretiminin dana ya göre çok daha kolay olması, çabuk çoğalması, daha az alan kaplaması ve hemen hemen her şeyi yem olarak tüketmesi besicileri bu et türüne yönlendirmiştir.
Domuz etin herkesin bildiği gibi çokta sağlıklı bir besin değil, fast food alışkanlığı ile beraber obezite başlıca sağlık sorunlarından biri oldu bu gelişmiş ülkelerde.
Bu durumda protein tüketmesi gereken kim acaba?
Gelelim T.C. ye.
Evet çeşitli sebeplerden ötürü bizde kırmızı et maalesef pahalı. Artan nüfus ve talep, azalan arz. Bunun nedenlerini tartışalım. Ona varım.
Yeni dünyanın bazı gerçekleri var arkadaşlar. Eskidendi çiftçi 50-100 hayvanı ile besicilik yapıp gül gibi geçinmesi.
Günümüz de büyük güçlü entegre tesisleri 10 binlerce hayvan ile dönebiliyor ona göre tonajlı alıyor ham maddesini(yem, ilaç vs.)Ona göre hızlı kesim yapıyor ve tedarik zincirine yetiştiriyor. Zaman-nakit hesabı.
Bizim köylü nasıl daha yetişsin buna.Burada devlet işte asıl o büyük girişimcilere teşvik vs. veriyor. Projesi olana, tecrübesi olana, bu işi Avrupa standartlarında yapana. Bu arada çözüm olarak ki (AB de bir çok çitçi böyle yapıyor)mevcut küçük hayvancıların ortaklık ile güçlerini birleştirmek (kooperatif gibi) ve büyük oynamak ama TR de herkes kendi işinin patronu olmak istiyor ve anlaşmazlıklar vs. başlıyor ve yürümüyor ortaklıklar. Sonra bir çiftçimiz saman alamıyor, öteki süt sağma makinesi alamıyor, teknolojiden bi haber, dolayısı ilkel besicilik yapıyor ve zarar ediyor!
Biz, gençler de hep aynı mantık; kısa yoldan zengin olalım. Kim uğraşacak inekle koyunla
Milleti yanlış yönlendiriyormuşum.
Neden?
Ben Almanlar domuz eti yemiyor yazmışım gibi cevap yazıp konuyu bulandırmaya çalışıyorsun.
Yazdıklarımı iyi oku.
Daha sonra kendi verdiğin linkleri de bir oku.
Bir daha yazayım.
Sen daha önce dedin ki diğer ülkelerde etin ucuz olmasının sebebi domuz etidir.
Ben de buna karşılık tüketim istatistikleri ortada adamlar bizden daha fazla sığır eti yiyor ayrıca domuz da yiyor yazdım.
Kendi astığın linkte yazıyor.
Almanya'da kişi başı et tüketimi 61 kg.
Peki Türkiye'de ne kadar?
38kg
Yani Almanyanın neredeyse yarısı.
Üstelik Almanya et tüketiminde avrupa ortalamasının çok altında yer alıyor.
AB ortalaması 77kg.
Evet bu ortalamanın içerisinde domuz var doğru.
Zaten ben aksini iddia etmedim.
Ama dedim ki evet domuz yiyorlar ama sığır ve danayı bizden fazla tüketiyorlar.
Yine senin astığın ikinci linkte Almanya et tüketimi sınıflara ayrılmış bir şekilde verilmiş.
Buna göre Almanlar kişi başı 13kg sığır eti tüketiyor.
Türkiye'de bu rakam 10 kg.
Gördüğün gibi adamlar domuz da yiyor ama sığır etini de bizden fazla tüketiyor.
Almanya aslında iyi bir örnek değil ama yine de sen oradan yola çıktığın için o verileri esas alarak yazdım.
Bizzat senin verdiğin linkteki rakamlar bunlar.
Gelelim yayınlanan istatistiklere göre dünyaya.
Karşılaştırma yapabilmeniz için birkaç ülkeden örnek vereyim.
Türkiye kişi başı 10,7kg sığır eti 19,3kg kanatlı eti yiyor.
Honkong kişi başı 19,5kg sığır eti 36,9kg kanatlı eti yiyor.
ABD kişi başı 38,4kg sığır eti 43,2kg kanatlı eti yiyor.
AB ortalaması kişi başı 15,7kg sığır eti 18,1kg kanatlı eti yiyor.
Açlıktan ölüyorlar dediğimiz GüneyAfrika kişi başı 14kg sığır eti 33,2kg kanatlı eti yiyor.
Afrika bile Türkiye'den daha fazla et yiyor.
Türkiye'den daha az sığır eti tüketen ülkeler orta ve uzak asya ülkeleri.
Kaldı ki bu az tabiri sığır eti için geçerli.
Çin mesela kişi başı sadece 4,2kg sığır eti tüketiyor ama toplam et tüketimi kişi başı 54,6kg.
Türkiye'de 38,7kg olduğunu tekrar hatırlatayım.
Bizim asıl dikkat çektiğimiz konu aslında tüketim değildi.
Et fiyatlarının yüksekliğini konuşuyorduk.
Yani ÜRETİM.
Yani asıl bakılması gereken kişi başı tüketimin ne kadarını üretiyoruz.
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye hem canlı hayvan,hem de et ithal ediyor.
Yani kişi başı zaten yerlerde sürünen tüketimi bile karşılayamayacak bir üretimimiz söz konusu.
Asıl vurgulamak istediğimiz buydu.
Ama tabi size göre hükümetin hiç suçu yok.
Suçlu Türk milleti.
Hükümetimiz tertemiz-apak
Ama milletimiz üçkağıtçı,dalavereci,köşe dönücü değil mi?
Yazık yahu.
İşinize gelmedi mi millete en ufak bir eleştiri getirsek vatan haini oluyoruz.
Ama işinize geldi mi millete en büyük hakaretleri yapmaktan çekinmiyorsunuz.
Velev ki haklı olun!
Yani millet üçkağıt yapıyor olsun.
Bunu engelleyememek, denetim mekanızmalarını çalıştıramamak da mı milletin suçu?
Hükümete halal gelmesin diye rakamlarla dans ediyorsunuz.
600 lira para ile gül gibi geçiniyor
herkesten fazla et yiyor
en kral televizyonu alıyorsunuz.
Millete de siz niye geçinemiyorsunuz diye hayret ediyorsunuz.
Afferin.....
Madem merak ediyorsun, öğrenmek istiyorsun yardımcı olalım. 1 Aralık 2016 tarihinde yayınlanan Tarafsız Bölge programındaki konuklardan Prof. Dr. Özgür Demirtaş gayet basit, halktan birinin de anlayabileceği seviyeye indirgeyerek anlattı çözüm yöntemlerini.
Bu programı izlememiş herkese de izlemesini tavsiye ederim. Programı müsait vaktinizde baştan sona izleyin.
Buyrun linkini de paylaşayım:
Ya arkadaş asıl sen hangi ilde ya da ülkedesinde bu kadar her şey gül gülistan. Daha geçen hafta devlet hastanesindeydim İstnbul'da. Ülkenin insani ve ekonomik kalkınmışlığını anlamak isteyeni devlet hastanesine buyur edelim, özellikle en büyük şehir istanbul'da. neymiş sıra beklemek yokmuş, neymiş herkes tedavi oluyormuş da efenim doktor seçebiliyomuş. Ben son bir yılda en az 4 kez devlet hastanesine gittim ve hepsinde sıra da bekledim, gereken tedaviyi de alamadım, yani boşuna vakit kaybettim. Siz kendi keyifli yaşamınıza bakıp ülkeyi ya da herkesi öyle sanabilirsiniz ama kazın ayağı sokakta öyle değil kardeşim. Bir ülkenin durumunu anlamamk için bu kadar da kör olunmaz ki. Yazık... Çok ciddi söylüyorum, gidin işiniz gücünüz yokken bir devlet hastanesine bakın orada millet ne halde.Adam doktor olmuş, memleketine vatandaşına faydalı olacağına , ülkeden kaçma planları yapıyor. Seni ABD de alır AB de. Sen potansiyel av sın
O kadar mı kötü yahu? O kadar mı hastaneler ilkel, kalabalık, o kadar mı az kazanıyorsun, standardın, statün o kadar mı düşük, o kadar mı kötü sağlık sistemi, her gün ölüm korkusu mu yaşıyorsun?
Hangi ilde irca ediyorsun bu kutsal mesleği?
En son haziranda bana fizik tedavi için arayacaz dediler hala arayan yok, sen hala bu kadar mı kötü de dur, evet o kadar hatta ondan daha kötü. Görmek istemeyen adamın önüne fil koysan o yine de hani nerde fil der.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
